12 Mayıs 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

12 Mayıs 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Adalet Gaf üstüne gaf A nümüzdeki seçimlerin sonunda iş 0 başına gelecek iktidar, bir parti- nin nasıl yapıp da altı sene içinde milletin sevgisini kaybettiğini anla- mak isterse şu günlerde çıkan gaze- teleri karıştırması yetecektir. Geçen haftanın basında bütün — manşetler gazetecilerin Çankaya — karakolunda nasıl döğüldüğünü ilân ediyordu. Bu haftanın başında verilen havadis ise Adalet bakam yapılan bir Hukuk profesorunun Temyiz mahkemesi a- zalarını toplu olarak fiili mukave- mete teşebbüs" suçuyla itham etti- ğiydi. Düşününüz, Temyiz mahkeme- sinin azaları "toplu olarak fiili mu- kavemete teşebbüs" suçuyla itham olunuyorlar. Bunu okuduktan sonra yorduk, daimi tatil verdiler hanım" dedi. Arıkanlar bayram dolayısiyle An— talyaya gıtmeye niyet etmişlerdi. B ha Arıkan'ın gecen seneki tatılınden i günlük bir alacağı — kalmıştı. Bayramdan evvel onu almak ve böy- lece dinlenme müddetim uzatmak is- tiyordu. Karı koca Atatürk bulvarı- na yakın bir apartmanın en üst ka- tındaki küçük dairelerinde — bunun plânını yapmışlardı. Baha — Arıkan Temyizin en faal dairelerinden biri- nin başkanıydı. Üçüncü — dairenin, başka işler arasında Basın davaları- na baktığını söylemek faaliyeti hak- kında mükemmael fikir verebilir. Ba- ha Arıkan bu dairenin başına ge- tirildiği tarihten beri binlerle ve bin- lerle dosya tetkik edilmişti. Ee, bi- raz dinlenmek hakkı değil miydi? Fakat Baha Arıkan o sabah Tem- Temyiz Mahkemesi binası Çatırtı sesleri tıpkı Hamlet'teki meşhur Marcellus — Öyleyse Danimarka devletinde çürümüş bir şey olmalı" diye mırıl- danmamanın İmkânı mı kalır Allahtan ki Hukuk profesoru ba- kanın bu sözünün hiç bir manası bu- lunmadığını başka hukukçular, belki de onun talebeleri umum! efkâra bil- dırıverdıler de herkes tatmin oldu. Meğer toplu olarak fiili mukaveme- te teşebbus diye bir suç mevcut da- hi degilmiş Maşallah profesöre.. r şey geçen haftanın sonunda bir sabah Ankarada başladı. O gün Temyiz mahkemesi Üçüncü Ceza da- iresi başkam Baha Arıkan evine mu- taddan önce döndü ve zevcesine : — Biz yedi günlük tatil düşünü- 4 mi geliyor ? yizde arkadaşlarının kendisine biraz tuhaf baktıklarım hissetmişti. Sanki hepsi üzgündüler. Bunun sebebi bi- raz sonra anlaşılmıştı Baha Arıkan "görülen lüzum" üzerine Adalet ba- kam tarafından tekaüde sevkedilmiş- Halbuki tekaüdlük müddetim dol- durmasına daha 11 yıl vardı. Onuma beraber iki Temyiz azası daha aynı muameleye tâbi tutuluyordu: İkinci Ceza dairesinin başkan vekili Sakip Güran ve Hukuk işleri dairesinden Ali Ulvi Sar. Bunlardan Sakip Güra- nın hizmet müddetim doldurmasına 16 yıl vardı. Üstelik İkinci Ceza da- iresinin başkan vekili Temyizin en kuvvetli azalarından biziydi ve şim- diye kadar daima mümtazen terfi etmişti. Baha Arıkan'ın ve Ali Ulvi Sar'ın da hiç bir mesleki kusurları yoktu. Fakat, lüzum görülmüştü ve 1şın acı tarafı kanun, bakana sadece "Tüzum gördüm" dıyerek Adalet me- kanizmasının en yüksek kademesin- deki hâkimleri dahi tekaüde sevket- mek selâhiyetini tanıyordu. O gün haber Ankarada bomba gibi patladı. Suçlu hâkimler Y apılan ilk tahkikat Adalet baka- nının elini Temyize — uzatmakla kalmadığım, Temyız azalarından baş- ka daha mi de "lüzum göre- rek" tekaüd ettıgını ortaya koydu. O zaman anlaşıldı ki hareket bir plâ- nın tatbikatı icabıdır. Darbeyi yiyen adalet — mensuplarının — şahsiyetleri her şeyi açıkça belli ediyordu. Te- kaüd edilen hâkimler, iktidarın ho- şuna — gitmeyen kararlar almışlardı. Hani Adnan Menderes kanunları ken- disi gibi anlamayan hâkimlere bun- ların manasını öğretecekti ya, işte Adalet bakam buna kabiliyetli gör- mediği adalet mensuplarım Başbakan boşuna yorulmasın diye — işlerinden uzaklaştırıyordu. Hakikaten Baha A- rıkan basın sucunu, Menderesin kı- zacağı yazılar olarak arılamıyordu. Hüseyin Cahid Yalgın — davasında, AKİS davalarında Başbakanın hem de Meclis kürsüsünden "bu suçtur" dediği fiiller hakkında “"suç değil- dir" i umumi heyeti Menderes'in değil, ha Arıkan'ın kararını haklı ve kuki bulmuştu. Temyiz umumi yetim kim o yola sürüklemişti? kip Güran'ın kabahati de o olmalıy- dı. Üstelik bu kudretli adliyeci Mil- let Partisinin kapatılması işinde de iktidarın fikrinin aleyhinde — cephe almıştı. Ya İstanbul 7 nci Asliye Ce- za hâkimi olan ve tekaüdlüğüne da- ha 18 sene bulunan Hamdi Öner? O da Kasım Güleğin tahliye kararım vermiş ve bu yüzden kendisine - İn- gilterede iyi karar alan hâkimlere yapıldığı gibi - ul bir vatan- aş tarafından beyaz eldiven gönde- rılmıştı Hâkimlerin hepsinin bu ne- viden "görülen lüzum" ları vardı. İlk gaf Eger 15 adlıyecıyı tekaüde sevket- mek kararı Menderes IV kabine- sinin Adalet bakanı tarafından alın- masaydı, nihayet haksız bir karar- la karşı karşıya bulunulduğu düşü- nülebilirdi. Ama bizzat Bakan Pro- fesör, şimdi tatbik ettiği kanun mad- desinin — antidemokratik olduğunu, huzursuzluk sebebi teşkil ettiğini a- çıklamış, Menderes IV. kabinesi de programında onu kaldıracağım vaad etmişti. Yani tasarrufun dayandığı kanun maddesi, yürürlükte olmakla beraber bizzat Başbakan ve onu ta- kiben bakan tarafından tatbik edil- miş, kabinenin programım tasvip e- den D.P. gurubu da bunun tatbik e- dilmeyeceği hususuna bir nevi manevi AKİS, 12 MAYIS 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: