1 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

1 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS ilk elde 23 milyon dolarlık bir kredi açmayı kabul etmişlerdir. Karar büyük bir gizlilik içinde alınmış, iç ve dış sermaye çevreleriyle yapılan temaslarda da aynı gizliliğe riayet edilmiştir. Türk kamuoyundan saklanılan bu karar, hafta içinde kendisine so- ru soran gazeteciye Etibank Genel Müdürü Suphi Yavaşça tarafından nihayet! şöyle açıklandı: — Birinci ve ikinci beş yıllık Plân dönemlerinde bütün mali im- kânlarımızı seferber etmiş durum- dayız. İlâve yatırımları, Hükümeti- mizin prensiplerine uyarak, karma ekonomide özel teşebbüsle işbirli- gine yöneltmek arzusundayız. Bu itibarla, Karadeniz sahille- rinde, muhtemelen Samsunda kuru- lacak olan bakır izabe tesislerini E- tibank, özel teşebbüs ile ve terci han. hariçte çalışan işçilerimizin or- taklığıyla meydana getirmeğe karar vermiştir. Şirketin kârı büyük ola- caktır. Zira Etibankın daha başlan- gıçta şirkete devredeceği Murgul ve Küre işletmelerinin halen yıllık net kân 30 milyon lira civarındadır." Görüldüğü gibi, kılıf hazırdır. Gü- ya tesislerin kurulması ve işletilme- si için gerekli finansmanın bir kıs- mı yurt dışında bulunan işçilerimi- zin biriktirdikleri paralardan karşı- lanacak, işçiler memlekete birer fabrikatör olarak dönecek ve kendi fabrikalarında çalışacaklardır! An- cak, bu kılıfın, minareyi saklıyamı- yacak kadar acemice o hazırlanmış olduğunu belirtmek gerekir. Zira öğrenildiğine (o göre, işçiler teklife daha ilk anda çekimser kalmış ve kendi mütevazi tasarruflarının bir takım kurtlar tarafından çarçur e- dilmesinden korktuklarını saklama- mışlardır. Yangından kaçırır gibi Binbir emekle meydana getirilen Batman - İskenderun boru hattı- nın başını yemek üzere olan dış çevrelerin çıkarlarını korumağa ça- lışanlar, aynı hovardaca tutumla, memleketin bakır gibi çok önemli bir milli servetini yerli - yabancı para babalarına peşkeş çekme ha- zırlığı içindedirler. Etibank Genel Müdürü Suphi Yavaşça, geçtiğimiz haftanın için- de kendisiyle konuşan AKİS muha- birine verdiği bilgide haberi doğru- lamış, Etibankın geliri yeni yatırım- larda bulunabilecek kadar büyük- ken bu gelirin Hükümet tarafın- 1 Ekim 1966 dan Etibanktan alındığını ve âtıl vaziyette bekleyen tesis ve maden- lerin işletilmesi için elde, böyle bir şirket kurmaktan başka çare kal- madığını söylemiştir. o Yavaşçanın verdiği bilgiye göre, Samsun civa- rında kurulacak yeni bakır izabe te- sisleri, Murgul, Espiye, Küre, Ço- rum, Sivas ve Ordu-Hopa arasında- ki bakır madeni yataklarından elde edilecek" cevherleri işleyecek' ve ilk elde, yılda 80 milyon lira gibi bü- yük bir kâr sağlıyacaktır. Etibank, tesislere 124 milyon liralık bir his- seyle katılacak, 250 milyon lira ser- mayeli anonim şirketin kalan 125 milyon liralık sermayesi ise özel sektör tarafından karşılanacaktır. Etibank Genel Müdürü Suphi Yavaşça, şirkete yabancı firmaların da ortak olup olamıyacakları soru- suna, havada kaldığı Ok anda görü- lebilecek şu cevabı verdi: — Bazı yabancı firmaların daha önce bu yolda müracaatları olmuş. Fakat biz buna taraftar değiliz. A- ma el altından hisse senetleri alır- YURTTA OLUP BİTENLER lar mı, onu bilmiyorum. Hem, or- tak olsalar bile, geliri nasıl transfer edecekler? Kaçırırlarsa, o başka.. Suphi Yavaşçaya göre, Ameri- kan Yardım Teşkilâtı, Hükümetin bu kararım beğenmiş ve yüzde 3.5 faizle 23 milyon dolar kredi verme- yi kabul etmiştir. oOAlD'nin diğer şartları, şimdilik titizlikle saklandı- $ı için, belli değildir. Tesisler yılda 40 bin ton saf ba- kır, 200 bin ton sülfürik asit ve 18 bin ton amonyumsülfat istihsal e- decektir. Şunu kesinlikte belirtmek gere- kir ki, ne Etibankın başında bulu- nan kişiler ne de çalışmalara katı- lan teknisyenler bunu isteyerek yapmamaktadırlar. Nitekim Genel Müdür Suphi Yavaşça, öz kaynakla- rın artırılması suretiyle yeni yatı- rımlara gidilmesinin gerekli oldu- gunu açıkladı. Bunun için de, Eti- bankın sermayesinin artırılması ve gelirlerinin kendisine (o bırakılması gerekmektedir. 1965 yılında Etiban- kın net kârının 300 milyon liranın TRAFİK — Yukarıdaki resim, Ankaranın Bâbıâlisi sayılan Rüzgarlı Sokakta çekilmiştir. Daracık bir sokak ve âdeta birbiri üzerine yığıl- mağa hazır otomobiller. Hele, devlet dairelerinin dağılma saatlerine rastlayan sıralarda Rüzgârlı Sokaktan yaya bile geçmek imkânsız hale gelmektedir. Ankaranın trafiğini idare edenler işlerinden o de- rece habersizdirler ki, bu sokakta, bir tek trafik memuru görmek artık hayal olmuştur. Ulusa çıkan bütün yolları Rüzgârlı Sokaktan geçirmek fikrinin mucidi ise, belli ki, gazete matbaalarının bulundu- ğu bu zavallı sokaktaki keşmekeşi, keyfi yerinde, seyretmekte ve tat- lı tatlı gülümsemektedir. Koca Başkentte, bu çirkin manzarayı gö- rüp de, çaresini bulacak bir yetkili yok mudur acaba?..

Bu sayıdan diğer sayfalar: