4 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

4 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Sahife 10 z Teşkilâtı kanununun bazı mad- delerindekidesişiklik Büyük Millet Meclisindeki müzakerenin zabıtlarını aynen neşrediyoruz (Dünkü nüshadan mabaad) Müşterek inan: Bizim şimdiye kadar rejimin esası olarak devlet kanununa geçmiş ve yurdun henüz hayata doğmuş en ta- 28 çocuğundan en yaşlısına varınca- ya kadar, hepsi için müşterek bir inan mevzuu telâkki edilmiş olan mahiyeti Cumhuriyetten ibarettir. Şimdiye kadar Cumburiyet Halk Partisinin şuuru içinde beslenip bü- yümüş olan ve partinin kendi husu- si ve profesyonel politika telâkkisi içinde kalan hayati esasları biz bu madde ile Teşkilâtı Esasiye kanununa eklemekle bütün yurdun müşterek resmi ve kanuni bir rejimi haline sokmüâk istiyoruz. Bu hâdise, hakika- ten başlı başına büyük bir inkilâb sa- yüacak kadar mühim.bi? meseledir. Bu esasların Kamutay tarafından ka» bul edilip resmiyet kesbettiği dakikâa- dan itibaren yurddaşların laboratu- varında çalışanı profesörlerden günün politikası ile uğraşmıyanlara ve işle- rin başında bulunan büyük müdür arkadaşlardan meselâ Devlet Demir- yollarının bir makascısına Kadar bü- tün vatandaşlar bu esuslara inana- cak, bunları sevecek ve bunlara itaat mecburiyeti altina girmiş olacaklar- dır ve bütün milli faaliyet ahengi bir manzume halinde birbirini tamam- yan bu yüksek esasların havası için- de akıp gidecektir. Bu şu demeklir Ki bizzat hayattan alımarak Cumhuriyet Halk Partisinin programının içinde yazılmış bulunan bu hükümler, bu devletin bundan son- raki varlığında bütün yurddaşları bü- tünlük ve beraberlik ruhü ile besliye- cek ve milli birlik için daha sıkı'bir ted- bir alınmış olacaktır, Temyiz mahke- mesinin en büyük hâkiminden en Kü- çük memurlarımıza kadat hüküm ve- ren, tedbir alan, emir veren ve tanzim eden herkes günlük işini yaparken ve kararını verirken kendini bu esasların çerçevesi içinde hissetmek mecburiyeti fana girecektir. Hulâsa arkadaşlar bu kanun çıkınca resmi hüviyeti olsun olmasın bütün va tandaşların tertib ettiği milli bünye müşterek ana esaslara beraber inanan sarsılmaz büyük ve daha kutvetli bir kütle haline gelecektir. (Bravo Sesleri, alkışlar), , Bunun edebiyat kısmı üzerinde fazla, durmaya lüzum yoktur. Liberal propaganda; Şimdi Halil Menteşenin teknik ola- rak bahsettikleri noktalara gelelim. Liberal propaganda Türkiyede yapılmı- yacak mı? Encümen başkanı benim de dahil olduğum encümen arkadaşları- muz namma cevabımızı verdi, Ben bu izahata biraz daha şümül vermek iste- rim. Yeni hükümler anayasaya göçerken bunların mânalarını uzun uzun met- ne sokmiya kanunun konstrüksiyonu itibarile imkân yoktur. Fakat bir nok- ta pek açtıktır ki, şimdiye kadar ana kanunun temelini teşkil etmiş olan cumhuriyetçilik aleyhine yurt içinde hiç kimsenin hiç bir faaliyette bulun- klerikallik ve inkılâpçılığın nakızı olan irtica lehinde hiç bir faaliyet yapılamı- yacaktır. Bu esasların Kamutayca kabulün- den sonra memleketin sosyal, kültürel ve siyasal hiç bir sahasında ne tek ada» wn ne de cemiyet halinde her hangi ilkin veya teşebbüs halinde hiç kimse katiyen fanliyet ifa edemiyeceklerdir. (Bravo sesleri, alkışlar) esasiye Bir Anayasa kanununa madds ko- nurken yazılan ana hükümlerin mâ- nalarını uzun uzun izah, tefsir edici sözler ilâvesine imkân olmadığını söy- lemiştim. Fakat Kamutay huzurunda yapılacak konuşmalardır ki, bu kelime lerin mânalarını bütün halk tarafın- dan bütün tatbik ediciler tarafından anlaşılmasını kolaylaştırır. Bu itibarla bu izahlar üzerinde müsaadenizle bir az fazia duracağım. Biz cumhuriyetçiyiz: Arkadaşlar, biz cumhuriyetçiyiz di- yoruz. Cumhuriyet Türkiyenin değiş- mez Devlet şeklidir diye Ana Kanuna | hüküm koymuşuz. Fakat cumhuriyetin! bizde tatbik edilen tarzından başka çe- şidli nevileri de vardır. Styasi vahdet: Türkiye öyle bir cumhuriyettir ki bu şimdiye kadar Ana yasaya girmemiş olan ve bugün girecek olan diğer beş vasıf ile beraber bir siyasi vahdet teş- kil eder. Meselâ Amerika da bir cum- huriyettir. Fakat idaresi itibarile büs- | bütün başka esaslara dayanır. Fransa da bir cumhuriyettir. Fakat tam Jibe- ral bir cumhuriyettir. Nihayet Müt- tehid Şüralar Sovyet Rusya da bir cum- huriyettir. Fakat sınıf hâkimiyetine dayanan büsbütün başka şekil ve mâ- nada bir cumhuriyettir. O halde Türk Teşkilâlı Esasiye kanu- | nunda Türkiyenin yalnız cumhuriyetle | idare edildiğini ve Türkiyenin yalnız cumhuriyetçi olduğunu ifade etmekle bugün ilerlemş ve inceleşmiş olan siya- sal mefhumların anlaşılması alanında kâfi bir vuzuh yapmış olur muyuz? (Hayır sesleri) O halde bunu herkesin müştereken | Ye derinden anlamasma İmkân verecek bir vuzuhla belirtmek gerektir. İşte bu altı vasfın yanyana bizim cumhuriyeti- mizin farık vasıf ve esasları olarak ka- nunda zikredilmesi elzemdir. Sonra arkadaşımız bilhassa bir | noktayı ifade ettiler ve dediler ki: İnkılâpcıyız diyoruz; cumhuriyeteiyiz! diyoruz. Bazı insanlar komünizm fa- aliyetinde bulunurlar. Böyle bir adam hâkim huzuruna çıktığı zaman, evet ben inkılâpcıyım ve bilhassa cumhu- riyetçiyim der. Ve İnkılâpçı olduğu için komünizm yaptığını söyler bu husus | Teşkilâtı esasiye kanununa konmuş 0- lan vasıflara hizmet vadisinden beni nasıl olup da muateb addedildiğini ileri sürer. Hayır bütün vasıflar yanyana müta- | lea edilince ne komünist ve ne de faşist | bir hareketi bizim rejimimizin derpiş et. | tiği bir inkılâb diye İleri sürmeye im- kân yoktur. Diğer vasıfların tamamla- yıcı mânası içinde bizim inkılâpçılığı- mızın farikaları vardır, Sade cumhuriyetçi veya sade inkı- lâpçı oluşumuzun değil; diğer ana va- sıflarınızın da başka yerlerde, başka ideolojilerde kullanıldığından ayrı ve bize mahsus mânaları vardır. Müliyetçilik vasfı: hattâ kıt'a ve deniz aşırı yerlerde mev- cud ve kendi kanından olan insanla- rın siyasal hudud ve birlik içerisine gir« mesini ihtiva eden geniş çerçeveli irre- dentist milliyetçilik vardır. Bu da kan aktif bir görüşüdür. Daha bir çok milliyetçilik fikir ve şe- killeri vardır. Fakat bizim milliyetçiliğimizin ana vasfı ana yasamızın diğer hükümlerin- de ve Cumhuriyet Halk Partisinin re- jim prensipleri içerisinde de belirti. AKŞAM miştir. Beynelmilelci her cereyan milli“ yetçilik telâkkisine muhaliftir, Halkçılık: Arkadaşlar; halkçılık diye yer yü- zünde çeşit çeşit teşekküller vardır. Son zamanlarda sol fikirlerin müşte- rek çalışmaları için yapılan ve halk cepheleri diye isimlenen bir takım siya» sal kurumlara raslarız. Bunlarla bizim halkçılık telâkkimizin münasebeti yok tur. Bu kelimenin ash inkılâbın ilk gün“ lerinde partiye ad olarak alınmıştı. Bü- yük Şef lisanı ile daha o zaman yapıl- miş olan halkçılık tarifi parti progra- mında kemalini bulmuştur. Bu vasıf yurdu imtiyaz iddialarından ve sınıf kavgalarından koruyan büyük ehemmi- yeti haizdir. Sonra lâik ve inkilâpçı telâkkiler. Arkadaşlar, lâik telâkkisinin de yal- nız nazari hayatta değil, bilhassa tatbi- Ki sahada da Türkiyede olan derinlik ve samimilik ile tatbik edildiği yer dün- yada yok denebilir, Laisizmi ilim ve politika mevzuu ola- rak ilk telâffuz eden insan kütleleri bunların bugünkü Devlet şekilleri için« de bile bizde olduğu kader incelik ve ciddiyetle takip edildiği yer yoktur. Bu mefhumların bizim tatbik şeklimizde- Dikkat buyurulmuştur ki, Devlete vasıf ol&cak yeni hükümlerin mânala- rını izah edebilmek için hep Parti prog- ramından yardım alıyorum. Bunun se- behi açıktır. C, H. Partisi yeni devle- tin fikir ve politika kaynağıdır. Parti Wiberal devletlerde görülen bir çok par- tilerden biri değildir. Yeni devletin hayatı boyunca derin tecrübelerle piş- miş olan, bünyesinden her zaman dev- lete €saslar vermiştir. Bu sebeple yeni devlet vasıflarının anlaşılması için bü- tün alâkadarlar bugünkü parti prog- ramından istifade edeceklerdir. Bu değişme teşebbüsünün ehemmi- yetini anlamak için söylemeyi lüzumlu gördüğüm bir noktayı daha tebarüz et- tirmek isterim. Arkadaşlar, müstakil Devlet ve müstakil millet olmak gibi bir ülvi dava vardır. Müstakli devlet | vemillet olmak yalnız şu kadar bin ki- lometre murâbbaı topfağın üstünde şu| kadar milyon halkın kayıdsız ve şartsız. yaşayıp ekonomik sosyal ve siyasal sa- hada çalışması mânasına gelmez. Bil- hassa bir mliletin ve bir devletin tam müstakil bir devlet ve millet olmak için kendi hayatından doğmuş ve kendi ha» İ yatına uygun kendi öz mali bir rejime sahip olması lâzımdır. Böyle olmazsa vaziyeti yurdun bir parçam ecnebi iş- | tilâsı altında bulunduğu zamana ben- zer, O halde yurdun hayati bir esasını teşkil eden rejim ecnebi fikirlerin isti- lâsı altında demektir. Dünya bugün çeşitli rejimlerin ideo- lojileri arasındaki mücadeleye sahne olmuştur. Hayatımıza uymuyan dış re- Jimler bize tesir yaparsa bu, iç hayatı- mız için tehlikeli olur. Biz kendi reji mizi bu tesirlerden korumalıyız. Ko- nuştuğumuz Teşkilâtı Esasiye müza- ler üzerinde bir az daha durmak yerin- de olur, Arkadaşlar, feodal devrin İstirapla- rından sonra dünya için her İleri insan- lık hayatının bir mübeşirri, bir ışığı gi- bi liberal Devlet devri doğmuştur. İlk doğuşta bir kıymet sanılan ve her ta- rafta kapışa kapışa taklid edilen bu tip idare, siyasi haklar tarafından da eko- nomi alanında da öyle sulistimallere uğradı ki dünyanın hemen hemen her köşesinde, bu tip Devlet çürüyor. Liberalizm: Bugün liberalizm her yerde ya çök- müş, tarihe intikal etmiş ve yahut da sarsıntı nöbetleri içinde can çekişmek- tedir. Hayata yeni doğmuş olan Türki ye Devletinin hayatı için liberalizm çok fena ve çok zararlı bir unsurdur. Bu- gün liberalizm demek hukuk bakımın. dan bir anarşi; ekonomi bakımından bizler için değil, asırlık Devletler için bile bir afettir, biz sadece kopye edilmiş Hberal meşbu bir cumhuriyetçi ol- makla iktifa etseydik, güç ve çetin za- manlarımızda yurd dışında içeriye dö- külen zehirlerle memleketi altüst et- mek istiyenlere karşı durabilir miydik? (Allah göstermesin sesleri) (Arkası var) SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Tefrika No, 840 Galata köprüsünü ve tüneli uçurmak için yapılan hazırlıklar Silvio Riçi bu dükkânda iken vakit, vakit Galata Avusturya postanesi ma- rifetile ecnebi memleketlerden ve Bulgaristandan mandapost olarak 50 den 250 franga kadar para, Fransız postarnesi vasıtasile de Sofyadan mektuplar alırdı. (Silvio Riçi namına Galata Avus- turya postanesi vasıtasile 20 teşrini- libe, Sofya, Varna, Atinadan 4490 ve 1905 senesinde 25 marta kadar Pil- beden 300 frank gönderilmiş olduğu ki gayet kalın duvar delinerek altın» dan çok miktarda taş ve toprak kazıl. mış, bu topraklar dükkân içindeki bo- ya fıçılarile harice çıkarılmış, bir ka- ra lâğım hazırlığı hayli ileri götürü müştü. (Vakadan sonra komisyonca bu hafriyat görülmüş, dükkân içinde diplerinde toprak bakiyesile 30 kadar boya fıçısı bulunmuştur.) Bir müddet sonra Karagözef Rus- yadan dönmüş, Yıldız sulkasti kat'i surette kararlaşınca işini tasfiye ede- rek bu dükküm bırakmış, Mısırda bü- Yunan ailesi nezdine gitmişti. Galata köprüsüne yapılacak lâğım için de köprünün Galata başlığından 15 metre kadar ilerideki Fransız ban- kasından sonra Ömer Abid hânina giden sokağın köşesindeki şemsiyeci dükkânı seçilmiş, kiralanmıştı. Dük- kânın içindeki küçük bodrumun köp- rü istikametine doğru genişletilmesi için kazılan topraklar sabah, akşam büyük bir el çantasile, bazan içine şemsiye paketi konulmuş gibi san- dıkla çıkarılır, fırsat gözetilerek Azap- kapısına giden Kürekçiler sahilinde denize dökülürdü. Burada kullanılacak kara lâğım fi- tilleri gayet musanna idi: Bunlar üs- tü ipekli, sudan, rütubetten müteessir olmıyacak surette içleri boş madeni bir zarf şeklinde yapılmış iki kangalı kırmızı, üçü siyah. beşi beyaz tura- dan mürekkepti. (Bunların nümune- leri komisyonca Azapkapısındaki A- yusturya hastanesinden çıkarılan in- filâk eder maddeler arasında bulun- muştur.) Sulkastten 8 ay evvel Va- han — Silvio Riçi ile Sivas Hmçak komitesinin eski relsi olup İstanbula nakleylemiş olan lokantacı Sivaslı 'Haci Nişan Minasyan Tünelin de bir kısmını uçurmak için bir proje tetkik eylemişlerdi. Galatada 'Tünele varmadan yanda- ki sokakta İngiliz bakkaliye mağaza- sının alt tarafında bir muşambacının bıraktığı boş bir dükkünda - ki vaka esnasında burada muşambacı Vando- ro bulunuyordu - bir lokanta açma ğa, buradan yeraltından tünele ka- dar bir yol yaparak tüneli maynla» mağa karar vermişlerdi. Dükkânın anahtarı sahibi Hacı Le- on Asaduryândan alınmış, muayene vesilesile bir kaç defa içine girilerek Ardaş kapudanyan le birlikte yeral- rumda yalnız hafriyatı görmüştür. 'Minasyanın ifadesi sahih idise ya komisyon tahkikata girişince yahut daha evvel bombalar buradan kaldı- rılmış olacaktır. Samuel Fayn İle kızı Robinanın Kroker otelinde i görebilmeleri im- kânsızdı. Bunun için burada çok kal- madılar, En muvafıkı ecnebi tebaa- sından olan ve kendilerile teşriki me- saiyi kabul eyliyen Edvard Jorrisin apartimanına yerleşmeleri olacaktı, Jorris ev sahibi Muradoviçten iki Tünelin bir kısmını uçurmak projesini bazırlıyan Sivaslı Hacı Nişan Minasyan odasının kendisine tavsiye edilmiş bİf yat ile kızına kiralamağa müsuadesi" ni istedi; bu zat hastalıklı kızını h# va tebdili için İstanbula getirmişti otel hayatı kıza elvermiyordu. Murar doviç müsaade etti, Samuel Fayn 1 kızı Robina iz kaybetmek için Krolf otelinden (Avrupaya gideceğiz) diy? çıktılar; 6 teşrinisani 1904 tarihinö? Jorrisin apartmanında iki odada yer” leştiler. Bundan sonra Lipa Rips ve karısı, Kindiryan, Silvio Riçi, AşkOY diye de çağrılan Karl Yuvanoviç 10 karısı madam Askova, Torkom diye dö yadedilen Kapudanyan gibi komitecil” geceleri Jorrisin Samuel Fayne bırak” tığı salonunda ve Samuelin riyasotin” de toplantılar yaptılar, Bu toplantılar çok defa şefak sö künciye kadar sürüyordu. Yalnı$ Madam Askova suikastten üç ay &“ dar'evvel Odesaya gitmiş, bir dabs İstanbula dönmemiş olduğu için son tertibatta hazır bulunamamıştır. Lipa Ripse Rusyadan, Yunanistan” dan, Bülgaristandan gelen mektup” lar Jörris adresine yazılıyor, Jorrisin Alman postanesindeki kutusunda alınıyordu. Jorris bunun nihayet ken” di hakkında şüphe davet edebileceği ni ihtar etti. Bunuzi üzerine Lipa RİP” sin kanısı «amına Avusturya postan© sinde ayrıca bir kutu kiralandı; bun” dan sonra Lipa Ripsin mektupları bö kutudan alındı. Kocaslle bütün (iki ve hislerinde müşterek olan Jorrisi3 karısı Anna da yeni dostlara hiç bif yardımı esi'gemiyordu. i Samuel Fayn ile Jorris sed üzerin” den bomba utmağı tercih eylediklöİ halde Lipa Rips Maşin Enfernal Kul lanmağa meyyal bulunuyordu. üzerinden bomba atmakta düşünület kum mahzuru mutlaka yeni bir t€© rübeye lüzum gösteriyordu. Bu da a, cak Bulgaristanda yapılabilirdi. Z* ten Ermeni ihtilât kom!tesi Bull ihtilâ) komitesile itilâfından bombacı” Lik işlerinde çok istifade ediyordü Nihal bir karar verebilmek için Bu gar bombacıları ila görüşün anlaşmak iyi olacaktı. Samuel Fayn Sofyaya bir seyahsf! zaruri gördü. 1904 kânunuevvelind? Jortir Buk bir haftalık avans istedi ve aldı; sin pasaportunu da alıp garistana hareket etti. İki gün sonra babası oğlunun ei mektubile müracaat ederek ak yada kalan 2070 kuruş hakkını d& dı. Kindiryan Pilibalen gön: duğu bir mektupta Amerikalı bir w kette müstahdem olduğu halde rika sefaretinin Pendisini Arne himayesine kabul etmemesinden küvet ederek hizmetinden istf39”* bildirdi, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: