9 Kasım 1906 Tarihli Ahali (Filibe) Gazetesi Sayfa 2

9 Kasım 1906 tarihli Ahali (Filibe) Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İslam" tarafdarlığıyla itham ve bundan sonra bostan korkuluğu kadar hükmü kalmayacağı aşikar olan Hidiv'in de zimedhal olduğunu farz iderek adeta "ehl-i salib" teşkilini ma'atteessüf imaya, hatta bilad-ı İslamiyenin istila ve ilhak arzu ve alaimi izharına "vay siz bizim istilamıza memnun olmuyorsunuz.. Biz sizin malınızı ve memleketlerinizi alub sizi soyuyoruz. Çabuk hırsız ev sahibini şaşırır fehvasınca dünyayı da yaygaraya veriyoruz. Sizi hırsız ve vahşi sıfatlarıyla ilan idiyoruz da siz hala du'a ve tevecühde kusur idiyorsunuz" kabilinden, bir de itham olunuyoruz. Evvela İngiliz şunu düşünmelidir ki: Böyle hareketler İslamın galeyanını bais olabilir. Galeyan, tuğyan ve tufan gibidir. Çabuk yetişir. İslam uyanıverir. Kendiliğinden değil ise bile... Rakibiniz Alman kendi menfa'atine **** ve fabrikalarına mahrec açmak içün fırsat arayor. İslamı okşayor. Bu dostane hareket Hindistan'a bir Amerika Cemahir-i Müttefikesi şeklini verecek bir ihtar. Hindistan'a mikdarları 6, 7, 10 binden ziyade olmayan İngilizleri kuyruğundan tutub dışarı atacak yalnız bir yerde, bir kalem 90 milyon İslam mevcuddur. Almanın ödünc para ve silah vermesi bu devletin bilahare bu kıt'alarda mal ve emti'asına hadsiz bir mahrec açmış olmaz mı? Zaten Türklerin de İngilizlere olan meyil ve teveccühlerinin izalesine ve İngiliz mal ve emti'ası yerine kalb, çürük Alman emti'asını tercih ettirmesine sebeb yine, İngilizlerin son bed huy politikası değil mi? Fas'ı istilaya karar vermiş olan Fransızların, İngilizlerin kefaleti üzerine açıkdan açığa kuvve-i müselleha ile müdahalesi teveccüh değil, nefret ve bela hasıl etmek tabidir. ----- Bu gibi halat ve istilaya akvam-ı İslamiye: "Bu bugün bana ise yarın sanadır." düsturuyla nazar ve hükm itmeliydi! Bunlara boyun eğmek, esir olmaktan başka faide vermez. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ { PALİKARYALAR } Bulgaristan'da Rumlara kilise ve mekteblerine Bulgarlar tarafından müdahale idildiği beyanıyla, bu kavme mahsus bir eda ve adet-i kadime vechile, alemi yaygaraya veriyorlar. Vakı'a bir zaman sonra yumuşarlar. Hele sıkıyı görünce yelkenleri heman suya indirirler. Nasıl ki, öyle de oldu! Mes'eleyi siyasi noktalardan tenkid ve izah idelim: Rumlar Bulgarlar gibi Hristiyan ve Ortadoks mezhebine mensubdurlar. O halde aynı din ve mezhebde bulunan Rumların iddi'asını vechile Bulgarlar Rum kilise ve manastırlarını zabt ve hatta ilga etmekle, mezheblerine müdahale etmiş oldukları doğru olamaz. Olsa olsa Türkiya'dan miras kaldığı vecihle hükumet içinde hükumet, kilise içinde kilise, hukuk-u umumiyye ve idare-i hükumeti eşkal ve işgal etmek gibi, ma'zurlar tevlid ittiğinden, daimi suretde menba'-ı fesad olan Rum manastır ve kiliselerini evkaf ve varidatıyla beraber zabt ve tevhid ile te'lif etmek "Bulgaristan Bulgarların"dır düsturunca bir tedbir-i kat'i ve acildir. Alelhusus aynı mezhebde bulunan Rumları, Bulgaristan Mezahib Nazırı'nı tanımayub, İstanbul Patirikliği'ne tabiyeti, Bulgaristan'da "Rumluk" ve "Rum tabi'iyeti" gibi derdler çıkarmakda hiç bir vakit hali kalmaz. Bulgarlar Rumların ayin ve i'tikadat-ı diniyesini nen' itmiyor. Herkes istediği gibi i'tikad ve ibadet etmekde hür addediliyor. Yalnız Bulgaristan'da Ortodoks mezhebi

Bu sayıdan diğer sayfalar: