16 Ağustos 1906 Tarihli Balkan (Filibe) Gazetesi Sayfa 3

16 Ağustos 1906 tarihli Balkan (Filibe) Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dar bulunduklarından cümlesi şehirden tışarı çıkmış olduklarından bununçün ahalice bir ziyanlık olmamıştır. Yanbolide Rumların kiliseleri ve mektebleri olmadığından ve kendileri nüfusca az olduklarından vukuatı bu derecede kaldı. Daha olsa mikdar-ı külli süvari askeri yetişmiş olduğundan nümayişciler dağıtıldı. Ve gece de süvari askeri gezdiğinden kimse tışarı çıkamadı.İşte bu vechile asayiş yerine geldi. Bu sabah da herkes dükkanlarını açarak işlerine bakmağa başladılar.Başka bir vukuatı yokdur. 27 Temmuz 1322 İmza : Mahfuzdur. BALKAN İDARESİNE Varna'dan: Mu'teber gazetenizin onuncu nüshasında münderic Dobrice'den mekdubu okudum. Bu imzaları mahfuz zevat-ı acizin ibtida-i tahsilimin öteden bereden çalma çırpma olduğunu söylüyorlar. Evet bu doğrudur. Sonra M. Kemal Beyin tahsiliyle mensub olduğu aileyi ortaya sürüyorki işte en ziyade teessüf olunacak nokda burasıdır. Dimekki alemde bir iş yapmak veyahut mektub yazmak içün bir adam mutlaka yüksek aileye mensub olmalı öyle mi?Tessüf. Bu efendiler iyi bilmelidirler ki o yüksek ailelere mensub olmayan fakirler arasında tarihlere müraca'at idilirse bir çok Eflatunlar görülür ki beğler paşalar aralarında pek nadiren tesadüf olunur.Nitekim şehid-i a'zam Midhat Paşa hazretleri bir fakir köylü çocuğu iken zekavet ve alicenablığı sayesinde yükseldikce yükselmiştir. Napolyon Bonapart ki bir mülazım-ı sani iken dünyanın en büyük bir hükümdarı olmuştur. Bunları zikir etmekten maksadım kendimi de onlar mesabesinde tutuyorum zann olunmasın. Ancak zekavet ve hamiyyet sahibi olmak yalnız büyük adam olmak ve büyük aileye mensub olmakla değil belki çalışmaları sayesindedir. Gelelim bahse: Yazmış olduğum mektubların kendi yazım olmayub ben acizin ise yalnız vaz-ı imza iderek gezetelere mektub gönderdiğim iddi'a idiliyor ki bu da pek doğru değildir. Evet aciz fakirliğim saikasıyle beni insanın ma-bel hayatı olan mektebden mahrum kalarak berberlikle ekmeğimi kazanmağa çalıştım.Fakat aynı zamanda mektebe gedip tahsil-i ilim eden ihvanımı görüb dinledikce kendi kendime mahzun olur ağlardım. Dükkanıma gelüb geden müşterilerden, okuyub yazanlardan daima yazı meşki alır, okumağa çalışırdım. Bu hevesle hayatımı, dünyamı, milliyetimi anlayacak kadar okuyub yazmağa; tarihden; insaniyetden müstefid olmağa Cenab-ı Allah beni muvaffak etti. Bu cihetle kendi mektublarımı gayra yazdırmak külfetinden elhamdülillah azadeyim. Ma'mafih kendimi bir alim veyahut bir muharrir farz idiyorum zann edilmesin. Maksadım okumanın yazmanın kıymetini, demek olur ki insaniyeti kendime kadar öğrenmişim. Ve yine de çalışıyorum, çalışıyorum.Kendilerini pek yüksekde gören o zevata da halisane tavsiyeden girü durmamağa ma'arif ve insaniyeti benim kadar anlamağa çalışsunlar da bizim gibi aciz kimseleri istihkara meyl etmek gibi küçüklüklerden ve gaye-i izzeti nefs etmiş olsunlar. Berber Mustafa Celeb oğlu TELGRAF HAVADİSİ SON HABERLER İstanbuldan: 10 Ağustos & Doktor Berkman'ın ameliyatı ile bir müddet daha temdid-i ihtizar yani hastalığın daha biraz imtidad ideceğini söylemiştir. & Evvelki gün İkdam ve Sabah gazetelerinin tebliğat-ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: