18 Şubat 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

18 Şubat 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftalık piyasa Tütün ihracatı devam ediyor, gelecek) çe. un. hafta istanbula çok portakal gelecek| ;& Türkiye - Almanya arasındaki ti- caret münasebetlerindeki (tatsızlık devam etmektedir. Tiftik ve buğday ibracatçıları, , gönderdikleri malların paralarını alamadıkları için müşkül mevkide kalmışlardır. Diğer taraftan, Türkiye - İtalya anlaşması gün geç- tikçe iyi tesirlerini göstermektedir. Türkiye - Holanda arasındaki son sınai anlaşma da piyasada çok iyi te- sir yapmıştır. Holanda grupu, Türki- yede yapacağı tersaneye mukabil, Türkiye buğdayı alacaktır. Bu haber buğday piyasasında büyük bir alâka uyandırmıştır. İHRACAT MADDELERİMİZİN VAZİYETİ Bu hafta içinde ihracat mardeleri- mizin geçirdiği vaziyeti, birer birer Tütün — İngiliz sıgara fabrikaları hesabına buraya gelen B. Venson de- poları gezmektedir. İngiliz direktö- rünün ne kadar mal alacağı bir türlü anlaşılamamıştır. Diğer taraftan, Marmara havzasın- da piyasa açılmışlır. Bursada ecnebi | kumpanvalarının mübayaatı devam etmektedir. Yalnız Geri kumpanyası- nın muhtelif omıntakalardan aldığı tütünün miktarı 8 bin kiloyu bul maktadır. Bu hafta içinde Felemenge 33 bin Misira 10 bin, Almanyaya 10 bin kü- sur kilo ihrac edilmiştir. Afyon — Uyuşturucu maddeler in- hisar idaresi piyasadan 40 sandık af- yon almıştır ve Çekoslovakyaya da 25 manya arasındaki ticaret anlaşması- nın son aldığı şekildir. Maamafih pi- yasada stoklar da azalmıştır. Yakın- da Sovyet ticaret mümessilliği tekrar mübayaata başlıyacaktır. Piyasada tiftik üzerine bir kaç büyük iş olursa elde mal kalmıyacaktır. Pistler 130 kuruştur. Buğday — Piyasa gevşektir. Polatlı mallara 74 - 75 liraya kadar satılmak- tadır, İtalyaya ihracat devam etmek- tedir, Fındık — Almanyadan talebler azal- mıştır. Böyle olmakla beraber flatler- de düşkünlük alâmeti yoktur. Kars- zeytinyağı isten'lmektedir. Bunun da sebebi, en büyük zeytinyağı müstah- sili olan İspanyada, henüz kavgaların dünyada zeytinyağı flatleri fırlamış- tır, Netice itibarile zeytinyağı ihracat- çılarımız da, dünya piyasasının bu va- ziyetinden istifade ederek fhracat yapmaktadırlar. Halbuki zeytinyağı ihracatı yüzünden dahili piyasada zeytinyağı fiatleri yükselmektedir. Bakkal dükkânlarında zeytinyağı fi- ati 75 kuruşu bulmuştur. Evvelki gün, İktisat vekâletinden Türkofise gelen bir emirde, Fransanın zeytinyağı kon- tenjanını kaldırdığı bildirilmekteydi. Türkiye, Fransaya zeytinyağı ihrac etmediği için, bu hâdise zeytin ihra- catçılarmı alâkadar etmemiştir. Yumurta — Piyasa durgundur. Bir yumurta tacirinin dediğine göre dur- ğunluğa sebebiyet veren biraz da yu- murta nizamnamesiydi. Müteaddid şikâyetler üzerine yumurta nizamna- mesinde tekrar tadilât yapılmaktadır. Yeni tadilâta göre, üzeri kirli, benekli yumurtalar bile ihrac edilecektir. Yal- nız bu yumurtalar ihrac edilirken üzerlerine cendüstri> diye bir damga vurulacaktır. <öndüstri» kaydinden maksad, bu gibi yumurtaların yenil mek için kullanılmıyacağını göster- 'mektir. Bü haber, yumurta piyasası- na büyük bir ferahlık vermiştir. Portakal pahalılığı devam ediyor. Bundan bir hafta evvel, portakal fi- atlerindeki pahalılığın sebebini uzun uzadıya izah etmiştik, bu mesele hak- kında tekrar tedkikat yaptık. Son va- ziyeti de buraya yazıyoruz. Gerek Karadenizden, gerekse Alâiye ve Mersinden piyasaya az miktarda hafta 221 kuruş olmuştur. Alâiye por- takallarının 46 lık paketleri, geçen hafta 321 kuruştu, bu hafta 388 ku- Tuş olmustur. Maamefih, kendisile görüştüğümüz bir portakal taciri ümid verici sözler söylemektedir. Bu tacirin ifadesine göre, yolda çok mal vardır. Gelecek hafta portakal fiatleri ucuzlıyacaktır. Türkofis İstanbul şubesinin de aldı- ğı haberler, bunu teyid etmektedir. HA. Küçük sanatlar sergisinde madalya kazananlar Samsun (Akşam) — Ankarada açı- sında küçük sanatlar erbabı bir top- lantı yapmışlardır. Bu münasebetle iibay Fuat Toksal sergilerin haiz ol- dukları ehemmiyetten bahisle güzel bir hitabede bulunmuştur. Bundan sonra madalyalar sahiplerine veril miştir. AKŞAM YENİ KİTAPLAR Finans ilmi ve Finansal kanunlar Yazan: Pr. İbrahim Fazıl s'tesi Hukuk fakül tesi ve Yüksek Ticaret ve İktisat mek- profesörlerinden bay İbrahim Yal «Finans ilmi ve Finansal ka- nunlar> isimli yeni bir kitabı çıktı. Profesörün Üniversitede ve Ticaret mektebinde verdiği derslerden vücu- de gelen ve yazacağı büyük eserin birinci cildini teşkil eden bu kitap mali hâdiseleri toplu bir surette ve ilmi metodlar dahilinde tetkik eden kıymetli bir eserdir. Bay İbrahim Fazıl bu kitabında ye- ni maliye ilminin nazari prensiplerini ve dünyanın büyük maliye meselele- | rini tetkik ile iktifa etmemiş, nazari- yelerin müşahedelerden nasıl çıktığını kabil olduğu kadar mili muhitten misaller almak suretile kendi siyasi, içtimal, iktisadi ve hukuki bünyemiz | içinde, kendi mali müesseselerimizi, bütçelerimizi, istikrazlarımızı tarihi bakımdan ve bugünkü kıymetlerile tartmağa bilhassa ehemmiyet ver- kadar vukua gelen mali hâdiseler ta- kib edilmiş, müesseselerin ve mevzuâ- tın aldığı son şekiller tebarüz ettirit- miştir, Bav İbrehim. Fazılın 428 sahife tu- tan «Finans-ilmi"ve Finansal kanun- lers kitabınm intişar eden bu ilk gil- di maliye ilminin mahiyetini anlatan bir kısımla başlamaktadır. Bundan sonra devlet masrafları kısaca tetkik edilmiş ve bu bahsin tamiki bütçe bahsine bırakılarak varidat meselele- Kitabın üçüncü kısmını maliyenin en mühim mevzuu olan vergi bahsi teskil etmektedir. Bu da «vergi naza- riyeleri», evergi sistemleri; olarak iki büyük kısma ayrılmiş bulunuyor. Vergi sistemleri bahsinde, her ver- ginin umumi esaslarından sonra ori- jinal bir sisteme malik olan memle- ketlerdeki vergiler hakkında umum! bir fikir verilmeye çalışılmış, ve bun- dan sonra memleketimizdeki vergi sistemine geçilmiştir. Bu bahis Aşar vergisinden basla- maktadır ve sıraslle mem'eketimizde- ki arazi ve bina vergileri, hususi or. man resimleri, havvanlar vergisi, ka- zanç vergisi, asgari mükellefiyet, ik- tisadi buhran ve muvazene vergileri, maden resimleri uzun uzun tahlil edilmiştir. «Finans ilmi ve Finansal kanun- lar» m birinci cildi burada bitmekte- dir. Profesörün haber verdiğine göre kitabın ikinci cildini tatbikatı gün- den güne fazlalaşan Sedünü vergiler, devlet istikrazları, prensipleri ve mem- leketimizdeki tekniği ve tatbikatı ile bütçe bahsi teşkil edecektir. «Finans ilmi ve Finansal kanunlar» Üniversite talebeleri için mükemmel bir ders kitabı olduğu kadar iktisadi ve mali tetkiklerle meşgul olanlar için de bu sahada istifade edilecek ye- güne eserdir, Bu kitabın ders kitabı olarak diğer mühim tarafı da anlaşılması hayli müşkül olan bazi maliye prensinleri- ni temiz bir lisanla, kolay anlaşılır bir şekle koymasıdır. Bay İbrahim Fazıl bu eseri ile mem- Teketimizde iktisadi ve mali sahada mühim bir boşluğu doldurmaktadır. Otomobilleri muayene Dün belediye zabıta memurları şeh- rimizdeki otomobilleri sıkı bir müua- matname hükümlerine aykırı noksan- lar olan otomobillerin şoförleri hak- kında ceza zaptı yapılmıştır. Diğer taraftan bisiklet tallmatna- mesi mucibince bisiklete binenlerden ehliyetname aranmakta idi. Bisiklete binenlerin bu ehliyeti hâmil olup Manisada dağ sporu çok ilerliyor. Bir çok genç kızlar bu sporla meşgul | olmadıkları da bugünlerde kontrol olmaktadır. Resmimizde dağ sporu yapanlardan bir grup görünüyor. ©. edilecektir. Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme il Tetrika No, 833 18 Suhet 1937 Komitecilerin hareketi Ermeniler için iyiliği değil kötülüğü intac etti Kasabalarda vukubulduğu söyleni- len katillerin adedi bunlara bizzat şa- hit olduklarını iddia edenlerin yaz- dıkları miktardan çok aşağıdır. Kasa- balarda Ermeniler kadar müslüman- lar da zayinta uğradılar. Kürtlerin hi- mayesi altında bulunan Ermeni köy- leri en az hasarata uğradı. Senelerdenberi haydutlukla şöhret kazanmış bir çok Kürt ağaları ihtilâl esnasında Ermenilere karşı gayet iyi davrandılar. Adilcevaz kazasında Hay- daranhı Hüseyin paşa, Şatak kazasın- da Hacı ağa, Karçıkânlı Musa bey, Kuluhan Kevaşlı Telli bey, Şataklı Şakir ağa bu ihtilâl içinde mühim rol- ler oynadılar. Bunların nüfuz ve kud- retleri bir çok Ermenileri ölümden ve İstanbulda Osmanlı bankasını zap- teden Ermeni komitecileri hükümetle Rusya sefareti tercümanı Maksimof urasında geçen müzakereler üzerine | Sir Edgar yatına nakledildikten. iki. gün sonra bir Fransız gemisi ile Mar- silya limanına sevkedildiler; Marsi yada hapse tıkıldılar; şüphesiz ki biraz sonva çoğu serbest bırakıldılar. (Fransız hükümetinin bu suretle hareketi Ermeni ihtilâlcilerinin Fran- Vanda kıyam kan ve ateş ile söndü- rüldükten sonra Bitliste, Sason ve Muşta devam etti. Boş yere bir çok kan da buralarda döküldü. Sonra nisbi bir sökün hasıl oldu. 1898 - 1899 senelerinde Serop çetesi bu taraflarda büyük şöhret ka- zandı. 1901 kışının başında Muş civa- rında Antranik çetesi göründü. Kânu- nvevvelin yirmisinde bü çete Muşa altı kilometre kadar mesafede Surp Arakel manastırını zaptetti; burasını müstahkem bir mevki haline getirdi. Manastırda papazlar, köylüler, kadın- Tar, çocuklar da vardı, Asker Manastırın etrafını sardı, Kâ- nunuevvelin yirmi dokuzunda bir kar fırıması esnasında geceleyin manas- tırın komiteci müdafileri savuştular. (Pour VArmenie) risalesi ne vahşet hatıra gelebilirse hepsile doludur. Er- meni muharrirler hakikatten en yük- sek derecede uzaklaşıyorlar. Bunlar işitilmemiş zulümler ihtira ve tasvir ediyorlar. Fakat bu hareketlerile Er- meniler hakkında muhabbet ve ilgi yerine tezlil ve islihkar duyguları “uyandırıyorlar. 1902 de Makedonya meselesi çık- mıştı. Makedonya için Babiâliye ya- pılan tazyikler devletlere kâfi görün- dü. ni olmak İçin Sasonu muhasara et- mişti, Devletler bu sene bu Sason işini alevlendirmek istemediler. 1903 de Pro Armenia gazetesi .65 numaralı nüshasında şu satırları yazdı ; umuz esnada kardeş ve kız kardeşle» rimizin imdadımıza geleceklerini umu- yoruz.) Bu gazete 66 numaralı nüshasında şu tehdidi savuruyordu: (Avrupa müdahale vasıtalarını res- men kullanmak istemediği takdirde Ermeni ibtilâlcileri kendilerinin ve millettaşlarının boş yere imha edilme- lerine rıza göstermiyeceklerdir. Nere- de tehlike içinde kalmış Ermeni bu- lunursa, Sasouda veya başka nokta- larda, komite imdadına koşacaktır.) Meşhur Bulgar ihtilâlcisi Sarafof da Pro Armenlanın 76 numaralı nüs- hasında şu beyannameyi neşreylemiş- ti: (Ermeni kardeşler! Sonbahar geldi. Bunun bizim kardeşlik bağlarımızı kuvvetlendireceğine emin olalım. Ber- lin muahedesinin üçüncü ve altmış birinci maddelerile Osmanlı diyarın- da insaniyete hürmeti himayesi altı- na aldığını imza eden Avrupa müşte- rek protestolarımız karşısında ciddi teşebbüslerde bulunmağa mecbur ka- lacaktır. Asırlardanberi Bulgarları, Ermeni- leri ezen esaret zinciri ümld edelim ki yakında kırılacak vo fki kardeş niha- yet kurtulacaktır. Yaşasın Ermenis- tan! Yaşasın Makedonya! Bütün bunlar gösteriyor ki Erme- ni hareketinin başında bulunanlar Makedonya meselesinin zuhuru üzeri- ne Ermenistan ve Makedonya mesele- lerinin birlikte halline Avrupayı ic- bar etmeği düşünüyorlardı. İhtilâlci Ermenilerin on senelik gayretleri Ermenilerin hayatı için iyi- liği değil, kötülüğü intac etmiştir. Ermenilerin hali salâh bulacak yerde hissolunacak derecede fenalaşmıştır. Yalnız Osmanlı devletinde değil, Rus- yada da hal bu merkezdedir. Ermeni muteberanı Ermenilere li- beral bir zejim temini projesini takib eden ihtilâlcilerin binlerce millettaş- lerin felâketinden başka şey elde etmedikler'ni gözönüne getirerek ar- tık komitelerce bu yolda tahriklere ni- heyet verileceği ümidini besliyorlar. 1895 - 96 senelerinden evvel Trab- zon, Sivas havalisi ne halde idi? İhti- Yâllerle ne hale gesimişti? İhtilâl tes- kin edildikten sonra kıtlık başlamış- t. Bu kanlı ihtilâller buralarda bin- lerce kişinin ölümünden, binlerce Er- meninin sefalet ve zarurete düşmesin- den başka Ermeniler için ne faydayı intac eylemişti. Ancak bir sükünet devresi olan 1900 - 1903 senelerinde idi ki Erme- nilerin vaziyeti biraz iyiliğe yüz tut- muştu. Fakat hâlâ Türkler aleyhinde hariçte ve dahilde propagandalar ve tahrikler devam ediyordu. Ermeni felâketlerini Ermeni komi- tecilerinin hazırladığı kanaatini ra- porunun hemen her parçasında gös- teren bu Rus konsolosunun sözlerini daha ziyade uzatmağa lüzum görmü- yoruz. Pek ihtisar ettiğimiz bu sözler- den açık olarak görülüyor ki bu Rus generali Ermeni ihtilâllerinde vaki olan dehşetli hallerden birinci derece- de Ermeni komitelerini mesul tutu- yor. Bu Rus konsolosunu Türklere ta- rafgirlikle itham etmeği kimse düşü- nemez sanırım. Çünkü o bu raporunu neşrolunmak üzere değil, memleketi- nin erkânı harbiyesine mahremane takdim eylemek için nedir görülen bir serbestlikle ve sirf gördüğü ahvalden viedanmda hasıl olmuş intibalara gö- re hazırlamıştı, Hakikaten, ne 1894 deki büyük Sa- son vakası, ne bundan sonra daha bü- yük ve şumullü 1895 ve 1898 kıyam- ları Ermeniler için bekledikleri Avru- pa müdahalesile istiklâlin, hiç olmaz- sa mümtaz bir Ermenistan teşkili emelinin tahakkukunü intac edeme- işti. Avrupa kabineleri Abdülhamidden hep kuru ıslahat valdlerinden başka bir şey alamıyorlardı! Ve icraata ikti- ran etmiyen bu valdler on seneden- beri tekerrür edip duruyordu. Ermeni milliyetperverleri Avrupa- nın yardımını bekliyorlardı. Avrupa ise harekete geçmiyor, Osmanlı İrm- paratortuğu içinde dağılmış Ermeni- ler için hangi tarafta, hangi hudud- lar içinde bir Ermenistan teşkil edile- bileceğini bir türlü tayin edemiyordu! Bu halde bu lâkaydiyi tahrik et mek JAzımdı! (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: