15 Aralık 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

15 Aralık 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KN Sahife 6 . Akşam, 15 Kânunuevvel 1931 — Almanların bekledikleri adam Hitler kimdir? Nerede doğmuş, nasıl yetişmiştir! Ne suretle çalışır? Alman faşist fırkası azası 1919 de 7 kişi idi, şimdi 700 bin kişi olmuştur (Hitler) bir metingten yorgun bir halide çıkarken taraft. “İl © rl kendisini fırka usulünde selamlıyor, sağda merkeze girenlerin kapıda hüviyetleri tahkik ediliyor Almanya büyük bir siyasi ve iktisadi buhran geçiriyor. Bu günkü hükümet vaziyeti idare etmeğe çalışmakla beraber bunun uzun müddet süremeyeceği ve Brünning (o kabinesinin yakında istifaye mecbur olacağı muhakkak addedilmektedir. OBrüning istifa ettikten sonra yerine faşistlerin geçeceği anlaşılıyor. Daba şimdiden herkesin gözü faşistlere ve bunların reisi olan ( Hitler ) e dönmüştür. Halkın bir ekseriyeti Almanyayı' Hitlerin kurtaracağına “kani bulunuyor. Bunun içindirki yapılan intihap- larda mütemadiyen bunlar kaza- nıyorlar. Almanyada faşist fırkasının asıl ismi (Milli sosyalist) dir. Fakat Italyan faşistleri gibi siyah gömlek giydiklerinden: ve yarı askeri bir idareye tabi olduklarından bun- lara da faşist, -yahut asıl isimle- rinin muhtasarı olarak ( Nazis) deniyor. Alman faşistlerinin reisi Adolf Hitler aslen Alman değil Avustur- yalıdır. Bunun için Alman kanunu esasisi kendisinin Rayıhıştag mec- lisine girmesine manidir. Hitler Avusturyanın Baviyara hududu civarında bir kasabada doğmuştur. Şimdi 42 yaşındadır. Daha küçük yaşından beri Avusturyadan zi- yade Almanyayı benimsemiştir. Hitler 16 yaşında yetim kalmış ” ve artist olmak için Viyanaya gitmiştir. Fakat fakirliği tahsile devam etmesine mani olmuştur. Bunun üzerine bir mimarın yanına işçi olarak girmiştir. Umumi harpte “bir Baviyera alayına gönüllü' olarak girmiş ve dört sene garp cephesinde harp ederek çavuşluğa kadar yüksel- miştir. Bundari başka kendisine demir salip nişanı verilmiştir. Hitler o 1916 da © yaralanmış, 1918 de, harbin sonuna doğru İpress'te gaz ile zehirlenerek ağır surette hasta düşmüştür. Alman ibtilâli çıktığı zaman hastahanede idi. Hitler 1920senesinde Münih'te Alman işçiler fırkasına girmiştir. 1923 senesinde Münih'te bir mil- liyetperver hükümet tesis ve ilân etmiş ve karbi umumide karargâh reisi ceneral Ludendorfun yardı- mile Berlin üzerine yürümek teşebbüsünde ( bulunruuştur. Bu kıyam Berlin hükümeti tarafından bastırılmıştır. Hitler tevkif edile- rek beş sene kalebentliğe mahküm edilmiştir. Fakat bir kaç ay sonra cezası tabfif edilerek kendisi tah- liye olunmuştur. O tarihten Almanyada itibaren Hitlerin itibar ve nufuzu arttıkça artmıştır. O derecedeki geçen teşrinisanide (Brunsvikte üniformalı 75,000 Nazise geçit resmi yaptırmıştır. Hitlerin karargâhı ve milli sosyalistler ( fırkasının Oo merkezi Münihte “Gri yurt,, namile meş- hur binadadır. Bu yurt Briemer- ştrase sokağının 45 numeralı binası olup Papalık sefaretinin tam karşısına tesadüf ediyor. Burasını ziyaret eden bir Alman muharriri yurdu şu surette tarif etmiştir: Buraya gönderilen mektupların zarfına şu adres yazılıyor: “ Üçün- cü devletin hükümet konağına, Bu binanın gayet muhteşem ve müdebdep bir saray olduğuna dair yazılan şeyler mübalağalıdır. Yurt yüz senelik bir bina olup ferahtır. İçerisi zevki selime mu- vafık bir surette asrileştirilmiştir. Mesai ve kabul odaları ziyadar olup mefruşatı da kalabalık değil- dir. Binada çalışanlar kapıcısından üst kattaki kâtiplere kadar üni- formalıdır. Ziyaretçiler nereye girerlerse “Heil!,, diye karşılanıyor. Bu söz fırkanın selâmıdır. Merkezdeki başlıca mesai yeni âza kaydi ve tesçilidir. 1919 sene- sinde azanın adedi ancak 7 olduğu halde şimdi 7,000,000 kişiye çık- mıştır. Yurdun zemin katında vezne ve fırka mahkemesi daireleri birinçi katta liderin mesai höcresi ve fırka meclisi salonu bulunuyor. Reisin odasının yanındaki bekle- me salonunda daima büyük bir kalabalık vardır. Hitler ekseriya Almanyada dolaşır. Münihte bulunduğu zaman gayet meşguldür. Mesai höcresi çok geniş ve sadedir. Dıvarlarda lavha olarak yalnız Büyük Fre- derik'in resmi vardır. Koca dairede tek bir sigara tablası yoktur. Hitler bekâr ol- makla beraber gayet perhizkâr olduğundan hiç tütün içmez ve yanında tütün içilmesinden hoş- lanmaz. Sesi hayli kısıktır. Her akşam büyük mitinglerde durma- dan nutuk söylediğine bakılırsa sesinin kısık olmasına şaşmamak lâzımdır. Insan kendisile yakından görüş- tüğü vakit hassas ve insani bir intiba bırakıyor. Askeri sertlik ve inzibat üzerine müstenit mu- azzam bir (o teşkilâtın başında bulunan Hitler gayet mülâim bir adam görünüyor. Mavi gözleri üzerine düşen yumuşak siyah saçları ve ince bıyığı insana muhabbet telkin ediyor. Sözlerine şiddet vermek istediği vakitte .bile mizaç ve tabiatının hilâfına hareket ettiği hissolunuyor. Hitler Nazis gömleği giyer. Göğsünde harbi umumide almış olduğu birinci rütbeden Jolip nişanı, kolunda ONazis işareti bulunur. Adolf Hitler kendisini ziyaret eden Alman imuharririne yurdun tarihinden bahsetmiş ve vaktile burasının bir birahane olduğunu söylemiştir. Siyasiyattan konuş- mamıştır. Çünkü siyasi fikirleri kendisininkine Obaşka olanlarla politika hakkında gürüşmez. Alman faşistlerinin o evelce Raybştağ'da 12 mebusları varken şimdi 107 mebusları bulunuyor. Fırka merkezinde propaganda evrakını basan matbaa ve kaydı tescil dalresi Nezihe hanım neler anlatıyor? “Çağırsalar bile kadın birliğine önmiyeceğim|,, “Makyaja taraftarım.. Sanki erkekler pudra sürmüyorlar mı? Nezihe Muhiddin banım yerin- den fırladı : — Allah aşkına bana kadın birliğinden “bahsetmeyin... 'dedi, hiç alâkadar değilim vallah. Nizamnamesini değişlireceklermiş diye okudum. O nizamnameyi ben yaptim. Nizamname birliği daha 10-15 sene götürür.. Maamafih birlik çok ucuzlamıştır. Müstehase haline gelmiştir artık.. Bahset- miyelim daha iyi.. Vallah.. Tekrar çağırsalar, “gel, şunun başına geçl,, deseler, yerimden bile kalkmam.. Nezihe hanım bunları söylerken kendisine dehşetli bir gıcık geldi : — Affedersiniz !. diye dışarıya çıktı.. Salonda bulunan kadın birliği azasından bir hanım yanima yaklaştı : — Ah bey efendi bilmezsiniz,. Bilmezsiniz kadın birliğini siz.. Orada kalın boyunlu şişman bir hanım vardır. Nezihe hanımın sö- zü geçince kendisinin babaları tutmaktadır. Geçen günde yine Nezihe hanımın bahsi (geçmiş .. Bu hanımın babaları tutmuş Ef- zayiş Yusuf hanım bir koluna, Latife Bekir hanım bir koluna asılmışlarda kendisini güçhâl ile zabtedebilmişler.. Yali... Yalll., Efendim., Bu esnada ;Nezihe hanım salo- na girmişti,. Öteden beriden bahs etmeğe başladık: — Hanım efendi kadın polis olurmu?, Bu meseleye ne dersiniz? — Efendim bazı hanımlar “ka- dın herşeye parmağını soksunl,, diyorlar. Ben buna hiç taraftar değilim. Kadın polis olamaz, ka dın hamal olamaz.. Meselâ dün gece burada bir vaka oldu.. Apartımanın tam karşısında bir hanım avazı çıktığı kadar bağrıyor: — Yetişinl!. diye.. Ben kadın olsaydım dünyada koşup gide- mezdim. Pencereyi açıp buradan: — Imdat yetişin!. diye buğırdık ama işte okadar... Kadın pek fazla bir zaruret karşısında asker olabilir. Fakat pek fazla zaruret diyorum. Ama siz bana sorarsanız ben hür olmak isterim. Oho ho.. Ohoho.. Aman bu öksürükl. Gıcık, gıcık!. o Ameliyat olmak lâzım. Bir türlü cesaret ede- miyorum. — Hanım efenidciğim ameliyat olamıyorsunuz, nasıl asker olur- sunuz?. Güldük.. Bahsımız modaya in- tikal etti.. Kadınlar birliğinin sa- bık reisi anlatıyor: Feminizmi erkekleşme şeklinde anlamayorum. “ Modayı takip et- meyoruml.,, (diyenlerin sözüne inanma azizim. Moda temamile bize hakimdir. icabında uzun etek- te giyeriz, kısa etek te.. — Tüylü şapkaları nasıl bulu- yorsunuz?.. — Amaaaaan... Uzun tüyler pek komik.. Fakat yalnız gündüz- leri komik, geceleri yemeklerde barda filan fena degil..' Fakat gündüz.. Hele bazıları spor man- toları üzerine giyiyorlar..Maazallah.. Bilhassa işe giderken kâtibe ha- nımların, daktilo hanımların kuy- ruk gibi uzun tüyler takmaları epiyce tuhaf.. — Kadınların yemek pişirmeleri meselesine ne buyurulur?.. — Bizim yemeklerimiz son derece basittir. Bu yemekleri yiyen bir erkek bile bunların nasıl pi- şirildiğini anlar ve hiç tarifsiz yemek pişirebilir.. Bunun için bik Nezihe hanım 23 yaşında mek meselesi mevzu bahs bile değildir. Benim bir erkek çırağım vardır, kendisi az zaman içinde mükemmel ahçı olmuştur. Mamafih ben de iyi yemek yapanm. Bir zeytin yağlı patlıcan dolması pişirsem parmaklarınızı da beraber yersiniz.. — Dansı nasıl buluyorsunuz? — Çarlistona bayılırım.. Bayı- lırım çarlistonal. Zenci musikisine bayılırım!. Klâsik müzikten hiç anlamıyorum.. Ayıp değil ya an- lıyamıyorum.. oÇarlistonu fena oynamam. Nezihe Muhiddin hanım bir kaç figür de bana tarif etti.. —Zenci musikisini seviyorsunuz.. Bazı kadınlar zencilere âşık olu- yorlarmış.. — Oooo. O feci bir bis.. Anlamıyorum ben..Benim bildiğim insan araptan korkar.. — Mademki renkten bahsedi- yoruz,, Boyanmağa, kadınların makyaj yapmasına ne dersiniz?. — Makyaj kadın için lâzımdır. Ifrata vardırmamak şartile makyaj taraftarıyım.. Çünkü efendim yüz terler.. Podra lâzımdır. Fakat boyanmada yüzün üzerinde başka bir portre) yapacak; derecede ifrata gitmemek şarttır. Sanki erkekler yapmayorlar mı?. Traş- tan sonra bol podra... Ne de olsa makyaj resimle alâkadar bir bahs.. Heman söz Nerime hanımın karikatörlerine intikal etti: — Tubaftır, bizim memlekette bir çokları karikatörü hakiki resim zanediyorlar.. Benimle tanış- tıkları zaman: “Resimlerinize hiç - benzemiyorsunuz! ,, diyorlar. Fa- kat biliyormusunuz karikatörlerim de ne nefis oluyor... Karikaktür Obahsinden sonra Nezihe hanımdan bir fotoğrafını rica ettim; — Size bir gençlik resmini vereyim... 23 yaşında iken., Masanın üzerinden fotoğrafı aldı: — Kaşları pek kalın değilmi? Iran kızları gibi.. Bu esnada evlatlığı (içeriye paket getirdi : — Amerikadan gelmiş !.. dedi. Hepimiz (o merakla (doğrulduk. Nezihe hanım paketi açmağa başladı.. Kâğıtlar açıldı, mukav- valar açıldı, paketin içinden büyük bir resim çıktı.. Meşhur içki aleytarı Mr. Consonun resmil. Altında iki satır: Aziz Nezihe hanıma !, — Efendim ben şiddetli içki aleyhtarıyım.. Bir kadının buzlu kadehlerle erkekler arasında rakı içmesine (Otahammül edemem. Hattâ bira bile... Hek, Nezihe hanımın kocaman bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: