26 Mart 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

26 Mart 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Seytan Taşlayanlar per bugün Türkiyede bir âcil tehlike yoksa, o da komünizm tehlikesidir. içerde komünizmin, bir hareketin arefesine gelmiş kadar kuvvet kazandığını sanmak, dış komünizmi ise kapımızın hemen eşiğin- de bilmek, bir samimiyetsizliğin ve bir hesabın değil- se, mutlaka bir vehmin delilidir. Bütün tarih boyun- ca türk toplumunda ilerlet hareketler böyle vehim- ler tahrik edilerek odurdurulmak istenmiştir. Ama, gene bütün tarih şahittir ki türk toplumunun sağ- lam kuvvetleri, daima ordunun subay kadrosunun şahsında temsil edilmiş olan aydın tabaka engellerin hepsini yenerek memleketi bati yönünde ilerletmeye muvaffak olmuştur. Neticenin gene böyle olacağın- dan hiç kimse şüphe etmemelidir. "Komünizm" ve "komünist'in bugün, eski "din- sizlik" ve "gâvur" yerine kullanıldığını görmemek im- kânı yoktur. Komünizmi telin etmek için tertiplen- diği bildirilen ve üniversite gençliğinin malı gibi gös- terildiği halde kaba malzeme olarak Konya esnafı- nın dahi kullanıldığı bir mitingle Ayasofya önüne gi- dip "Kahrolsun komünistler.. Ayasofyanın cami ya- pumasını istiyoruz" diye bağırmak, üzerinde ibretle durulacak bir davranıştır. Ayasofyayı camillkten çı- karıp müze yapan, Türkiyedeki ilerici hareketlerin en güçlüsünü gerçekleştirmiş Kemal Atatürktür. Bu- nun ne komünizmle, ne de komünistlerle bir ilgisi vardır. Ayasofyada ezan okunursa komünizmin kahro- lacağını zannetmek ise pek iptidai bir görüştür. Ama görüşün önemi, komünizmle mücadele adı altında Türkiyede bir defa daha hangi mücadelenin başlatıl- dığım açık olarak göstermesidir. Komünizmin, yayılma istidadını bünyesinde ta- şıyan bir cereyan olduğu muhakkaktır. Bu tabiatı İtibariyle komünizm, bütün batılı toplumlarda kont- rol altında tutulması gereken bir sosyal mikrop ola- rak görülür. Komünizmi yasaklamış olan memleket- lerde bu bir polis mücadelesidir. Komünizmi açık tutmuş memleketlerde yapılan ise, fikir platformun- da propaganda ve antipropagandadır. Ancak iptidai toplumlardadır ki komünizmin üzerine tertipli mi- tinglerle gidilmektedir. Tertipli mitinglerle bir yere varılmak kabil bulunsaydı, bugün Kıbrıs bizim olur- du. Her yerde olduğu gibi Türkiyede de bir komü- nist faaliyetinin ve komünistlerin mevcudiyeti mu- hakkaktır. "Komünist diye komünist parti mensubu- na derler. Türkiyede komünist parti yoktur. O halde komünist de yoktur" mantığı bir kripto safsatasın- dan başka şey değildir. Komünistlerin taktikleri de, yıllardır, az veya çok ölçüde meydana çıkmıştır. Bir yandan, toplumun alt tabakalarında hücre faaliyetiy- 26 Mart 1966 Metin TOKER le yayılmaya çalışırlarken üst tabakalarda, bilhassa yayın ve sanat çevrelerinde yuvalandıkları sır olmak- tan çıkmıştır. Bunlar Türkiyede hep bilinmektedir. Ama bu klâsik faaliyet bugün ne olağanüstü bir ge- lişme göstermiştir, ne de olağanüstü bir tedbire lü- zum hissettirmektedir. Komünizmin, şimdi bir ucu iktidarda bulunan zihniyet tarafından, bazı tertip ve tasavvurlar için bahane diye kullanıldığı ortadadır. Türk toplumundaki gerçek olağanüstü gelişme, 27 Mayıstan bu yana sosyal ve ekonomik sorunların ön plâna geçmiş olmasıdır. Bu tartışmalarda sol fi- kirlerin kendilerini duyurması ve tesir yapması ka- çınılmaz bir vakıadır. Amerika dahil dünyanın bütün demokratik toplumları kendi ortalarının soluna doğ- ru kayarken Türkiyede sağın, fikir platformunda sol- la başa çıkabilmesi kolay düşünülebilir bir husus değildir. Bu solu, komünizmle karıştırmamak lâzım- dır. Zaten yeni komünist avcılarının da bunu karış- tırmadıkları, şimdilik "gafil" etiketi altında Koç, Ec- zacıbaşı veya Burla gibi müesseselere musallat ol- malarından bellidir. Eğer Cağaloğlu şeytan taşlayıcı- lara açık tutulsaydı şüphesiz Cumhuriyet, Milliyet ve Akşam gibi gazeteler de kendilerine düşen ihtar payını alacaklardı. Nihayet C.H.P. ve İnönü, şimdi kaba kuvvetle" karşısında mücadeleye geçilen gelişme fikirlerinin siyaset alanındaki temsilcileridir. "Kah- rolsun ko ganının sahibi mukaddesatçılar, savaşlarını, komü- nist cepheye karşı değil, Eczacıbaşıdan CHP /ye uza- nan ve halkaları arasındaki politik irtibatı bu kadar az olan bir ilerici cepheye karşı yapmaktadırlar. Bu cephe komünizme karşı tesirli aşının sosyal ve ekonomik meselelerin çözümü olduğunu söylerken mehter takımını başa alan mitingciler "Komünizme karşı eh tesirli silâh dindir” dövizini ellerinde taşı- maktadırlar. Halbuki komünizm ilk, bütün avrupa topluluklarının en dindarı rus toplumunda patlamış- tır ve bugün bir çok geri müslüman memleketler, sosyal ve ekonomik meselelerini halledemediklerin- den dolayı komünizmin şiddetle tehdidi altındadırlar. Komünizme karşı nurculuk, süleymancılık, yezi- dilik, yani ümmetçilik ve şeriatçılık.. Komünizme kar- şı besleme dernekler.: Komünizme karşı Ayasofyadan ezan.. Komünizme karşı Konya Esnaf Derneği tem- silcisinin üniversite gençliğine söylevi.. Bu komünizmin kahrolmasına değil, irtica hort- latılmasına giden yoldur. 31 Martı teşvik eden yol- dur. Bütün Türkiye tarihi boyunca her ileri hareke- tin karşısına çıkan klasik umacıdır. Umacı bir defa daha, mutlaka yenilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: