21 Ağustos 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

21 Ağustos 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a Tefrika No. 98 AKŞAM Sahife 9 > e iel yem Hava tehlikesi TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR ir hikâye Üye yazılanların | hedi hepsi ölmüş bulunuy. lunabilir. Anlıyorsunuz değil mi ösimleri: E > N i i GLU | lar, Onun için rahat rahat kendi. — Sözlerinizi iş re i ie a mai yy T 3 lerinden bahsedebilirim. Hattâ | için mazinizi bilmeğe ihtiyaç var- Gemi e na A. Şr. 40,80, 8021 İSKENDER FAHREDDİN ———— Ihtiyar çoban, Moğolların arasına girdiği zaman, ln (Angin) baygın bir halde idi.. Akıncılardan ri: “Oktay ne talihsiz hükümd arsın İ,, iye söyleniyordu. (Ankin) i yeğağndan n Pin hikâyeyi hatırlıyarak dedi, siz bu şarabı 'a parmağınızı değdirip tadına bakınız! Nöbetçiler emma uzata- an di üler.. ve hi ei buruşturarak yere tükürdü- ler, — Bu büyülü bir şaraba benzi- ol ie Öteki arkadaşı hâlâ dilini kazı- Mağa çalışıyordu: — Çok kötü ve tuzlu bir tadı Var, Çoban geniş bir nefes alarak: — Moğollar böyle e hoş- lanırlar, dedi, bunu içen adamın ni bir daha dünyayı göre- t nöbetçileri çobana yol le > çoban, ortalığa Mei a ei a) &eçidini geçiyo: Çoban büyük ibi tehlike at- Bati keygen daha bü- rdu, Vücudundan bu kadar kan ak- tığı halde ufacık bir ses bile çi rmayışına şaşmamak (o kabil Miydi? Çobanın sabri tükenmişti, mr aran lin ve debili değil değil Zil mi? İhtiyar çoban, genç ak üştü. lm Ankinin.sesi çıkmıyor- b biraz daha yüksek ses- 10 me ister misin, pren- Ankin cevap vermedi. ön n hasırı çözünce, prense Bia birden yere .dü önü ellerine Ankinin göğsün- <n akan | b 29 ii beş vardı.. Gal kez yaralandığını dizlerinin Da çözülür Etraftan Moğol akıncılarının sesleri işidiliyordu. ğollar, prensesi yaralı ola- Bin bulurlarsa, çoban ne cevap ecekti? General Kaçarın ne ii bir adam olduğunu bilmiyen yoktu. Çaban beyaz m peer — e lâyı nereden başımı sardım Diye Krm e ay ışığı altın- da dolaşan Moğollar ihtiyar çoba- nın sindiği yeri uzaktan görmüş- lerdi, Çoban korkudan çıldıracak- z sr vi nn. Diye seslendi. Yine cevap ala- madı. Prensesin eli kolu tutmuyordu. Acaba nöbetçinin m Anki- nin yüreğini mi delmişti Yel ei da beliğ mı ba- yılmıştı? Geben İh u tehlikeli işin yi e bin kere pişman olm esir. dan TR geçmedi.. çobanın omuzuna bir el dokundu: lereden geliyorsun, baba? MEn esi ürperdi: — (Çataldağ) geçidinden.. radan bu sâatte şeytanlar bile eee Sen İz geçtin n bir oğul! Re- isin müsadesi e zaman gelip GEMİ sinin bire sim top- ıyarak, hasırın üstünde kanlar içinde yatan genç İlim gösterdi: “Bu m tanımadınız mı? mı yoksa..? Fakat, ne- den kanlı? ve mı onu..? azaya uğradı. kadının başı e ayır.. Moğollar A o toplandılar: u kadın ölmüşe benziyor..! ze ı korusun. Onu Oktay Han Mİ y Han tü? eke yn hâlâ Pinle mi Meğeol Kaya ça biribirlerinin yüzüne bakar: — Gözleri Zi ar rnu li çala uzun.. Prenses Ankine çok benziy Diye Eee Prensesin bu vaziyette kalması, ölmemişse bile, ölümüne meydan verecekti. oban: — İçinizde prenses Ankini ta- nıyan biri inme “e ie ge neral Kaçarın yai Diye tak pzmim yün kalin Akıncılar şüpheye düştüler. boru çaldılar.. izl nöbet. yö «İhtiyar bir göğsü bir kadın ii bae enziyor.» diye Tet verdiler General Kaçar ii e konaklamıştı. em bir ata bindirdiler.. bir Moğol askeri de Ankini kucakla- . Yola düzüldüler.. dağdan in- eğe başladılar. Yolda giderken, ihtiyar çoban, Moğol Miami > kısa ko- nuşmalarını işitiyor. «— Öldü mü..?» «— Ara sıra soluyor... Ölme- miş. Fakat, ölmek üzere...» «— Ölmeden - Kaçarin yanına le öteki dü dır. Bü; bir emrazı akliye mütehassısı olan bu doktoru zam bir akşam bir eve çağırdılar, Kendisini bir genç kız karşı- ladı. — Babam sizi bekliyor, bei Rica ederim onu teskin etmeğ çalışınız. — Mesele nedir, yavrum? Doktor yaşlı bir adamdı. Genç kız ise yirmi yaşında yok görü- nüyordu. — Size serap veremem, dedi. Yalnız bütü im sizdedir. Bunu söyleyen genç kız dok- torun yanından kaçtı. Hayret içinde kalan doktoru hastanın ya- nına bir salona aldılar; u ma- zem rem Böyle olduğu hal- de çapkınlığına dair hiç bir dedi kodu D > 5 a p ER © E m. pr 5 e & değildir. bahsettiğimi kimsenin anlamasına imkâ trmeden ve saklamadan hikâyeyi anlatabileceğim asl > ii işaret ederek: uz, dedi. Sizi rahat- sız genele, eğ gerek ben erek kızım affınızı rica ed. artık örkdüli vaziyetin böyle ia edemiyeceğini gör- ük. ekini ruhiye üzerin- deki kinin bize cesaret verdi. Valery size lele ve mütalâanızı almak istedik, Ken- dimi tanıyamaz bir hale geldim. Kızıma . işkence yapıyorum. Bu, böyle devam edemez. Fakat bende o . çok azap çekiyo- im ki.. eriz. Fakat Do: yi bu sözleri hayretle din- liyordu. İhtiyar adam büyük bir ciddiyet işinde söz söylüyor, çok azap çektiği her halinden e elli oluyordu. ktarun istihfafkâr gözleri karşısında sözüne devam etti: —Bazı vakalar vardır ki biri- birile ihtilâf eden iki insan mut- sini almak, kem yapmak mecburiyetinde ka- bu zarf bulundu. ocuğum doğduktan iki ay sonra, karım seba vefat ediver- mişti. beş yerinden balmu- u ile karimi Üzerinde şöyle yazılı: «Yirmi ıma girdiği zaman kızıma verilecek». okuz seneden fazla bir za- mandan beri bu mektubun karşı- Ağ bir yazısı vardı. Dört sahife için- de birçok şeyler söylenebilir. Bir kaç satır içinde birçok itiraf bu- ii . m yanına götürmek- ii ne ilaç KE Oktay han gör- «— Ben, yer yüzünde bu ka- dar talisiz bir hükümdar görme- a elini uzatsa, üyoı Ir. — Öldüğü zaman karımın ya- nında değildim, Kızım doğduğu vakite te hazır büzme Uzakta, hasta bulunuyı anbula zamanları hiç bir şüphe Kizedrii dim. Son derece bedbaht ttım, Ka- za; aşladığım zaman karı- mın hiçi istifade edemiyeceğini “ şünüyordum. Halbuki ben onu için işlere atılmış, onu rahat yı atmak için birçok shell katlanmıştım. Bu mA mr esrar mde yavaş ya- vaş ekg e m Keçi era ilk Ma ben de karım gibi ço- m başka kimseyi dü- m. On nu zengin yaşatmak, mesud etmek istiyordum. Çok ça- lıştım. Bana karımın akrabasından bir zat yardım etti, zatürreeden öldü. - d. z bir adamdı. Ahrette Güzideyi üzerinde ne te: min edebilirsiniz. de koca bir roman yarattım, romanın neticesi işte şu zarfın içindedir. Şimdi ne demek istediğimi an- lıyor mmm Ben rm a; azdan evvel, ki abasından Ei bu onun- ia pek meşgul Kik Tahkik ettim. öldüğü zaman o bizim evde değilmiş. Karımın bir- bir hastalık mıydı? Yoksa bir in- tihar miydi? Hiç bir şey bilmiyo- rum. Acaba kızım hakikaten be- m kızım mıdır? kin içindedir. Eğer başka bir hayat varsa, şimdi ikisi uzaktan bizi seyredi- yorlar ve bu dünyada nasıl be- nimle istihza etmişlerse şimdi de belki eğleniyorlar. Ben bana ya- zılmamış olan bu AİR açma- mak metanetini ve namuskârlığı- nı gösterdim, Fakat artık bekle- yemediğim için kızıma zarfı aça- hım al Or Bir ölünün arzusu ai tayin edilen zamanı beklemek lâzımdır diyor. Daha dört ay lâzım. Vade uzak- ta olduğu zamanlar tahammül ka- bildi. ye artık tahammülüm Imadı. imde sabit bir fi- kir beni — gün yiyip duruyor. Bu zarfı le içindekini oku- mak istiyoru; — Mektuj iki kızınıza niçin bahsettiniz? ünkü namuslu bir adamım. Bak türlü yapamazdım. On do- kuz senedir kendi kendime mü- cadele ettim, nefsime galebe çal- dım. Artık e issediyorum. Mektubu ai istiyorum. Siz hakem olunuz, söy- İeyiniz, kiza mı? — Hayır. Zarfı ateşe atınız. Ölülerin çk meğe hakları yoktur. Bu sırada genç kız kapıyı aça- rak içeri girdi. Ateş bizi azaptan kurtara- a ar ae w “e ayni şirkette 24, 4 Mustafa yi i şire kette24, 8025 kim İslâm ayni $ir- kette 26:40, 8026 Mehmed ayni şirket- te 26.40, BO27 Salih ayni şirkette 30, 8028 Mehmed İhsan İstanbul telefon şirketi atölye 27.60, Ömer Şükrü ayni şirkette 32.60 8030 Muslihiddin i, 803 rm . a Ayni Sa 32.40, 802 Halit 2 iz 52, a şirkette 29.40, 5 M. Ali Sefaayni rkette 30, 8036 Mahmud Selâhaddin ayni şirkette 26.8, 8037 Bahri Kâşif ayni şirkette21.60, 8038 Majak Dadir- yan ayni sirkette 22.32, 8039 J. Ava Klaskopulo ayni şirkett 64, 8040 Ali Kâmil Perker ayni şirkette 60, 8041, Haçik Hamparyan ayni şirkette 38.40, 42 Sabri Prinçek ayni ette amele le 21.60, 8044 Namık Biber amele 21.86. 8045 Refsel iyeti komis- yoncu 20, 8046 O, Şakir Sabuncu zade ve oğulları Fabrikası İstanbul Ki a izami İva 1 ez Çar: di Ştatser, © piyano solo, || at N e, 19,5 no - keman kons 1 Opera sr 22.25 Dış se 23,10 Cazband, 24,05 Çigan Tİ a, 19 Eğlenceli ve 19, iz Şar. yin f LE 20, 05 Salzbur; Brüno Valterin idaresinde: a kaçınıl. maş adlı Mozartin Epe 1, 22,45 Koro konseri, 23,05 Spor, 23,15 Küçük rad- yo kestra e in 15 el let müziği, 21, zl ii Şarkılar ân Nene), 22. 05 yo ER sı, 22, e ii Ale e Frs. duyumlar, am 2R ie Roma - Pi i 2045 Karak müzik 2 15 “Ba si). Ka j rışık rumca yayı , 21,40 Radyo siya Dans müziği ğ Breslau, Klik danslar, 21,15 > , 21,45 e Da e, ie Kam ği e ki 21,50 muhtelif plâk ni riyatı, e 24, b 2055 50 . 2, 10 orkestra konseri, orkestr Sp Bükreş, lâk, duyumlar, 18 Ors mer, 20 20 Be a yi İstanbul: 18,30 bayanlar için jimnas- ayan Azade Tarcan, 18,50 Ak in on 2 21,10 İmre Magyarı çigan 22,45 plâk 23,40plâk, plâk, 20,30plâk, Budapeşte: böyle tazip et- 22 kaman konseri, 2230 piyano, 23 spor, 23,10 küçük radyo maz, dedi. Her şeyi dinledim, anladım. Bu pe > yalnız senden bana emanet ediyor, sana ihtiyar- lığında iyi bakmamı istiyor. kuz sene çekilen o müthiş azabın acısını silemiyordu. Baba da kız zarfı bana ver ba- 4 'n anneme itimad ederim. Geç kız zarfı yırttı ve elleri 2 Okudu. Hıçkırmağa © ba, dedi. Annem | bahsediyor. Seni ik Maamafih bu mektup on de- ruhan derin yaralı idiler. İksi pi

Bu sayıdan diğer sayfalar: