21 Mayıs 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

21 Mayıs 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Hindistan gibi, bazı Asva ülkeleri gibi akıl almaz ölçüde sefalete ve sö- mürülmeye düşmemiş bir Türkiye- de bugün Batı ile mevcut ilişkilerin temelden eleştirilmesine yol aç& cak, sert dönüşümlere sebep olabi- lecektir. Bunların neden böyle ola- cağı, henüz tarihi görevini anlama- muş görünen bizim “huzursuz ve güvensiz” mâzenin sektörümüzün söylediklerinden de kısmen anlaşı!- maktadır. Derdine doğru teşhis ko- yamayan, konuşmasını bilmeyen ve sanayicilerin dertlerini hâlâ sanayi- ciden çok, ithal malı ilâç tozlarını ambalâjlamakla eczacilik ve kimva sanayiciliği oyaptığını sananlara â- çıklatan özel teşebbüsümüzün sanâ- vici kolu yakın günlerde konuşma- sını daha iyi öğrenecektir. Öyle görülmektedir ki, AP'nin bu kadar gözü kapalı izlediği bu ik- tisadi pa yerli özel teşebbüs- cülüğü de yakında belini doğrulta- maz hale düşürecek, iş adamları- mz için-tek faaliyet alanı, dış ser- maye çevrelerine ajanlık yapmak- tan ibaret kalacaktır. Türkiyeye o- ranla hesap edilmeyecek kadar el- verişli durumda bulunan Japon © konomisi bugün amerikan iş çevre- lerinin isteklerine, Amerikanın ve- ongoda, fri sürdürülen bütün işlerde amerikan sermayesinin yönetimin- deki milletlerarası özel sermaye gruplarının rolleri vardır. Gelişme yolunun bi da, - fakat bir- çok yönlerden diğer az gelişmişlere oranla daha umutlu olan Türkive- nin gözü kapalı gireceği bu gibi iliş- kiler Türkiyeyi dönülemeyecek nok- islara getirecektir: . Bu “ilişkilerin hemen ardından De Gaülle Fransw- sına empoze edilmek. istenen bazı iktisadi şartlar, De Gaulle'ü veni bir vol aramaya mecbur etmiştir. Türkiyenin, bu zayıf haliyle, De Ga: ulle Fransasının . yapabileceklerini ne.şimdi, ne de ilerde, başı çok sı- kıştığı zaman bile - yapabileceğini söylemek mümkün değildir. Belli bir güce erişemeven türk özel sek- törünün, “özel sektörcülük aşkına” da olsa, dış özel sermayeye karşi aşırı taviz politikasının sonucun- da varabileceği tek nokta, Tür- kiyenir oOmadenlerini, zenginlik - lerini ileri ülkelerde işlenmek üze- ucuz olduğu için; vabancı sermaye- 21 Mayıs 1966 nim Türkiyede * yapacağı: “başka iş yoktur. Yabancı sermaye Türkiyede sanayi kurmayacaktır. Ortadoğu ül- keleri için çok dahâ merkezi ülke- ler vardır. Türkiyede kurulan oto- mobil “montaj tesislerinin; lâstik fabrikalarının esas amacı, her Za man, türk iç pazarı olacaktır. Yani, bizim özel sektörün gelişip günün birinde yapabileceği iş alanları... Kim kimi kurtaracak? Sanayide görülmeye başlanan bü tehlike, iş çevrelerimizi artık u- yandırmalıdır. Bunun solculukla sağcılıkla bir ilgisi yoktur, Bu, ik- tisadi bir gerçektir. Bunun anlaşıl- ması, iktidara şebbüscülüklerinin yana bir özel teşebbüscülük olduğunu apaçık gösterecektir. Nitekim, Tahsin. Yalabıkı, Eti- bank Genel Müdürü iken makamın- da, “Biz, kalkınmamız için dış yar- dıma, sermayeye muhtacız. Siz tu- tup bunları küstürüyorsunuz” şek- linde azarlayan bir Sanayi Bakanı- nın Bakanlar - Özel Sektör toplan- tisında, sözlerinin bugün olmasa da günün birinde anlaşılacağından dü» hi çekinmeden, adenlerimizin, yeraltı kaynaklarımızın tespitinde gelişmiş ülkelerin asırların mahsu- lü tecrübe, teşkilât ve bilgilerinden istifade edeceğiz” i. günlerde, Amerikan Temsilciler “Meclisinin gizli toplantısında Türkiye hakkın- daki bir raporun okunması, AP İk- tidarı için ashnda bir uyarma nite- liği taşımaktadır. Gizli toplantıda, Türkiyeye gelen amerikan özel ser- maye yatırımlarında, sermayeye ve yatirim malı şeklinde gelen ham maddelere uvgulanan gümrük ver YURTTA OLUP BİTENLER gilerinin indirilmesi o istenmekte, ilişkilerin gözden geçirilmesi tavsi- ye edilmektedir. . Bunun anlamı, sanayileşmekten başka kurtuluş yo- lu bulunmayan o Türkiyenin sana- yileşmemesidir! Yerli sermaye ile eşit şartlarda rekabet edecek dış özel sermaye, . bizim özel sektörü müzün dizlerinin üstünde doğrul masına hiçbir zaman izin vermeye- cektir, Milliyetçi ve'özel teşebbüscü ol duğunu her zaman -söyleven AP'nin vapacağı en dürüst hareket, savun» duğu fikirlerin gerçek anlamını #- raştırmak, ya kendine çekidüzen vermek, yâ da ne olduğunu, başta verli özel teşebbüs olmak üzere, herkese efendi efendi anlatmaktır. Yabancı özel sermayenin Türki- veye elini kolünu sallayarak girme- sine yol açacak aşırı isteklere kar- şu koymak istemeyen bir politika, memleketin mevcut tasarruf im- kanlarının damardan sızan kan gi- bi dışarıya akmasını hızlandıracak, Türkiye bu fasit daireden kurtula- mıyacaktır. Kalkınmanın, milli bir politika ile sanayileşmenin, yatırım imkânlarını artırmak, iç tasarrufla- rin yurt içinde kalmasını ve yatırım şekline dönüşmesini sağlamakla eş anlamlı olduğunun - bilindiği günü- müzde, “ham maddesini bile yarı iş- lenmiş maddeler şeklinde yurt dı- şından, ana şirketin diğer ülkeler- deki tesislerinden sağlayan, türk iç pazarından başka dışarıya mal sat- mayan, iç kredi imkânlarımıza “or. tak olan eyyamcı bir vabancı ser- maye hayranlığı"nı: savunmak, ya kın günlerde, ayıptan da öte bir an- lam taşır hale gelecektir. Özel sektör tem sileileri Bakanlarla Suyun üstündekiler bunlar, ya altındakiler?

Bu sayıdan diğer sayfalar: