5 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

5 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'biküye Mühisa ilinin Somu * Sön Dü hir _kış günü, dı'mudı.. Göki bulutlar arasından p ay karlar üzerindeki belirtiyor. Buna rağ- İmale karşı yağ kandilini sallaya sallaya saçak lerlemeye ça- f bir kadın birdenbire kapımın ündesdurdu kulağını dayayarak t süniye dinledikten sonra yumru- vurmağa başladı. Güm, güm, güm. — Fadime molla, Fadime mol!a.. z ölümüsünüz ayol hu, hu. Bir kâbımın açıhp kapandığı dü- 3 ııldu — Variyom, Diy 'ap verildi ve bir nalın se- fşitil Kapıt aralandı. —'Aaa Hatçe aba sen mi idin hoş in, buyur geç.. Hafız nasil epi düzeldimi biraz ileteyim dedim, k konuşa konuşa taşlıkta * — Bün #ece sabaha kadar kork k.bugün İyice, Ne'olmuş dün avşam iy! santta olsunlara irastlamiş yalım, bir yeri İmamış ya. Şükür yök, biz gene kar yağdı Hna seviniyorduk, başımıza bu gel- Bubam yazık kuyulara varıp ta kar gömemedi illeri gönderdik kim bilir nasıl yapmışlardır. Bu sırada odaya girmişlerdi. Gelen — kadın hastanın yanma çöktü konuş- tu.. Okudu üfledi.. Gitti.. Bu haşta dünyanın en garip has- talığına tutukmuş.. KORKU! Acaba neden korkmuştu. Ve nn- Bil oluyordu da böyle yatakta kendi. ni hapsedecek kadar bir erkek kor- /| kaklaşıyordu. hasta — görünüyordu.. — Bunun için bir gün evvele dönelim. Kar,, Bu kelime soğuk kelime bu köyde 0 hdır sıcaktır ki kar yağma- seno bereketsiz ve kısır yıldır ve v yağdığı gün bütün köüy neşe için- dedir. * — O gece ziyafatler, eğlenceler geç |di aktş kadar devam eder ve çok yeç vakit uyumak hatıra gelir.. Acaba sev'nç neden?.. Hepsi kar göme ik geçinen bu insanlar bugün kuyu- darını yazın satmak — Üzere doldür- amuşlar sevinmesinler mi., Bir eydeki Heşe ve gençlerle yaşlıların toplan- — diğı köy odalarmdaki pazarlık hep ndan.. Bütün gece yağan ve gündüzün — duran kar gene geceyi karşılamağa hazırlanır gibi lapa lapa yağmağa, 1 n beyaz Kürkünü kahnlaştırı. h foprağa sÖz verm'ş gibi duran vaya dişarıda kimseyi — birakmı-, iyle fırtmada — haykırarak başladı.. Bu halile sanki Fınlariyle bunalarak uça- r gibi insanlarıda yıldır- —Mmak ve göceyi odadan dışarıda ge- nemmek İdd'asında. Birkaç yaramaz evlerinin önünde düz ağabeylerinin yaptığı gihi bi. e kar topu atıyor Mmpraran el- i ikide bir koltuklarmı altına so- 'ak şoğuğa — mukavemeta çalışı- Çevaeb Koca şal kuşağı boynuna, kulakla- sararak yalnız ağz ile gözlerini da bırakan müezzin akşam eza- t minareye çıkmıyarak cami aâav- ında okudı sozaklar tenhalaşmış ve yağ- olan kardan — ayak izleride bolmağa başlamıştı. On günlük güveyi olup balayını yaşıyan /" Hafız Mustafa da büyük bir aini üze- de dolu sahanları yanında taşıyan 'bir adamla birlikta elinda ekmak ç- S1 ile hatip ve imam Kasım hocanın ma gelirken camiden çıkan İmam e kırçıllışmış sakalını sol eli ile tarayarak gelenleri karşladı ve bir /— hafta sonra bile yemek sırasının kitme, olacağını hesapladığı halde bil- iyormuş gibi: — Oğlum hafız aş sırası buglün he h&ıjmdu ıainhinle-[ YAZAN?: Avni Altıner di hoca efendi. devam etmiye fukut kuzuyu verme- — Yemek yotocekse aşağı camiİ|meğe azmetmiş görünüyordu, Sanki ılı biğim mü-|dedikleri ğyibi ı;ızlınm bıçak açmı lwfdn. bıııl.ır küy dalaıuonıu ye den nımo!lenılnlor 'ırının uhdnknqdun blrknçı hıın Çömez yanındaki adama yeniden|ları takip ediyor, bir kıâmı da kara- birşeyler get'rmesini tenbih etti ve|göz kuzunun yemek işleri ile uğraşı- koendi de acele apdestini alarak na-|yordu, bazıları da meşhür yüzük ©- mazını kıldı.. Biraz sonra yere sofra |yununu oynüyorlardı. Bu sırada bir örtüsü yayılmış, kasnaâk konmuş Vej kaçıda çıtırdıyan ocağın İçine ıu:k— üzerine sini rilmişti. ları et parçalarım daha pişmeden M'nderlere bağdaş kuran bhocalar|âlarak, pehlifan işi di; l sofraya yaklaştılar ve yeni gelinimiz | yiyorlardı, birden bir gürültü koep' kınalı elleri ile pişirdiği sanılan ha-|bir anda oda kül içinde kalmıştı: kikâtte kaynanasının hazırladığı en-| —— Tutun, koşun diye yıldırım gibi Vaj çeş't yemekleri methede methadelarka tarafa çıkarak atıldılar zt tıka basa yediler.. Duvadan sonra|başka sadıçlar kendileri davet edil. sizaralar tellendirildi, kahveler içil.|mediklerindon dayanamıyarak onla; ve bormutad gelen birkaç kişi ile|ra bir mendil kül atarak kaçmışlardı. din? mubıhfıelere başlandı.... şimdi 2 inci bir âlem başlamıştı. Bi lar tutulsaydı bir eşeğe tera bind Cami oâınndın 'pek uzakta olmı-|lerek çıralarla köy dolaştırılara! yan basık tavanlı ve gündüzden beri|ya batırılacaklardı.. Fakat onlardı sigara dumaniyle dolmuş delikanlı-|bir türlü tutulmuyor, bulunmuyordu Tar odasında bu gece mutaddan faz-|saklandıkları yerden bulunmazlardı Ta bir Ralabalık varı, Çünkü âdet|da.. ' '”' A...î' PARA BORSAS ” S aaıs A N K AR A 8 $0 |Sterlin 6 125 |Dolar F. Frangı 4 .5 Liret “|leviçro B. . "|Alman donanma- "i * sının üssü İZMİR 459 ç. buğday 88 ç. arpa 140 ç. K. darı 18194 kilo yapak — 46 4 3 'IİG 3 6 28 67 50 21 1 L 4 M 23 23 o 2 84 eu ya n2ESSSAS Dod ö c 50 Belga Drahaü Leva Çekoslovak kr, Peçeta Zloti Pengü Heligolan Aîmanlar tarafın- Dinar dan tahkim ediliyor (F x. 30 söz Berlinden verilen bir habere göre| Rable KA bir kaç aydanberi, Şimal denizinde| ESHAM ve I'AHV L.AI lbe nehrinin munsabından pek ANKARA izak bir yerde olmıyan Heligoland Akktln Sakeada yağllkakin olda tab. |Ç YK Berea l dmat dolayısiyle, yabancıların çık- masımenedilmiştir. —. Almanlardan da adaya çıkmak ve orada oturabilmek için fotoğraflı a aa 19 8ö istikrazı 2. 109 98 Sivas - Erzurum hattı istikrağı 8. 19 99 BSiyas - Erzurum hati veçhile sabahleyin hepsi kaynanala- rının damları üstündeki karları kü- remişler onlarda buna mukabil âdet veçhile tatlısı İle, tuzlusu il, birer sofra göndermişlerdi. Üstelik yukarı odadan Hasan üsta bu odadan Ödek Mehmedin idd'alı horozları güreşti ve Ödek Mehmedin horozu ye- den, — kurban için beslenen karagöz kuzayu anasının kardeşine g'tmesinden hemen o güln Tatifadı ederek kesmiş ve ar uğruna arkadaş- larma un helvası ile birlikte ziyafet çekilmesi kararlaşınca o akşam ev- lerden gelen yemekleri yediler, ku- zuyu ise gece yarımna hazırlayıp da- #ilmadan az önce yemeğe karar ver. diler,, Bu sebepten iki oda yaranı (men- supları) bir ayaya — toplandığınden delikanlı odası ağfzına kadar dolmuş-| tu.. Tüfeyli geçinmiye alışmış kör Recep, Gökgöz Ali, Kırçe İbrahim 2 inci bir kuzu yemek iç'n çıtırdıyar ve kızil alevler saçan ocağın önünde Tiskosa dılmışlır hileler düşünüyaor. Yardı. Odada tam 27 kişi idiler ne yapıy pmalı bunlardan bir'ni kafeslame- arın akgamki ziyafeti hazırlam- h diyorlardı, birden kör Recep atı” — Sadıçlar bu akşam tam havası kör ebecik oyunu oynı nasıl olur, kendine güvenen var mı — Bana kalırsa geceki gibi gene Hasan usta ile Laz Arif tutuşaunlar bakalım bu sefer kim yapılır. Bu sırada birisi atıldı: — Ülen İrcep şu oyunu ilkin an- lat ta şeherden gelen misafirimiz Ali efondi de öğrensin. Etraftan anlat anlat sesleri üzeri ne odanın ortasına geçti bağıdaş kur- du, uzun bir nutka hazırlanır gibi dti. şündü, ırmdl.l Bir sigara yaktı anlat. — Şehi l ıu buna dilsiz oyunu da. seniz daha iyi olur derler, bilmem ng- den biz (kör ebecik diyoruz) şimdi iki baş olacak bir ne yaparsa d- teki baş ta yanma seçeceği üç arka- daşla hiç söz söylemeden onu taklid edecek, etmezse ve ağzını açar itiraz ederse o sadıç küzüyü kaybedecek, kuzuyo toslayacak.. Açıkçası yanın- dakilerle yarın avşam — hepimizin karnını doyuracak.. — Hasan usta, Arif, imanı yoklar ortaya çıkın bakalım, bu kes bakam kim yenilecek. Sesleri yükseldi metelik havaya a- tıldı, yazımı turamı bakıldı.. Nihayet Hasan usta emredici Laz Aarif te taklitçiliği kabul etti ve ya- nına Şimşir Hüseyin, Gökgöz Aliyi, Kartal Osmanı soçti.. Kör Recep, Kırça İbrahim, Ödek Mehmed de hakem seçildiler.. Oda içinde — başladılar, anadan doğma soyunup oynadılar, kül yedi. ler, tepe taklak attılar, Hasan usta Na yaptı ise bütün taklitçilerina güll- dürücü hareketlerine rağtmen ağızla- rını kıpırdatmadan vaptılar. Sonra 6 Ayazda minareye çıktılar gene olma- di ağaca çıkıldı çıktılar, Çamur yen. di yediler velhası! yapılmıyacak bu işleri taklit ettiler, itiraz etmaediler. Her 'ki tarafta icap ederse hayat- larımı vermive safak aAkae bile inadı Hafız Mustafa zayıf erliz. 19 ya- şında hafızlığını d'nletmiş ömründı hocaların'yanından ayrılıp kuh bile çıkmamış, delikaalılara k: mamiğ onların âdetlerinden uzak ka mış bütün günlerini medresede ge girmiş korkak, saf 25 yaşlarında bi adamdı. O geca cami odasında yemekter sönra mubahise döne dolaşa cin-per şeytan hikâyeler'ne gelmiş ve bun lar bir bir arkasına anlatılmıştı, yat &1 namazından sonra da Lu hikâ; lerin daha — korkunçlarına devan olunmuş ve söz uzamış gecenin yarıs olmuş. Aklı fikri evdeki yeni gelinde olar hafız bir türlü söz imeden bu çeneler yarışı sona ermeden müsaede yemiyor, biri bitmeden birine b: Tanılan bu hâdiseler, hikâyeler onv çok fena korkutuyor, hafif tertip tt çemeye başlatmıştı bile. Eve sası wideceğini düşünüyordu, hale Kasın h:_ıı:ımn gençliğinde kath bir geee viranlıktan geçerken birkaç çıpla gölgenin kendis'ni eve kadar takir ettiğini ve ardına bakmıyarak çer pilmaktan kurtulduğunu söylemasi hafızı fena halde gaşırtmıştı, çünkü © da bir viranlıktan gaçecek, geced, karlı değil mi idi? Ancak gece yarısında 1 anat sonra hocalar — mangalın üçücü — defa sönmesi üzerine dağılahilmişlerdi.. Hafız Müstafa evinin yolunu tutmuş gidiyordu ve oldukça uzakta idi fa- kat aksilik müthiş surette karmı da sancılanmağa — başlamıştı, öyla sıra geldiki yürüyomiyordu, bel deki kuşağı naçar biraz faydası olur diye çözdü yeniden bağladı, derenin oğultudan gecenin aeasizliğinden da- ha fazla ürperdi korkmağa titreme- ucunu sarmadığının farkına varam mıiştı, içine bilinmez bir korku sin- mişti, âdeta bayılacak gibi idi, fakat eve gitmek Jüzımdı. Sarkan küşak rükleniyordu, karkudan mütema- diyen yasini şerifi okuyan hafız ardı a bile bakmıyordu, sürüklenen ku- şağı hangi yaramaz çocuğun attığı veya rüzgürm kimbilir nereden 8- kerek yolun ortasına sürüklediği di- kenli bir karaçalı güveyilik bu ipek kuşağa takılmış ve yürürken: Çirt, çirt, çırt diye gürültü çıkar- mağa başlamıştı. Bunun üzerine ha- fiz alabildiğine koşuyardu. Henüz 100 metre koşmamıştı ki önünde Kasım hocanın bahsettiği hayaletler belirdi, 6 anadan doğma çıplak adam karın üstüne hemen diz göktüler, önlerinde bir tanesi vücu- dünu karla ovmağa başladı, diğerle- Ti de onu taklid ediyordu.. Hafızın kalbi duracak gibi çarpı- yör korkudan yüksek sesle 8 üncü fadır yasin okuyup öflüyordu, ni- hayet seslendi cevap veren yok. — İnmisiniz cinmisiniz? Hiç bir hareket yok, sanki onu gör- müşler gibi işlerine devam ediyor- lâardı.. Acaba Kasım hocanın karşısı. na gıkan bunlar mı idi? Tamam & kişi idi, sağ tarafta viranlıkta vardı. titreye titreye tekrar 8 Kulhuvallahi oknduktan sonra kısık bir sesla bir resmi hüviyet varakası istenmek- tedir, Adada resim çizmek, fotoğraf al- mak veya fotoğraf makinesi götür- nek yasaktır. Yalnız, adada oturan- ara hükümet bazan müsaade vere- yilir. | 1900 senelerinde de adada ayni ekilde tedbirler alınmıştı. Heligo- ond adasında, birer kule üzerine çok üyük kalibreli üç top yerleştirildi ve oplar ufka çevrildi. Adanın cenu- yunda bir hafif top bataryası bulu- suyordu kibu da, cenubu şarkideki deligoland şehrini müdafaa içindi. “aasen adanın yanaşabilecek bir tek roktası burasıydı. la sahil dik bir yar halinde yükseli- yordu. Büyük İngiliz ve Alman filoları arasındaki 31 mayıs 916 deniz mu-) yarebesi adanın şimalinde ve, tah- elbahirlerin sahillete büyük bir me- afeye kadar mayn dökmüş olmasın- lan dolayı, adadan oldukça uzakta M AYeyani aeti 31 Mayıs muharebesinin neticesi nalüm, Amiral Jelliccenun idaresin- leki İngiliz filosu muhakkak suret- muzaffer bir vaziyetteydi. Bunun- * beraber, harp sahasına bu filonün “âkim bulünduğunu iddia edemeyiz. İngiliz amirali ertesi gün filo- sun üzerlerine çekilmiştir. Almanlar kendilerini mağlüp ol nuş saymıyorlardı. Gerek Vilhelms. yafende, gerek (o zaman yeni yapı- an büyük kanalla Şimal denizine sağlanmış olan) Kielde son gayretle çalıştılar. Bunun üzerine, İngiliz ve Alman “loları arasında tekrar çarpışmalar oldu. Fakat 1917 senesinin nihaye- ize başlamıştı ve acele ile kuşağın bir| | O güzel Alman filosunun kuvve- ini bizzat kendi askerlri ve işçileri bozdu. Askerler gemilerden çıktılar, teremnolerrleki işçiler çolişmayı ved daha tekrarladı. — İnmisiniz, einmisiniz. Gene cevap veren aldırış eden bile yok, daha fazla korktu bütün kuvveti ile uzaklarından dolaşarak hızlı ge- çerek koşup uzaklaşmıştı, fakat ar-| kadaki çıtırtı kesilmemiş daha faz - la artmış üstelik kahkahalarda geli- yordu demek şeytanlar takip ediyor- lardı ha., Eve geldi — anahtarı bin güçlükle çıkardı, kapıyı süratle açtı herkes uykuda, kapıdan içeri girme. siyle kapaması bir oldu, hızlı yürü- mek istedi bırakmıyorlardı, — biraz izorladı belinden yakalamışlardı niha- yet feryadı bastı. — Yetişin bittim. Demesi ilç düşüp bayılması bir ol- müuştu. Evin halkı koşuşup geldiler ve hafızm sarkan kuşağının ucuna çalı takılmış olduğu halde, kapı ara- hğında sıkışıp — kaldığım ve onun bunu tahmin edemiyerek cinler tara. fından tutulduğunu sanarak bayıi. ması üzerine gül suları ile gerbetler. le hafızı ayılttıkları — zaman bütün komgular hafızın güvdesi üzerinde Cumhuriyet merko2 bankası 106 lira 60 kr. Doktor B. Behçet Uz ÇO CĞUK Hastalıkları mütehassısı Hastalarını 11,30 dan bire kadar Beyler sokağında Ahenk matbaası| İyanında kabul eder. Eleksir Şahap Basur memelerini gi- . İ|derir, Kuvveti, Erkek- liği, istihayı arttırır. Hoxtor Bakteryolog A, Kemal Tonay Bulaşıcı, enigin —hastalıklar mütehasısı (Verem ve saire) Basmahane polis karakolu yar Bında 747 Telefon: 4115 dettiler. Bu, Alman deniz kuvvetinin so- nu silâhsız ve esir donanmanın İn- gilizler tarafından Scapa Flovya ge- tirdiği hatırlarız, HAlâ da kısmen ora-| da bulunuyor. Zira gemilerden bir kısmını bizzat Alman askerleri, âmir Jerinin emri üzerine orada batırmış- lardır. Bu gün Alman harp filosu, 1916 /daki mevkiini bulamamakla beraber, tekrar Avrupa sularında görünüyor ve tekrar bu filo için Heligolandda üs yapıyor. (La Tribune des Nations) su kabağı gibi sallanan başına, mo-, raran dudaklarin, — sapsarı rengini seyrediyorlar vo hafızın bu çok bit- kin haline hem #cıyor, hem gülüyor| hem de onu duliyorludı.. oyunu ile çıril-| çıplak hafızın önüne anlattığımız şe- kilde çıkan Laz Arif ile arkadaşları 've Hasan usta zavallının bu yüzden 15 gün hasta yatmasına sebep olmuş- lar, fakat hafızım bu tesadüfünden söz perhizini dayanamıyarak dalgın- lıkla bozan Laz Arif Hasan ustanın bahsi kazanmasını temin etmişti. O gün hafızın ziyaretine gidenle- rin çoğu bahsı kaybeden Hasan us- tanın fırında pişen kıvırcık kuzusu- nun İezzetini düşünerek ağızlarını şıpırdatıyorlardı.. Bugün hâlâ bu oyun bazı köyleri mizde oynanıyor fakat karda çırıl- çıplak getecek eski babayiğitler ve kuşağını kıstırıp, hafız gibi can kur. taran yok mu diye bağıran kabadayı- lar; görünmüyor. Maniaa; 22/1/930 Avni ALTINER * r Bugünkü program 1639 M. 183 Kos./120 Vw Kw. 'T. A. . 19.74 M. 15195 Kos-/20 Kw. T. A. P. 31.70 M 6465 Kos. /20 Kw. eee di İ TÜRKİYE RADYO DİFÜZYON POSTALARI TÜRKİYE RADYOSU ANKARA RADYOSU Öğle neşriyatı: 13.30 — Program. 13.35 — Türk müziği r - Bayatı peşrevi, 2 — Bay Rahmi » Bayati şarkı - Gül hazin sünbül pe- rişan. 3 — Selâheddin Pınar - Ba- yati şarkı - Delisin deli gön- lüm. 4 — Mustafa çavuş - Baya. ti şarkı - Carım tezdir sab redemem, 5— * Tanbur taksimi 6— * Halk türküsü Ey serenler serenler » Saz semaisi. Meraleket saat ayarı, ajane ve meteoroloji haberleri. 14.00 14,10. 15.30 — Müzik (Dans müziği - Pi.) Akşam neşriyatı: 18.30 Program. 18.33 —Müzik (Küçük orkestra - Şef: Necip Aşkın) | — Brahms - Macar dan« No 1-2 2 — Spero Kochmann - Ebedi arkadaş 3 — Franz Königschoffer Tirol entermezza 4 — Fredefik Hipmann : Seyyahat şarkıları (fantazi) 19,10 — Türk müziği (İnce saz fas- 20.00 20.00 20,40 Memleket saat ayarı. Temsil Ajans ve meteoroloji ha- berleri. Türk müziği (Eski eserler den mürekkep program.) Konuşma 2155 — Neşeli plaklar - R. 22.00 —Haftalık posta kutusu (Ec- nebi dillerde) 22.30 21.00 21.40 k (Operet ve saire * Pİ.) San ajans haberleri, ziraat, esham, tahvilât, kambiyo - nukut borsası (fiyat) 23.20 — Müzik (Cazband - Pl.) 55-24 Yarınki program. hastalıkları mütehassısı Doktor IsmailZiya Tregu! 23.00 Cevdet Mustafa GÖNENDEN Memleket hastanesi baştabibi 2 inci Beyler sokak furun karşısı| GÜNLÜR SİYASİ GAZETE HAYDAR RÜŞTÜ ÖÜKTEM Umuml neşriyat ve yam işleri — müdürü HAMDİ NÜZHET ÇANÇAR İDAREHANESİ İzmir ikinci Beyler sokali C. Halk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU TELEFON: £776. Posta kutusu :405) ABONE ŞERAİTI Yulıdı 1400, Altı aylığıı 800 Kuruştur. X Yabancı ıınılehupı' abone Ücreti Günü geçmiş nt ruştur. ANADOLU MATHMSIVDA

Bu sayıdan diğer sayfalar: