21 Mayıs 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

21 Mayıs 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çıkmazdadır layan, Ulaya pusu kuran kabadayıların, hemen Adli veye sevkedilmesi Parlâmentonun işlemesini samimi olarak emenin âsgari delilidir. Bu yapılmazsa, Meclisteki çatışmalar son haddine ulaşacak; ve Mec lis, demokratik düzene olan güvenin yitirilmesine bizzat sebep olacaktır. Bir İçişleri Bakanı, kanunla- rın, bazı vatandaşlar lehine hiç uygulanmamasını, bazı vatandaşların ise sadece aleyhine olarak uygu- lanmasını sağlayan bir tatbikatın kahramanı olarak, kanuna saygı duygusunun ortadan kalkmasına sebep olmaktadır. Bu tutumun, halkla -hele gençlikle. za- bıtayı karşı karşıya' getiren teldikeli bir oluşuma s6 bep olduğu ve demokratik düzenin temelini oyduğu meydandadır. Bu İçişleri Bakanı, iktidarcı olmıyan gençleri faşist metodlarla ayıklama çabası içindedir. Cür'et ve pervasızlığını, “Yasama Meclisine gece ya- rısı baskın yapma”ğa kadar götürebilmiştir. O halde demokrasiye inanan milletvekillerinin, den olurlarsa olsunlar, bu şahsı görevinden derhal uzaklaştırmaları, bunun için Anayasamı sunduğu bü- tün araçlardan faydalanmaları, . onlardan demokra- tik düzen adına beklenilecek tepkinin asgarisini teş- kll etmektedir. İktidar partisi bunu yapamıyorsa, onun demokrasi konusundaki a veni bir delili daha ortaya çıkıyor demektir, rm olumsuz davranışı, muhalefetin kendisine ns vapmasına elbette ki engel olamaz. Sapık tutumunu “Meclisi vesayet altıma almaya yeltenme"ye kadar gö- türen bir İçişleri Bakam yerinde kaldıkça, Meclis ça- lışmalarına katılmamaya karar veren bir muhalefet cephesi, böyle bir Zaptiye Nâzırım tasfiye edebilir ve etmelidir. “Böyle bir İçişleri Bakanı ile seçime gir- meği Muhalefetin reddetmesi” bile, kanaatımızca ak- lın icabıdır. Demokrasilerde bunun birçok omisalleri vardır. On yıl önce Almanyada Milli Eğitim Bakanlarından Schlüter'in eski bir SS olduğu ortaya çıkınca, Göttin- gen Üniversitesinin önce öğrencilerinin, sonra da ho- calarının harekete geçerek, böyle bir Nazi Bakan kal dıkça, derslere girmiyeceklerini ilân etmeleri ve bu- nu bir süre uygulamaları, başlangıçta direnen Başba- kanın, nihayet Mili Eğitim Bakanım değiştirmesi sonucuna ulaştırmıştır. Bizdeki Başbakanın anlayış göstermesi, şüphesiz ki kolay olmıyacaktır. Amma, Muhalefet kendisine düşeni tam bir enerji ile yerine getirirse, bir yıl önce varlığından ancak bir avuç İm sanm haberdar olduğu berbangi bir kisi iken bugün -Anayasanın hükümleri sayesinde. Türk Devletini idare etme durumunda olan kisi de. o Anavasa düze- nine saygı göstermesini elbette ki öğrenecektir. Nihayet demokrasimizin içinde bulunduğu en büyük çıkmaz, “çok partili sivs”* havatın ve Oy avci lığı mekanizması"nın, türk toplumunun ilerlemesi- hangi parti- Prof. Dr. Muammer AKSOY nin, hattâ dünya şartları içinde yaşamasının ilk şartı olan “akla ve ilme dayanan bir devlet halin- de kalabilme” ile çatışma gelmiş olması» dır. Lâlk Devlet esasından ayrılan, dini ve dini hisleri siyasi amaçlarla istismar eden partilerin, memlekete ve demokrasimize kasdeden teşekküller olduğundan şüphe edilemez. ai açıkça bu gibi partilerin kapatılmasını öngörmüştür. Bir partinin iktidara gele bilmesi ve iktidarda kalabilmesi bu prensiplere sâay- gı göstermesine bağlıdır. Böyle olduğu halde, AP'li birçok milletvekili, durmadan lâiklik temeline aykırı konuşmalar, hattâ yayınlar yapmakta ve bu prensibi canlandıran Atatürk devrimlerini baltalamak için A- tatürke hergün en bayağı şekilde saldırmakta, dini hisleri devrimlerin karşısma çıkarmak için her çaba- ya başvurmaktadır, Anayasa düzenimizi ve demokrüa» #iyi semimi olarak fsföyan bir: parti, bu hale son ve- recek tedbirleri derhal almak zorundadır. Bu millet- vekillerini partisinden hemen atmayan, atmakla da yetinmeyip bu gibi fikirlerle ilgisi bulunamıyacağın resmen ilân etmeyen bir AP'nin, Anayasa düzenimiz- le ve demokrasimizle bağdaşamaz bir teşekkül oldu- ğunda şüphe kalmaz. O zaman bu partinin “Anayasa Mahkemesince kapatılması, demokrasiyi kurtarma- mn İlk şartı haline gelir. Amma “din istismarına biz- zat İlderleri öncülük ediyormuş, işe ondan başlamek gibi başka bir çıkmaz karşısında imişiz!” Bu hal, gi dilecek yolu değiştiremez. Yaşamak ve demokrasiyi yaşatmak İsteyen bir parti, demokrasinin böylesine bir çıkmazla karşılaştığı bir anda, kendisine aklı ba- şında ve Anayasaya saygılı bir lider bulmasını da bil- melidir. Siyasi ufukta vi bir hafta sonra lider olan bir şahısın başka şahsı, hattâ bir düzine başka şahsı Hilmi. her halde mesele ol masa gerektir, SONUÇ: "Pürk demokrasisini çıkmazdan kurtarmak, bugün hâlâ bü ölçüde, onu bu çıkmaza sokan AP'nin elindedir. Böyle bir görevin yerine getirilmesinin Şe refi de büyük İşemyriri AP içinde demokrasiye ina- nan zümreye tarihi bir e düşüyor. Onların sade- ce hüsnüniyeti kâfi li Millet şimdi bu “hüsnü- niyetli kişiler”den, “hüsnühareket” de beklemekte- dir. Aksi halde; onlar da kötü niyetli arkadaşları ka dar sorumluluk yüklenmiş olacaklardır. AP, demek rasiyi yaşamaz hale getirmekte ısrar ederse, demok- rasiyi kurtarmanın çaresi, “AP'siz goneyrlre ola caktır. Anayasa düzenimiz de, akıl da bunu gerektiri- yor. 21 Mayıs 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: