19 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

19 Mart 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Ağızdan Çıkarılan Bakla epimiz, A.P. organı Adalet gazetesinin fıkra yazarı Fatin Fuada müteşekkir olmalıyız. İktidarın der- dini hiç kimse, yan sütunlarda tam metnini bulacağı- nız "Curcuna" başlıklı yazının sahibinden daha iyi ve daha açık umumi efkâra duyuramazdı. Fatin Fuad bir A.P. idarecisi değildir. Hattâ Fa- tin Fuad, belki A.P.'ye kaydım bile yaptırtmamıştır. Ama Fatin Fuad A.P. takımıyla devamlı temas ha- lindedir ve Yaaa o çevrelerin ruh haletini akset- tirmektedir. Evet, A.P. kendisini bir iğ eki fıçının içine düş- müş gibi hissetmektedir. Bu iğneli fıçı, Anayasadır. A.P. İktidarı Anayasa tarafından kanka bağlandı- ğını her tasarrufunda anlamaktadır, ve D.P. İktidarı günlerini hasretle anmaktadır. İhtimal ki Demirel, her akşam "Ah, Menderesin rahatlığı bende olsaydı.." diye sızlanarak yatağında bir tarafından ötekine dön- mektedir. Ama Anayasa, gerçekten de, Başbakanlar artık Menderes gibi hareket edemesinler diye hazır- lanmıştır. Fatin Fuad A.P.'nin derdini ne güzel anlatıyor, değil mi? "İktidara gelmişsin" diyor. "Nereye elini ". Ne radyoyu eski Vatan radyosu gibi adama kullandırıyorlar. Ne sevmediğin memuru, bir 39. Madde icat edip kolun- dan tuttuğun gibi atabiliyorsun* Ne Yargıtay Ceza Dairelerinden istediğin kararları çıkartıp bunları, imzadan önce sen ilan edebiliyorsun. Ne yüksek öğ- renim müesseselerine hâkim olabiliyorsun, "Nabza göre şerbet vermeyin" diyen dekanları hışmınla kah- rediyorsun. Ne arzuladığın adamı arzuladığın kadar hapiste tutabiliyorsun. Ne cadı kazanını serbestçe kaynatıp fikir suçları icad edebiliyorsun. Ne kitap ya- kabiliyorsun. Fatin Fuad samimiyetle feryat ediyor: Hafazanallah! A.P.'nin de içi, Menderesinki gibi bir İdealle do- ludur: "Memleketin kalkınış ve kurtuluşunu en kısa zamanda tahakkuka kavuşturmak!" Ama A.P.'yi bı- rakmıyorlar ki.. "Aman Anayasa zedelenmesin, aman 27 Mayısa gölge düşmesin, aman Yargıtayına, Danış- tayına hürmet edilsin.." İktidar mı, bu? Bir esaret. Bir m iğneli fıçısı... Bütün bu sebeplerden Demi- olamıyor ve mahallelerde D.P. ileri yeni A.P.liler onbeşer onbeşer milyoner ya- pılmak için boş yere bekleşip duruyorlar. A.P.'nin derdinin Anayasa kayıtları olduğu zaten bilinmiyor değildi. Demirel dört aydır hep, bu kayıt- lardan kurtulmanın çabası içindedir. Ama gayretleri. kendisini Anayasayı ihlâlin eşiğine kadar getirmek- ten başka bir işe yaramamıştır. O hududun da İçine 19 Mart 1966 Metin TOKER girerse, şüphesiz devrin 1900 öncesi olmadığını pek acı ve sert şekilde anlayacaktır. Türkiyede "Evliya Başbakan", "Peygamber Başbakan", "Dâhi Başbakan" devri geride kalmıştır. Başbakanlar geçecek, Anayasa hep kalacak ve her şey o Anayasanın hükmü dairesin- de olacaktır. Memleket katlandırıyorum diye yaran kalkındırmak, her türlü kontrol ve murakabeden sıyrılmak, hiç bir müessesenin kararma uymamak ar- tık Türkiyede kabil değildir. Demirel şimdi, Anayasa- da teminatım bulan bu murakabeyi "komünistlik" diye damgalayarak bertaraf etmenin plânını yürüt- meye m ml Bir tecrübesiz siyaset adamı- nın Anayasanın varlığına rağmen memleketin hava- sım ve ortamı ne hale getirdiği gözlerin önündedir. Ya bir de, o "iğneli fıçı" mutlak hâkim olarak rmaları imkânı, Mendere- sin hazin âkibetiyle birlikte tarihe karışmasaydı? Ama görülüyor ki A.P. kendisini rahatsız eden Kanunu bundan dolayı İllâ çıkarılmak Ancak ondan sonra, bu sefer teşrii yoldan Anayasa rafa kaldırılacaktır ve Harika Başbakan, göstere- mediği marifetlerini de teker teker gösterecektir. Burada unutulan, mürakabesizliğin sonunun ol- mamasıdır. Bugün Anayasayı iğneli fıçı sayan bir Başbakan yarın mutlaka Basım iğneli fıçı addeder. Sonra sura Muhalefete gelir. Onu, çeşitli müesseseler takip eder. Anayasa Mahkemesi, Plânlama Teşkilâtı o Başbakana hep, obstrüksiyon âletleri gibi görünür. Nihayet Meclisin kendisi ve Ordu, Başbakan için mutlaka halledilmesi gereken meseleler halini alır. Menderesin, Türkiyenin bütün altınlarım yiyip mem- leketi tâ öteki asra kadar borç içine soktuktan sonra "Bırakmıyorlar ki.. oBırakmıyorlar ki." diye feryat ettiği unutulmamıştır. Şimdi, Kurucu Meclisin ne kadar faydalı bir ana- yasa hazırlamış olduğu her zamankinden daha iyi ortaya çıkmıştır. İşte, Menderesin eşi kafada bir ik- tidar, fakat eli kolu serbest değil!. Bizim Anayasamız, şüphesiz ki bir bakıma antitez vasfındadır. Yani, 1954-60 arasının bütün aksaklıkları, bir daha tekrar- lanmasınlar diye, Anayasada kendilerine (o tekabül eden bir maddeyle zaptırapt altına alınmışlardır. Ama, Allahtan alınmışlar. Anayasayı iğneli fıçı sayan bir zihniyet, üstelik köyü de çomaksız bulsaydı, aman yarabbi neler, ne- ler yapmaya kalkışmazdı ki.. A.P.'nin gerçek derdi -tabii, hedefi de- anlaşılıyor, değil mi?

Bu sayıdan diğer sayfalar: