22 Kasım 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

22 Kasım 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

Sayfaya ait küpürler

 Geniş ölçüde bir politika mücadelesi İngiltere iki sene vakit kazanmak tiyor. Politikada sözünü geçirecek kadar wveti var...
 NDikkatlerr İstanbul ve seyyahlar Paris sergisini 30 milyon adam ziyaret etmiş; ve bülün yaz mevsiminde en bahalı Pransız...
 Fotograf tahlilleri 1.. (40) Cerbezeli bir karakter!... Büyük fatihler gibi dünya haritasını değiştirecek kudrete maliktir!..
 Atatürkün doğu intibaları Türkiye Cumhuriyeti veağünkü sahipleri Türkler bütün dünya medeniyet ve insja_niıgı için bir...
 Bay Amca pek yakında sahnede görünecek Cemal Nadir, istenilen piyesin esasını hazırlayıp Ankaraya gönderdi - ....
 Siyasi müsteşarlıkların lâğvine karar verildi Siyasi müsteşarlar, istifa ettiler, Başvekil istifaları Reisicümhura ve Meclise
 Karaköy köprüsünün geri alınması muhtemel Eminönünden başka Karaköyde de geniş bir meydan vücude getirilecek Haber aldığımıza
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KÜÇÜK İLÂNLARIMIZ En ucuz ve en tesirli ilân vasıtasıdır 4 defası: 125 kurüş Akşam ilân servisi, telefon 24240 Hesap defterleri En iyi kâğıda basılmış, hakiki İngiliz prese kartonu We cildlenmiş sağlam, zarif ve ucuz Yevmiye, kasa defterleri - defleri kebirler - muavin deflerler 200, 300, 400 sahifeli: 140, 175 ve 250 kuruş Akşam matbaası — Telefon: 24240 Sene 20 — No. 6862 — Fintl her yerde 5 kuruş —uz PAZARTESİ 22 'Teşrinisani 1937 —— . Telefon: 24240 (İdare) — 24249 (Tahrir) — 24248 (Müdür) — 20113 (Klişe) Atatürkün doğu intibaları Türkiye Cumhuriyeti ve bugünkü sahipleri Türkler bütün dünya medeniyet ve insanlığı için bir imtisal örneğidir Türkler, tarihin çok eski devirlerinde beşeriyete karşı yaptıkları kültürel vazifeleri yeniden ve fakat bu sefer bundan daha âlâ surette yapmağa hazırlanan yüksek bir varlıktır Geniş ölçüde bir politika mücadelesi İngiltere iki sene vakit kazanmak istiyor. Politikada sözünü geçirecek kadar kuvveti var sanıyordu. Habeş harbin- de - Milletler cemiyetini de arkasın- dah sürükleyerek - İtalyanın yolunu kesmek istedi. İtalya meydan okudu. İngiliz erkânı harbiyesi vaziyeti ölç- tü, biçti İtalya ile muharebeyi göze alamadı; İngiltere, çok ileri gitmişken, geri döndü. Bu ricat, İngliterenin si- yasi haysiyetine şiddetli bir darbe idi. Anladı ki evvelâ kuvvetli olmak lâzırıdır. “Muazzam: bir silâhlanma programı yaptı. Bunun esaslı kısmı iki sene sonra bitebilecek. O zamana kadar Avrupada harb olmaması lâ- zımdır İngilterenin bugünkü siyasetine bu bekleme “mecburiyeti hâkimdir. Bundan dolayı “Habeş meselesinde Bü marevi mağlübiyete göz “yümduz İspanya meselesinde, ateşin Avrupa saçağını sarmamasına bunun için dikkat etti, Şimdilik general Franko ile anlaşmayı aynı sebeple törcih edi- yor. Çin - Japon harbinde, birçok menfaatlerine rağmen tâmamen si- lik bir rol oynamıya mecbur oluyor. Almanyanın müstemleke istemesini tatlı sözle karşılıyor, Nihayet, bu iki senelik -köprüden rahatca geçinceye kadar herkese «dayıs demek yolunu tuttu: Fransaya aldırış etmeden hem İtalya, hem Almanya ile anlaşmak çarelerine baş vurdu. Fakat, bu vakit kazanma politikası hiç kimsenin meçhulü olmadığı için karşı taraf da ona göre hareket edi- yor. İngiltere herkesle boy ölçüşecek vaziyete gelmeden evvel İtalya da, Almanya da işlerini bitirmek istiyor- lar. İtalya, o zamana kadar İspanya vasıtasile Cebelültarık boğazına hâ- kim olarak kuvvetlenmiş İngiliz filo- sunu Akdenize sokmamak istiyor, Aynı zamanda şimali Afrikaya şim- diden büyük kuvvetler biriktiriyor. Almanya vakit geçirmeden Afrika” daki eski müstemlekelerini istiyor. Bir taraftan da, Japonyayı Roma - Berlin anlaşmasına sokarak, İngilte- reyi Uzak Şarkta tehdid ediyor. Bu. suretle, bugün herhangi bir harb hazırlığından . ziyade, geniş öl- çüde bir politika oyunu karşısında- yız. H:def mmalümdur: İngütere ha- zırlanmadan evvel Akdeniz anlaşma- sını ve müstemleke dâvasını pazarlık esası yaparak garpta İngiltere ve Franşanıu emniyetini garanti altına alacak eski Dörtler misakını canlan- dırmak. Fakat bu misakın ruhunu, İngiliz ve Fransız politikasından, ya- ni Avrupada müş'erek emniyet gaye- sinden değil, Roma - Berlin siyase- tinden almak. Yani, Avrupanın Şar- kında herhangi bir sulh emniyeti teahhüdüne girişmemek Milletler Ce- miyeti prensiplerinden “ayrılmak. Vaziyet bundan ibarettir. Yakın bir istikbalde aydınlık beklenemez. Mücadelenin neticesi tamamen meç- huldür. Necmeddin Sadak Ankara 22 (Telefonla) — Ulus re- fikimiz B. İsmail Müştak Mayakon imzasile şu başmakaleyi neşrediyor: Atatürkün - trenindeyiz. On gün evvel başladığımız doğu -seyahatin- den Ankaraya dönüyoruz. Tren” ge- cenin karanlıkları içinde Eskişehirle Ankara arasındaki mesafeyi 50 kilo- metre süratle katediyor. Biz, bu sü- rati kâfi bulmuyoruz. Daha hızlı git- mek, daha çabuk : varmak istiyoruz. Çünkü kalblerde şirin ve sevimli An- karanın nostaljisi başlamıştır. Göz- ler ve gönüller, Atatürke müteveccih hep onu dinliyoruz. O, eski yerlere feyiz ve bereket saçan gür bir kayna- ğın temiz suları gibi dolu hadise ve meseleler üzerinde düşüncelerini, duygularını, kanaatlerini anlatıyordu. Bazan maziye sit bir hatıra ile günün bir hadisesini çözeliyor, ba- zan halde yaşıyan bir hadise ile is- tikbalin bir sırrını anlatıyordu. Beşer bilgilerinin bütün sahala- rında, fikir dünyasının bütün mın- takalarında ayni salâhiyet ve hâki- miyetle dolaşan Atatürk gözlerimi- zin önüne daima yeni yeni ufuklar açıyordu... Bundan sonra B. İsmail Müştak Mayakon, Atâtürkün sözlerini Ulu- sun baş sütununda aynen Şöyle an- | latıyor: — «Memleketin on bir vilâyet mer- kez ve dolaylarını gezdim. bütün bu merkez ve dolaylardaki türkleri, babaları, anaları ve çocuklarile gör- düm. Çok sevindim, Yüksek mede- niyet temeline şahid oldum: Maden- lerden kurulmuş temeller... Bu açıl- mış maden ocaklarında > profesörle- rile, teknisyenlerile, /amelesile, baş- Bütün bu insanlar Türkiye cumhu- riyeti, zengin, kuvvetli ve muhteşem eden her akıllı insan kendini bütün dünyaya büyüklük saçan kuvvetli ve asil bir varlığın içinde duymamak im- kânı yoktur, Böyle duymuıyan şuursuz- lar bir tarafa bırakılımca hakiki insan- lık tereddüdsüz, kabul eder ki Türki- ye cumhuriyeti ve onun bugünkü $a- hibleri olan Türkler bütün dünya medeniyet ve insanlığı için bir imtisal örneğidir. Yalnız bu kadar değil, Türk- ler tarihin çok eski devirlerinde, be- şeriyete karşı yaptıkları kültürel yazi- feleri yeniden ve fakat bu sefer daha âlâ surette yapmağa hazırlanan yük- sek bir varlıktır. İşte doğu seyahatinden dönerken Ankaraya ulaşmak için geçen şu kısa zaman içinde seyahat arkadaşlarıma ifade edebileceğim intiba budur.» Bay Amca pek yakında sahnede görünecek Cemal Nadir, istenilen piyesin esasını hazırlayıp Ankaraya gönderdi Cemal Nadir Bay Amca Ankarada her hafta konserler ver- mekte olan yüksek musiki mektebi- mizin orkestrası fevkalâde rağbet bulmaktadır. Az zamanda büyük bir tekâmül eseri gösteren yetmiş kişi- lik orkestramız, profesör Karl Eber- tin söylediğine göre Orta Avrupada dinlenen konserler derecesine gel miştir. Tiyatro mektebi talebeleri pek yakında opera tecrübelerine de başlı- yacaklardır. İlk tecrübe «Bay Amcas ile başlı yacaktır. . Senelerdenberi gazetemiz- de muvaffakıyetle yer tutan Cemal Nadir Gülerin bu sevimli kahrama- nı, opera mektebinde çalışmakta olan | ecnebi profesörlerin pek hoşuna git- miş, bu hafta Cemal Nadir Gülere, Bay Amca lejandlarından bir ikisi- ni genişletip yarım saat devam ede- cek kısa bir piyes haline koymasını teklif etmişlerdir. Cemal Nadir, istenilen piyesin esa- «Bay Amca> operasını Hasan Feri. din bestelemesi çok muhtemeldir. Dikkaticr ———— — İstanbul ve seyyahlar Paris sergisini 30 30 milyon adam ziyaret etmiş; ve bülün yaz mevsi- minde en bahalı Fransız lokantala- rında yer bulmak için möbet bekls- mek lâzmgelmiş, İtalyaya da, geçen Yaz esnasında seyyahlar 7 milyar liret para bırakmışlar. İsviçre, Avusturya hakeza... Demek ki, İstanbulun ve - Bursa ile Yalova dahi - Marmara havzr- #ının imarına sarfedileceği haber ve rilen paralar, yalnız biz Türkleri mamur bir vatanda yaşatmakla kal- msyacak... Demek ki, dünya yüzünde, döviz tahdidatına rağmen halâ zengin seyyahlar mevcuttur; ve bunlar iyi yerlere gidiyorlar... Öyle ise, Ceneviz lilerden, Romalılardan, Bizanslılardan | © Osmanlılara kadar süfha safha tari- hin bıraktığı hatıralarla süslü ve eşi menendi bulunmayan lâtif bir tabiat ortasındaki müstakbel 'mamür, me deni, konforlu ve eğlenceli İstanbula niçin ilelebed seyyah gelmesin? Şehrimizin ve havzamızın imârın- dan yalnız güzellik itibarile değil, ik- tisad ve maliyemiz için de nikbinane neticeler bekliyebiliriz. İstanbul, elimizde, çok verimli ola bilecek, muattal bir sermayedi Siyasi müsteşarlıkların lâğvine karar verildi Siyasi müsteşarlar, istifa ettiler, Başvekil istifaları Reisicümhura ve Meclise arzedecek Dahiliye siyasi Maarit siyasi Nafia siyasi İktisad siyasi müsteşarı müsteşarı müsteşarı müsteşarı B. Abdülmuttalip B. Nafi Ataf B. Sırı Day B. Al Ara Ankara 22 (A.A.) — Bu gece Başvekil Celâl Bayarin evinde Reisicumhurun riyasetinde Vekiller ve siyasi müste- geçime birlikte bir içtima oldu. iyasi müsteşarlığın lüzumsuzluğu üzerinde müşterek ala varıldı. Buna göre kanunların tebdilinin Başvekâ- letten Türkiye Büyük Millet Meclisine arzına karar verildi. Bu karara iştirak etmiş bulunan siyasi müsteşarların kâf- fesi Başvekâlete istifalarını vermişlerdir. Başvekil bu istifaları Reisicumhura ve Büyük Millet Mec- lisine arzedecektir. Karaköy köprüsünün geri alınması muhtemel Eminönünden başka Kuraköyde de geniş bir meydan vücude getirilecek Haber aldığımıza göre Karaköy köp- rüsünün bugünkü mevkiinden Halice doğru elli metre kadar geri alınmasj düşünülmektedir. Buna başlıca sebeb köprüden çıkar çıkmaz Yenicami ile karşılaşmıya mani olmaktır, Şehirci- lik mütehassısi B. Pröste bugünkü va- Köprü elli metre kadar geri çekilirse pane Vasfi Rıza Zobu köprü başındaki meydandan muhte- lif istikametlere doğru bir kaç geniş cadde açılabilecektir. Yenicami, mey- danın ortasında güzel bir âbide ola- Tük kalacak ve tamamen meydana çi- karılacaktır. Köprü Halice doğru elli metre kadar geri çekilince Karaköy omeydanıda genişletilecektir, Burasının da Emin- önü meydanı gibi geniş bir hale geti- rilmesi düşünülüyor. B, Proste bu (Devamı 4 üncü sahifede) m MŞ Fotograf tahlilleri I.. (40) Cerbezeli bir karakter!... Büyük fa- tihler gibi dünya haritasını değiştire- cek kudrete maliktir! . Meselâ isterse (İstanbuldan Avrupaya) diye seya- hatname yazarak bir kelime ile İstan- bulu Avrupa kıtasından ayırıp atari... Usta bir taklitçidir!.. Bilhassa Şehir tiyatrosu sahnesinde tuldat aktörleri- ni taklit etmekte Hâzım'a taş çıkar- tabilir!... Bazı meslektaşları gibi sahnede 26- ki görünüp dışarıda yavan kalmak- tansa sahnede aptal - dışarıda açık- göz olmayı tercik edecek kadar kur- nazdır!.. Musiki istidadı fıtri kabiliyetlerinin en başındadır. Ve bu istidadın ebu- runla zurna çalmak» gibi öyle eşsiz bir mazhariyeti vardır ki buna ne Bet- hoven, ne Wagner, ne Hifez, he Pada- revsky gibi musiki üstatları nall ola- bilmiştir!... Yenilik merakı elbise, otomobil, şap» ka gibi eşyaya munhasırdır. Arkadaş- ların, hususiyle yakın arkadaşların > eskisini sever!.. Bunun için kadınla rın yaşları bahsinde fazla cömert ve Şehir tiyatrosunun operet kıs mında çalıştığı için istikbaline ait ta- lih çizgileri oldukça parlak ve müs pettir!.. yağma e ayin A

Bu sayıdan diğer sayfalar: