23 Ekim 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

23 Ekim 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN “Ak ana SUtü gi BU memleketin meşru iktidarının, dört seme için olduğu, herkes tarafından kabul edilmek gereken mi gerçektir. İktidar tarafından Oo kabul edilmesi gereken gerçek ise, bu tarz edebiyatta kullanılan meşhur tâbirle “ananın ak sütü gibi helâl" dahi olsalar, oyla her iste- nilenin yapılamayacağıdır. Oylar, demokratik bir sis- tem içinde iktidarları işbaşına getirir, işbaşından götü- rür. Memleketler, oyların tecellisi yönünden çok daha fazla, şartlarının olgunlaştırdığı fikirlere gere idare edi- lir. Bütün demokrasilerde, oylar kadar güçlü başka kuv- vetler vardır, müesseselerce temsil edilen baskı grupları mevcuttur; onlar hiç kaale alınmadan memleket idare edilmeye kalkışıldı mı bir çatışma çabuk patlak verir ve böyle çatışmalarda her zaman, sadece oylara dayananlar galip çıkmazlar. Akıllı iktidarlar bu çatışmalara meydan vermeyenlerdir. Bahtiyar memleketler ise, İktidarı akıl- lı, Muhalefeti vatansever olan memleketlerdir. Türkiye, inşallah dört sene böyle bir memleket olur. Bunda başlıca rol, elinde kudreti bulundurduğuna gö- re iktidara düşecektir. İktidar memleketi, karşısında son derece kuvvetli bir muhalefet olarak idare edeceğini bil- melidir. Bu muhalefet ona, şampiyonluğunu yaptığı fi- kirleri tatbik ettirmemek için var gücüyle çalışacaktır. Ben bu seçimlerde, hin tane oyum olsaydı bir tanesini AP'ye vermezdim. Çünkü benim samimi inancım, 1965 Türkiyesinin AP'nin kafasıyla ve AP-'nin fikirleriyle ida- re edilemeyeceğidir. Samimi surette kaniyim ki bu kafa bu fikirlerini tatbik etti mi, AP İktidarının sonu geldi- ğinde, Menderesin bıraktığından da zor durumda bir Türkiye devralınacaktır. Ben bu kafanın bu fikirleri tatbik etmesine nasıl yardımcı olurum? Buna mani olmaya na- sıl gayret etmem? Aksi kanaatte olsaydım, 10 Ekim gü- nü oyumu AP'ye verirdim. Vermedim. Milyonlarca seç- men de vermedi. Şimdi AP bunların, kendi karşısında sa- pasağlam durduğunu bilmeli ve hesaplarını ona göre yap- malıdır. İlk günden mızımak, "Bırakmıyorlar ki, yapa- yım" diye önce sızlanıp sonra bu "ehlisalip kuvvetleri"ni ortadan kaldırmak için bunların üzerine yürümek DP'nin işine yaramadığı gibi AP-'nin de işine yaramayacaktır. Bir seçmen çokluğu, AP'yi Mecliste tek başına ikti- dara getirmiştir. Bu, büyük bir kudrettir. Biz AP-'nin Ser- vet . Beyannamesini ve vergilerin açıklanması prensibini kaldıramaması için elimizden geleni yaparız. Biz AP'nin Petrol Statüsünü bugünkü halinde tutmaması için elimiz- den geleni yaparız. Biz AP'yi gerçek bir Toprak Reformu - na mecbur etmek için elimizden geleni yaparız. Biz AP'- nin, tuttuğumuz daha haysiyetli dış politikada cıvımaması için elimizden geleni yaparız. Biz AP-'nin sosyal güvenlik alanında çarktan tersine çevirmemesi için elimizden gele- ni yaparız. Biz bir yağma devrinin açılması istidadına karşı elimizden geleni yaparız. Ama AP, gözü keserse, bunların hepsini gene yapar. Nedir, elimizden gelen? Bu dergi ve benzeri gazeteler, dergiler çatar, çatır ya- 23 Ekim 1965 helâl oylar, , Metin TOKER zacaklardır. Siyasi muhalefet Mecliste meydan muhare- belerini verecektir. Gençler, inanmışlar Anayasanın cevaz verdiği hiç bir protesto gösterisinden kaçınmayacaklardır. Profesörler yetkiyle konuşacaklardır. Sendikalar, gerekirse greve gideceklerdir. Bazen koparacağımız gürültü âfâka tutacaktır. Umumi efkârı hallaç pamuğu gibi atacağız. Yanlış yönde oy kullandığına inandığımız seçmen çoklu- ğuna doğru bulduğumuz prensipleri daha iyi anlatacağız. Tartışmalara, haklılığın verdiği cesaretle gireceğiz. Bun- ların hepsi olacaktır. Bunlar bizim için yeni şeyler değil- dir. Biz bunların hepsini, memleketi tarifsiz bir felâkete sürüklediğine kani olduğumuz andan itibaren Bayar- Men- deres Rejimine karşı yaptık Ya, o ne yaptı? Mecliste elinde bulundurduğu çokluğu kendi fikirlerini kanunlaştırmak için kullanacak yerde bir şiddet vasıtası haline soktu ve karşı tarafı susturmayı başlıca gaye bildi. Kendisinin 1946-50 arasında yaptığı şiddetli muhalefeti unutarak " O zaman ben başkaydım. Devrin aptal iktidarı buna müsaade etmeseydi! Zaten, bu aptallığı yüzünden devrildi. Ben aptal değilim. Ben kar- şımda direnme istemiyorum" dedi ve bir gün baktı, güneş 27 Mayıs sabahının üzerine doğmuş. Türkiyede ihtilâlin nasıl patladığım iyi bilmek lâzım- dır. Türkiyede ihtilâl Bayar-Menderes Rejimi şu fikrini gerçekleştiriyor, bu fikrini gerçekleştiriyor diye çıkmadı. Böyle bir rejim, eğer gerçekleştirdiği fikirler yanlışsa bir "kötü iktidar" olur. "Meşruiyetini kaybetmiş iktidar» ol- maz. Bayar-Menderes Rejimi, Cumhuriyetimizin Anayasa- sının ifade ettiği gayrımeşru duruma, karşısındaki muha- lefeti yok etmeye kalkışmakla düşmüştür. Şiddet yoluna sapmakla a Türkiyedeki sağlam kuvvetler, dün- de bugün de, daima, meşruluğun dışına çıkan idareleri alaşağı edecek gülçtedirler, rika şekilde gelmek, meşru- luk dışına çıkmaya cevaz verm Bu İktidar Servet Beyannamesini ve vergilerin açık- lanması prensibini kaldırdı, Petrol Konusunda yabanca şirketlerin avantajlı durumunu devam ettirdi diye Türki- yede bir şey olmaz. Ama bu İktidar bunlara karşı olanları bertaraf etmeye teşebbüs etti mi, Türkiyede ne olacağını hiç kimse bilmez. Zira demokratik bir sistemde esas, İk- tidarın her icraatını "Ooo, seçimlerde o bu teklifi millete yaptı, biz aksini söyledik, seçmen çokluğu ondan yana ol- du, şimdi isterse yapar" diye tevekkül göstermek değil- dir. Hele "Siz isterseniz Hilâfeti bile geri a çar yollu tefsirlerle icraat, bir takım tabulara "oy çok bahanesiyle el sürmeye teşebbüs böyle sistemlerde darlar için hiç caiz sayılmaz. Muhalefet İktidarı, önümüzdeki seçime kadar memle- ketin meşru idaresi bilecektir. İktidar, oy çokluğuyla her şeyin yapıla a a kafasından hiç çıkarmayacak vs beğenilmeyen icraata kanunlar çerçevesinde direnmeyi vatan hıyaneti m Türkiyenin huzura, bu Centilmenler Anlaşmasının yü- rütülmesine bağlıdır. ikti

Bu sayıdan diğer sayfalar: