13 Ocak 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

13 Ocak 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 Kânunusani 1932 Akşam AKŞAMDAN AKŞAMA “Zaman sanauymazsa sen zamana uyl,, Modada oturan bir kariimiz dün bize şu yolda şikâyette bulundu: “ Bizim mahalle'de ekseriyet itibarile hristiyanlar oturur. Müs- lümanların da yüzde kaç tanesi oruç tutuyor, bilmeyorum. Buna rağmen, gece yarısı, gümbür gümbür sahur davulu çalınıyor. Insanların içinde, hastası, sinir- lisi var, yorgunu var, işine ilk vapurla erken gidecek olanı var. Ba husus, iki mahalle orta- sında oturup da, bir mahallenin davulu başlarken, ötekininki bi- terken işidenlar ovar.. Herkes, beynine tokmak inmiş gibi uyku- dan ziplayarak uyanıyor. Lütfen sahur davulu âdeti aleyhine bir yazı yazınız. “Eskiden, mesai saatleri, Rama- zana göre tayin edilirdi. Iş sahip- leri, sahur davulıle uyandırılsalar bile, öğlelere kadar uyumak im- kânını bulurlardı. Şimdi öyle mi ya? Asrin icabatı, Ramazan gün- lerinin mesaisi de diğer ayların- kinden farksız. Sahur davulile bozulan asabımızı teskin edecek fazla istirahat saatleri bulamı- yoruz. “Hem, şimdi, zamanın tagay- yürile dini ahkâm da tagayyür etti, Meselâ, ramazan ve bayra- mın hulülü, beş on sene evvel, iki müslüman şahidin hilâlı gör- mesile taayyün ederdi. Bu yüzden ne garabetler husule gelirdi. Fık- raları malümdur. Fen ilerlemiş olduğu için, çıplak gözle hilâlin müşahedesine artık lüzum kal- madı, Ramazanın ve bâyramın ne gün başlıyacağını daha asri vasıtalarla öğreniyoruz. “ Ayni asri usulleri sahur zama- nının tayininde de kullansak ok maz mı? meselâ, çalar saat! Oruç tutmak arzusunda (bulunanlar, odalarına birer çalar saat idinse- ler... Şu sahur davulu âdetine bir nihayet versek... Davul dini bir şey değildir. Aleyhinde bulu- niyorum diye kızmayınız. Alelâde bir kasnağın üzerine geçirilmiş - sözüm meclisten dışarı - bir merkep derisinden ibarettir. Vah- şet ve sihirbazlık zamanlarından kalma bir âlettir.. Onu örf ve âdetlerimizin haricine kovsak bü- yük bir şey ziyan etmeyiz... “Islâmiyette; “Zaman sana uymazsa sen za- mana uy! - diye neulvi bir düs- tur vardır. “Zaman, davula uymıyor; bari; davul zamana uysunda yerini çalar saate terk etsin... ,, Kadıköylü kariimizin sözlerini aynen naklediyorum. (Vâ-Nü) Iki karmanyolacı yakalandı Beyazıt polis merkezi Ismail ve Mustafa isimlerinde iki kişiyi yakalamıştır. Bunlar karmanyola- cılık cürmünden maznundurlar. Maznunlar adliyeye teslim edilmiş- lerdir. — Ne o Amca Bey bu ayazda köprü üstünde durmuş, dalğın dalgın denizi seyrediyorsun... Yalancı semizlik Koyunları semiz göstermek için bir hile Son zamanlarda kasapların kes- tiği hayvanlardan hazıları lüzu- mundan fazla semizdir. Bu bal nazarı dikkati celbetmiş ve hay- vanlarda kelebek hastalığı olma- sından şüphe edilmiştir. Kelebek (hastalığı, koyunlara ariz olur, insanlara zararı dokun- maz. Bu hastalık ilk devresinde koyunu haddinden fazla semiz- letir, son devrelerine odoğru hayvan pek ziyade zayıflar, niha- yet ölür. Maltepe ve Kartal civarlarında bir kısım koyunlar tecrit edilerek müşahede altına alınmışlardır. Baytar mektebi laboratuvarlarında hazırlanan ilâçtan bu hayvanlara şiringa edilmektedir. Bu hayvan- larda kelebek illeti olup olmadığı yakında anlaşılacaktır. Bazı celeplerin koyunlarını se- mizletip derhal satabilmek için kelebek hastalığına bulaştırdıkları anlaşılmıştır. Bu suretle hilekâr- lığa sapanlar hakkında şiddetli takibat yapılacaktır. Gizli emlâk Tahkikat hâkimliği meseleyi tahkik ediyor Sen Benuva p larından M. Ludvik isminde birisinin bazı gizli emlâki olduğu hakkinda yapılan bir ihbar üzerine lâzım gelen tahkikat icra edilmiş ve gizli emlâk bulunduğu tahakkuk etmişti. Defterdarlık bu hususta icap eden muameleyi takip ediyor. Mevcudiyeti tahakkuk eden bu gizli emlâkin devlet hazinesine ait olduğu hakkında mahkemeden karar almak üzere defterdarlık 1 inci hukuk mahkemesine müra- caat etmiştir. Meselenin tahkiki için evrak tahkikat hakimliğine verilmiştir. Hakimlik tahkikatını ikmal ettik- ten sonra muhakeme yapılacaktır. Erkek muallim mektebinde konferanslar Erkek muallim mektebi müdür muavini kimyager Mazhar bey, geçen pazar akşami mektebin konferans salonunda umuma mah- sus olarak “ kimyanın bugünkü medeniyette mevkii,, hakkında bir konferans vermiştir. Konferansa hariçten bir çok samiler de gel- diği için salon çok kalabalıktı. Mazhar bey, yakında ikinci bir konferans daha verecektir. ŞEHİR HABERLERİ Tehdit mi? Zabıta bu hususta tahkikata başladı Galatada Topçularda oturan dişçi Abdülbaki beyle refikası Münevver hanım gece evlerinde yemek yaparlarken Şevket isminde birisi elinde bir bıçakla eve gir- miş, busırada gaz ocağı devrilmiş, yangın çikmıştı. Derhat itfaiye yetişerek ateşi söndürmüş ve Şevket yakalanmıştı. Abdülbaki beyin refikası Mü- nevver hanım dün matbaamıza gelerek bu hâdise etrafında bazı izahat vermiştir. Münevver Ohanımin iddiasına nazaran Abdülbaki bey diplomalı bir dişçidir. Kendi atelyesinde bir kaç kişi çırak sıfatile çalışa- rak dişçilik (o öğrenmektedirler. Bunlar bir müddet Abdülbaki beyin yanında çalıştıktan sonra ayrı bir atelye açarak diplomasız çalışmak istemişler, Abdülbaki hey de bunu ihbar etmiştir. Bunlar bu ihbardan muğber olarak Abdülbaki beyden intikam maksadile Şevketi teşvik edip Abdülbaki beyin evine gönder- mişler. Münevver hanım bunları iddia ederek, hasımlarının tekrar ken- dilerinden intikam almaya kalkış- maları muhtemel olduğunu, bu yüzden emin olarak (evlerine gidemediklerini söylemiştir. Bu hususta polis merkezi tah- kitat yapmaktadır. Hayır cemiyetleri namına para toplıyanlar Son zamanlarda bazı hayır müesseseleri namına öteden beri- den para dolandıran bazı kimse- ler türemiştir. Muhiddin işminde birinin de bazı hayır müesseseleri namına ötede beride takvim satarak dolandırıcılık yapmakta olduğu polis 2 inci şube müdiri- yetine ihbar edilmiştir. Polis müdiriyeti tahkikata başlamıştır. AKŞAM ABONE ücretleri SENELİK 1400 kuruş 7700 kuruş GArLIK 750 » 450 > SAYLIK 400 » m >» lAyLık 150 > Eni map” Abone ücretleri doğrudan NS doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. ——— Ramazan 5 — Kasım: 67 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E 1238 223 7,21 946 12 137 Va, 5,39 7,4 12,23 1448 17,2 18,38 Süt meselesi Belediye şehir meclisine yeni teklifte bulunacak Şehrimizdeki inek ahırlarından ekserisi yeniden sıhhi bir şekilde inşa edilmişti. Henüz yeniden inşa edilmeyen ahırlar için de, araya kış girdiğinden Mayıs niha- yetine kadar mühlet verilmiştir. Belediye, ahırlar ıslah edildikten sonra süt miktarının artacağına kanidir, Istanbulda 6,500 inek vardır. Her inek günde vasati olarak 6 okka süt verdiğine göre şehrimizde aşağı yukarı 380 -700 bin okka süt alınıyor. Belediye, ahırların ıslahından sonra süt meselesinin halline sıra geldigine kanidir. Yalovada Millet ve Baltacı çifliklerinde istihsal edilen sütün istihsal şartlarını numune ittihaz ederek şebrimiz- de de bir fabrika açmak fikrin- dedir. Şimdiye kadar süt işi için müracaat eden bazı ecnebi şirket- lerinin teşebbüsü ciddi görülme- miştir. Belediye, şehir meclisinin şubat içtima devresinde bu hu- susta bazi tekliflerde (o buluna- caktır. Sarhoşluk! Iki kişiyi yaraladıktan sonra binayı da yakıyordu Geçenlerde beyazıtta Mehmet Ali isminde birisi, son derece sarhoş bir halde, bir lokantanın üst katına çıkarak orada yatan Adnan hanım isminde bir kadınla Reşat isminde birisini yaralamış, bu sırada Hatice isminde diğer bir kadın da kaçıp kurtulmak için pencereden sokağa atlamış ve muhtelif yerlerinden yaralanmıştı. Mehmet Ali bu işlerden sonra odada bulunan ateş dolu mangalı yatakların üzerine atarak yangın çıkarıp kaçmıştı. O zamandan beri Mehmet Ali- nin izi kaybedilmişti. Beyazıt polis merkezi tarafından yapılan tah- kikat neticesinde nihayet sarho- şun yeri bulunmuş ve kendisi yakalanarak adliyeye teslim edil- miştir. Bari sergisinde türk paviyonu Italyada Bari sergisi reisinden ibracat ofisine bir mektup gek miştir. Bu mektupta geçen sene Bari sergisinde Türk pavyonunun çok rağbet gördüğünden bahse- dilmekte, Türk paviyonunun kıy- metli hatıralarını unutamıyacağı yazılmaktadır. Sergi riyaseti ihracat ofisinin Bari sergisine tekrar iştirakini rica etmektedir. Salatadaki Jozefin Bakerle? Sinema o kadar ruhumuza işle- miş, o kadar bizi sarmışki sorma- yın, bazı yerlerde, bazı evlerde, bazı genç kızlar arasındaki yeni bir sinema lugati çıkmış... Dün bir eve davetli idim, Sofrada yemek yiyoruz. bir aralık bana: — Salata o buyurmazmısınız ?. Üstlerinde ne güzel jozefin Baker- ler var. Dediler, hayretle sordum: — Nasıl Jozefin Bekerler efen- dim.. Gülerek izah ettiler... Meğer zeytinin ismini Jozefin Beker koy- muşlar.. Bu o kadar taammüm etmiş ki, bir çok yerlerde biçare zeytinin hakiki ismi unutulmuş.. Kırk yıllık zeytin Jozefin Beker olmuş.. Artık Jozefin Beker aşağı, Jozefin Beker yukarı.. Bıyıklarından Okinaye olarak prasanın ismini Duglas Fayerbanks koymuşlar, şişmanlığından naşi lahanaya Faty diyorlar.. Portakala sarı ırka mensup bir yıldızın ismini okoymuşlar: Anna May Vong!. Uzun asma kabağına gayet uzun boylu bir komıkin ismini takmışlar: Karl Dan.. Küçük kedi yavrularına, köpek yavrula- rına büyüyünceye kadar “ Çeki Kogan ,, ismi veriliyor.. Maamafih “ Jozefin Baker , yalnız zeytinin ismi değil Aynı zamanda siyah kedi ve köpeklere de bu ismi verenler var.. Gördü- nüzmü zemane İugatını. İşte mükemmel bir sinema lügati.. Hikmet Feridun Cinayet mi? Denizden çıkan cesedin hüviyeti anlaşıldı Buradan iki hafta kadar evvel gümrük muhafaza memurlarından Cevat efendi Yemişte odun iske- lesi civarında denizde bir ceset görmüş ve ceset çıkamlarak mor- ga nakledilmişti. Uzun zamandan beri davam eden tahkikat neti- cesinde cesedin hüviyeti tesbit edilmiştir. Bunun Yemiş iskelesinde mav- nalarda çalışan Hüseyin isminde birisi olduğu anlaşılmıştır. Hüseyinin ne suretle öldüğü henüz anlaşılmıştır. Bunun bir cinayet eseri olması ibtimali de vardır. Zabıta ehemmiyetle tah- kikat yapmaktadır. O civarda bazı kimselerin ifadeleri alınmıştır. Tiftik fiatleri düşüyor Tiftik fiatleri gittikçe düşüyor. Ingilterede alıcılar okkasına 39 kuruş fiat vermektedirler. Bundan beş Sene evvel tiftik fiati 180 kuruşa kadar çıkmıştı. Tiftik fiatlerinin bu kadar düş- mesine sebep İngilterede fabrika- larıa az mal kullanmasıdır. .. Feşafeşi emvaçtan ilham mı topluyorsun... ., Yoksa balıklardan müruriye alsak diye mi düşünüyorsun...? se Sakın canından bıkıp da..... A. B. — Neler söylüyorsun a birader; Haliç temizlenecekmiş de, acaba suya düşen (süt işleri, konsorvatuvar mes&- lesi ) da çıkar mı diye düşünüyoruml!...

Bu sayıdan diğer sayfalar: