30 Mart 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

30 Mart 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER, Nuri Hazer A. P. Genel Merkezinden çıkıyor ( Nush ile uslanmayanın... Liya ne düşündüğünü sorarsanız, ba- sını iki yana sallamakta ve ellerini açarak "Ne diyeyim" manasına ge- len bir hareketle cevap vermektedir. ...hayal a bu olduğu için Celâl Sa- tahliyesinin sebebine doğru bir “teşhis koymadı. İktidarın kendi. sini, siyasi bir tazyike maruz kaldı- ğından dolayı bırakmak zorunda ol- duğuna inandı. Zaten Kayserideki mahküm arkadaşlarının -meselâ, gerçekten hasta olan Emin Kalafa- tın- Adil Tıbba başvurmalarını bu- ttun için önlemiş, Cezaevinden mağ- dur halde değil, muzaffer olarak çıkmaları gerektiğini omütemadiyen tekrarlamıştı. O takdirde, girişecek- leri mücadelede daha kolay başarı kazanacaklar ve kendisi, tekrar Çan- kayaya oturmaktan ibaret gayesini daha çabuk gerçekleştirecekti. iktidar Celâl Bayan tanımıyor değildi. İktidar Celâl Bayarın aklın- da ne olduğunu da biliyordu. Ama bunu herkesin görüp anlaması, hal- kın hissi düşünmekten vazgeçmesi, partilerin ise memleket menfaatini ön plâna alması lazımdı. İktidarın, haksız yere itildiği haksız durumdan çıkması ve gerçeklerin gözler önü- ne serilmesi şart hale gelmişti. Zira A.P. lilerin bu çeşit temeller üzeri- ne bina ettikleri "İktidara geliyo- AKİS/12 ruz. İntikam alacağız. Millet bizim- le beraberdir" edebiyatı memleketin havasına hâkim olmak istidadı gös- termekteydi ve bu, İhtilâli (yapan kuvvetleri tedirgin ediyor, onları meşru müdafaa tedbirleri almaya i- tiyor, Demokrasinin İstikbalini göl- geliyordu. Türkiyedeki gerçek kuv- vet dengesi, kimin kimi, kimin neyi tuttuğu gözler oOönüne o serilmeden tahribat önlenemeyecekti. Zira A.P. bir intikam ve melanet partisi olma yoluna, gerçeklere teşhis koymakta Bayardan daha mahir Olmayan bir belirli politikacı takımının elinde her gün biraz daha fazla itiliyordu. Celâl Bayar tahliye (o edildiğinde, bir defa âmme vicdanındaki rahat sızlık kaybolacaktı. Ondan sonra iki ihtimal bulunuyordu. Ya Celâl Ba- yar, eski Celâl Bayar gibi davrana- caktı ve milletten bir daha hüküm giyecekti. Ya, beklenilmeyen bit ve- karia gidip köşesine oturacak, o za- man siyasi af milistin bir atıfeti gi- bi derhal çıkarılacak ve geçmişin ü- zerine şefkatin ve iyi niyetin per- desi örtülecekti. Celâl Bayar beklenilmeyen değil, beklenilen seklide hareket etti. Profesyonel tertipçiler Celâl Bayar, çıkışı vesilesiyle ya- pılan hazırlıkları bizz izledi, gerekli tavsiyelerde bulundu. o Dışa- rısı, ile içerisi arasındaki irtibatı kı- zı Nilüfer Gürsoy yapmaktaydı. Or- ganizasyonla avukatı Gültekin Ba- şak ve Ankaradan gitmiş olan V.C Matbuat Ocağı kurucularından Vs> dat Refiioğlu meşgul oluyordu. Kayserideki A.P. teşkilâtı. Vatan eczanesinin sahibesi ile esi vs bir ta- kım eski Demokratlar organizatör- lerin emrine girmişlerdi. Plânın esa- sını şu teşkil ediyordu: Celâl Bayar sıhhi sebeplerden dolayı tahliye edil- mis bir hükümlü gibi değil, hakları- nın iadesine zaruret olmuş bir siya- si lider gibi çıkacaktı. Bütün mizan- sen ona göre hazırlandı. Bayar, se naryonun başrolünü büyük bir be- vesle vs ne yaşından, ne sağlığın- dan beklenebilecek bir canlılıkla oy- nadı. Cezaevinden çıkış, istenilen ha- rarette olmadı. Bir defa Emniyet Kuvwvetleri (o binayı (o kuşatmışlardı, kimseyi yaklaştırmıyorlardı. Nilüfer Gürsoy bir kurban getirmişti. Koyu- nu er kestirmek İstiyordu. Jan- a Albayı' Nusret Pasin buna sert bir şekilde mani oldu "— Buradaki melik ömre dev- letet veriyor. Kanım dışarda akıtın ve etini de fakirlere dağıtın" dedi. Celâl Bayarın, günlerdir istediği gibi hareket etmiş olan kızı şaşır- dı. Fakat yanında bulunan eşi Ah- met İhsan Gürsoy ve Bayarm avu- katı Gültekin Başak emre boyun eğ- mek zorunda olduklarını anlamakta gecikmediler. Nilüfer Gürsoy hisle- rini soran gazetecilere "Babamın çerde kalan ideal arkadaşlarını ve ailelerini düşünüyorum. İster ( iste- mez hislerime acı ve hüzün karışı- " diyerek dramatik bir beyanat verdi. Ama ondan sonraki hâdiseler Celâl Bayarın bu çeşit hislerle ma- lâl bulunmadığını göstermekte ge- cikmedi. Bayar, Cezaevinin kapısında gö- ründüğünde saatler 8.22 idi. üzerin- de, Cumhurbaşkanlığından (kalma, beli kemerli, bej bir pardesü vardı. Şık ve sıhhatliydi. İlk an bir heye- can geçirdi, önce kızıyla, sonra o" nun yanında bulunanlarla kucaklaş- tı. Yeğeni Yılmaz Bayarın beyaz renk li, gösterişli Chevrolet marka otomo- bili kendisini bekliyordu. Ona binildi ve gecenin geçirileceği Turhan Palas Oteline doğru yola çıkıldı. Bayarın o- tomobilini polise ve gazetecilere ait arabalar takip ediyordu. Emniyet kor donunun dışına çıkıldıktan sonra kur ban kesildi. Dua edenler, tekbir geti- renler vardı. Ama kalabalık değiller- di. Nitekim Gültekin Başak o yüz- den Kayserilileri bir güzel haşladı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: