13 Kasım 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

13 Kasım 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

masını ve bu çeşit silahların depo edilmemesini, hattâ transit olarak dahi geçirilmemesini isteyen bir ka- rar tasarısı sunulmuştur Müsbet noktalar Birleşmniş-Milletlerin dört bre istismar ettiği şüphesizdir. Bu çetin tartışmaların ve karşılıklı suçlama- ların milletlerarası gerginliği azalta- cak mahiyette olmadığı, aksine, e- lektrikli havayı infilâke hazır bir Afrikalı memleketlerin sert hücumla- rı yanında, sömürgelikten kurtuluş tarihleri henüz pek yakın olan bazı memleketler delegelerinin, bu arada -Hindistan ve Seylanın övülecek bir i- tidal ve olgunluk gösterdiklerine de şahit olunmaktadır. Meselâ Seylan delegesinin, sö- mürgecilik ve sömürge aleyhtarlığını soğuk harp konusu yapmamak lâzım- geldiği hususunda veciz ve ölçülü ko- nuşması bunun delillerinden biridir. Yine ayın delegenin sömürge idaresi altında veya muhtar olmayan toprak- larda yaşayan halklara dair verdiği rakamlar da enikonu ümit vericidir. Bu izahattan anlaşıldığına göre, muh- tar olmayan bölgelerde yaşayan halk 1946 da 800 milyondu. Bugün ise bu rakam 50 milyona düşmüştür. Fakat yine de, halen muhtar olmayan böl- gelerin sayısı 70 kadardır. Öte yandan, sâdece Afrika kıta- sında bu yıl sonundan evvel veya bi- raz daha sonra ve fakat herhalde en kısa zamanda bağımsızlıklarına ka- vuşmaları kararlaştırılmış yarım dü- zineden fazla muhtar olmayan bölge vardır. Bilhassa Doğu ve Orta Afri- kada kurtuluş hareketleri idealist ve basiretli liderlerin başkanlığında sâ- dece ilerlemekle kalmayıp, fakat aynı zamanda ve daha şimdiden bir fede- rasyon fikri de gelişmiş ve bu müstak- bel federasyonun hudutları da belir- miştir. Bu arada Tanganika hakkında bitirdiğimiz hafta Birleşmiş-Milletler- den çıkan karar da, hareketin nasıl hazırlandığını göstermektedir. İngiliz mandası altında bulunan ve geçen Ma yıstan beri nisbi bir muhtariyetten faydalanmaya başlamış bulunan 9,5 milyon nüfuslu Tanganikanın bağım- sızlığa kavuşma günü 9 Aralık 1981 olarak tesbit edilmiştir. Darüsselam randevusu Tanganikanın ehemmiyeti, Doğu Afrikanın en kalabalık memleke- ti olmasından değildir. Hattâ, tabii servetlerinden de değildir. Bu ehem- miyet, memleketin başında Julius Ni- yerere adlı çok nüfuzlu bir liderin bu- lunmasından ve Tanganikanın bir fe- AKİS, 13 KASIM 1961 derasyon için çekici ve toplayıcı bir merkez olma istidadından ileri gel- mektedir. Nitekim geçen yaz, Tanga- nikanın merkezi olan Darüsselamda Kenya, Uganda, Tanganika, Niyasa- land ve Mozambik liderleri arasında yapılan ve o tarihte basının dikkatini çekmeyen bir toplantıda müstakbel federasyonun temeli atılmıştır. Bu federasyonun çekirdeğini oTangani- ka, Uganda, Kenya ve muhtemelen Niyasaland teşkil edecektir. Portekiz sömürgesi olan ve siyasi kıpırdanma- lar içinde bulunan 6 milyon nüfuslu Mozambik ile Somali ve Ruanda U- rundinin sonradan iltihakları beklen- mektedir. Tanganika açıklarında bu- lunan Zengibar adalarının federas- yona iltihakı ise şüphe götürmez. Fa- kat Somali gibi Zengibarın da ba- gımsızlık mücadeleleri değişik (o fak- törler taşımaktadır. Bu (omemleket- lerde yerli halkın mücadelesi beyazla- ra karşı değil, Araplara karşıdır. Nitekim Kuzey ve Güney Rodez- ya ile üçlü bir federasyon teşkil et- miş olan Niyasalandın dâvası da bir başka çeşittir. Bu yıl sonundan evvel bir nevi muhtariyete kavuşacak olan Niyasaland tamamen zencilerden mü- teşekkil bir hükümet tarafından idare edilecektir. Bu ise Kuzey ve Güney Rodezyadaki beyazları ve beyaz hü- kümetleri çıldırtmaktadır. Niyasa- landın çilekeş siyasi lideri Hastings- Banda, Doğu Afrika federasyonu fik- rini ilk ortaya atan adamdır. Niya- saland, Rodezya federasyonundan ay- rılacaktır. Bu konuda Londra, Niya- salandı haklı görmekte ve destekle- mektedir. Bu yüzden de mücadele Londra ile Rodezya federasyonu Baş- bakanı Sir Roy Welenski oarasında cereyan etmektedir. Sir Roy anayasa meselelerini konuşmak üzere halen İngiltere başkentinde bulunuyor. Baş- bakan burada bir beyanat vermiş ve Afrikadaki bütün kurtuluş hareket- lerini "Siyah ırkın üstünlüğü" iddia- sına dayanan bir nevi faşizm diye ad- landırmıştır. Hem Sir Roy'a göre, ba gımsızlık ne demek oluyormuş? İşte, Kongodaki durum bunun ne feci bir li olduğuna kâfi delil değil mi imiş? Sir tabii kimse- Roy'un ifadesi DÜNYADA OLUP BİTENLER yi aldatamıyacaktır. Kongo bugün- kü duruma düşmüş ise, bunun sebebi, Welenski'nin iddia ettiği gibi "Zen- cilerin aklı kısa olması" değil, o bir takım beyazların, menfaatlerini kay- betmemek veya yeni çıkarlar bulmak için fazla sivri akıllı davranmış ol- malarıdır. Kongodaki Çombenin, be- yazların kuklası olan Katangalı zen- cinin ittifakından hiç de yüksünme- yen Rodezya hükümetinin, kendi top- rakları üzerinde düşürülen uçakta can veren Birleşmiş-Milletler Genel Sekreteri Hammarskjold'un sorumu- nu henüz omuzlarından atamamışken Kongodan bahsetmesi de ayrı bir rezalettir. Afrikada bir vaha Siyah kıtanın Batısı ve Güneyinde Kongo, Angola, Güney Afrika Birliği ve bu birliğin kontrol ettiği topraklarda durumun hiç de iç açıcı olmadığı şüphesizdir. Bu bölgelerin çoğunda sömürgecilik son ve mezbu- hane savaşını vermektedir. Buna mu- kabil yarın bir federasyonun teşkili- ne müsait olan Doğu Afrikada durum hissedilir derecede daha ümit verici- dir. Bu bölge liderleri hakimiyetleri altında yaşadıkları memleketlerin bi- rinci derecede mesul şahıs ve makam- ları ile temastadırlar. Meselâ uzun za man hapiste kaldıktan sonra nihayet hürriyetine kavuşan Kenyalı milliyet- çi lider Jomo Kenyatta -Alevli mız- rak mânasına gelmektedir- halen İn- gilterede müzakerededir. Kenyatta, bitirdiğimiz hafta perşembe günü ver- diği beyanatta, istiklâl ve federasyon fikri üzerinde ısrar etmiştir. Böyle bir federasyon kurulacak olursa ve bu kere beyazlar Kongoda düştükleri hatalardan sakınabilirler- se, liderleri biribirlerine karşı kışkırt mak, ayrılık hareketleri oyaratmak gibi cinayetlerden ellerini çekebilirler- o zaman Doğu Afrikanın kayna- yan siyah kıta üzerinde bir vaha ol- ması, bir istikrar bölgesi haline gel- mesi ve bu istikrarın diğer bölgelere de zamanla sirayet etmesi hiç de im- kânsız değildir. "Julius (oNiyerere- Hastings Banda- Jomo Kenyatta" e- kibi bugün için çok şey A kadir görünmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: