14 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

14 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Önce toprak reformu! 065 genel seçimlerinden dokuz ay kadar önce, 1965 ütçe müzakereleri sırasında CHP'yi düşürüp, koa- lisyonun kuvvetli kanadı olarak iktidara gelen AP, o zaman okuduğu hükümet programında toprak refor- muna büyük yer vermiş ve kamuoyunu, toprak refor- muna taraftar olduğuna inandırmak istemiş, hattâ CHP'yi,' her fırsatta, bu konuda samimi olmamakla suçlamıştı. Aslında bunun bir oyalama ve zaman ka- zanma, büyük halk kitlelerini, toprak reformu yeri- ne, geçici, kandırıcı bir takım tedbirlerle avutma ve “toprak reformu" yerine "tarım reformu" politikası- nı kabul ettirme taktiği olduğu o zaman da bilini- yordu. Nitekim ondan dokuz ay sonra, 10 Ekim 1965 genel seçimleriyle tek başına iktidara gelen AP, be- nimser göründüğü toprak reformu konusunda, o gün- den bugüne bir arpa boyu ilerlememiş, daima geçici, topraksızı aldatıcı tedbirlerden söz etmiş ve büyük toprak sahibini daha zengin edecek ,ona daha fazla imkân verecek bir tarım reformu üzerinde durmuş tur. Oysa CHP'nin hazırlamış olduğu toprak reformu tasarısında tarım reformu geniş çapta yer almıştı. Çünkü, bütün az gelişmiş ve sorunları ayni memleket- lerde bugüne kadar yapılan denemeler, kuru bir top- rak dağıtımının sonuçta hiçbir işe yaramadığım, top- raksızı yeniden ağanın, sömürücünün ağına düşürdü- günü göstermiştir. Toprağı ıslah etmeden, gübre ve tohum sorunlarını çözümlemeden, kooperatifçilik gi- bi mekanizmaları işler hale getirme tedbirlerini alma- dan, topraksız, aç ve sefil, bilgisiz ve imkânlardan yoksun köylünün eline kuru toprağı verip, "Al, bunu işlet!" demek elbette ki toprak reformunu amacına ulaştırmaz. AP'li bir üyenin de Bütçe ve Plân komis- yonunda söylediği gibi, bu iki reform ancak, içiçe uy- gulandığı zaman olumlu bir sonuç alınabilecektir. Tarım reformunu içine almayan bir toprak reformu başarısız olur ve toprak reformu inancını da öldürür ki, bu yönden tehlikelidir. Ama, toprak reformu ol- maksızın uygulanacak bir tarım reformu daha da kor- kunç bir durum yaratacaktır. Zira, gene Bütçe komis- yonunda, İlyas Seçkinin ifade ettiği gibi, 60 bin dö- nüm arazi sahibinin gelirini oyükseltip, bu alandaki eşitsizliği daha da artırmaktan başka bir işe yaramı- yacak; Anayasanın, 10 yıllık plânın, bu konuda Türki- ye için yerli ve yabancı uzmanlar tarafından hazır- lanmış plan iktisadi raporların tam aksi yola gidil- miş olunacaktır. Toprak reformunun bir amacı da, Türkiyede çok adaletsizce dağılmış bulunan geliri, uygar bir toplu- cuğu okumak istiyor ama, başka bir dünyaya girmek, köyden kurtul- mak için okumak istiyor. Çünkü, ki de, araştırma sonunda bu sistem- de değişiklikler yapmak gerekecek- tir. Gönüllülerin başlıca ödevi, kö- ma yaraşacak şekilde, yeni baştan düzenlemektir. Türkiye hakkında tarafsız uzmanlarca hazırlanan bü- tün raporlarda, toprak reformu yapılmadıkça Türki- yenin az gelişmişlikten kurtulamıyacağı kesinlikle ifa- de edilmektedir. AP İktidarının, malüm zihniyeti ile, bu az gelişmişlik duvarını hiçbir zaman aşamıyacağı, örneğin, gerekli bir toprak reformunu hiçbir zaman yapamıyacağı herkesçe bilinmektedir. AP, 10 Ekim 1965 seçimlerinde, az gelişmiş bu ülkenin insanlarına bol bol refah vaadetmiş, fakat bilimsel hiçbir çare göstermemiştir. Türk halkı bugün hâlâ, AP'nin sihirli düğmeye basıp, Türkiyenin sorunlarım çözümlemesi- ni beklemekte, avanslar, dernek baskınları, uyuşturu- cu bir Milli Eğitim anlayışı içinde gününü geçirmeye çalışmaktadır. Ama asıl üzücü olan, AP'nin bu alışı- lagelmiş tutumu değil, XVIII. Kurultayından sonra, türk aydınına yol gösteren Ortanın Solu politikası ve bu politikanın, memleket sorunlarım çözümleme yo- lundaki kesin ve bilimsel tedbirleri içine alan dünya görüşü ile memlekette büyük bir umut kaynağı nite- liğini kazanan CHP'nin kendi bünyesi içindeki tutucu harekettir. Gerçi CHP teşkilâtı bu harekete çok az önem vermektedir ve genel kanaat, bugün yapılacak bir yeni kurultayda Ortanın Solunun, lider ve ekibiy- le, daha büyük bir zafer kazanacağı şeklindedir ama, halk Teşkilât gibi düşünemez ki... Halk sabırsızlan- makta ve CHP'den, akademik tartışma yerine, Ortanın Solu politikasının, her sade vatandaşın yarınını so- mut şekilde aydınlatmasını, gerekli tedbirleri ona göstermesini istemektedir. Teşkilât, Ortanın Solunu mutlaka zafere ulaştıracaktır ama, Mecliste bir top- rak reformu tartışılırken, bazı Grup üyelerinin, aç ve sefil türk halkından uzaklaşıp, kişisel kaygılara düş- meleri ve tutunan bir hareketi baltalamaya çalışma- ları gerçekten üzücüdür. "8ler" denilen hizip bugün, CHP teşkilâtının hemen hemen bütününü, aydınları, Basım, CHP'nin Ortanın Solu hareketinden birşeyler bekleyen bütün vatandaştan karşısına almış durum- dadır. Türkiyede beliren umutları kırmaya çalıştığı için, bu hizip, tarihi bir sorumlulukla (karşıkarşıya bulunmaktadır. Siyasi partilerde sandalye mücadele- si gayet tabiidir ama, bunun için fikirler ve memle- ket çıkarları feda edilmemelidir. Türk aydını bugün, 'nin, ortanın solundaki dinamik politikası ile, birlik ve beraberlik içinde, Türkiyenin sorunlarına ça- re getirmesini beklemektedir. CHP önce, birlik içinde bir toprak reformu politikası gütmeli, bunun ne de- recede sosyalist bir davranış olduğunun tahliilini ise ilim adamlarına bırakmalıdır. JaleC ANDAN tırmaları yapmaktır. Bu konudaki gönüllü teşkilâtı bir ordu gibi geniş tutulmalı ve Üniversiteli Kadınlar köylü için okumuşların, kültürlüle- rin dünyası başka bir odünyadır. Kültürün herkese gündelik hayatın- da lâzım olduğunu köylü bilmemek- tedir. Belki de bugünkü sistem onu böyle bir düşünceye götürüyor. Bel- 30 yün gelenekleri yanında okur - ya- zar olma geleneğini yerleştirmek, bunun faydalarını onlara anlatabil- mek ve üniversiteli kadınların tec- rübelerinden faydalanarak. köyün okuma sorununa ışık tutacak araş- Derneği il ve ilçelere, köylere giden bütün aydın o kadınlardan, memur eşlerinden o faydalanmalı, Türkiye- i gitim sorununun halledilmesi konusunda büyük bir örgütlenmeye önayak olmalıdır." 14Ocak1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: