23 Haziran 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

23 Haziran 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4023 /6/ 936 Birinci Fransova BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA 21 Çeviren: F. Şemseddin Benlioğlu Kral Fransova, çetin bir harpten sonra büyük bir zafer kazanmıştı.. p D Şövalye Kral Fransız karargâhında, asker- ler zaferi büyük bir heyecan ve gürültü ile tes'id etmekte idiler, Gedikli askerler, üst başları kan ve çamur - içinde fakat cep ve göğüsleri yükte hafif pahada ağır ganimetlerle dolu olduğu halde yiyib içi- yorlar, orduyu arkadan takib eden seyyar satıcı ve bakkal- lar da bu ganaimi satın alarak kısa bir zamanda zengin ol- makta idiler. Kral, çadırında, ordusunun en eski ve tecrübeli erkânına “Şövalye,, ünvanına - liyakat kesbedip etmediğini sordu ve: — ISirabu işövalyelik ünvai nıma hakkile liyakat kesbet- tiniz! Cevabını aldı. — Harpta herkesten fazla şecaat gösterdim mi? Şövalye Bayar; —- Evet, dedi. Sizi harbın hertarafında, en tehlikeli yer- Dedi, — Bayar, dostum. Bugün sizin elinizde şövalye olmak istiyorum. Çünkü siz, çok bü- yük fedakârlık yaptınız. Uzun uzadıya saray teşri- fatını, manasız nezaketi bilmi- yen şövalye Bayar: — Sir, dedi. Gökten indi- rilmiş mukaddes yağla yağla- narak bu çok yüksek - krallı- ğın tacını giymiş olan ve biz- zat kral bulunan zat, kilisenin hâdimi ve bütün şövalyelerin sövalyesidir! — Bayar. Kanun ve usul- Terden ayrılmamak lâzımdır. Haydi; beni. şövalye yapınız. — Madamki böyle irade buyuruluyor, ben de istediği- niz gibi hareket edeceğim, Şövalye Bayar, ağır ve ka- lin kılıcıni aldı, kral biriner Fransova'nın omuzuna koya- rak: — Allah sizi harpta' firar- dan saklasın, Sir; siz şövalye yaptığım ilk prensiniz! Dedi. Sonra kılıca hitabederek: — Bugün bukadar güzel, bu kadar kahraman bir krala şövalyelik rütbesi verdiğin için çok bahtiyarsın! Bunun için, benim kıymetli ve sadık kili- cım, sen en kıiymetli bir ha- tıra ve eser olarak hifzedile- cek ve ancak Türk'lere, Arap- lara ve Endülüs'lülere karşı kiyllamlacaksın!, Dedi. Ve, seri bir hareketle kalın ve ağır kılıncı gene beline astı. — Asker ve diğer şövalyelerin neş'esine nihayet yoktu. Bu gürültü arasında Milâ- no'dan gelen bir murahhas, yarın şehrin anahtarlarını krala getireceğini ve halkın dehalet ettiğini bildirdi! * we Bu akşam Sen Brigid ordu- H çadırında;'Bal B tinci Fransova annesine şu mektubu yazmağa başladı: *Madam, yaptığımız harbın parlak neticesini- haber ala- caksınız.... Kral, mektubu yazarken uy- kudan başını bir türlü tutamı- Öo L n ğ yordu. Yanında başvekil Düp- rat ta imparatora yazıyordu, ve yazdıktan sonra: — Sir, yazılan'tahriratı gör- mek arzu buyurur musunuz. Diye sordu. — Evet:. Evet.. Dostum Pa- pa'ya da mektub yazınız!.. Kral yeniden yazmağa baş- ladı: “Bütün gün ve geceyi eli- mizde kılıç at üzerinde, dört taraftan gelen ölüm tehlikeleri arasında geçirdik. Fakat bu- raya bizi durdurmağa gelmiş olan 28000 düşmandan ancak üçbini — kurtulabilmiştir, Mas dam.... Başvekil bir sesle: — Sir... Dedi. Kral, annesine yazdığı mek- tub üzerinde uyumuş kalmıştı. Başvekil Düprat harba işti- rak etmemiş ve iki gün, har- bın devamı müddetince istira- hat etmişti. Kral, cidden bit- kin ve yorgundu. Başvekil bir yavaşça f | örtü aldı ve kralın üzerine ha- | lerinde ve en kahramanca ha- | reketler yaparken hep gördük! fifçe örttü. Bundan sonra ar- şidük Şarl'e olan tahriratı yaz- mağa, bu müşkül ve nazik işi | yapmağa koyuldu.! Kral birinci Fransova'ya Mi- lâno'yu kazandıracak olan bu parlak zaferi bütün komşu devletlere bildirmek usuldendi. ve tatlı | | ler. ANADOLU, S uf Göztepe 3- K.S.K.3 Alekzm Kkrulunün. hazı hazırladığı teşvik müsabakaları başladı Pazar günü Alsancak saha- sında atletizm kurulu tarafın- dan tertip edilen teşvik müz sabakaları yapıldı. Sahada sporculardan ve idarecilerden başka kimse — yoktu. Esasen atletlerin bile çoğu gelmemiş- t. Müsabakalar tam 15,30 da 100 metre sür'at koşusiyle başladı. Bu köşüya 3 atet iştirak etti. Neticede Altay- dan Hasan birinci, " Altaydan Klark ikinci, Bucadan Cahit üçüncü geldiler. Gülle atma müsabakasına 6 atlet gİrdi. Tasnifte Altaydan Salih birin- €i, Altaydan Suha ikinci, K. S.K,tan Hasan üçüncü geldi- 800 Metre sür'at koşu- sunda İbrahim K.S.K. birinci, İbrahim A. O. ikinci, Yusuf | Altay üçüncü geldili adımda Hüseyin Şükrü 6,33 metre ile birini reyya Göztepe ikinciliği, dad A.O. üçüncülüğü kazan: dilar. 110 manialı koşuda Hü- seyin Şükrü A.O. birinci, Su- ha Altay ikinci, Z. Ali Altay üçüncü geldiler. 200 metre sür'at koşusu seçmeleri de ya- pıldı. Neticede Altaydan Ha- san, Cemil: Rifat, Altınordu- dan Muhiddin ve Vedat fina- le kaldılar. Disk atma müsa- bakasında Hakki Buca birin- ci, Suhıı Altay ikinci; Cahi Dıkış Yurdlarmda Sergıler Zehra Hasan yurdunda müdire ile muallimleri ve gyetişen talebesi. Şehlirimizdeki nakiş dikiş ve biçki yurdlarında da tedrisata son verilmiş, sörgiler açılmıştır. Tilkilik'teki Zehra Hasan yur- dunda da pazar günü diplomalar verilmiş ve sergi açılmıştır. Merasim güzel olmuş, birinci şubeden birinciliği kazanan Le- man Şazi bir nutuk vermiştir. Busene birinci sınıftan tasdik- name alanlar 13, ikinci şubeden diploma alanlar ise dokuz Türk kızıdır. Sergide, çok güzel eserler ve Türk kabiliyetinin yüksek örnekleri vardır. Akhisar'da Cevizden iri Tolu yağdı.. Akbisar, (Hususi) — Vali- | miz bay Murat * (Germen) re- fakatinde —Ankara'ya gitmiş olan Belediye reisimiz Nüzhet Işık dün Ankara'dan gelmiştir. * .* Bu gün sâat 6,50 de hava ansızın kararmış ve Akhisar'ın cenubu şarki — istikametinde müthiş bir gürültü hasıl ol- muş ve beş dakika sonra şehrin üstüne beheri ceviz ta- nesi kadar tolular düşmeğe başlamış ve bu yedi dakika kadar sürmüş ve müteakiben sağnak halinde yağmur başla- mıştır. Tolu bulutu cenubu — şarki- den şimali garbiye doğru yü- rümüş ve bu cihetlerde - bil- hassa Öküzini Karayer, Frenk- ı l | aldık, li, Karasu Tepealtı Hasköy ve Bakar mevkilerinde tütün ve bağlarda müthiş hasar ver- miştir, Yayaköy tarâflarına yumurta ve daha büyük tolu düştüğü söyleniyor. Bağlarda bilhassa tütünlerde yüzde 50 ve yüzde 80 dereçesinde hasar vardır. Aydın'lı gençlerin Bir fıkrası Bozdoğan'dan “bir mektup Muhteviyatı, — Aydın Halkevi Temsil Kolunun ge- çenlerde gazetemizde mevzu bahsolan Bozdoğan gezintileri hakkındadır. Bunda: Filhakika -Aydın'lı gençlerin güzel bir müsamere verdikleri, iyi alâka gördük: Büca üçüncü, yüksek atlama- da Süreyya.. Göztepe 'tbirinei; Suha Altay-ikinci, Z. Ali Al- tay üçüncü geldiler, S00 metre mukavemet ko- şusunda İbrahim ( K. $. K.) birinci, Hasân (A. O.) ikinci kâldı. 4>x400 bayrak yarışında Altay'lılar (A) ve (B) olmak “üzere iki takımla iştirak etti- İsraNetirede, Altayin, birinci takımını - teşkil eeden - Salih, Şefik, Saim, Enver, takımı birinci, (A. O.) takımını teşkil eden İbrahim, Nuri, Fahreddin, Vedad, takımı ikinci, Altay'ın S. Ahmed, Ç. Hilmi, Orhan, İsmail, üçüncü: Bu yarış umu- miyet itibarile heyecanlı geçti. Bilhassa Şefik, Enver, ve Saim çok güzel koştular ve rakiple- rini 40 metre kadar geri bı- raktılar. Göztepe - K. S.K. Atletizm müsabakaları niha: yete erdikten sohra K. S. K. - Göztepe takımları karşılaştı. Oyunun birinci devresini Göz- tepe'den Ferid, ikinci devre- sinde K.S.K. tan Suad idare ettiler. Oyan, K. S. K. n avutfa neticelenen bir akınıle başladı. mukabil hücumda -bu- lunan Göztepe'liler daha üçün- cü dakikada bir sayı kazandılar' Göztepe'nin bu “gölüne K. S. K. lılar 25 inci dakikada penaltıdan mukabele edebildi- ler. Bu gölden sonra K.S.K. nisbi bir hâkimiyet tesis etti. 29 uncu dakikada - firikikten 2 inci bir sayı daha kazandı. Fakat Göztepe -37 inci: ve 38 inci dakikalarda iki sayı | çıkardı, 2.1 galip - vaziyetin- den 3-2 mağlup - vaziyetine düşmüş K. S. K. takımı va- ziyeti kurtarmak -için canla başla çalışıyor ve Göztepenin nısıf sahasından ayrılmıyordu. Nitekim 44 ündü dakikada beraberlik sayısını kazandi ve devreyi 3-3- beraberlikle bi- tirdi. İkinci — devtede 'her iki takım fgalip gelmek azmile sahaya çıktılar. 45 dakikalik oyun havanın kararmasile an- cak 30 dakika - oynanabildi. Bü müddet zarfında her iki takım çok çalıştı. Lâkin ne- tice değişmedi ve oyun 3-3 berlikle bıuı Bergama 'da Güneş tutulduğu sırada Kuşlar acı-acı bağrıştılar Bergama, (Hususi) Hafif bulutlar arasından doğan gü- neş on dakika sonra tutulma- ğa başladı. Ve nihayet- bir dakika- yirmi - saniye kadar tam küsuf husule geldi. Bu sırada ortalık oldukça karardı. Beş metre ötedeki insanları görmek mümkün olamıyordu. Birdenbire bir karanlık bas- ması kuşları da şaşırtmış ve koşdurtmuş, — acıracı — bağırt- mıştir, leri zikredilmekte, ancak, per« de arasında hiç münasebet yökken, mânidar şekilde söy- lenen Defterdarın ziyafete da- veti fıkrası ile neler işaret ve işrap edilmek istendiği sorul- makta ve bu fıkranın Bozdo- gan'lılar üzerinde derin bir tesir yıptığı bildirilmektedir. MiEL AAA R Vahap Bir Yazıyacevap veriyor Altay'lı Vahab'tan bir mek- tup aldık,“aynen yazıyoruz: Yeni-Asır'ın spor muharri- rinin (Bugünkü Türk futbolu) serlevhası " altıtidaki yazısının bazı noktalarını ben de tenvir etmek arzusundayım. Bu arkadaş sanki bize çok uzak olan, Cenubi Amerika'da oynanan ve elkârı “umumiyece malüm olmıyan bir maçı ve hâdiselerini anlatır. gibi uzun uzadıya yazıp duruyor. Meh- med Ali'yi ben yakından tanır ve onun futbol bilgisinin de- recesini herkes gibi bilirim. O kadar ki bu arkadaşın ismi spor mehafilinde (Hugumay- zel) diye söylenir. Bu zat İstanbul'daki maçlar, radyolardan dakikası dakika- sına - verilmemiş ve radyoda söylenenin yani Yeni Asır ve diğer gazete sütunlarında çık- mamış gibi, adetâ benim An- kara maçında mahsus - oyunu terkettiğimden, sonra bütün 1s- rarlara rağmen İstanbul maçına girmediğimden, ne yaptığını, ne yazdığını bilmeden bahse- diyor. İstanbul maçı benim için hayat memat mes'elesi imiş, ya varmışım, ya yokmu- şüm ve her halde bu maçta oynamadığım için de olimpiyad kampından hariç bırakılmışım. Şu (Hugu Mayzel) e bakın. Bir defa, blâ sebeb böyle temsili bir müsabakada oyna- mayan oyuncunun cezalandırıl- ması lâzımdır. Halbuki ben cezalı değilim. Sönra Ankara maçını müteakip günlerde her gün sıcak su pansıman ve ma- | sajla (Massör) Danyal tarafın- dan tedavi edildim. Baldırim- daki diz yeri mos-moör olarak gözüküyordu. (Hugu Mayzel) diz yemenin futbolda ne demek olduğunu bilmelidir. Kafile reisi bizzat bacağım- daki bu arızayı görmüştür. Ben halen bir - hafta - istirahat ve masaja muhtacım ve bu hafta kulübümün atletizm müsabaka- larına da bu sebebten gire- medim Bu zat: *kendine bir paye ayırmak için yazılarına cevap verilsin diye — rastgele şeyler savuruyor. İnsanın spor şerefine hürmetkâr olmak lâ- zımdır. Ben gerek sahada ve gerekse hariçte sportmenliğe yakışmıyan yapmacık numara- larla ne derece alâkadar oldu- ğumu İzmir bilir. Eğer ben sahada, değil koşmak, hızlı yürüyebilmek vaziyetinde ol- saydım İstanbul'da yalnız is- mimin oyunda yapacağı te- sirden takımımı -mahrum bi- rakmazdım ve ben İzmir - için çok maçları hasta ve fena va- ziyette oynadım. Hariç bırakıl- maklığım mes'elesine gelince: Onu sen benden iyi bilirsin. Hu- gu Mayzel bu husustaki bildiğimi kamptan sonra gene bu sütün- larda yazacağım. (First viyenna) takımında santrefor oynamak üzere Viyana'ya profesyonel olarak davet edilirken mem- leketimdeki 30 futbolcu ara- sına giremiyecek kadar aciz dlduğuma, — İstanbül — maçını oynamadığım için hükmedi- liyorsa, buna herkesin güldü- gü gibi ben de gülerim ve gülüyorum. Saçmalama Meh- med Ali Vahap Özaltay * Hamiş: Aklıma sonradan Sayfa 5 . : v [. . tetkikleri Bergama ;;e Kınık'ta tavukçuluk, yumur - tacılık işi konuşuldu. Bergama, (Hususi) — İlbay Fazlı Güleç perşembe günü Bergama'ya gelmişler ve bir gece kaldıktan sonra Kınık kamununa oradan tekrar Ber- gama'ya dönmüştür. Yanla- rında, Türkolfis müdürü Ziya, muavini Rahmi, sıhhiye mü- dürü Cevdet Saracoğlu ve ziraat mektebi muallimlerin- den Fasih bulunmakta idi. Halkevinde bir toplantı ya- pıldi. Bilhassa tavukçuluk ve yumurtacılık hakkında görü- şüldü, Bunun için bir koope- ratif esaslarının - hazırlanması ve ambalâj için orta okuldan çıkmış iki üç gencin İzmir'e gönderilmesi gibi hiç ehem- miyet verilmeyen, fakat haki- katta memleketin mühim bir servet kaynağı olan - bu iş üzerinde durulması ve çalışıl- ması kararlaştırılmıştır. Kınık, (Hususi) — Valimiz ve parti başkanımız Fazlı Güleç bugün Kınık'a ğelmiş, halkla birçok temaslarda bu- lunmuş, dertlerini dinlemişt'r. Pazar mahalli dolaşılmış hü- kümet dairesinde muhtarlarla köylerde tavukçuluk istasyon- larının tesisi ve yumurtacılı- ğın inkişafı hakkında — konuş- muştur. Vilâyetin birçok yer- lerinde yumurtacılık koopera- tifi teşkili de mevzuubahistir. Valimiz Kınık kamununun Poyracık köyünde ötedenberi devam eden tapulu araziye koyun sokmak ve mer'a mes- elesi hakkında da direktifler verdikten sonra Bergama'ya hareket etmiştir. $ Akhisar'ın Sünnetçiler kö- yünden bugün bir kız kaçırma mes'elesinden dört kâfinin ya- ralanması ile neticelenen bir hâdise olmuştur. — Yaralılar hastaneye nakledilmiş, failleri de jandarma tarafından yaka- lanmıştır. Yeni Adam Yeni Adam'ın 129 uncu sayısı çıktı. İçindekiler : (İs- mail Hakkı, Aaile facıaları), (Kısa tetkikler), (Sefer Ayte kin, Kurunuvustayı yenemiyen- ler), (Hatice Halim, Mekteple ev), (Dr. İzzeddin Şadan, Biz- de neden yüksek muharrir yok ?) (İsmail Hakkı, Ameri- ka'da Iynch), (Erich Lesesoh- ke, Geethe), Pr. Guide Beck, Maddenin sırrı), (Lunaçarski,- Marcel Proust), (Kerim Sadi, Fransız ve İngiliz maddeciliği), H. Cırıtlı, On bin eğitmen bir arada) ve Sosyete, İlim ve teknik haberleri. u akşam Kemeraltında Şifa, Karantina'da Eşref, Kemer'de Kamer, Alsancak'ta Ahmet Lütfü, Eşrefpaşa'da Eşrefpaşa eczaneleri açıktır. geldi. Bundan evelki yazıla- rında Altay'ın * İstanbul seya- hatinden sıksık bahsederdk İzmir futbolunun fena bir va- ziyete sokulduğunu ileri sürü- yor. Hügu, Mayzelin “kenli kulübü bnrada Fener'e 8-0 yenildiği zamandan niçin bah- setmiyor. O zaman da İzmir- spor'un vaziyetine halel gel- memişmiydi acaba..

Bu sayıdan diğer sayfalar: