19 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

19 Mart 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CURCUNA.. Bir iğneli fıçı içine düşmüş gibisin. Istıraptan kur- tulmak için arkana yaslanmak istiyorsun, Anayasa mâni oluyor... Öne meyletmek istiyorsun, a dirsek dayıyor. Sağına baş vuruyorsun; "27 mayısı il" diyorlar.. Ayağa kalkmıya uğraşı- yorsun; Atatürk'e sonradan mâl edilen bir takım il- keler, pırıl pırıl birer ustura gibi tepende sallanıyor. e yapacaksın; kaderine küsüp, fıçının iğnelerine kendini terk ederek, kanının son damlasına kadar emdire emdire, tam bir tükenişe teslim mi olacak- sın?.. İktidara gelmişsin; senden evvel köprübaşlarına seçile seçile ve imbikten süzüle süzüle oturtulmuş adamlar senden değil.. Bir Devlet Radyosu var.. Ana- yasaya madde konup, özerklik kanunu ile birlikte bir teşkilât kurulmuş M; İdare Heyetinden ye umum mü- düründen, kapıcısına kadar; daha o zaman bugünler düşünülerek ölçülmüş biçilmiş.. Elini uzatamıyor- sun, "Anayasa" diyorlar.. Millete; itimad ettiğini, sa- na ihanet etmiyecek, ehil bir. kadro ile hizmete gir- mek kararındasın.. Danıştay "Hayır!" diye diretiyor: "Eskiden miidevver (o şahıslarla çalışmıya omecbur- sun!.." şeklinde hükme varıyor. Ve daha o zamanlar- dan böylesine fuzuli ve zararlı bir müdahalenin Ka- nunu da devşirilmiş.. Varsın Danıştay diretsin, sen bildiğini oku... Ama o takdirde de Anayasayı çiğne- miş oturmuşsun!, : Bütün bu bugünler için hazırlanmış ve her biri- nin ucu, iddialara göre Anayasaya raptolunmuş ka- nunlar, bir takım kimselerin önünde; Türk milletinin seçtiği Hükümete ayak bağı olsunlar diye, granitten birer siper gibidir.. Aslında bu kanunlar milletin menfaatlarını mı mahfuz tutmaktadır? Böyle bir iddiaya kargalar gü- ler.. Falan mevkideki Ahmed Efendinin kılına gele- cek zarar, doklayısiyle bir Devlet müessesesini çık- mazdan kurtaracak, bu kurtuluş ise Halk Partisi için yet yeni iktidarın elinde yıkılsın, batsın.. lecek o zaman; sapasağlam kuruluşları, bile, ehliyet- sizlikleri yüzünden nasıl harabediyorlar!.." Radyonun "özerk'liğine -ne de pis bir kelime- el sürmek kimin haddi?.. Dünün hesabına göre yerlerine yerleştirilmiş belli kadro, kapı dışarı olursa; Vietnam- daki Amerikalıları, Sıhhiye ile Opera binası arasına yerleştirilmiş mancınıklarla kim taşhyacak?.. İlk okul talebeleri için hazırlanan ders programlarında bile. daha o çağdaki yavrulara garp düşmanlığını kim aşı- lıyacak? İleri solun sinsi propagandasına kim hizmet edecek?. Bütün bunların, olduğu gibi devamını Anayasa ve kanunlar himaye ediyorsa, doğrusu u pesl!. İstanbulda bir Komünist höcresi basıldı. Her bi- German çıkar. Tülay German vak- tiyle "kızılcıklar oldu mu"yu söyler, mânası olan türküleri kalın ve gü- zel sesiyle, gerçek bir yıldız sana- 19 Mart 1966 tıyla okur, sadece zenginlerden ol- masa bile göğsünde taş taşımayan- ların alkışlarını toplardı. da As Klüpte Tülay Germanın artık FATİN FUAD ri, bu ideoloji mesleğinin uşaklığı ile çok eskiden mü- seccel kimseler; ele geçirilmiş delillerle birlikte ad- liyeye sevkedildiler. Ankarada, Türk milletini en bü- yük felâketlerle tehdid eden ve her defasında mem- leketin huzurunun ve. piyasasının altını üstüne getiren beyannamelerden bir yenisi dağıtıldı.. Bu hâlis çıba- nın cerahat dolu kökü, maalesef, şu geçen gün Baş- bâkan'ın yuhalandığı yazılan bir yüksek tahsil mües- sesesi ile bir diğerinin sinesine kadar dayanmaktadır. Bunlar da "Özerk" kuruluşlardır. Ama Türk Milleti- nin yalnız irade ve kanaatına değil, topyekün hayatı- bir müsamahaya bu milletin Anayasası nasıl destek edilir?. İstanbulda e. Ankarada ele geçen iki talebe Adliyeye teslim e e elem verici bir hakikattir ki; daha o anda bütün mes'uliyet tekabbül etmiş makamları, derin tereddütlere gömülü buluyo- Tuz.. ayasaya aykırı hareket etmek ihtimalinin verdiği çok zararlı bir ürküntü bu» Hepsi de sokağa atılıveriyor ve sırıtarak serbestçe evlerine dönüyor... Gazetelerimiz; o büyük, o vatanperver, o millet ve memleket sever gazetelerimiz bu adamların fotoğraf- larını kabil olsa altın yaldızlı çerçeveler içinde neş- redecekler.. Bunlardan bir tanesinin hâdise hakkında vaz'ettiği şayan- 1 bei hükmü beraberce okuyalım i "Toplumcu görüşlere inanmak ve savunmak baş- ka, bu görüşleri cebir yolu ile kabul ettirmek üzere ihtilâl veya ayaklanma hazırlamak başka şeydir. Bi- rincisi düşünce özgürlüğü ile ilgilidir. Her demokra- tik anayasada olduğu gibi bizim anayasamızda da teminat altına alınmıştır... Yine bu zâtın yazdığına göre; yargıtây da geçen- lerde bir ictihad kararı çıkartmış, bu gibi fillerde ce- bir unsuru aramanın gerektiği, aksi takdirde söz konusu fiilin suç sayılmayacağı bildirilmiş.. ani sen istediğin kadar Komünizm propagan- dası yapabilirsin.. Halkı etrafına toplayıp serbestçe Marks'a, Lenin'e Moskovaya medhiyeler okuyabilir- sin. Fikir klüpleri açıp, genç nesilleri sovyetleştirmli ye çalışabilirsin. Tek dikkat edeceğin nokta silâha sarılıp, Türk Milletine karşı fiili bir harekete geçme- ktir... Maşallah... Görülüyor ki, torbalar her tarafından büzülmüş.. Bu şartlara; Aman Anayasa zedelenmesin, aman 27 mayısa gölge düşmesin, aman Yargitâyına, Danış- tayım! hürmet edilsin diyerek hem intibak edecek ve hem de memleketin toptan kalkmış ve kurtuluşunu en kısa zamanda tahakkuka kavuşturacak; on par- mağında on mucize taşıyan bir siyasi zümre şayet mevcutsa; iüifen yy de bir elini bırakıp, öte- kini peyim (Adalet Gazetesinden) söyledikleri, 1966 kışın- varlıklı müşterilerinin hoşlandıkları Teksas bozması şark lardır ve çoğu, amerikan menşeli- dir. lis 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: