21 Mayıs 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

21 Mayıs 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER ürkiye "barış içinde beraberce yaşamak” formülüne inanmıyordu ve biliyordu ki bu bir komünist icadı- dır, gayesi de zihinleri bulandırmak- tan ibarettir. Barış içinde beraberce yaşamak ne demektir? Tâbirin bir mânası olmamak gerekir, zira millet- ler zaten barış içinde beraberce ya- diplomatik yollardan kurulur ve bunun için biç bir hususi teşebbüse lüzum yoktur. Ankara hükümeti, hadiseleri A- merikanın Cumhurıyetçı Partisinin sag kanadı zaviyesinden görüyordu e bu mevzuda Zafer gazetesinde haftanın başında çıkan bir başma- kale son derece alâka uyandırıcıydı. iktidar partisinin organı bu makale- sinde Rusya bir takım memleketleri Demir Perde gerisinde tutmakta de- vam ettiği müddetçe Barış içinde be- noktai nazarı, Rusyayı kendi hudut- larının içine sürmek isteyen Ameri- kan polıtıkacılarının görüşüne uyu- yordu Bunda Türkiye haksız değildi ve realizm bunu icap ettiriyordu. Rusya- yı asırlardan beri tanıyan Türkler, onların son manevrasını herkesten daha iyi anlıyorlardı. Sovyetler ha- zım vaktini geçirmek için Demir Per- delerinin eteğinde bir emniyet kor- donu peşindeydiler. Bu kordon akıl- ları sıra kuzeyden güneye Finlandi- lavyadan teşekkül edecekti. Yunanis- tan ve Türkiyeyi kendi saflarına al- makta pek ümitleri yoktu. Bu iki memleket' Atlantik paktı azalariyle mukadderat birliği yapmıştı. Finlandiyayla İsveç tarafsızdılar. İs- viçre de öyle.. Avusturyada Rus oyu- nu muvaffak olmuştu. Yugoslavyada da muvaffak olmak üzereydi. Böyle- ce geriye en büyük parti, Almanya ka— lacaktı. Sovyetler kesif bir propagan- da hareketine girişmişlerdi ve şimdi Yugoslavlar buna yardım ediyorlar, âlet oluyorlardı. Zira Rusya Alman- lara ispat etmek istiyordu ki eğer ta- rafsız kalmak isterlerse, Almanyanın birleşmesine kendisinin bir itirazı ol- mıyacaktır. Nitekim — Avusturyayla barış andlaşmasının imzalanmasını temin etmiş, Yugoslavyaya da elini uzatmıştı. Türkiyenin görüşü Türkiye, eğer bir emniyet kordo- nu icap ediyorsa bunun, gene ku- Finlandiya, İsveç, Polonya, Çekoslo- vakya, Macaristan, Rumanya.. Onla- rın arkasında Almanya İsviçre, A- vusturya ve Yugoslavyadan teşekkül edecek bir ikinci kordonun bulunma- sına da itirazı yoktu. Yanı istiyordu ki evvelâ peyk devletler hükümran- lıklarını alsınlar ve tarafsız kalsınlar. Bunun mânası Rusyanın kendi tabii hudutları Içıne çekilmesinden iba- retti. Bu görüşe Muhalefet Partılerı de iştirak ediyor ve hükümetin nok- tai nazarını destekliyordu. öylece, bir takım Zzaruretlerin suni netıcesı olarak doğan Türkiye - Yugoslavya - Yunanistan paktı o za- ruretler ortadan kalkar kalkmaz da- ğılıyordu Kıbrısta durum "Bu sırada Türkiye ile Yunanistanın arası da Kıbrıs meselesi dolayısiy- le gittikçe açılıyor ve Yunan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Pariste "Yuna- nistan, Mısır - Suudi Arabistan - Su- rıye ittifakına girmeyi düşünmekte- demekten kendini alamıyordu. Bu beyanat müteakiben Başbakanın gazetesi olan Katimerini'de yayınla- nıyor ve tekzip olunmuyordu. Yu- nanlıların bıze karşı bir şantaj dene- mesine giriştiklerini görmemeye im- kân yoktu. Atina hükümeti ayrıca, Kıbrıs meselesini tekrar Birleşmiş Milletlere getirmek azmindeydi ve bu vadide Rus müzaheretini temin e- derse onu reddetmek arzusunda gö- rünmüyordu. Bilâkis Yugoslavya va- sıtasiyle bu müzaheretin peşinde ol- duğu seziliyordu. meselesi Birleşmiş Milletlerde goruşulurken elgrad temsilcisinin Tü leyhinde rey kullandığı - hem Ce— lâl Bayarın Yugoslavyayı ziyaretinin hemen akabinde - unutulmamıştı. Fakat asıl mesele adada İngiliz- lerin daha ziyade Yunanlılara müte- mayil bir idare tarzı tutturduklarıy- dı. AKİS bundan daha aylarca evvel Yunanlıların ciddi bir propaganda kampanyasiyle dünya umumi efkâ- rını kendi lehlerine çevirdiklerini bil- dirmiş ve hükümetimizden mukabil tedbir almasını istemişti. Bu yola gi- dilmemiştir. Şimdi İngilterede, ikti- darın kuWetli namzedi İşçi Partisi- nin Kıbrıs meselesinin Yunanlıların arzusu veçhile hallini istediği görülü- yor. Muhafazakar hükümet de seçim arefesinde umumi efkâra karşı bir cephe almaktan korkmaktadır Gerçı Kıbrıs İngiltere için hayatidir âmâ Hindistan da hayatiydi, Filistin de, Süveyş de.. İngilizlerin buraları bi- rer gün içinde tahliye edıverdıklerı hatırdan çıkarılmasa çok iyi o Meclis Kiracıların zaferi "Turkıye Büyük Millet Meclisinde "aylardan beri kiracılarla ev sa- hipleri arasında cereyan eden Büyük Meydan Muharebesi nihayet birinci- lerin zaferiyle neticelenmiş ve kira- ların dondurulması kabul edilmiştir. hükümet tasarısının redde- dılmesı suretıyle Hükümet bir defa da arazi vergisine zam — teklifinde Meclis önünde —mağlübiyete — uğra- mıştı Böylece görülmektedir ki Mec- bazı meselelerde ısrarını göstere- bılmektedır Bu meseleler, bilhassa rey ile ilgilidir ve seçmenlerin ekse- riyeti tarafından alâka duyulan me- selelerdir. Hepsi, seçmenin gündelik hayatına taallük etmektedir. Hükümet Meclise, kiraların ser- best bırakılmasını derpiş eden bir ta- sarı sunmuştu. Tasarı muvakkat bir komisyonda incelenmiş, fakat komis- yon böyle bir kararın yüz binlerce a- ileyi perişan edeceği mülâhazasiyle başka bir neticeye varmış ve fiyatla- rın bir muayyen zamdan sonra don- durulması kararma varmıştı. O- misyona göre ev kiralarına 1939 fi- yatlarına nazaran yüzde 300, ticaret- hane kiralarına ise yüzde 500 nisbe- tinde zam yapılacak ve böylece hem şiş, hem de kebap yanmaktan kur- tarılacaktı. Mesele Mecliste ateşli bir hava yarattı ve müzakeresi celselerle sür- dü. Milletvekilleri bir nokta üzerin- de ani aşamıyorlardı: Hükümetin tek- lifi mi müzakere olunsun, Komisyo- nunki mi? Bunun manası şuydu: ki- ralar serbest mi bırakılsın, dondurul- sun mu? Meclis, iki büyük guruba ayrılmıştı. Guruplardan birini ev sa- hibi milletvekilleri teşkil ediyor, böy- lece kendi sınıflarının haklarını sa- vunuyorlardı, öteki ve daha kalaba- lık gurup ise kiracılardan müteşekkil bulunuyor ve onlar da hemcinslerinin ruplara atmıştı ve arkadaş bıhnenler dahi kürsüden sinirli bir hava içinde münakaşa, hattâ kavga ediyorlardı. Hükümet ise, tasarısını ısrarda faz- la celâdet ve ısrar göstermiyor, ka- rarı Meclise bırakıyordu. Haftanın başında Pazartesi günü, Başkanlık makamını Tevfik İleri iş- gal ediyordu. Tevfik Heri, meseleyi bir karara bağlamak azmındeydı Mevcut tasarıları o şekilde reye koy- du ki halihazır sistemin bir yıl uzatıl- ması teklifi red edilince Komisyonun görüşü otomatik surette kabul olun- du ve kiraların dondurulması prensi- bi üzerinde müzakereler başladı. 1- in zor kısmı bitmişti. Kiracı millet- vekilleri büyük bir sevinç ve şevkle maddelere geçtiler. Bu arada, şiddet- li alkışlar da işitildi. Muzakerelerı Başbakan Adnan Menderes, hükü mete ayrılan sıralardan, yanında Iç— işleri Bakam Dr. Namık Gedik ve Adalet Bakanı Osman Şevki Çiçek- dağ olduğu halde, gülümseyerek, Sok alan hatipler hakkında nükteler ya- parak takip ediyordu. Kiracı milletvekilleri kiraların dondurulmalıyla iktifa etmediler. Komisyonun zam nisbetini de indir- diler. Mesken kiralarına yüzde 200, ticarethane kiralarına yüzde 400 ilâ- ve yapılacaktı. Büyük şehirlerdeki seçmenler memnun olacaklardı ve kiracılar artık rahat edeceklerdi. Kanun ancak "yeni şartlar gerçekle- şince" yeniden ele alınacaktı ki u- fukta "yeni şart" pek görünmüyor- du. AKİS, 21 MAYIS 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: