27 Nisan 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

27 Nisan 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bu hattı meydana getirmekteydiler. Abiye akşam elbiseleri ise sıkı beden- li, nispeten daha zengin etekli elbise- lerdi. Bunlar bazen etek ucuna def- ni açılarak biçilmiş ve fazla kabarık olmıyan aynı biçimde bir jüponla şe- killendirilmişti. Refik, desen, biçim pr bazen de ütüsüz plilerie bol- luk kazanmışta, fakat pliler, ar- kadan gelerek iki yanı biraz aştık- tan sonra bitmekte ve yapışık fin parçanın üstüne, pli-kaşe etkisi ya- pacak şekilde (okapanmaktaydı. Bu elbiselerde yerinde bel, kesik (o bel, yüksek bel, pensle gösterilmiş (bel, hepsi mevcuttu. 57 lira 50 kuruşa sa- tlan kenarları fırfırı emprime dö- piyesler ve 110 liraya satılan kollu ve kolsuz ciddi, klâsik tayyörler özel- likle ilgi çekiciydi. Bütün kumaşla- rın renkleri, desenleri' çok (güzeldi. Bunlar defileye yüzdeyüz kazandırı- kıyafetleriyle, o başa eteklerdeki n cepler, geniş sırt dekolteleri de- filenin özelliğini teşkil ediyordu. Defilenin en cazip tarafı, cesaret- li bir konfeksiyon defilesi oluşu idi. Yeniliklerden korkmamı ş, zaman ya- man iddialı olmaktan bile kaçınma- mış, fazla klâsik görünmek kaygu- suna kapılmamış ve bunda başarı da kazanmıştı. Göze çarpan o eksiklik, seri halinde çeşitli blüzların, etekle- rin bulunmayışı idi. Sağlık Tehlikeli bahar oğuklar, vitamin eksikliği, yeter- sisi güneşleme, ders (yorgunluğu, kış sonunda çocuklardaki sıhhi mu- kavemeti azaltır. Yapılan anketler, birçok omemleketlerde, o çocukların yüzde ellisinden fazlasının, orta öğ- retimden itibaren sinirli, huzursuz, yorgun olduklarını göstermiştir. Bu konuda ailelerin de kusuru büyült- tür. Çünkü: I — Çocuğun en önemli ihtiyacı olan uyku. iyi oâyârlanmamaktadır. On yaşındaki çocuğun mutlak bir sükünet içinde ve kendi o yatağında 10 saat uyuması şarttır. Yetişkinler için 9 saat kâfidir. Çocuklar hafta arası, gece gezmelerine ogötürülme- melidirler. Komşunun divanında kıv- rlıp yatan çocuk dinlenemez. 3 — Çalışma gibi eğlence ses- de ölçülü olmalı, tatil günleri çocuk lar alabildiğine oyuna o terkedilme- melidir. Pazartesi ders randımanla- rı, her okulda, haftanın diğer günle- rinden düşüktür. Demek ki, çocuk- lar kâfi derecede (o dinlememişler. devamlı bir oyun gerginliği (o içinde yorulmuşlardı. lanmalı, gıdalar protein ve vitamin- leri, madensel maddeleri ihtiva etme- lidir. Günde 100 gram peynir veya yarım litre süt her okullu için şart- . Sabah, kahvaltısı çocuk için ha- yatidir. Çocuk, süt/yağ, reçel, bir meyva veya mey- va suyu almalıdır. Her yemekte bir sıcak kap faydalıdır. Dâvalarımızı böyle savunamayız M emleketlmizde bir Kadın dâvası vardır. İlerici kalemler, devrimci bil- diğimiz kimseler, eksik olmasınlar, bu dâvaya her fırsatta dokunur- . Gerçekten bizde bir takım haklar, Kadın için, ancak kâğıt üzerinde MeYCUİLE Ve adedi üçü geçmiyen birkaç büyük şehrimizin hududunu aş- mamıştır. Ama gelin görün ki ilerici kalemler, devrimcilerin meseleyi, yalnızca mevcut nizamı yermek, tenkitte bulunmak ve İsmet Paşanın, Parlâmentoya tek bir kadın temsilci getiremiyen partisini atatürkçülük- ten uzaklaşmakla suçlamak için ele almaktadırlar. Böyle olmasaydı, ka- dınların yaptıkları olumlu işleri, hiç olmazsa, görmek zahmetine katlan- maları gerekmez miydi? İlerici bir kalem olarak tanıdığımız sayın Hayri Alparın, Dünya gazetesinde, kadınların, siyasi haklarını korumak ama- cıyla yayınladıkları haklı ve incelemeye dayanan bildiriyi kadınların sal- tanat hevesi olarak vasıflandırması bu gerçeğin en sön ve çok açık bir misalidir. Devrimleri siyasi görüşlerimize âlet edemeyiş.. Gericilere ve- rebileceğimiz en tehlikeli koz, bence budur. Eğer devrimci isek, gerçek- ten devrimci isek, bu konuda İçtenlikle hareket etmemiz gerekir. Dâvalarımızdan biri de "Köy Enstitüleri" davasıdır. Bu memleketin aydını Köy Enstitülerine gerçekten mii gerçekten (o bağlanmıştır. Eğer toplum kalkınması eğitim ve ekonomi yolundan gerçekleşecekse Köy Enstitülerinin açılması, hattâ, Köy Enstitülerinde uygulanmış olan "İş terbiyesi"nin bütün eğitim sistemimize sokulması lazımdır. Köy Ens- titülerinin olumsuz tarafları olmuş olabilir. Bunlar öylesine önemsiz te- ferruattır ki, bunları düzeltmek ve uygulamadan da faydalanarak, ens- titüleri en olumlu bir şekilde yeniden açmak mümkündür. Enstitülerde lâzım olan, türk çocuğuna eğitim fırsatı eşitliği ve yaratıcı, unsur olma, müstahsil olma imkânını sağlıyan, onu iyi bir vatandaş, şuurlu ve ülkü- cü bir vatandaş olarak yetiştiren temel ilkeler ve bir de Köy Enstitüleri ismidir. Evet, lâzım olan "Köy Enstitüleri" ismidir. Çünkü bu, herşeyi den önce, bir ruh, bir inançtır ve bugün artık bir sembol olmuştur. Köy Enstitüleri, yalnız öğretmen» yetiştirmekle yetinmiyecek, köye lüzumlu bütün elemanları, sağlık memurunu, ebeyi, kooperatifçiyi, sanatçıyı da yetiştirecektir. Bunun içindir ki. bugünkü öğretmen okullarının Köy Ens- titülerinin yelini tutması imkânsızdır. Görülüyor ki Köy Enstitüleri dâvası bir toplum, bir kalkınma dâvası olmuştur. Bunun içindir ki, onun savunuculuğunu yapanların çok dikkat- li davranmaları, onu siyasete, siyasi yatırımlara âlet etmemeleri lâzımdır. Eğer Enstitülerin kuruluşu münasebetiyle o tertiplenen bir törende, bir Nihat Erim kürsüye çıkar ve alkışlar arasında, gözyaşlarını parmakla- rıyla sile sile -iktidarda iken, Enstitüler için küçük parmağım bile kıpır- datmadığını unutarak, vaitlerde bulunur ve siyasi yatırım yaparsa, bunun dâvaya faydadan çok zar an dokunur. 17 Nisanda Ankarada, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesindeki "Köy Eğitimi Günü"nde bu gösteriye şahit olanlar gerçekten şaşırdılar. Ayni toplantıda Türkiye Orta Doğu Âmme İdaresi asistanlarından Ülker Akçakoca, Enstitülerin, ekonomik ve toplumsal kalkınma yönünden fay- dalarını belirtti Dâvaya hizmet edecek olan şey, İşte bu çeşit gerçekçi. İçten ve bilime dayanan konuşmalar ve davranışlardır. Yoksa, bu önemli dâvaya yazık olur... Tale müm 3 — Çocukların gıdası iyi ayar- tışma, kavga olmamalı, tatsız konu» lara değinilmemeli. yemek O aceleye getirilmemelidir. Çocuk uyurken de evde gürültü oolmamalıdır, yoksa dinlenemez. 5 — Doktora danışılmadan, oço- cuğa iştah ilâcı bile verilmemelidir. Antibiyotik alan çocuklar, uzun bir nekahat devresi geçirmeden okula gönderilmemeli ve bu ilâçlar lüzum- suz yere, asprin yerine kullanılma- d kahvaltıda 250 gr. 4 — Huzur, yetişen çocuk için en önemli faktördür. Yemeklerde otar- (malıdır. AKİS/33

Bu sayıdan diğer sayfalar: