19 Ocak 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 35

19 Ocak 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 35
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yeni evlilikler de bu söylentilerin doğru olduğunu ortaya koydu. Bü- yük bir hayal kınadığına uğradım. Kocama inanamaz haldeyim. Hatta, onun bana ihanet etmesinden şüphe leniyorum. Bu, bazan bütün huzu- rumu bozacak kadar beni rahatsız ediyor. Vaktiyle de bir kere, kan- ser korkusuna kapılmıştım. Acaba ruh hastası mıyım? Yoksa bütün evlilikler yalan ve riya ile örtülüdür de, ben ancak şimdi mi gözlerimi aç- tım? Yarına inanmayan bir kadın Hasta değilsiniz ama, geçirdiğiniz muh Geçici olacağı için buna hastalık ismi koy- mayınız. Duygulu insanlar, önemli hayat olayları karşısında böyle batı- ranlar geçirirler, fakat sağlam bir bir buhran. kafa sonunda muhakkak kendisine yeni bir felsefe bulur, bu felsefe sa- yesinde de daha kuvvetli otur, inanç- ları zarar görmez. Siz bu dersten şu gerçekleri çıkarmalısınız: 1) İnsan- lar kusursuz değildir; 2) İnsanları oldukları gibi kabul edip, affetmesi- ni öğrenmeli, fazla sert olmamalıdır; 3) Felâket herkesin başına gelebilir ama haber vererek gelmez; 4) Yarı- nı değil, bugünü düşünmelisiniz; 5) Bugünü iyi yasayarak, yarının teh- likelerini oOönlemeğe çalışmalısınız; 6) Kendinize derhal başka meşgale ler bulmalısınız. Eğer huzursuzluğunuz bir-iki ay- içinde geçmezse, o zaman bir müte- hassısa gidiniz, yardıma ihtiyacınız var demektir. Beyler, samimiyet isteriz! Öteden beri tekrar eder dururuz: Bu memlekette kadına bütün hakları Atatürk tarafından verilmiştir. Kadın bugüne kadar bu hakları be- nimsemek, yaymak ve geliştirmek için ciddi bir çaba göstermemiş, ken- dişine verilenle yetinmiş, bunu bile gereği gibi koruyamamıştır. Bu ko- nuda az yazılıp çizilmemiş, kadın her defasında şiddetle suçlandırılmış ona, nasıl çalışması gerektiği, yabancı memleketlerden misaller verilerek, gösterilmiştir. Kadınlar bu suçlamayı daima haklı bulmuşlardır. Cevap olarak söyledikleri şey, kadın haklarını benimseyen geniş bir kadın kit- lesinin bulunduğu, fakat bu kitlenin bir türlü teşkilâtlanamadığı, birlik halinde olumlu bir çalışma yapamadığıdır. Gerçekten, kadınlar toplumumuzda sosyal yardım sahasında bir hay- li başarı kazanıp, eserler, büyük müesseseler meydana getirdikleri halde kültürel sahada, fikir sahasında, kadın haklan sahasında memleket ça pında bir varlık gösterememişler, hattâ önemli olaylar karşısında sesleri ni bile duyulmamışlardır. Fakat son yıllarda durum değişmiştir. Bir kaç ay önce bir kültürel ve sosyal dernek, Anneler Birliği, harekete geç- miş, toplumu ilgilendiren bir meselede, kadın ve kız kaçırma olayları için Büyük Meclise başvurarak fikrini bildirmiş, cezaların şiddetlendirilmesi- ni istemiştir. Bunu bir sessiz kadın yürüyüşü takip etmiştir. Daha son ra C. H. P. içinde toplanan kadınlar, otundu bir çalışma programı hazır*-> mış ve çeşitli sosyal kanunların kabul edilmelini, köy enstitülerinin aç;' masını isteyerek, isteklerini izleme yoluna girmişlerdir. Gene bu çatı altın- da, bir kadın topluluğu son olarak, eli kelepçeli gazeteci görmekten duy duğu üzüntüyü belirtmiştir. Dünyanın her yerinde, kadının bu sahadaki çalışması iki yoldan ya pılmıştır: Birincisi, siyasi yoldur. Kadın ister, düşüncelerini belirtir, mem leket meseleleri hakkındaki fikirlerini halka duvurur ve kanun teklifler ortaya atarak veya bazı kanun tekliflerini destekleyerek bunları parla- mentolara getirecek taraftarlar bulur. Bir yandan da, kendi haklarını politik sahada savunabilecek kadınları yetkili mevkilere getirmeye çalı- sır. İkincisi, daha ağır işleyen kültürel yoldur. Kadın herşeyden evvel kendi hakları üzerinde uyarılır. Bunu biz. devletin halk eğitimi progra- mım sadece bir yardımcı olarak görüyoruz. Şimdi toplumumuzda kadınlar, bu yolda olumlu çalışmalar yapma ya başlamış bulunuyorlar. Kadın haklan savunucularının kadınların bu hareketinden kıvanç duyduklarını sanırsnrz, değil mi? Hayır! Toplantı- lar, ciddi teşebbüs ve çabalar yalnızca alayla karşılanıyor! Aydın bir Atatürkçü yazar, yurdun dört bir köşesinden gelerek, memleket mesele- lerini dile getiren kadınlardan "kürsüde nutuk atan bir avuç hanımefen- di" diye bahsediyor. Beklenen, elbette ki yalnızca takdir değil, tenkiddir. Ama, herşeyden evvel de samimiyettir. Jale Candan Ağız tadıyla. NEMSE BÖREĞİ m 30 Er tere yağ YU tuz er reyağ ki gr. ti. b hamur tahtasına elenip ortan açılır; tuz ve 2 yumurta sarısı ko- nularak, yoğrulur. Sonra, top hallim getirilip 10 dakika dinlendirilir, mer- dane ile, 1 santimetre kalınlığında yuvarlak olarak açılır. Tereyağı, bi- raz dövülerek, hamurun ortasına ko- nulur ve hamur, yağın üzerine zarf şeklinde kapatılır. Tekrar 1 santi- metre inceliğinde açılır; bir ucu ha- murun ortasına, diğer ucu da öbürü- ün üzerine getirilerek kapatılır. Ak- si istikamette bir daha açılarak, tek- rar aynı şekilde katlanır. Üzeri 1s- lak bezle örtülerek bir tarafta, ya- lanışta yarımşar saat mek suretiyle, iki kere daha açılır. Nihayet, hamur 4 milimetre inceli- ğinde açılarak, nemse kalıbı ile kesi- lir ve tepsiye konularak, üzerine yağ sürülüp fırına verilir. BADEMLİ HURMA TATLISI » badem — 1 bardak şeker, biraz tut Lee eritilir. Bana süt ve e edilir, kaynamaya baş- layınca Ni eklenip karıştırılır. ve ha- mur, tencereden ayrılıncaya kadar pişirilir. Sonra ateşten alınarak, ılı- yınca, çekilmiş badem, bütün halde yumurta ve şeker İlâve edilir, yuğ- rulur ve ceviz büyüklüğünde parça- ara ayrılır. Hafif kızgın yağda kı- zartılır. üzerine limonla kestirilmiş şerbet dökülür, aralarına kaymak konularak sofraya verilir. Semra CONKER MUHALEFETTE İSMET İNÖNÜ Cilt: S (1959 - 27 Mayıs 1960) İHTİLÂLDEN SONRA İSMET İNÖNÜ Cilt: 4 (27 Mayıs 1960 - 10 Kasım 1961) Demokrasi tarihinin en emli belgesini . istiyorsanız bu kitaptan almalısın Kitapçılardan Müş, Ödemeli yollanır. S.T. Adres: Nuruosmaniye caddesi No.21 Refah Basımevi Cağaloğlu - İstanbul AKİ AKİS/35

Bu sayıdan diğer sayfalar: