19 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

19 Mart 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER AP'liler, Meclisin girdiği bir haf- talık tatil süresince yumuşamış gö- rünüyorlardı. Durmadan, daha yu- muşak, daha anlayışlı bir politika takip edeceklerini imâ ediyor, böy- le bir intiba yaratmağa çalışıyorlar- dı. Geçen haftanın sonunda topla- nan AP Temsilciler Meclisinde De- mirel, Meclisin çalıştırılması gerek- tiğinden bahsetmiş, bunun için bir fedakârlık olüzumundan dem vur- muştu. Daha sonra toplanan Genel İdare Kurulunda da böyle bir ka- rar verildiği kulaklara fısıldanıyor- du. Fakat yapılan Grup toplantıla- rı ve bunlardan sızan haberler, ger- çeğin hiç de böyle olmadığım gös- terdi. Pazartesi ve Salı günleri topla- nan AP Grupunda Hükümet, Seçim Kanununda ısrardan vazgeçme eği- liminde göründüğü halde, neticede karar aksi istikamette çıktı. Şalı günü yapılan toplantıya Bilgiçle kolkola gelen Demirel: "— Meclisin- haysiyeti her şey- den önce gelir. Bütün kanunlardan önce gelir. Hattâ Parti prensiple- rinden de önce gelir. Meclisin çalış- ması ve yaşaması lâzım. Meclise o- lan, bize olur" dedi. "Ama Gruptaki Bilgiççiler, bazı mutedillerin ortaya attıkları görüş- lere karşı çıktılar ve Seçim Kanu- nu için mücadeleye aynen devam edilmesi yönünde karar çıkarttılar. Mutedillerin ortaya attıkları bir teklif şuydu: Gecekondu Tasarısını Seçim Tasarısından önce ele alalım ve havayı yumuşatalım. Ama Grupta faunan netice ve Demirelin görünüş- te taraftar olduğu yumuşamaya Bil- gicin karşı çıkması, zihinlerde şu intibaı' yarattı: Bu, bir oyundur!. Pazartesi akşamüzeri AP'liler sa- kin görünüyorlardı. İyimserlere gö- re bu,. Meclis çalışmalarında huzu- ru sağlıyacak bir gelişmenin işare- tiydi. Ama tam bu sırada Adalet Ba- kanı Hasan Dinçer bir önerge verdi. Bu önergede, Seçim Kanunu Tasa- rısının gündemdeki gensoru ve ge- nel görüşmelerin önüne geçmesi, gensoruların görüşülmiyerek okun- makla iktifa edilmesi (hedef alını- yordu! Bu, Anayasanın 89. Madde- sine açıktan açığa aykırıydı. Hava birden o gerginleşti ve Meclis, bir hafta önceki muştalı - bıçaklı hali- ne avdet ediverdi. Fakat bu sırada bir ara verildi. Ara verilmeden, Baş- kan Vekili İsmail Arar, Hasan Din- çerin önergesinden önce Kırca ve Feyzioğlu tarafından verilmiş iki ö- 24 nerge bulunduğunu, bunlar görü- şülmeden Dinçerin önergesine sıra gelemiyeceğini açıkça söylemişti. Gece toplantısında AP'liler otu- rumu yöneten Başkan Vekili Ahmet Bilginden Dinçerin Önergesini oyla- masını istediler. Fakat Bilgin, bu ö- nergenin Anayasanın 89. Maddesine -bu madde, gensoru önergelerinin, verildiklerinden sonraki ilk Meclis oturumunda görüşüleceğini âmir- dir- aykırı olduğunu ifade etti ve şöyle dedi: "— Anayasayı rafa koyamam!.." Bu oturumda Şefik İnanın, ha- yat pahalılığı hakkındaki gensoru- sunun görüşülmesini başlatan ve AP'lilerin kopardıkları gürültü üze- rine toplantıyı tatil eden Bilgin, da- ha sonra, bir sohbet sırasında şöy- le dedi: "— Akşam dilimin ucuna geldi, söyleyemedim. Yahu, Anayasa dışı davranışlar yüzünden adam asılmış bir memlekette yaşıyoruz!" Vak'a-i Nurettin Ok ye'tesi gün merak edilen,, AP'lil'e- rin bu tehlikeli yönde ısrar edip etmeyecekleri idi. Meclis toplantı- sından önce A? kulisinde bir konuş- ma geçti. Melâhat Gedik, Seçim Ka- nunu üzerinde ısrar edildiği takdir- çe gürültü çıkacağı ( söylenildiğin- ei — Azmin elinden hiç bir şey kurtulmaz!" dedi. Süleyman Demirel Dediğim dedik çaldığım düdük AKİS Karşısındaki iriyarı, genç millet- vekili ise, bir şeyler bilir bir eda ile, "öğleden sonraki celseyi Nuret- tin Okun idare edeceğini" hatırlat- tı ve güldü. Nurettin Ok öğleden sonra, cel- seyi açtı ve sanki Ahmet Bilginin yönettiği gece celsesi olmamış gibi davranarak, oturum Pazartesi ak- şamüzeri verilen bir aradan, sonra devam ediyormuş edasını takındı. İtiraz eden CHP'lilere söz vermedi. Dinçerin önergesini süratle oya koy- du ve ekseriyetin kolları kalkıp ini- verdi. Ortalık birden karıştı. Ok, u- sül hakkında söz isteyen CHP'lile- re de konuşma hakkı tanımıyordu. Birisi bağırdı: "— Kirazoğlu yapmadı yaptığını!" Sonra, CHP'lilerin ısrarı üzerine Emin Paksüt kürsüye geldi ve şöy- le dedi: "— Siz, 100, 200, 300 parmak kalksa, Anayasanın bir hükmünü kaldırazağınızı mı. sanıyorsunuz? e bir muamele hükümsüzdür. Ben' “ Anayasanın ihlâlinden sık sık bahsetmeyi sevmem. Ama bu Mec- lis, Anayasaya aykırı bir muamele ile kanun yaparsa, Anayasa Mahke- mesi bunu iptal eder. Anayasa Mah- kemesi iptal etmeyecek diye Meclis! çalışmalarında bu yola girilirse, o- nun da mercii Anayasa Mahkeme- sidir. Ama, Yüce Divan hüviyetiyle Anayasa Mahkemesi! Sonra, Meclis açıldığından bu yana cereyan eden en garip olay vukubuldu. CHP'liler bir şeye durmadan iti- raz ediyorlar, fakat Ok bir türlü söz vermiyordu. Sonra anlaşıldı ki, Kır- ca ve Feyzioğlu bir gün önce ver- dikleri ve Dinçerin -o anda kabul edilmiş bulunan- önergesinden ön- ce görüşülmesi gereken önergeleri- nin ne olduğunu sormaktadırlar. Bu önergeler kaybolmuştu! Nihat Erim, "kaybolan önerge" hakkında SÖZ istedi, Bu sırada Ok, bir şey a- rarmış, fakat bulamazmış gibi ha- reketler yapıyordu. e Feyzioğlu ba- ini — Bu, e Eli Söz ve- rin, ispat edeyim " Sonra, önergeleri gerçekten ka- yıplara karıştığını bir önceki gü- nün Zabıtları ile ispati ettiler!. Ali- can söz aldı ve olayı şöyle tanım- ladı: "— Bu, bendenizin yirmi senelik Parlâmento hayatımda gördüğüm şey değildir!." - senin 19 Mart 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: