19 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

19 Mart 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS yan karar açıklandı: Tahliye! Kara- rı öğrenenler, "Türkiyede hakimler de var" dediler. Kararda, çocuğun, "arkadaşlarına karşı büyüklük tas- lama gayesi ile hareket etmiş olma- sı ihtimali" belirtiliyordu. Bu arada olay karşısındaki tep- kiler artıyordu. Muammer Aksoy ile Niyazi Ağırnaslı ve daha birçok avu- kat, Gürbüzün savunmasını yapmak istediklerini bildirdiler. Gençler Na- mık Kemal Ortaokulunun önüne si- yah çelenk bıraktılar. Bildiriler ya- yınlandı. Makaleler yazıldı. Tahliye günü saat 17.30'da meseleyi Polise aksettiren Ortaokul Başmuavini İb- rahim Göktanın telefonu çaldı, bir ses. şöyle dedi: — Gözünüz aydın, Gürbüz tahli- ye edildi! Bu, Milli Eğitim için bir yüzkarasıdır!" Oysa Milli Eğitim Bakanlığının üst kademeleri böyle düşünmüyor- du. Okul yöneticileri, üst kademe- ler tarafından tebrik edildiler. Bir yıs marşını zetmiş olan Kültür Müsteşarı Adnan Ötüken mesele ile "çok yakından" ilgilendi!, AP'lilerin yıllardır "büyük komünist tehlikes sil len 15 yaşındaki Gürbüzün dâ- vasına Nisan sonunda bakılmağa başlanacaktır. Herhalde bu dâva, Rusyadaki Daniel ve Siniavski odâ- vasından daha az enteresan değildir. Milli Eğitim Bakanlığı üst kade- melerinden gelen bir emir sonucun- da tasdiknamesi babasına verilme- yen ve bu yüzden devamsızlığı 30 gü- nü aşarak sınıfta kalan Gürbüz ise vaktini evde, müzik dinleyerek ge- çirmektedir. Bugünlerde en büyük meselesi, "saçlan"dır. "Saçlarım büyümeden sokağa çıkmıyacağım" demektedir. Gürbüz -aslında üyesi filan olmadığı- TİP den de istifa et- miştir!.. TİP'den niçin vazgeçtiğini soranlara ise şöyle cevap vermekte- dir: e em- "— Çünkü, e tutan adama ko- münist diyorlar Ne örgüt, ne örgüt! pimini. e. giriştiği oko- vı neticesi, kızıl (o çete genç Şimşeğin etrafında çabuk ör- gütlendi. Ankarada bir "halk. şiiri" a e.” orada As Klü bün si 1 Ruhi Su, kitaplarından bol para “Kazanan TİP sözcüsü ro- mancı Yaşar Kemal dinleyicilere halk şarkılarının nasıl doğup gelişti- ğini, kökünü nereden aldığını an- 19 Mart 1966 Polis bu hareketi ko- un latmışlardı. münist avının bir e getirmekte gecikmedi. Ru da İstanbulun zenginlerine söylediği komünistlik suretle sanatkârlar, çocuklar bir ip- tidai komünistlik anlayışının kur- banları olarak umumi efkâra teşhir olundular. Kârlı ticâretin öteki kıs- mını yürütenler, dincilik ile antiko- münizm satıcıları ve geçimleri kur- dukları derneklerden olanlar ise bu işareti bekliyorlardı. e Bitirdiğimiz Pazar onların bazıları biraraya gel- diler ve geniş komünist avının ter- tipçiliği ve yürütücülüğü görevini ahramanca sırtladılar. Avda, hiç olmazsa dış görünüşü itibariyle biraz ciddiyete sahip tek iddia, bir köfteci dükkanında. ara- larında romancı Orhan Kemalin de bulunduğu üç kişinin hücre faaliye- ti yaptıkları iddiası oldu. O suçun sanıkları tevkif olundular. İddianın, ötekilere benzemeyen bir iddia ol- duğu muhakkaktır. Ne var ki, gra iş bunun ispa- tına gelmekte Bu sırada ki komünistlik, he- le 15 yaşındaki bir çocuğun tevkifiy- le bütün çevrelerde uyanan tepkilere bakıp, rahmetli (OPeyami Sefadan sonra Süleyman Demirelin şahsında en büyük "iş kolaylaştıncı"sını bul- duğundan dolayı, hayatından mem- nun, elini uğuşturuyordu." YURTTA OLUP BİTENLER C. Başkanlığı Veda töreni Sunay sert adımlarla ilerliyordu. Onu; sağ gerisinden Tural izli- yordu. Milli Savunma Bakanı Ah- met Topaloğlu ise, Sunayin solunda ve hayli gerilerde yürüyordu. Sunay ve Tural, Hava, Kara, Deniz ve Jan- darma birliklerinden müteşekkil Tören Kıtasını' selâmlarlarken o ka- dar hızlı yürüyorlardı ki, Topaloğlu, sağ elinde şapkası, hem sırada git- meğe, hem de mesafeyi açmamağa çalışıyordu. Sunay artık, Cumhur- başkanı adayı bir kontenjan 'senatö- rüydü. Tural ise Sunaydan o boşa- lan Genel Kurmay Başkanlığına ge- tirilmişti. Haftanın başında Salı günü dü- zenlenen veda töreni, saat 17'de Ge- nel Kurmay Başkanlığı makam oda- sında başladı. Sunay Topaloğlu, Tural, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Necdet Uran, Haya Kuv- vetleri Komutam Orgeneral İrfan Tansel, Turaldan boşalan Kuvvetleri Komutanlığına (vekâlet etmekle görevlendirilen 1. Ordu Ko- mutanı Orgeneral Refik Yılmaz ve yüksek rütbeli bazı subaylara veda ettikten sonra topluca Genel Kur- mayın bahçesine inildi. Sunay, ma- kam odasından itibaren bahçeye kadar iki sıra halinde dizilmiş olan yüksek rütbeli subayların elini sık- Sunay ve Atasagun Çankayada ” "Selgider, kum kalır..

Bu sayıdan diğer sayfalar: