23 Şubat 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

23 Şubat 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

oyun" kuruluğuna düşürmemiş, ona toplumsal ve "unanimiste" bir in- sanlık tragedyası ifadesi kazandırmıştır. Bellibaşlı rollerden, yahüdi olmadığı halde yahudiliği bir "martyre" halinde kabullenen Andri'de Kerim Afşarın duygulu, sıcak ve inandırıcı oyunu. Kızkardeşi olduğunu bilmeden sevdiği Barblin'e, önce Çiğdem Se- lışıkın, sonra Ayten Kaçmazın - birincisi daha burjuva, ikincisi daha po- püler çizgilerle- kazandırdıkları tesirli yüzler. Babası Öğretmen'de Ah- met Evintanın, annesi olduğu anlaşılan Senpra'da Nermin Sarovanın, Pa- pas'da Baykal Saranın, Asker'de Savaş Başarın başarılı oyunları. Hancı'- da Haydar Ozansoyun, Yahudi Utmanı ve Bir Aptal gibi sessiz rollerde de Oğuz Karaali ile Ertuğrul İlginin dikkati çeken itinalı kompozisyonları. Nuri Özakyolun oyuna çok şey kazandıran iyi düzenlenmiş ışıkları. Beğenemediğim: Yazarın "Karalar - Beyazlar" diye ayırdığı iki Av- rupa ülkesi insanları arasında hayalettiği ve Senora'nın taşlanarak öldü- rülmesine sebep gösterdiği -hiç inandırıcı olamıyan- aşın düşmanlık... Barblin ii duygulu bir kızın o kabasaba Asker'e kolayca teslim olu- vermesi.. Sonuç: Bu mevsimin en özlü, en başarılı oyunları arasında "Andorra" başta gelecektir. Naciye FEVZİ Oyun: "Huzur Çıkmazı", (Komedi, 3 perde). Yazan: Haldun Taner. Sahneye koyan: Nüvit Özdoğru. Tiyatro: istanbul Şehir Tiyatrosu (Fatih Bölümü). Dekor: Turgut Atalay. Konu: Genç, güzel karışma körükörüine bağlı, âşık, sinir hastası edecek kadar -her bakımdan- “düşkün”, kendisini tedavi eden doktorla (Hazık) açıktan açığa sevişmesini farketmiyecek kadar saf, yüzüne karşı söyle- dikleri zaman bile bunu "I Nisan" şakası sanacak kadar gafil -ya da "pişkin"- bir koca tipinin (Memnun bey) tasviri. Sön perdede, zehirli süt bardaklarını hizmetçinin (Nafile) değiştirmesi yüzünden, a yerine kadının (Mehpâre) ölüm tehlikesi geçirdiği, yarı psikolojik, yarı "poli- cier" bir vaka içinde işlenmek istenmiş bir karakter komedisi denemesi... Ovniyanlar: Alev Gürzap (Mehpâre), Hülya Gözalan (Nafile), Reşit Gürzap (Memnun), İhsan Hemşehri (Vakkaş), Toron Karacaoğlu (Ha- zık), Kemal Tözem (Agâh). (2 kadın, 6 erkek rolü). Beğendiğim: Nüvit özdoğrunun, psikolojik (o özellikleri ön plânda be- lirtmeği tercih ettiğini gösteren derlitoplu, canlı; ifadeli sahne düzeni. Yazarın, başroldeki başarılı karakter çizgileri. Ankara temsillerinden son- ra,, bazı durumların pek hazırlıksız, pek ani geliştiğini, bu bakımdan inandırıcı olmaktan uzak kaldığını farkederek metninde yaptığı faydalı düzeltmeler. Turgut Atalayın oyunun -ve "simultane" bir dekorun- or- tasında, seyirciyi yadırgatmadan halletmeği başardığı "garsonyer" tab- de Reşit Gürzapın gerçekleştirdiği güzel kompozisyon... Beğenemediğim: Yazarın, vakasını bellibaşlı bir tip, bir kahraman et- rafında yürütmek, bütün ilgiyi onun kendine has garip davranışları, tep- kileri -daha doğrusu tepkisizlikleri- üzerine çekmek isterken, öbür önem- li kişileri, hele Mehpâre ile âşıkı sinirli sinir doktoru Hâzık'ı, itina ile "işlememiş", silik, şahsiyetsiz birer gölge halinde bırakmış olması.. Ana- dolu şivesiyle konuşan bir kapıcı dayısından (Agâh) modem bir şantajcı tipi çıkarmak istemesi. Mehpâre ve Doktor Hazık rollerine -yazarın silik bıraktığı karakter çizgileri pek elverişli değilse de- Alev Gürzapla To- ron Karacaoğlu gibi tecrübeli sanatçıların kendi sanat kişiliklerinden bir şey katamadıklarını -katmıya da pek hevesli olmadıklarım- belli oeden, gerçeklik duygusu veremiyen oyunları. Hanımını bile bile zehirlemekte teredddüt etmiyen, sonra da bunu pek tabii bir şeymiş gibi anlatan hiz- metçi Nâfile'de Hülya Gözalanım, evin emektar hizmetçisinden çok. genç ve hoppa komşusunu çekemiyen bir mahalleli gibi "duygusuz", "iğreti" oyunu... Sonuç: "Dışardakiler", "Fazilet Eczahanesi", hattâ "Lütfen Dokunma- yın..." dan sonra Haldun Taner imzasına -Ankaradan sonra da İstanbul seyircisine- büyük bir şey kazandırmıyan bir oyun. Lütfi AY "Kadınlar", Şehir Tiyatrosundaki bü- tün kadın sanatçıları, Bedia Muvah- hitten yeni figüranlara kadar, sefer- ber etmiştir. Bir tek erkek rolü ol- mayan, ama hep erkekler etrafında dönen, bu hiciv komedisinde tam 46 kadın rolü var... Dile kolay! Kırkaltı kadınlı oyun çıkarmak, hepsine me- ram anlatmak, başarılı sonuçlar al- mak her babayiğidin harcı değildir. Bu babayiğit -bunca tavuğun tek horozu-, eseri sahneye koymuş olan Tunç Yalmandır. Yalman, bu olduk- ça nazik ve güç işi de alnının akıy- la başarmış görünüyor. Çünkü seyir- ci, amerikan sosyetesinin -bizimkin-" den pek farkı olmıyan- içyüzünü or- taya koyan, çürük taraflarına da par mak basan, komediyi zevkle seyredi- Bedia Akkoyunlunun akıcı bir dille çevirdiği, dekorlarını da Leylâ Sürenin çizdiği "Kadınlar"da belli- başlı rolleri -hattâ çoğu, birkaç rolü birden- Bedia Muvahhit, Gönül Ülkü, Nur Sabuncu, Jeyan Mahfi Ayral, Şükriye Atay, Şirin Devrim, Mela- hat İçli, Şaziye Moral Gülgün, Ne- zihe Becerikli, Hümaşah Göker v.s. oynuyorlar. Dekor, kostüm zenginli- ği bakımından da hayli emek veril- diği anlaşılan "Kadınlar"ın mevsim sonuna kadar afişte kalacağı tahmin edilebilir. Çünkü oyunun canlı bir "dedikodu sayfası"ndan pek farkı yoktur. Üstelik, kibar bir aile kadı- nınm oynak ve güzel bir manikürcü yosmaya kaptırdığı kocasını yeniden nasıl eldi ettiğini (ogöstermektedir. Hem de, kocayı sahneye hiç çıkar- madan... Küçük Sahnede "Tatlı Kaçıklar" Küçük (o Sahneye yerleşen ve emin a- ' dunlarla başarı yolunda yürüyen Gülriz Sürüri - Engin Cezzar toplu- luğu yeni oyun olarak Michel Andre" nin "Tatlı Kaçıklar" ("De Doux Din- gues") komedisini oynamağa başla- mışlardır. Engin Cezzarın sahneye koyduğu, dekorlarını Duygu Sağıroğlunun çiz- diği bu tatlı fransız komedisi Gülriz Sürüri, Engin Cezzar, Pekcan Ko- şar -ve topluluğa yeni katılan- Se- den Kızıltunç gibi değerli sanatçılar- dan kurulu kuvvetli bir kadro ile oynanmaktadır. Arenada "Şvayk"... İstanbulun avant - garde tiyatrosu olma yolunda devamlı ve ciddi ça- balar gösteren Arena Tiyatrosu çek yazarı J. Hasekin "Aslan 'Asker Şvayk" adlı ünlü hiciv komedisini de sahnesine çıkarmıştır. Film ve p-o jeksiyonun da geniş ölçüde yer al- dığı bu oyunda başrolü, Kentoyuh- cuları topluluğundan ayrılarak Are- naya geçmiş olan Genco Erkal oyna- makta ve büyük başarı kazanmakta- dır. AKİS/31

Bu sayıdan diğer sayfalar: