21 Mart 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

21 Mart 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Almanyanın gayreti Geçen alı ay içinde cereyan eğen siyasi faaliyetler ve sevkülceyş tedbir. leri yeni Avrupa harbinin iptidndaki vaziyetini değiştiremedi. İşler dönüp de- laşıp yine kati harp neticesinin ancak Garp cephesinde istihsal edilebileceği hakikatini meydana koydu. Harbi Avrupanın şimaline yahut ccnubu şarki sine veyahud orta Şarka sirayet ettirmek ve yeni cepheler peyda etmek için gizli ve aleni yapılan bütün teşebbüsler akim kaldı, Finlândiya İle Rusyanın sulh yapması Avrupanın şimalinde , cenubunda ve şarkında yeniden siyasi ve askeri ihtllât ve hadiselerin çıkmasına mâni olacaktır. Fransa bugün silâh altında bulundurduğu beş milyon kişilik mükemmel talim ve terbiye görmüş muazzam kuvvetini ve İngiltere yavaş yavaş silâh altına davet etmekte olduğu sınıfları bir derece talim gördükten sonra Lük- semburg İle İsviçre arasındaki kısa cepheye yığmaktadırlar. Almanya Ver- say munhedesinin ihtiva ettiği tahdidattan dolayı askeri talim görmeyen st nıfları tedricen talim ve terbiye ettikten sonra hep bu cepheye yığmaktadır. Burada vakit geçmesi iki tarafa da fayda vermiyecek ve aradaki kuvvet muvazenesini bozamıyacaktır. Çünkü İngilizlerin talim ederek sevkettikleri kuvvetlere muadil yahud biraz daha fazla olan yeni kuvvetleri Almanlar da aynı zamanda talim ederek buraya sevketmektedirler, Eğer Avrupanın şima- inde veya cenubu şarkisinde veyahud orta şarkta yeni cepheler açılsaydı © zaman Almanya yeni kuvvetleri Garp cephesine gönderemiyecek ve hattâ buradaki kuvvetlerini azaltacaktı. İngütere ile Fransa yeni cepheleri tüken- mez insan menbat cihanişümül müstemlekelerinden — toplıyacakları kuvvetler ile techiz edeceklerdi. Fakat harp faaliyeti ve siklet merkezi Garp cephesine münhasır kalmış olmakla beraber siyasi faaliyetlerin arkası alınmış değildir. Almanya harbe devam edebilmek için kendisine mücavir memleketlerden ve bahusus Rusya- dan devamlı ve muntazam bir surette ham madde ve yiyecek gelmesini temin etmek mecburiyetindedir. Bugün İtalyanın kendi aleyhine dönmemesi için de zahirde müttefiği bulunan bu devleti tatmin etmek mecburiyetindedir. Bu- nun için son günlerde Almanyanın salâhiyettar matbuatı üç büyük devletin as-| keri, siyasi ve iktisadi emniyet sahaları bulunması zaruri olup bunların bi- ribirihe zıd olması Türumundan mütemadiyen bahsediyorlar, Daha doğrusu Almanya Sovyet Rusyası ile İtalyanın arasını bulmağa çalışıyor. F.K Küçük Haberler 4 B. Lütfi Kırdar dön Floryaya gi- urasını teftiş etmiş, gazinolar önün. sini başlanan kabinelerin banyo imine kadar Ikmalini emretmiştir. 4 Sirkecide gümrük antreposunun arka kapısından giterek toplarla kumaş çalan salih adında biri dün Sultanahmed birinci a mahkemesinde muhakeme edi- de tevkif edilerek Tevkifhaneye gönderil- miştir. & Tük - Yugüslav Caha temdid edilmi * Türk bandıralı Feyyaz vapurile sandık» nk cam tahtası, İtalyan barudıralı Besfor vapurile tahta talaşı gelmiştir. n anlaşması bir ay # Kümür satışlarını tanzim için hazır- lanan nize ye göre satışların BU Bank tarafından yapılması icab etmekte- dir. Eti Bank, teşkilât hazırlıklarına baş- iâlmitar. 4 Çocuk Esirgeme Kurumunun Beşiktaş kazam kongresi san toplantısında 23 Nisan Mili Hâkimiyet bayram: münasebetile kir çocukların giydirilmesine karar ver- miştir. Bu çocuklarin tesbitine başlanmış” tır. 4 Kızlay cemiyeti Beyand nahiyesinde dün yeni idare heyeti abatı yapılmış- tır. Bu intihabatta idare heyetine, binbaşı tekaüdü B. 4), B, Hüseyin Başkaya, B. Mustafa Koşar, B. Hüsnü Bora, B. Recep | Eroğlu getirilmiştir. Toplantıda Beyazıd nahiye müdürü B. Nuri Tunaboylu da bu- Tanmuştur. Yeni idare heyeti aralarında bir toplantı daha yaparak yeni reisi intihap edecektir. Dün Haliçte bir çarpışma olmuştur. Portakal yüklü Ördek motörü, Hâl önünde dururken, Liman idaresin& ait 685 numa- rahi mavnanın sâdmesine maruz kalmış- tır. Molör ve mavnada büsar Vardır. İn- sanca zayiat yoktur. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ 4 Keten tohumu ve susam ihraç fiatleri tesbit edilmiştir. # İstanbul Üniversitesi rektörü B. Ge- mil Bilsel, hafif bir gripten muztarip ol- duğundan, dün Üniversiteye gelmemiştir. Rektörün rahatsızlığının birkaç gün de- vam edeceği zannediimektedir. İstanbul Üniversitesi Tıb fakültesi de- kanı Dr, B. Ahmed Kemal, evvelki gece ekspreale Ankaraya gitmiştir. k Dün, Beyoğlunda Perçin sokağında B. İlyazarın çanta Imalâtbanesile, Kadıköyde İskele sokağında madam Horno'nun evinde ve Beylerbeyinde Küplüce caddesinde B. Cemilin evlerinde birer yangın başlangıcı olmuş ise de derhal eytişen itfaiye grupları tarafından #öndürülmüştür. k Kasımpaşada Zindan arkasında otu- rap ameleden Ridvanın Iki yaşındaki Arda- han ismindeki çocuğu, oda içerisinde o7- | namakla iken mangaldaki fasulye tence- resinin üzerine yuvarlanmış, bu şekilde muhtelif yerlerinden haşlandığından polis tarafından Etfal hastanesine kaldırılmış- | tır. * Kartalda Harmanlık mahallesinde Eğin sokağında B. Asafa ald ahşap bir ev fırtı- | nanın tesirile çökmüştür. İçinde insan bu- | lunmadığından bu noktadan bir zaylat ol- mamıştır. Ankara Halkevi idare heyeti Ankara 20 (Akşam) — Ankara | Halkevi yeni idare heyeti seçilmiştir. | Yeni heyet şu zatlardan mürekkeptir: B. Faik Reşid Onat, doktor Ragıp Tü- zün, Mecdi Kut, doktor Celâl Pupan, | Namık Katoglu, Fethi Oktan, Muhid- | din Doğan İnözü, Uluğ İzdemir. Yeni idare heyeti Halkevi reisi B. Celâl Feridin başkanlığı altında ilk toplantısını yapmış ve bazı kararlar almıştır. Çeşmesinin tamir edilmesi münasebetile Sokollu Mehmed Paşa mi sessizce tahta Sokcllu'nun Mimar Sinan tarafın. dan yapılan çeşmesi, harap bir halde bu. | Mehmed paşayı ahkoymuş tamir ettirilecek, ! idareyi ona bırakmıştır. Sekiz yıl da bu de- İner bunduğuldan, belediyece İsmi Bokullu şuretinde de telâffuz edi- len Sokollu Mehmed paşa, Osmanlı devleti- sin en mühim sadrazamlarından < biridir. Kanuni Sultan Süleyman, ikinci Selim, Üçüncü Murad zamanlarında on üç buçuk sene veziri âzamlık yaplı, Askeri olduğu kadar idari ve siyasi kudret gösterdi. Bir 'âkabı da «Tavil, yani «Uzuls dur, Wosna civarında Sokaloviç kasabasında duğruğu için kendisine Sokollu denen Meh» med yaşa, hıristiyan bir atlenin çocuğıydı. Yeniçeri olarak devşirilip Kdirne sarayına getirildi. Saraydan kapıcılıkla çıkarak, Bar- baros Hayraddin paşanın ölümü üzerine onun yerine İkapudanı Daryalığa getirildi. Müteakiben Rumeli valiliğine geçirildi. İlk büyük muvaffakıymti, 1051 de Tamşıvar ka- Besinin zaptı esnasında gösterdi. Bunun Üze- rine yesir oldu. 1561 de üçüncü vezir iken ikinci Selimin kın Esmaban sultanla ev- lendi. 1564 de ikinci vezir iken, Semiz Ali paşanın ölmesi üzerine 1564 de veziri âzam oldu. Vefatına kadar sadaret mevkinde kularık Osmunl devletinin idaresini elinde Satiu. Kanuniyi Zigetvar seferine teşvik, zaferi Mare ve temin etti, Padişahın ölümünü 40- paşanın | bir donanma techiz etti. | kiz gün müddetle gizli tutarak karışıklık geçirdi. Yeni padişah, makamında ve | virde hüküm sürdükten sonra üçüncü Mu- rad devrine ulaştı. > Don ile Volga arasında kanal açmak Ha- denizine ve Orta Asyaya ü4ker sevketmek teşebbüsünde bulunmuştu. Bu maksndia oruya mühendis, amele ve asker de gönder- | mişti. Böylelikle paşa, Türkiye dışındaki | Türklere alâkasını göstermiş oluyordu. Bu da siyasetindeki kiyasete misaldir. Ancak bu teşebbüs — bir rivayete göre Kırım ha- nının İşine gelmediği için — akim kaldı. Sokullu, Süveyş kanalını da açtırmak iste- miştir. Yeniçeri ocağını sağlam tuttu. Kıbrıs ada- sının alınmasına delâlet etti. O sırada, Venedikliler Osmanlı donanma- sını yakmışlardı. Mehmed paşa, Kılıç AH Gu himmetile bir kış zarfında yeni Bokollu, harlce karşı sağlam bir siyaset kullanırdı. Bir gün, arzuhsl takdim etmek bahanesile Divan'a giren bir delikanlı tara- fından hançerlenerek öldürüldü. Bu sulkas- i yük eseri eNevsali afiyets İeridir. - Profesör Besim Ömerin 53 senelik dostu ağzındanhayatı B. Ahmet İhsan Tokgözle bir mülâket Tam manasile namuslu, doğru, faziletli, en yüksek morale sahip, merhametli, şefkatliydi, işte kayb Profesör Dr. Besim Ömer Akalın'ın © , — - vefatı bütün irfan âlemimizi tesesür için “ ha derinden hissetmektedirler. İşte onun elli üç senelik arkadaşı Ah- med İhsan Tokgöz... Serveti Fünun sahi- bi. Profesör Besim Ömerin Ankaraya hareket etmeden, pazar günü, matbaaya uğrayarak kendisine veda ettiğini anla» tıyor. — Saat üçte geldi, Serveti Fünunun ellinci yıldönümü münasebetile hazırla” dığımız nüsha için yazdığı intibamı ge- tirmişti. Rahatsız görünüyordu. Ankara” ya gitmemesini, bu yolculuğun kendisini yorucağını söyledik. Alakoymaya çalış- tıksn da «Muhakkak gideceğim: diyor- du. Bize veda ederek ayrıldı.» Nasıl tanıştılar? Serveti Fünunun ilk nüshasındanberi ber cildde yazım bulunan profesör Be- sim Ömerle nasıl tanıştıklarını ve onun ık yakından bildiği hayatını B. Ahmed san Tokgöz, teessür içinde, şöyle an- Jattı: — Ben Besim Ömer Paşayı 1303 de yani 1887 de çikârdiğı ilk iki kitapla tanıdım: Bunlardan biri «Sıhhatnumayı etfala öteki «Sıhhatnumayı izdivaç» idi. Bizde bu mevzularda yazılan ilk kita; lar bunlardır ve iptişarları © vakit tanbulun cahil muhitini fena halde hid- detlendiren bir hâdise oldu. Çünkü o ta- | rihte doğum halindeki kadınları erkek doktorlara göstermek usulden değildi. Ancak pek feci vaziyetlerde adına «La- vuta> denilen bir erkek doktorun eve çağrıldığı olurdu. Kadınların Oo bu pek hususi İ yetlerine dair kitap yazmak ne müm- kün! Fakat Besim Ömer hiçbir şeye al- dırmadı. Daha © zaman bana «Bütün bu cehalet ile erişme za olduğunuz söyledi. Hakikaten tana bu mücadele ile geçirmiş ve muvaffak olmuştur. , 1888 de kendisi doktor yüzbaşı oldu- ğu için ikmali tahsil etmek üzere Parise gitti, bilhassa kadın ve doğum sahasında ibtisas yapmaya çalıştı. 1891 de, yani Serveti Fünunun kuruluşunda resimli ki- tap basmayı öğrenmek için ben de Pa- rise gittim. O tarihte La Revue İlluströ ismile fransızca çok güzel bir mecmua çıkardı. Resim basmayı öğrenmek için | onun “Ouartier Jatin'de Jacob sokağın- daki matbaasına girerken bir gün, yar kındaki bir evden Besim Ömerin çık- tığını gördüm, Buran onun pansiyonu imiş. Bu sokak Serveti Fünunun sınal in- kişafına bizmet ettiği gibi Besim Ömere de bir ikametgâh verdiği için onun il- mi neşriyatına da hizmet etmiştir. Rue Jacob'daki matbaayı idare edenlerin küçük kardeşi bugün İllestration mec- muasinn başında bulunan M. Bachet'dir. Besim Ömerle bütün 1891 yazını Pa- riste geçirdik. Ben İstanbula döndüm, | oda biraz sonra geldi. Serveti Fünundaki bbbi ve sıhhi neşriyatına başladı ve bu- nan arkası elli yıldanberi “kesilmemiştir. O sıhhi ve tıbbi neşriyatını bizde yapar ve kitaplarınıda bizde bastırırdı. Meş- | rutiyetten evvelki devirde onun en bü- | Bu cildler bizim mülli kütüphanemizin ha- kikaten en parlak ve o zamana göre fevkalâde mühim 'esetleridir. | 1908 inkılâbı ilk günlerinde Be- sim Ömerin evi istibdada karşı hareke- tin merkez noktalarından biri olmüş ve Meşrutiyetten sonra rolü insani ve içti- mai sıhhat işlerine intikal etmiştir. Hilâ- liahmerin yeniden ihyasında başına geç- BA Merhum profesör Besim Ömer Akalın nihte Ankara matbuat şefi idim. Aldi- ğım emirle heyete ben de iltihak ettim. Rektör Cemil Bilsel de oraya geldi. Besim Ömer 923 sulhunu müteakip yine Cenevrede olan Kızılsalipler kon- gresine geldi ve oradan İstanbula avdet etti. 923 den 935 e kadar kendini mes- leğine ve tıbbi, fenni neşriyata hasretti, 934 de Büyük Millet Meclisine aza ol- du. Besim Ömer (Paşa) bu defaki in- tihapta ikinci defa mebus seçildiği za- man ilk toplantıda en yaşlı aza sıfatile bize riyaset etmişti. Besim Ömer ve Cemil Bilselle 937'de Bratislavada, 936 da Kopenhagda mü- zaheret kongrelerine iştirak ettik. Bu yaz yine Cenevredeki kongreye | iştirak etmek üzere iken harp patladı. Memle- kete dönmek için yolu zor bulduk. | | Besim Ömerin insan hayatı Buraya kadar söylediklerim Besim Ö- merin irfan hayatıdır, onun bir de insan hayatı vardır: Abdülhamid devrinde Serveti Fünunu Hüseyin Cahidin yazdığı bir yazıdan do- layı cinayet mahkemesine vermişlerdi. O tarihte memleketten kaçmak ihtiyaç- Jarı göründü. Bütün tanıdıklarım benim yanımdan uzaklaşmışlardı. Besim Ömer evime geldi. Bana 300 altın getirdi: 4Sen ev yaptın, paran yoktur, al bunları. Firar yollarını da hazırladık. Darda kalınca vapura atlarsın» dedi. Bu iyiliğin hatırasile gözleri Yaşaran | B. Ahmed İhsan bu sözleri söylerken | benim yüzüme bakü: — Nasıl oğlum, dedi, şimdi bunu ya- pacak adam var mıdır, dersin?» Ve sonra, benden cevap çıkmadığını | örünce, devam etti: — 937 de Bratislavada iken Cenevrede ağır bir göz ameliyatı geçirmem lâzım geldi. Kongre bitmişti. Bir de baktım, Besim Ömer de benimle Cenevre seya- hatine hazırlanmış. «Ne yapacaksın Ce- nevrede?> deyince bana şunu söyledi: «Böyle tehlikeli bir ameliyatta ben seni yalnız bırakamam.» Cenevrede ameliyat yapıldı. Tehlike» yi atlattıktan sonra — tabii gözü de kaybettik — kendisi İstanbula döndü.» ti, Balkan harbinde ve Umumi harpte |” en büyük insani işleri gördü. İlk hastabakıcı yetiştiren odur "Türk kadınından ilk hastabakıcıyı ye- tiştiren odur. Yetiştirdiği kadınları Be- sim Ömer kendi elile getirip yaralıların başina koyardı. Beynelmilel Himayelet- fal teşkilâtına bizi de sokmak için ön- ayak oldu. Bunun için Amerikaya kadar giti, İstanbulda Himayeietfal kuruldu. Mütarekede Beyazıtta çocuklara o mah- sus bir de süt damlası yaptırdı. Kendi sile ve Âkil Muhtarla beraber 920 de Beynelmilel | Salibiahmer (kongresinde bulunduk. Cenevre tıp ve fen âleminde bilhassa beynelmilel Salibiahmer mer- kezinde nasıl bir mevki kazanmış oldu- ğunu derin bir sevgi ve minnetle gör düm. Besim Ömer o hengâmda Darülfünun emini idi. Bu vazifeye iki defa intihap olunmuştur. Mütareke - içinde Ankara milli hükümetinin emrile bulda Ca- miyeti Akvama Türk müzaheret heyeti ismile bir heyet teşkil edildi Onun da başında Besim Ömer vardı. Bizim heyet 922 de Pragdaki beynelmilel müzaheret konferansina gitti, Ben de o zaman Mü- ettiğimiz insan budur letli, en yüksek morsle sahip, merhar metli, şefkatli idi. İşte kaybettiğimiz in- san budur. Elli üç sene bozulmadan sürüp gelen İyi hatıralarla dolu biz dostluğun birden- bire kopuvenmesi B. Ahmed İhsanı çok üzmüştü. Serveti Fünunun ellinci senesi nüshasını hazırlarken dosya arasında mecmuanın bu haftaki nüshasında çıka- cak olan profesör Besim Ömerin son mektubunu bana uzattı: İşte muhterem adamın hayatında yaz- dığı son satırlar: «Samimi dostluğumuz yarım asri ge gen Ahmed İhsan Tokgöze. Bilmem hatırlıyor musunuz? Epey oluyor, milletlerarası Salibiahmer ve ço- cuklar ittihadı kongrelerinde Hilâliah- mer ve Himâycietfal kurumlarını temsil etmek üzere Cenevrede bulunduğumuz sırada çıkarttığım fotoğrafımın altını va- rum asırlık dostuma diye yazmıştım. Bu gün isö mektubumun başında yarın se” n geçen dostuma dedim, ne tatlı hitap, Bu hitap altında gönderdiğim şu mek- tubuma sebep, tesisi elli yaşına basan güzelenizi ve o zamsndânberi Türk ede- fennin ve wbhatin yayılmasına etle memleketimize olan bü- yük hizmetinizden dolayı sizi, her za- man faal Ahmed İhsan Tokgözü can- dan tebrik etmektir. Evet, siz çok tebrik ve takdire hâyık- sınız; böyle elli sene devamlı sütette inlişar ve memleketimize çok hizmet eden Serveti Fünunun sahibi ve başyazır cısınız. Ya «Ahmed İhsan matbaası» ile olan hizmetiniz. Bu da değeri ölçülemi- yecek kadar büyüktür. Jül Vern fenni romanlarını tercüme edip onları asıl re- simlerile meşretmeniz dahi aynca büyük hizmettir (1887 - 1303), le sanıyorum. ki, sizinle en önce «Sıhbatnümayı izdivaç» kitabım vasıta» sile görüşmüştüm. Serveti Fünunu tesis ettiğiniz yıl Parise gelmiştiniz ki, ben de o zaman mesleki bilgilerimi artırmak üzere orada bulunuyordum. Hatta otur- duğum otele ansızın geldiğiniz gün siz beni odamda hasta ve kükürt banyosu içinde görmüş ve ziyaretime gelen ho- cam profesör P. Budin ile görmüştünüz. | Bunlari size döstluğumuzun kidemini hatırlatmak için yazıyorum. Ben Pariste bulundukça mubaberele- rim ve avdetimde yazılarımla Serveti Fü- nun, Ahmed İhsan matbaası ve sahibi siz ve ben birbirimize bağlı kaldık. El- hi yılık Serveti Fünun koleksiyonunun hemen her cildinde yazılarımın bulunu- şu benim için iftikara lâyık kıymetli ha” tıralazdır. Size ve matbaanıza bağlılığıma başka bir sebep de bugüne kadar çıkardığım kitaplarımın, hele birçok seneler devam- hı intişar eden Nevsalialiyetlerin, mesle- ğime dair fenni klâsik eserlerimin her- kesin takdirine lâyık olan bir nefasette tarafınızdan basılmasıdır. Görülüyor ki, birçok vesileler yıl. larca süren samimi münasebet bağlılı- ğımızı gittikçe kuvveilendirmiştir. Sözümü keserken müsaade ediniz de dostluğu elli seneyi geçen Dr. Besim Ö- mer Akalın elli yaşına basan hakikatli oğlunuzu yani Serveti Fümununuzu ve onu sağlam yaşatan babası Tokgöz Ahmed İhsanı tekrar tebrik etsin “ve daha bir bayli seneler yaşatmağa muvaffak ol. masına dua eylesin.> Dr, Besim Ömer Akalın Bu mektubu tetssürle okudum ve B. Ahmed İhsan Tokgözü Serveti Fünunun B. Ahmed İhsan Tokgöz bu sözlerden | ellinci senesi müsbasının o hazırlıklarile sonra odanın bir köşesine bakarken: başbaşa bıraktım. — Tam manasile namuslu, doğru fazi- Şevket Rado » rte) ye Ez Suşehri tanesini buraya (Akşam) — Zelzeleyi takip eden günlerde Kızılay 2 sayılı has. Sertabibi Kütahya mebusu doktor Süha Del başı bulunan heyet işini bitirerek 11/8/940 tarihinde kazadan ayrılmış, kâ- Jabalık bir memur ve halk tarafından uğurlanmışlır. Heyet Suşehrinde çole Ayi çalışmış ve kıymetli hizmetlerde bulunmuştur. Gönderdiğim üç resim, muhterem doktorları ve seyyar hastaneyi gösteriyor. AE si b Didi vi. 3

Bu sayıdan diğer sayfalar: