27 Nisan 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

27 Nisan 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tanıtma Gezileri varılmamış olacağı gerçeği de göz- den uzak tutulamaz. İşte Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının bu gezisini tertipleyen ler de böyle düşündüler. Bunu sağla- mak, için bazı türk bestecilerinin e- serlerini çalmak gerekiyordu. Ama bu iş notayı raftan çekip çalmak kadar kolay değildi. Çünkü besteci- lerimizin çoğunluğu bestelerini, telif haklarını devretmek suretiyle yaban- cı müzik nâşirlerine satmışlardı, Bu şeyden önce, Milli Eğitim bütçesin- de böyle bir tahsisat mevcut değildi.. Bu duruma sebep oldular diye bes- tecilerimizi yermeğe kimsenin hak- kı yoktur. Onlar da her sanatçı gi- bi maddi ve mânevi anlamda değer- lendirilmek için oeserlerini omeyda- na getirmişlerdir. Ama memlekette sanatla ilgili mercilerden bu eserle- ri satınalmak, ödül vermek, hattâ en basit şekilde desteklemek suretiy- le herhangi bir teşvik göremedikle- ri için dışarıya satmak zorunda kal- mışlardır. Zaten bu durumda ya eser yazmaktan vazgeçmek, ya da telif haklarını dünya çapındaki müzik na- şirlerinden birine satmaktan o başka çıkar yol da yoktur. Hem böyle yap- makla bestelerinin müzik âleminde yayılmasını ve tanınmasını da sağla- mış oldular. Böylece Orkestranın, gezisinde bol bol türk bestesi çalabilmesi im- kânı kısıtlanmıştır. Ancak bu konu- da diğer bir güçlük, bizzat müzik a- lanında ileri sayılan ülkelerdeki din- leyicilerden gelmiştir. Bilhassa Al- manyada çağdaş müzikle, hattâ da- ha az yeni müzik eğilimleriyle bile henüz gerektiği kadar uyuşamamış büyük bir dinleyici kütlesi (o vardır. Bu kütlenin zevklerini ve alışkanlık- larını gözönünde tutmak zorunda o- lan konser organizatörleri, o senfoni orkestrasının bu gezisini tertipleyen- lerden "modern eserleri programa fazlaca koymamalarını" özellikle is- temişlerdir. Bu arada, belirtilmiştir ki, konser programlarında 15-2 dakikadan daha uzun süren tanın- Mükerrem Berk Gayret dayıya mamış eserler bulunursa, konserlere rağbet geniş ölçüde azalabilir.. Bütün bu handikaplara rağmen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestra- sı programlarına yine de bir hayli türk bestesi koymuştur: Ulvi Cemal Erkinin "Köçekçe Süiti" ile keman konçertosu, "2. senfonfsi, Hasan Fe- rit Alnarın "Prelüd ve iki dans"ı, Ad- nan Saygunun "piyano konçertosu" bunlardan bazılarıdır. Otobüsle 10 bin kilometre Orkestra tam kadrosuyla ve tama- men kendi araçlarıyla 3 Mayıs sa- bahı Ankaradan hareket edecek, 43 günde 10 bin 500 kilometre yol al- dıktan sonra, 15 Haziranda tekrar Ankaraya dönmüş olacaktır. Orkestranın, artık kapanmakta olan sanat mevsimindeki çalışmaları da verimli olmuştur. Bu sürede 40 konser verilmiş, bunların 18 tanesi halk eğitimi amacıyla üniversite öğ- rencileriyle halka ücretsiz olarak dinletilmiştir. Bu konserlere 12 ya- bancı ve 25 yerli solocu katılmıştır. Otto Matzerath'dan başka, Orkestra- yı 2 türk ve 3 yabancı şef "misafir" olarak yönetmiştir. Önümüzdeki müzik sezonu için de elde, zengin sürprizleri kapsayan bir program var. Tabii, gerçekleşti- rilmek şartıyla... Sezon çalışmaları- nın ilki, Eylül başında Güneydoğu il- lerinden, Gazlantepten başlayacak bir konser turnesidir. Gezi tamirde son bulacak ve Fuarda da 5 - 6 kon- ser verilecek, bunlara Suna ve Ayla solocu olarak katılacaklar. Önümüz- deki yıl salonda da bazı yenilikler göreceğiz. Bir kere, 75 bin lira kar- şılığı dövizle alınan Steinway mar- kalı bir piyanonun Amerikadan gel- mesine çok az kalmıştır. Bir "air condition" tertibatı yapılacak, fua- yeler sigara dumanından kurtulacak. En önemlisi, salon artık tamamen orkestraya mal ediliyor. Her yıl Milli Eğitim Bakanlığının bütçesine 2 mil- yon lira konulmak suretiyle, salon, 5 yılda ödenmek üzere, Belediyeden satın alınmıştır. Yeni yılın getirecekleri Otto rr“ - 64 müzik mevsiminde Matzerath'ı şef kürsüsünde göre- meyeceğiz Kendisi, Tokyoda yeni- den kurulacak olan yeni bir orkes- tranın "kurucu şefi olarak çok iyi şartlarla iki yıllık bir kontrat imza- lamış olduğundan, konser gezişini takiben, Ankaradan ayrılacaktır. Or- kestramızın bugünkü durumuna e€- rişmesinde büyük emekleri asla unu- tutamayacak olan bu değerli sanat adamının ayrılması kötümserlik ya- ratmasın. Çünkü ilgililer "bütün mü- zik severleri ve hattâ sanat âlemini sürprizde bırakacak bir omüzik otoritesinin orkestramın başına yö- netici olarak tayin o edileceğini 1s- rarla söylüyorlar. Ama nedense ad vermekten Oo çekmiyorlar. Mamafih şimdiden misafir olarak memleketi- mizi Ziyaret edecek şeflerden belli olanlar şunlar: George Weldon, Oi- vin Fjeldstad, Rafael Kubelik, Char- les Münch, Charles Grows, ünlü ope- ra yöneticisi Alceo Galliera, geçen yıllarda orkestramızı yönetmiş ve salonun açılışında ilk konseri ver- miş olan Bruno Bogo bunlar arasın- dadır. Ayrıca, tanınmış ingiliz şef John Pritchard bu yıl dinlediğimiz genç ve ateşli piyanist Peter Katin ite birlikte Beethoven'in piyano kon- çertolarını plâğa almak üzere gele- cekler. Bu yılın başında sesini dinleyece- gimiz ilân edildiği hâlde bugüne ka- dar kısmet olmayan meşhur Borno- va orgunu nihayet bu hafta sonların- da verilecek ve mevsimin son konse- rini teşkil edecek olan bir Bach - Haendel programında orkestra esli- ğinde dinleyeceğiz. AKİS/27

Bu sayıdan diğer sayfalar: