23 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

23 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e km sal ama AR a | | Burdurda: yol inşaatı Bu sene Üzüm mahsulü geçen senekinden az oldu, halk kömür yokluğundan sıkıntı çekiyor Yukarıda: Vali Burdur - Tefenni yolu inşaatını teftiş ediyor, aşağıda: * Hacılar köyünde inşa edilen yatı okulu Burdur (Akşam) — Vilâyetimizde pi inşaatına büyük bir faaliyetle de- Yam olunmaktadır, Antalya şosesinin Bucak'la Antalya hududuna kadar , Şilan kısmının noksanları kiş mevsi- mine kadar tamamlanacaktır, Kara- Mmanlı nahiyesi ile Yeşilova ilçesi arâ- Mindaki 22 kilometrelik yolun toprak tesviyesi bitmiştir. Bu kısımda silin- Hiraj faaliyetine fazla önem verilmek- Bedir. Kıymetli valimizin vilâyetin programını tahakkuk ettirmek m gayreti iyi semereler ermektedir, Çavdır ile Horzum ara- sındaki Burdur-Muğla yolu da bit- ii üzeredir, Bu kısımda yapılan ye- inşaatla eski güzergâha nazaran gn kilometrelik bir yakınlık kazanıl- maktadır. Bu kısımda da silindiraj iş- İerine başlanmıştır. Burdur - Tefenni arasında yetmiş sene evvel başlana- rak Burdurdan Tefenniye 5 ve Te- #enniden Burdura 15 kilometrelik kı- amları yapıldıktan sonra tamam- lanamıyarak harap bir halde Cumhu- riyet devrine teslim olunan 70 kilo- metrelik yol yeni baştan yapılmıştır. İnşaatın tamamlanarak yolun açıl ma töreninin yapılabilmesi için inşası gereken Bodamıt köprüsünün de iha lesi yapılmıştır. Vilâyet yollarının mütemadi tami- Tatı için her on kilometrede bir ame- le posta kulübeleri ve Burdur'la Bu- cak'ta nafıa malzeme depo ve garaj- ları yaptırılmıştır. Wilâyetimizde günden güne sayıla- ri çoğalmakta olan yatı okullarından biri olan ve Burdur - İsparta şosesi Üzerinde bulunan Askeriye köyü yatı okuluna su getirilmesi için C. H.P. İlyönkurulunun karar ve teşebbüsle- riyle Cumhuriyet bayramında yapıl- mak üzere büyük bir pehlivan güreşi tertip olunmuştur. Bu güreşe ünlü pehlivanlar çağınlacağından güreşin muhitte büyük bir alâka ile karşıla- nacağı şimdiden tahmin olunmakta- dır, Bu sene Burdur bağlarının üzümü çok az olmuştur, Her sene civar vilâ- yetlere yapılan ihracatın bu yıl yapı- lamıyacağı anlaşılıyor. Buna mukabil badem ve ceviz mah- sulü pek bereketlidir. Bademin kilo- su kırılmamış 15, kırılmışı 75 kuru- şa müşteri bulmaktadır. Yeni orman Kanununun tatbiki dolayısile haziran ayındanberi Burdura odun ve kömür gelmemektedif, Bu yüzden hiç odun satılamamakta ve istok kömürün #ia- ti evvelce iki kuruşu geçmezken l Mihalıçıkta bir bir cinayet Mehmed, gâybubetinde çok hızlı devam ediyor gebe kalan karısını öldürdü Mihaliççık (Akşam) — Kzamıza bağlı Ermenek köyünde .bir koca, gebe karısını bıçaklıyarak öldürmüş- für. Ermenek köyünden Mehmed, iki #ene taşraya gitmiş ve bir müddet evvel köye dönmüştür. Mehmed, iki senedenberi yanında bulunmıyân ka- yanın kamını şişmiş görünce ge be olduğundan şüphelermiş ve ken- disini sorguya çekmiştir. Kadın, karının bir hastalık neti- öesinde şitşiğini iddin ederek kocası- nı teskin etmek istemiş, fakat Meh- med bu söze kanmıyarak kanısını doktorlara muayene ettirmiş ve beş aylık gebe olduğunu öğrenmiş, bu- nün Üzerine eşyasını eline vererek evden koğmuştur. Fakat Mehmed, bununla hiddetini teskin edememiş, çeşmeden su ge tirmeğe giden karısına yolda rasla- yınca bıçağını çekerek muhtelif yer. lerinden yaralamış ve öldürmüştür. Kastamonu valisi mezuniyet aldı Kastamonu (Akşam) — Vali ve Parti başkanımız B. Ayni Doğan bir ay mezuniyet alarak Haymanaya git- miştir. Bir müddet banyo aldıktan sonra tekrar şehrimize dönecektir. Kastamonu Dalia reisi istifa etti Kastamonu (Akşam) — Belediye relsi B. Adil Yücebıyık sıhhi mazere- tine binaen istifa etmiş ve vazifesin- den ayrılmıştır. Seçim yapılıncıya ka- dar Belediye reisliğine vilâyet mek- tupçusu B. Tevfik Eşmeli vekâlet ede- cektir, Kastamonu Halkevi Kastamonu (Akşam) — Bir kaç &y evvel inşaatına başlanılan Halkevinin üçüncü katı da tamamlanmak üzere- dir, İnşaat süratle ilerlemektedir. Bu kış mevsimine kadar üzeri kapatıla- caktır. Bir nahiyenin adı değişti İzmit (Akşam) — Geyve - Akhi- sar nahiyesinin adı, isim müşabihe- tinden dolayı Dahiliye Vekâletines Pamukovaya çevrilmiştir. di on iki kuruşa bulunamamaktadır. Her ne kadar büz köylere odun ruü- satiyesi verilmişse de köylüler har- man mevsimi dolayısile hiç bu işle uğ- raşmadıklarından sıkıntılı vaziyet de- Yam etmektedir. Buna herhalde bir çare bulunmasını diliyoruz. KADIN KÖSESİ Gece tuvaleti 23 Eyldi 1997 Gece tuvaleti ile vualet koymak modası taâmmüm etmektedir. Bun- Jar ya çiçek ya kurdele ile aa tutturuluyor Kerburanda yapılan petrol sondaj ameliyesi iyi neticeler. veriyor Burada keşfedilen petrol membalarının çok zengin olduğu yemi Kerburanda sondaj ameliyesi için yapılan tesisattan bir parça Mardin (Akşam) — Midyatın Kerburan nahiyesinde yapılmakta olan petrol sondaj ameliyesi devam ediyor. Bugüne kadar şürmüş olan çalış- malar çokiyi neticeler ? vermiştir. Kerburandaki petrol membalarının gok zengin olduğu anlaşılıyor, Hattâ Irak petrollarının asıl memba bu hâ- valide olduğu söyleniyor. Daha bir müddet devam edecek olan ameliyeler müsbet netice verdi- El takdirde memleket çok zengin bir servet membana daha kavuşacak ve Türkiye petrol ihraç eden bir merkez haline gelecektir. Seyyah tercümanlarının rozetleri Belediyenin seyyah tercümanları için verdiği rozetler at nalı gibi büyük ve sakildi. Bunların yerlerine, üzerin- de Kızkulesi ve bir seyyah vapuru re- simlerini taşıyan gayet zarif şekilde yaptırılmış rozetler toecümanlara da- Fatılmıştır. Rozetlerini üzerinde (Dü- maç) ve (İstanbul) kelimeleri de ya- nılıdır. Muallimlerin techizat bedeli kalktı Muallim mekteplerinden mezun 0- Janlara şimdiye kadar bir defaya mah» sus olarak seksen lira techizat bedeli verilmekte idi. Verilen karara göre bu seneden itibaren bu techizat bedeli “Kaldırılacaktır. Bundan başka mual- limlerin nakil harcırahları da kaldı- rılmıştır. Yalnız köylere tayin edilen muallimlere harcırah verilecektir. (AKŞAM) ım edebi romani 'Tefrika No, 54 Mektep arkadaşları — Öğleden sonra bir işin var mı? — Hayır. — Muayenehaneye gel, Çene çala- riz. Sana hastalarımı tanıtarım. — Gelirim efendir. Ve elimi bir daha sıkarak yoluna devam etti. Operatör Hayri bey çalışkan bir adam. Onun için en yakın arkadaşla- rı bile egoist diyorlar. Bana kalırsa bizim memlekette yaşamasını bilen, yalnız hayatı bir Avrupa kafasile gö- ren ve muhitini öyle hazırlıyan in- sanlara egoist diyorlar, Geçen gün bir kaç asistan ondan bahsederlerken hastalarını merasim- İe, teşrifatla kabul ediyor. Randevu almadıkça -kabinesine ( gidilmiyor. Her hastanın âdı, sanı deftere geçi- yar, diyorlardı.* Bu sözler tühafıma gitmişti. Avru- pada büyük doktorların ayni sistem- 16 hareket ettiklerini işitiyoruz, Onun için operatör Hayri beyin de ayni yo- İu tutması pek tabii. çünkü şöhreti- ni yapmış bir adam, Bugünkü davetini daha ziyade o Bürhan Cahid vaziyeti görmek için kabul ettim. Tuk bir duştan sonra elime gazete- leri alarak uzandığım yatağımda uyuyakalmışım. Teyzem uyandırma- saydı belki yemek vaktini de yatakta geçirecektim. Doktor olarak hastaneye devama başladığımdanberi bana sormadan bir şey yapmıyan teyzem artık yemek Mistelerini bana hazırlatıyor. Ben da- ha ziyade onun yaşını ve şişmanlığını hesab ederek listeler yapıyorum. O biraz bundan sıkılıyor ama bana o kadar kuvvetli bir emniyeti var ki iki hafta perhize yatırsam ses çıkarmı- yacak. Artık evde pllâv, makarna, bö- rek, ağır hamur tatlıları kalktı. Bü- gün de sofraya olurduğumuz zaman önümüze haşlama tavukla, haşlama sebzeler ve mevsim meyvaları gelince teyzem âdeta ağlıyacak gibi yüzüme baktı, Güldüm; — Beğenmedin galiba teyze! Başını salladı: — Hâşa, Nimet beğenilmez mi ev- lâdım, Ama ben seni düşünüyorum. Bu yağsız yemeklerle zayıf düşersin diye korkuyorum. — Yok teyze.. bunlar bizi senin kıy» malı tatar böreğinden daha çok bes- “ ler merak etme!. Ama istersen sana ayda bir kere de alaturka tatlı, börek yaplırayım. Gözleri parladı: — Sen bilirsin yavrum, Sen çalışı- yorsun, yoruluyorsun. Herhalde kuv- vetli yemen lâzım. Onun bu uysal halleri çok hoşuma gidiyor. Annem olsa imkânı yok derd anlatamam, Teyzemle çok iyi anlaşı- yoruz. Saat üçe doğru operatör Hayri be- yin Beyoğlundaki muayenehanesine gittim. Gelip geçerken gördüğüm şık apar- tımanın ilk katını işgal eden muaye- nehanede kapıyı bana bir hastabakıcı kız açtı. Beni hasta zannedip bekle- me odasına götürmesin diye doktor olduğumu söylediğim zaman dikkat- le yüzüme baktı: — Doktor Cevvale hanım. — Evet, — Buyrun efendim, doktor çalışma odasında, — Hasta yok mu? — Var. Doktor şimdi muayeneye başlıyacak, Fakat sizin geleceğinizi söylemişti. Parke döşeli koridorda onu takib ediyorum. Temiz, Joş bir apartıman. Soldaki salonun önünden geçerken yan gözle baktım. İçiçe iki salonda yedi sekiz hasta var. Önümden giden kız sağda bir kapı açtı ve geri çekildi. Doktor Hayri beyle karşı karşiya- — Hoş geldiniz Cevvale hanım. Na- &l dediklerimi yaptınız mı? Başımı iğdim. — Uyudunuz mu? — Mükemmel! — Bravo, Nasihatlerimi dinlerseniz hiç sıkılmazsınız. Meraklısınız, heves- Misiniz görüyorum, İstidadınızı anla- dığım için sizinle meşgul olmayı dü- şündüm. Mesleğin muhtelif cephele- rinde tecrübelerinizi arttırmak için size ben arkadaş olabilirsem ne âlâ! 'Hürmetle başımı iğdim: — Teşekkür ederim hocam, Yardı- mıniz bana cesaret veriyor. — Şöyle otur, biraz dinlen baka- ım. Salonda bekliyenleri hatırladım; — Hastalarınız.. Güldü. Cıgarasını tazeledi; — Hastalarımız. muhterem hasta» larımız bekliyecekler, — Fakat ben mâni olmıyayım. — Ne münasebet. Sen olmasan da bekliyecekler, Hayretle sordum: — Fakat, niçin hocam? Âdeta saflığımla eğlenir gibi bir kahkaha attı: — Beklesinler efendim, dedi. Has- | #ane kadar beklerse doktor o kadar İ kıymetli olur. İnsanlar acaibdir. Zevkte olsun, ihtiyaçta olsun bir şeyi çabuk elde ettiler mi memnun olmaz- lar. Biraz üzülmeleri, beklemeleri ka- zanacakları zevkin tadını arttırır. Bir hastanın muayenehaneye gelir gel mez doktorunu bulması ile bir zaman bekledikten sonra kabul edilmesi ara- sında tahmin edilmiyecek kadar gö- Tüş ve hissediş farkı vardır. Çok has- talar, doktorlarının kiymetini onun şöhreti, meşguliyeti ve kabinesinin şıklığı ile ölçerler, Sırf bu psikolojik hâdiseyi yaratmak için doktorun işi olmasa bile varmış gibi görünmesi Mâzımdır, Hasta, muayene odasına gi- rebilmek için sıra beklemeye mecbur olduğunu bilirse doktorun kazandığı şöhrette haklı olduğunu anlar. Has; talar bekleme odasında biribirlerini görmeli, konuşmalı, derdlerini biri“ birlerine anlatmalı. Biran evvel ka” bul edilmek için iddialara girişmeliler ki herkese kolay kolay açılmıyan bu kapıdan mesud bir ümid ve şifa dün- yasına gireceklerine inansınlar ve gittikleri, gezdikleri yerde doktorla rından bahsederken: £ (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: