31 Ağustos 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

31 Ağustos 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER gelen genç krallar. ne dive koskoca hafta sonunu dört duvar arasında ge- riyorlardı? Amerikanın Orta Doğu şleri Müdürünü hangi rüzgâr İstan- bula atmıştı? Gazeteciler bu suallere hiç bir ce- vap alamadılar. Bütün bildikleri Şâle Köşkünde Orta Doğuyu ilgilendiren mühim meselelerin konuşulduğu idi. Suriyedeki son hâdiseler Amerik»x- yı bir hayli şaşırtınıştı. Suriyenin hu- dut konışularının şeflerinin İstanbul- da toplanmasının sebebi her halde bu olsa gerekti. Tabiidir ki Henderson Türk-Ame- rikan münasebetlerini ilgilendiren di- ğer meseleleri de görüşmek fırsatını kacırmamıştı. Türk . Rus iktisadi münasebetlerinde son zamanlarda “muazzam terakkiler” kaydedilmişti. Bu hususta Amerikanın da her halde bize söyliyeceği ufak bir çift söz var- dı. Büyük müttefikimizin son zaman- larda büyük bir alâka gösterdiği Kıbrıs işi de herhalde unutulmamış- tı. Cumhuriyet hükümetinin Ameri- kadan dostca da olsa, bir hayli şikâ- yeti birikmişti. Amerika bir türlü Kıbrısın taksiminin tek hal caresi olduğunu kabul etmek istemiyordu. Türkiyeye yapılan iktısadi yardım, ihtiyaclar göz önünde tutulursa cçok azdı. Atlantik Paktının en büyük Üüy2- si. bir türlü Bağdat Paktına katılma- sı gerektiğini anlamıyordu. Eğer zi- hinler Surive hâdiseleri ile meşzul olmasaydı bu şikâyetlerin hikâyezsi bir havli zaman alırdı. Fakat herkeas Suriye hâdiselerî karşısında nasıl hea- reket etm Jâzım geldiğini ken'li kendine erınıvo rdu. EBisenhower Doktrininin gayesi, Orta Doğuyu Rusyanın eline düşmek- ten kurtarmaktı. İngilizlerin cekilme- siyle bölgede büylik bir boşluk acıl- mıştı. Gaye Rüusyayva en ufak bir dik bırakmadan boşluğu doldurmaktı. Fakat evdeki hesaplar carşıya uy- mamıştı. Başında kavak yelleri esen acerası gibi birşeydi. Acaba haddini bilmez sinek, kocaman fili sinirlendirmiş miydi. Amerika gazetelerine bakarsanız. filin &on derece kızdığına htikmetmek lâzımdı. Komttnist peyki haline gelen Suriye hükümetinin ivi bir dersi hak ettiğini; yazıvorlardı. Fakat ne tuhaf.. Amerika Suriyenin Komünist olma- sına tahammül edemez diyeceklerine, Türkiye güney hudutlarında bir ko- münist devletm teessüsüne miisaade edemez diyorlardı. Batı ga7et.elerinden daha bir sürül haber vardı. Hükliimet darbelerinde ihtisas yapmış Ruag Ca- susluk Şı—n Serov'un Ürdtin'de Hüse- rmek için bir komplo hazır- ladığı bndınlıyordu %rıye Rus gö- nüllüleriyle dolmuştu. Am e Avrupa gazeteleri yangına gidiyorlardı. Acaba Suriyenin hudut komşuları ne düşünüyorlardı? Geçenlerde Suri- 10 , endişe edici körükle Loş llenderson Surtyeye ne yapmalı? ye'ye bir Ültimatom veren Ürdün'ün bu memlekete taarruza geçeceğinden ciddi olarak korkulmuştu. Türkiye de Suriyenin gidişinden hiç haşlanmadı- #ını müteaddit defalar belli etmişti. Suriyeye karşı daha fazla zecri ted- birlerin alınması, komsuların her hal- biri olacak mıvdı. Şâle Köşklü toplan- tılarına Suriyeli siyasi mültecilerin de katıldığı söylentileri böyle bir ihtima- lin bpek de abes sayılamayacağını gös- teriyordu. Gurbetteki Suriyeli siyaset adamları, hic, şüphesiz, şımdıki hükii- metin Zorla devrilmesinde en ufak mahzur görmiyeceklerdi. Bazı tec- rübeli Türk siyasi yazarları bu tehli- BURALARDA... F stanbul, 22 (a.a.) — Dost ve $ Haşımi Urdün Kralı Bfajeste Hüseyin husust bir zi- yaret için bugün saat 16'da u- Çakla İstdnbula gelmiş ve Ye- Büaşve- Menderes tarafın- dan karşılanmıştır. Karşılama- da Devlet Vekili Fatin Rüştü Zorlu, Harıctye Umuml Kâtibi Bılyuk Elçi Melih Esenbel... VE ORAI.ARDA oma. 25 a.) — Ürdün tir. Başvekület Protokol reRti Şefi ve yüksek memurları tarafından karşılanan Kral., kevi derhal görmüÜşler, Suriye hâdise- lerini pek milhimsememeye çalışıyor- lardı. Sabık Büvyük Elci Numan Mene. mencioğlu “Suriye'nin komlünizmi de kendine mahsus bir hüviyet taşır. Rengi, icap ettikçe koyu kızıl olduğu gibi, lâzım geldikçe de soluk bem- beye kolaylıkla tahavvitl diyordu. İnsan aklına ister sun, askeri bir pakt bile imzalamış- tık. Fazla heyocanlanmak için orta- da mühimn bir sebeb y Sabık devlet adamı Şiıkrü Kaya daha acık konuşuyordu. Müşterek Sa- vunma ve atom harbi devrinde Suri- ye'nin şu veya bu olmasının ne tesi- ri olabilirdi ki? Güney hudutlarımızdaki — politik durumun değişmesi ve “Türkiyenin kendi kendini âdeta tahammül edil- mez bır tehlikeye mâruz hissetmesi arasında” karlı dağ vardı. Bu durum- da “Suriveliler icin beslenecek hia hiddet ve infial değil. iyi komşuluk, dostluk duygularıyle hayırlı dilekler” olmalıydı. Tecrübeli yazarlar hiddet ve ınfial ile acele kararlar alınmasından kor- kuyorlardı. Endişeleri her halde yer- siz değildi. Toplantılardan sonra ayni endişe ile gazeteciler, Orta Doğu İşleri MJ- dliirüne Amerikanın yeni siyasetin.n ne olacağını soruyorlardı. Henderson bu auvali gillümsiyerek cevaplandır- dı: “Amerikanın voni Orta Doğu si- yasetinden haberi yok. Eğer sız bövle bir şey bılıyorsanız beni de ay- dınlatınız. Evet, şimdilik şark cephesınde yeni bir y yoktu.. Fakat her birseyler olabilme ihtimalleri mev- cuttu. Son haberler meşhur Altıncı Filonun Akdenizde toplandığını bildi- riyordu. Ankara konuşmaları stanbulda başlayan — konuşmalar bu hafta Ankarada Başvekâlet binasında devam etti. Mütevazi Hen- derson'un Ba irde bulunduğunun. Ankaralı gazeteciler farkına ble v mamışlardı. Görüşmelerden de mutat üzere hiç bir lıaber sızma.mıştı Bu- nunla beraber zamanlarda Rusya ve Orta Doğuıla oluu bıtenleri herkes- ten evvel dünyaya yayan Londra bu sefer de çabukluk rekorunu kırmıştı. Londra kaynaklı haberlere göre Ba>,- bakan Menderes Amenkamn çok th- önlenmeliydi. Harış pahasına bile olsa, Rus sılâhıt bu bölgeye girmemeliydi. Aksi halde durum gitgide hür dünyanın aleyhi- ne dönecekti. Anlaşılan ene—rjık nsışbakan Men- derea ne Montreux anlaşması, harp tehlikesi karşıaında gerillyord'ı. e tuhaf, dlinyanın en kudretli devleti Amerika “çok enerjik” dav- anmaktan çekinirken daha küçüklar gözünü budaktan sakınmıyorlardı. AKİS,81 AĞUSTOS 1951

Bu sayıdan diğer sayfalar: