28 Ekim 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

28 Ekim 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Vano O, Pockard hBüyiık harbten sonra ga- bler ve mağlübler arasında İf takiım muahedeler imza- dı. Bunlardan bir kısmının İtçok hükümleri çiğnenmiş, ir kismının çiğnenmesi - için ' takıtn milletlerde uyanan arzular birer milli ülkü halini Almıştır. Bu böyle olduğu lde bir takım yeni muaha- deler ve paktlar da imzalan- Maktadır. Dünyanın umumi larak siyasetini mütalca ede- ."h“k bu eski, yeni muahe- ?'l'l'i kısaca gözden geçirmek 'AYydasız olmasa gerektir. bu maksatla Amerikalı Muharrirlerden Vance O, Poc- ard, dünya — muahedelerini Söylece kısaltmış ve bugün he halde bulunduklarını gös- termiştir: Sulh muahedeleri Versay muahedesi Harb sonunda Almanyaya l ettirilmiş olan Versay Muahedesinin yalnız sömürge- €e aid olan maddelerine do- lmamıştır. — Toprak meseleleri de böyle ise de Sar, 1935 ikincikânu- nunda Plebisit ile Almanyaya Keçmiştir. Tamirat meselesi, 1932 de Huver moratoryomu Bihayet bulunca sona ermiş- tir. Almanya, 1933 ilkteşri- hinde Milletler Cemiyetinden Ve silâhsızlanma konferansın- dan çekilmiştir. 1935 martın- da Hitler, Versay muahede- Sinin Alman ordusunu azami Yîk bin kişi olmak üzere tah- did eden maddesini çiğniye- tek mecburi askerlik usulünü leıuıhır. 1935 haziranında ı“lilîlhyle yapılan deniz an- üzerine Alman do- Hünmasının kuvveti artmıştır. 1936 Martında Alman ordusu v—'lıy muahedesi mucibince ._'kmı'ıılqtivilen Ren bölge- Sini işgal ve tahkim etmişiir. 1936 ikinciteşrininde ise Al- Manya, bütün nehirlerini en- ternasyonalize eden maddeyi kaldırarak bütün memle- inde hâkimiyetini — sağla- Miştır. Sen Jermen muahedesi: Bu muahede mucibince A"lııuıryı_ topraklarından üç Çeyreğinden mahrum edilmiş, Yugoslavya ile Çekoslovak- Yâyı tanımağa ve cenub Ti- rolü İtalyaya bırakmağa mec: dür olmuştu. Mecburi asker- Üik usulü kaldırılmış, ordu, 30,000 kişiye indirilmiş, yal Niz bir tek fabrikanın silâh Yapmasına müsaade olunmuş- tu. Bununla beraber Başvekil ing, silâhlı veya - silâhsız Mecburi askerliği 1936 nisa- nında yeniden ihdas etmiştir. Triyanon muahedesi: Bu muahede mucibince Ma- Caristan, her taraftan kilid al- tına alınmış, topraklarının üç- te ikisinden mahrum kalmış, ordusu tamamiyle silâhsız ola- rak 35,000 kişiye indirilmiştir. _B“ memleket — imuahedeyi Çiğniyerek, ordu vücude ge- hangileri bozuldu, han Milletler tirmişse de 1928 ve 1933 se- nelerinde İtalyadan — buraya tüfek ve makineli tülek gön- derildiği anlaşılmıştır. — 1935 ikinciteşrinde —Avusturya ile İtalya, Macaristanın — silâhlan- masına yardım hususunda an- laşmışlardır. Nöyyi muahedesi: Bu muahede mucibince Bul- garistan topraklarından — bir kısmını Romanyaya, Yugoslav- yaya we Yunanistana bırak- mağa mecbur edilmiş, ordusu 20 bin kişiye indirilmiş, yal- nız bir fabrikanın silâh yap- masına müsaade olunmuştur. Bulgaristan, 1935 ikinciteşri- ninc kadar muahedeye tama- men riayet etmişse de o za- mandanberi bu muahede aley- hinde yığın gösterileri başla- miştir. Lozan muahedesi: Bu muahede ile Türkiyeye yeni bir hudud çizilmiş ve 'Türkiye Kıbrısın İngilizler ta- rafından ilhakını tanımış, iki taraf da zarar ziyan isteme- meyi kabul etmişlerdir. — Bu muahede bâlâ olduğu gibi durmakta ve şartlarına riayet edilmektedir. (Mütercimin notu: Montrö muahedesi mucibince boğaz- larda yeni birrejim tesis edil- diği ve Hatayın istiklâli bura- da zikrolunmamıştır.) Sulhu muhafaza için yapılan paktlar Milletler cemiyeti anlaşması Bu pakt, Versay muahede- sine zeyl olarak imzalanmıştır. Şimdi 58 millet buna dahildir. Bunun birçok esaslı noktaları ihlâl edilmiştir. Aza milletler harbe girmişler, muahedelere riayetsizlikler gösterilmiş, top- rak bütünlüğü temin edileme- miş, ihtilâflardan pekazı cemi- yetin hakemliğine havale olun- muş, bir. takım muahedeler buraya tescil ettirilmemiş, Versay gibi haklı olmadığı görünen muahedeler rivize olunmamıştır. Milletler Cemiyeti, 1923 te İtalya ile Yuuanistan arasın: daki Korlu ihtilâfını, 1925 te Yunanistan - Yugoslavya —hu- dud hâdisesini, 1933 te Peru ve Kolombiya ve İran - İagiliz ihtilâflarını, 1934 te ise Kral Aleksandrın öldürülmesi üze- rin zuhur eden Yugoslavya » Macaristan ihtilâflarını ballet- miştir. Bunların dışında Çakodaki muhasamâatı, Mançurinin Ja- ANADOLU 18 senedenberi yapılan muahede ve paktlar ulhu korumak için yapılan bu muahedelerin gileri ayaktadır? Cemiyeti ponya - tarafından — istilâsını, Habeşistanın İtalya tarafından zaptını önliyememiştir. Bu paktın yeniden gözden geçirilmesi düşünülmektedir. Daimi mahkeme maddesi Almanya da dahil olmak üzere 42 millet, muahedelerin tefsiri, enternasyonal hukuk, enternasyonal taahhüdleri boz- mak takdirinde verilecek ceza meselelerini rüyet etmek üzere böyle bir mahkemeyi 1920 senesindenberi — kabul etmiş bülunuyorlar. Bu mahkeme, teori sahasında da olsa, elân mevcuddür. 1925 Lokarno muahenesi İmzalanan paktlardan en mühimmi olan emniyet paktı Belçika, Fransa, Almanya, İn- giltere ve İtalya tarafından imza ve tasdik edilmiştir ve Almanyanın garb hududları- nın statükosunu garanti altına almaktadır. Ren bölgesinin askerileşti- rilmesi üzerine filen ihlâl edil- miş olan bu paktın yeniden canlandırılması — düşünülmek- tedir. Paris Kellog-Briyan paktı Bu paktın esası 1928 Ağus- sunda 60 dan ziyade millet tarafından imza ve tasdik o- lunmuştur. Bu - pakt, bharbı siyasete alet etmemeği ve ih- tilâfların sulh yolu ile hallini emreder. * Umumi madde: Kellog paktından bir ay sonra imza ve tasdik edilen bu maddeye 22 millet imza koymuştur. Bunun mucibince bütün ihtilâfların — sulb, hake- me havale, uzlaştırma yollarile halli icab etmektedir. Hâlâ yürürlükte olan bu maddeden pek seyrek - olarak istifade edilmektedir. İspanya karışmazlık anlaşması: Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya ve Rusya, İspanya sivil harbinde hiç bir tarafa yar- dım etmemek hususunda mu* tabık - kalmışlar ve bunun hükmü 18 Nisandan itibaren yürürlüğe girmiştir. Zaman 7a" man-ihlâl edilmesine rağmen bu anlaşmanın umumi bir Av” rupa harbini önlediğine ina- nılmaktadır. 1920 de aktedilmiş olan bu askeri ittifak, 1936 martında bir danışma paktı haline gel: miş, fakat Belçika 1936 ilkteş- Paristen Moskovaya Fransız - Belçika anlaşması Edirnede kültür hareketleri | Yukarıda Trakya Umumi müfettişi ile eğitmen kursunu bitirenler, aşağıda yurda müdavim kızlar Edirne, (Hususi) — Yedi aydanberi Edirnedeki kursa de- vam eden 97 eğitmene merasimle diploma verilmiş, Trakya Umumi müfettişi General Kâzım Dirik merasimde bulunmuştur. Eğitmenler, derhal köylere dağılacak ve vazife alarak ça- lışmağa başlıyacaklardır. Edirne, (Hususi) — Elli kadar talebesi bulunan kız talebe yurdunda, 'Trakyanın dört tarafından gelen genç kızlarımız büyük bir şevkle çalışmaktadırlar. Resimde, Trakya talebe kız yurdu talebesi ve müdiresi görülmektedir. rininde tarafsızlığını ilân edin- ce bu da hükümden düşmüş- tür. Fransız - Leh ittifakı: 1931 de yapılmış olan bu ittifak, 1936 martında Alman- Leh anlaşması üzerine hayli- den - hayliye sarsılmışsa da 1936 ilkteşrininde General Ridz-Smiglinin Fransayı ziya- reti üzerine yeniden muhkem- leşmiştir. |Fransız - Çekoslovak ittifakı 1924 de imzalanımş, Al- manların silâhlanması üzerine bir hayli zayıflamışsa da hâlâ yürürlükte devam etmektedir. Fransız - Sovyet muahedesi: 1935 mayısında bir şark Lokarnosu teklifinin suya düş- mesi üzerine iki hükümet de Avrupada bir "“Tahrik edil- meden — saldırganlık,, — vukua gelecek olursa silâhla biribir- lerine yardım etmeyi taahhüd etmişlerdir. Bunun hükümlerini imza sahiblerinden birisinin toprağına fiili bir tecavüz kaydile tahdid — olunmuştur. Her ne kadar bahse mevzu olan memleket Almanya ise de onun da bu anlaşmaya gildir. Son zamanlarda Rusya bunun askeri bir ittifak haline getirilmesi için çareler âra- mıştır. Eransa bundan başka Ro- manya ve Yugoslavya ile itti- faka yakın dostluk ve hakem muahedeleri de — imzalamıştır. Rusya da Türkiye, Latviya, Litvanya, Estonya, Lehistan ve İtalya ile saldırmazlık mu- ahedeleri imzalamış — bulun- maktadır. Küçük itilâf: Yugoslavya, Çekoslovakya ve Romanya 1920 ve 1921 senelerinde biribirlerine küçük itilâf adı altında, Triyanon, Nöyyi ve Sen Jermen mua- hedelerinin ve neticeda, harb sonrasınde kazandıkları yeni toprakların muhafazası maksa- dile bir takım karşılıklı mua- hedelerle bağlanmışlardır. Al- man silâhlanması ve ekono- mik nüfuzu, 1935 Mayısında yapılan Çek - Sovyet muahe- desi ve 1937 (Martında yapı: lan İtalyan - Yugoslav anlaş- ması bu küçük itilâfı sasrmışsa girmesi için kapı kapalı de- |/ da gene bu birlik muhafaza edilmektedir. Balkan itilâfı: Yunanistan, Ramanya, Tür- kiye ve Yugoslavyanın Balkan hudutlarınm " muhafazayı taah- hüt ettiklerini gösteren bu pakt 1934 senesinde iki sene önce aktedilen orijinal paktın yeri- ne meriyet mevküne girmiştir. Roma - Berlin mihveri Roma protokolları: 1934 de yapılan 1936 da kuvvetlendirilen bu protokol- ların hedefi, İtalya, Avusturya, Macaristan arasında siyasi ve ekonomik işbirliğini sağlamla- makta ve son iki milleti de faşist bloku içine sokmaktadır. Avusturya - Alman muahedesi 1936 Haziranında bu mua- | hede ile Almanya, Avusturya- nın istiklâlini tanımakta ve onun iç işlerine karışmamayı taahhüt etmektedir. Her iki milleti de Cermen * olarak gösteren muahedenin bir anlaşma mukeddimesi oldu- ğunu sananlar da vardır. talya - Almanya anlaşması. 1936 ilkteşrininde iki faşist devlet, muvazi menfaatlerini koruma ve Avrupa hududla- rıni komünizme karşı — müda- faa, İspanyanın toprak ve sö- mürge — bütünlüğünü — temin, Tuna havzasında Roma pro- tokolları ve Avusturya - Al- manya muahedesi dairesinde hareket hususlarında elbirliği etmek üzere böyle bir anlaş- ma imzalamışlardır. — * Komünizme karşı Berlin - Tokyo anlaşması: Faşist aleyhtarlarının şüp- helerine rağmen, 1936 ikinci- teşrininde imzalanan an- laşma, Roma aleyhine askeri bir ittilak olmayıp komünist enternasyonali aleyhinde iş birliği taahhüdü olarak ilân edilmiştir. İtalya - Yugoslavya muahedesi: Bu muahedeyi imzalıyan devletler, 1937 martından iti- baren beş sene zarfında biri- birlerinin hududlarına hürmet etmeği, iki taraftan birisi bir üçüncü devlet tarafından te- General Metaksasın Ankara ziyareti zz —— .— Bulgarlar bunu mühim . .. görüyorlar Bulgaristanda çıkan Slovo gazelesi, G. Mataksasın An: kara ziyareti münasebetile bir yazısında diyor ki: “Yunan Başvekili G. Metak: sas, kutlulanacak olan istiklâl bayramında bulunmak üzere Ankaraya müteveccihen yola çıkmış bulunuyor. Bu ziyaret, | bir müddet önce Atinaya gi den yüksek bir kaç Türk dev- let adamile yüksek ordu men- | guplarından birkaçının ziyare- tine bir karşılık teşkil etmek- tedir. Malüm olduğu üzere Yunanistanla Türkiye arasında bir dostluk mevcuttur ve bu dostane münasebat, her iki memleketin müşterek menfaat- leri dolayısile günden güne kuvvetlenmektedir. Diğer yan- dan Akdenizde ve Kudüste cereyan etmekte bulunan son hâdiseler, bu iki komşu devleti bugünkü beynelmilel politika işlerinde daha sıkı bir bera- berliğe sevketmektedir. Yuna- nistanla Türkiyenin bu husus- taki menafii tamamile biribiri- nin aynidir ve kendilerini teh- did eden müstakbel tehlike de her iki devlet için tamamen birdir. Fakat bundan maada Tür- kiye ve Yunanistanın idare rejimleri de biribirine yakındır. Bu ideolojik uygunluk Ege denizinde “hmal edilemiyecek bir kuvvet teşkil eden Türk- lerle Yunanlıları biribirine da- ha ziyade yakınlaştırmaktadır. G. Metaksasın ayni zamanda salâhiyetli bir asker olduğu da malümdur. Türkiye manev- ralarından sonra Ankarada Balkan antantı erkânıharbiye reislerile G. Metaksasın top- lanmaları ve Ankarada yapı- lacak görüşmeler vaziyete bir kat daha önem vermektedir., Seydiköy Belediyesi hakkında Dün Seydiköy Belediye aza- sından ismi bizde mahfuz bu- lunan bir zat geldi ve şu şi- kâyette bulundu: Belediye riyaseti, meclis tod- lanmak üzere olduğu halde bize ruzname tevzi etmedi. Halbuki kanunun 52 inci mad- desi mucibince! ruznamenin bir hafta evelinden azalara dağıtılması lâzımdır. Belediye reisi, geçen sene de ayni şe- kilde hareket etmiş, vaki şikâ- yetlerimize aldırış bile eden olmamıştır. ; Ruzname hazırlanamadığına göre, mecliste görüşülecek bir iş yoksa veya meclisin vücudü füzuli ise ne diye bizi içtimaa davet ediyorlar ve aza seçi- yorlar. Halbuki Seydiköyün perişan hali, çalışan bir bele- diye reisine “ve kuvvetli bir meclise ihtiyacı olduğunu açık- ça göstermektedir. Alâkadarların nazaridikkatini lerini celbederiz. LTAESTTRLA SRAM L TALANN UR VeE cavüze uğrayacak olursa bita- raf kalmayı, müşterek menfa- atleri tehdide maruz kalınca müşterek tedbirler aramayı taahhüd etmişlerdir. Bu mua- hedenin Yugoslavyayı Küçük itilâftan ayırmak hususundaki tesiri henüz belli değildir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: