8 Ekim 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

8 Ekim 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aile İhtilâlin sonu K adın hakkında bugüne kadar pek çok yazı yazılmış, pek çok şey söylenmiştir. Ama ya- zık ki o, çoğu zaman değişik bir mahlük gibi ele alınmış, tek taraflı, yanlış bir görüşle incelenmiştir. Bu arada erkek de tamamiyle ihmal edil- miştir. O da işinden, para kazan- maktan başka bir düşüncesi oolma- yan, eğlenceye, zevke düşkün, iç dün- yası bulunmıyan bir varlık olarak canlandırılmıştır. Gerçek şudur ki erkek, tam elli yıldır, insanlığın geçirdiği en büyük ihtilallerden birine evinde şahit ol- makta ve Sessiz. sedasız sonucu bek- "eşitlik" "üstünlük" savaşında büyük adımlar atmış, sonra yerinde durmuş ve ni- hayet ailenin mutluluğu konusunu ön plâna çıkararak, erkeğe dönmüş, onu anlamaya, beraber düşünüp bera- ber hareket etmeye koyulmuştur. Bu, Kile için yepyeni ufukların açılması demektir. Kadının erkekle eşitliği gerçekten birçok sahalarda onu ko- layca üstünlük iddiasına götürmüştür. Çünkü kadın eşit haklar, eşit meslek, eşit iş sahibi olduktan sonra anne olmanın, kadın olarak kalma- nın avantajlarından da faydalanmış ve erkeği bir çok iş sahalarından it- tiği gibi, evine de tek başına hâkim olmuştur. Öğretmenlik, sekreterlik, belediyecilik ve idarecilik gibi bir çok iş ve meslekler, bugün dünyanın bir kısmında âdeta "kadın"ın inhi- sarına girmek üzeredir. Bunun Zza- rarlı olmadığı muhakkaktır. Çünkü dünyanın, kalkınmak için kadın gü- cüne de ihtiyacı vardır. Ancak, "ka- dın"ın evdeki bu "mutlak hakimiyet" inin gerek topluma ve gerekse aile- ye zararlı olacağı da bir gerçektir. İşte bu sebepten kadın, erkeği tanı- mağa karar vermiş bulunmaktadır. Bugünün erkeği 1 yılında erkeğin kocaman bir sakalı vardı. "Sakalım yok ki sö- züm dinlensin" tabiri belki de bun- dan ötürü çıkmıştır. O devirde sade- ce erkek konuşur, erkeğin sözleri ev- de kanun yerine geçerdi. Erkek sa- kalını kesti ve sustu, dinlemesini öğrendi. Bugün evde en çok konuşan, kadındır. Bu, bugünün erkeğinin | numaralı şikâyetidir. İkinci şikâyeti de, "görülen lüzum üzerine" babalık görevinden el çektirilmiş olmasıdır. 28 "içintek pazarım var" I ON Gerçi, birçok babalar bunu önce bir kolaylık olarak kabullenmektedir- ler ama, çok geçmeden artık evlerin- de bir yabancı olmaya başladıklarını da hissetmektedirler. Dışarda her işi erkek gibi beceren kadının, ev tan- zimi veya eve ait meselelerde koca- sını fikir sahibi bile saymaması ger- çekten isyan ettiricidir. Erkek, evin- deki bu durum karşısında günden güne kendi iç âlemine kapanmış, o- rada kendine bir takım meşgaleler, telafi mekanizması aramıştır. Erke- ğin ikinci plana itildiği odiyarlarda, bir erkek için en büyük zevk, oto- mobil kullanmaktır. Evin idaresini kaybetme duygusu, onu o direksiyo- na sarılmaya zorlamıştır. Ama bugü- nün erkeğinin tek zevki elbette ki sadece otomobil kullanmaktan ibaret değildir. Yapılan anketler, iyi sigaraya, alıştığı gazeteye, çamak faslından- kadm"a ve -tabii- zevkli giyime de aynı şekilde zaafı olduğunu göster- iştir. Baba ne işe yarar? B' çocuk, birgün annesine herkesin içinde: “— Kuzum anne, babalar ne işe ya- rarlar?" diye TMUŞtu. Anne şaşkın bir izl vermeye hazırlanıyordu ki, çocu hemen atıldı ve muzaffer bir sesle: —- Biliyorum, babalar eve para getirirler" dedi. Bu çocuk, "baban'ın evde yaptığını soran tek çocuk değildir. Soru, üç senedir bir alarm işareti ha- linde ruh sağlığı kongrelerinde, oeği- timcilerin toplantılarında, ailede, o- kul-aile birlikleri ve psikoloji dergi- lerinde dünyayı dolaşmaktadır. 1962 ailesinin büyük bir derdi o "babalık görevinden istifa eden babaların du- rumu"dur. Kabahat sadece, dışarı- da fazla çalışan, ekmeğini taştan çı- karan veya ilgisizlik gösteren, evde yalnızca gazete okuyan, "dinlemek diyen erkekte değildir. Kabahat biraz da annenin- dir. Akşam eve dönen baba, küçük bebeği sevmek isterse anne derhal or- taya atılır, ya çocuğun uyku veya mama saatinden, ya banyosundan, ya da yapılacak başka işlerden söz açar. Bugünün kadını, çocuk terbiyesi ko- nusunda, genel olarak, erkekten çok daha iyi aydınlatılmış durumdadır. Neşriyatı oldukça yakından izler, fır- sat buldukça konferanslara gider. Çocuk üzerindeki tecrübesi ise, ona tabii olarak söz hakkı o vermiştir. Böylece çocuğun eğitimim eline a- lır, biraz çocuğa hakim olmak sev- cevap “dinlendirici bir' Baba ve kızı Böylesine can kurban dası, biraz da çocuğa daha faydalı olabileceğini düşündüğü için, babayı bilerek veya bilmiyerek çocuktan u- zaklaştırır. Bu telâfisi pek güç bir hatadır. Bir çocuğun erkek ve ka- dın hakkında fikir sahibi olabilmesi, ancak bu rollerini başaran anne ve babaya sahip olmasıyla mümkündür. Erkek çocuk için baba, ya taklit e- dilecek, ya da karşı gelinecek bir modeldir. Erkek çocuk kendini ya babasına benzetmeğe çalışır, ada ondan uzaklaşır. Her iki durumda da babanın etkisi, onun ge- lişmesi üzerinde rol oynıyacaktır. İ- lerde karısına karşı duyacağı hisler ise, annesinin evde yarattığı hislere bağlı kalacaktır. Kız çocuk için do durum aynı- dır. O da ya annesine benzeyecek, ya da onun tam zıddı olup çıkacak, ha- yatındaki erkekte, üç yaşındaki bü- yük aşkını, babasının niteliklerini a- rayacaktır. En iyi eğitimci anne bi- le babanın yerim dolduramaz. Baba, ailede otoriteyi temsil etmek zorun- dadır. Fakat, baba, artık eskisi gibi yalnız emir vermiyecek, aynı zaman- da çocuğu anladığını, onu sevdiğini de ispat edecektir. Anlayışsız, kuru, bilgisiz bir otorite kolay tatbik edi- AKİS, 8 EKİM 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: