19 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

Tüli Dünya oldukça küçük A ktör Genco, "Bir Delinin Hatı- ra Defteri'nden sonra, Brecht'- in "Arturo"sunu oynamağa baş- ladı. Hem de büyük bir başarıyla.. Bazı toplumcular "Arturo'yu sempa- tik bir hale getiriyor" diye Gencoya içerlemeğe bile başladılar. Fakat o- yunun bütününde sempatiden çok dehşet duyuluyor. Devlet Tiyatrola- rında, "halk bunu istiyor, bundan hoşlanıyor" teraneleriyle güçsüz o- yunlar sahnede tutulur ve bu yüz- den Devlet sahneleri biraz sinek av- larken, Ankara Sanat Tiyatrosunda iğne atsan yer yok. Bu arada dün- yanın küçük olduğunu gösteren te- sadüfler de oluyor. Meselâ geçen ak- am, Özcan Ergüder ve eşi, Emil Galip Sandalcı ve eşi, oyunu aynı zamanda seyrettiler. Özcan Ergüder şimdi Emil Galip Sandalcının eski 'den haberler eşiyle evli. Emil Galip Sandalcı ise geçende başka bir kadınla evlendi. İki çift de ikinci evliliklerinden son derece memnun görünüyorlardı. Fa- kat birbirlerini görünce hafifçe bo- zuldular. Niyet ve kısmet Dışışlerinin genç memurlarından Halük Özgülün Parise, NATO kolejine gitmesiyle ilgili haber bir süre önce bu sayfalarda işi Bakanlık okoridorlarında hayli dikodusu yapılan bu tâyin, Halük Özgül ve eşini' tabii çok sevindirdi. İkisi de Parisi çok severlermiş. Ya- kın arkadaşları Gencay Sav da ora- da olduğu için Parise gitmekten çok hoşlanmışlar. Bir söylentiye göre. Halük Öz- gül, Brüksele tayin edilmekten son derece korkmuş. Çünkü Ortak Pa- zar elçisiyle Kâmran Gürünün ara- Üniversiteli Kadınlar oku ma - yazma kampanyasında, Gayret kadınlara düştü! 19 Mart 1966 sı pek iyi "değilmiş. Halbuki Halük Özgül, Bakanlığın len kana- dı"ndan sayılıyormuş!.. Lâkin niyet başka, kısmet başka. Gnl De Gaulle NATO'dan çekilme kararını verdikten sonra olaylar Halük Öz- gül ve eşinin niyetine uygun bir şe- kilde gelişmiyeceğe benzer. NATO karargâhları (o Brüksele re Paris yerine yine Brüksel e çalış mak zorunda kalacak ve belki d bunca emek boşa gidecek. Erkeklerde ümit yok mu? gesi Kadınlar Derneği, Ni- san ayında Unesco tarafından düzenlenecek bir seminere hazırla? nıyor. Seminerin konusu, "Türk ka- dınında okuma şevki nasıl artırı- lr?" OÜnesco, bu kampanyayı yü- rütmek için Türkiyede birçok ku- rumlara başvurmuş, sonunda Üni- versiteli Kadınların bu işi iyi yürü teceğine karar vermiş.. Yoksa, türk kadınının okuma şevkini artırmak için türk erkeklerinden ümit kesil- i mi? Dön baba, dönelim! avyonlarda çiftetelliden geçilmi- yor artık. Muayyen bir saatten sonra modern danslar filân hafif kalıyor; pistte bir çiftetelli yarışı- dır başlıyor. Bu yarışlarda rekoru İnci Güran kırıyor. Geçirdiğimiz Cu- martesi gecesi Süreyyada eğlenen- ler, sabahın beşine kadar bu genç kadını seyrettiler. Ayşe. Kulin de çr- radaydı, fakat o artık çiftetelli oy- namıyor, galiba tövbe etmiş. Dur- madan değişen o kavalyeleriyle ro- mantik danslar yapmaktan daha çok hoşlanıyormuş. Süreyya tıklım tıklım, doluydu tabii. Hazım Göz- lükçü ve arkadaşları da çok neşeliy- diler. Evdeki partide hızlarını ala- mayıp pavyona gelmişler. Mehmet Emin Ercan, İnci Güranın karşısı- na geçip hemen döktürmeğe başla- dı. "Ertelendi efendim.." gGirselin sağlık durumu yüzünden balolar, yemekler durmadan er- 29