20 Şubat 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 4

20 Şubat 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Cilt * - Mektup 68'den 7 ENGİNLER için tevazu ve alçak gönüllülük ne kadar yakışıklı bir işse, fa- kirler için de istiğna ve ih. tiyacsızlık ifadesi öyledir. Zira ilâç ve tedbir daima hadiselerin zıddıyledir. Bu yolda edebe riayet- siz hizmetin faydası yok- tur ur. Dikkat edilecek en ince nokta, tekebbürden kaç- tır, Allahın resulü: « Mütekebbirlere te- kebbür sadakadır !» uyurdular. Şahı Nakşıbend hakkında birisi: «Mütekebbirdir !» de- yince, Yolumuzun Büyüğü. hakkındaki ittihama karşı şöyle cevap verdi : — Benim tekebbürüm, mira büyüklüğü ge- olmasını veya (iyi) de, ya- hut (kötü) de yol almasını gerektirmektedir. Netice. de. varlık âleminin en üs- tün unsuru insan, en alçak unsuruda yine insandır. Unutmayalım ki, Kâinatın Mefhari olan zat, insan, onun karşısındaki inkâr ve küfür “örneği Ebucehil de yine insandır, İnsan bütün giriftarlıklar. dan kurtulmadan giriftar- lığın asli gayesi olan Alla- hın giriftarlığına nail ola- a z Allahın giriftarlığından —— giriftarlıklar ise, ha- ALLAHIN VE PEYGAMBERİNİN KİTABINDAN SONRA DİNİN EN BÜYÜK ESERİ: se çok giran gelen bu mâ- nayı anlayamamak, reva- mıdır? Ebediyen nail olma- nın. yolu da, birkaç gün için mahrum olmaktan başka bir şey değildir Gilt 1 - Mektup 71'den MELİK sahibine karşı met görücünün te gekkürü, şer'an ve aklen vaciptir. Şükrün vacipliği, nimetin derecesi nisbetinde yükselir. Fakirlere nisbet- le zenginlerin şükür bor- cu, Me ruhunda pek büyük bir çile teşkil etme lidir Yoksa fakirlere, ken- başka bir “ z değildir. Birkaç gün- lük ömrün fani lezzetleri uğrunda ebedi hayat ve kurtuluşu feda etmek, nef di şükür borcunun zengin. den eksik olduğu fikri ge lemez. Müslümanların fakir leri Cennete, zenginlerin- den evvel girecektir. Bible, büyüklüğü nefse bağlamamaktadır. Aynı za- manda bunların aksini gös. termek için kendisini zillet ve hörluğa mahküm etmek de ği değildir. Her şey itidal ve derece” yetime vela or, Gilt 1 - Mektup 70” ai NSANDA bütün «esma» ve «sıfat» ın topluluğu, k se- bebi.olduğu kadar uzaklık sebebidir. İnsandaki bütün <esma> ve «sıfat» a ve belki Zati Tecelli'nin zuhuruna olan kabiliyettir ki, onu, müsbet eya menfi oluşların birbi- rine zit iki kutbu arasında Memi iniyer. «Arz ve semaya sığ. mil lâkin mümin kulu. mun kalbine sığdım » Mealindeki Kutsi Hadis, diselere toplu olarak > tarlığıdır ki, iyiyi ve tüyü de İM via Hadis-i Kutsi'lerden: İnsanoğlu ! Zamanını boş yere geçirip tövbe ve istiğfar ile bana dönmüyorsun! Nefsine uyuyor ve dünyada bir saat bile kalacağına dair elinde bir se- nedin olmadığı halde, ilerde hayırlı işler yaparım diye hayatını heba ediyorsun! Âhiret senin için hayırlı ve mübarek iken ona siğiller ve iltifat göstermiyor ve Hak rızasına bağlı işleri terkediyorsun! Âbit ve za- hitler gibi söz söylüyor, münafıkların işini işliyorsun! Sana ne versem kanaat etmiyor, seni bir belâya uğratsam sabredemiyorsun! Hayırlı ve güzel amellerle başkala- rına yol gösterip emrediyor, fakat sen onları yapmı: yorsun | Herkesi münafıklara karşı koruyor, fakat nefsini koruyamıyorsun ! Sana sorsalar iyi adamları sevdiğini söylersin, fakat sen iyi adam değilsin! Mü- nafıklara kızarsın, fakat sen onlardansın! Yapmadığın işleri, halka yapmış gibi gösterirsin, fakat sen ölçü- e uygun olmayan işleri yaparsın. Ezelden taksim edilmiş olan rızkı alıp yersin, fakat tarafından yerine getirilmesi gereken ibadetleri eda etmezsin ! Yeryüzü sana şöyle hitab eder : “İnsanoğlu! Benim üzerimde başıboş gaziyorsun ! Nihayet varacağın yer benim bir çukurumdur !,, Bu çukur da sana şöyle hitab eder: “İnsan oğlu! Ben sual, cevap ve imtihan eviyim! Ben korku eviyim | Ölen sen dünyada fırsat bulmuşken, yakan elime geçmeden kendine çare ara, beni mamur kıl, beni harab bırakma ve beni unutmak yüzünden fesat ve hüsranla bana gelme! 2. GALL niz Hali alm Şükrün usulü, Sünnet ve Cemaat Ehlinin anlayı şına göre evvelâ itikadını tani feyz yolunda ; nefsin tasfiyesi ve tezkiyesiyle... Şu ciheti kaydetmek lâzımdır ki, güya nefsin tasfiye ve tezkiyesini elde etmek gayesiyle girişilen nefs işkenceleri ve şiddetli riyazet ve mücahedeler, Şeriatın tesbit ettiği'itida! derecesini aşar aşmaz, he- men günah ve suç sahası- na girer ve maksada hiz- met yerine maksadı tabrip etmeğe yarar. Cilt 1 - Mektup 72'den (> ve dünyanın bir ara- da cem'ine iki zıddı olur. Ahiret isteklisine mut- laka dünya isteğini bırak- mak lâzımdır. Fakat bu de- virde dünya terkinin haki- katine ulaşmak mümkün değildir. Böyle olunca dün- ya terkini bir hüküm ve itikad işi olarak muhafaza etmek lâzımgelir. Dünya- nın hüküm ve itikadda ter- ki, dünya işlerinde Şeriat ölçüsüne göre hadler ve alâkalar muhafaza edip o u aşmamaya çalışmaktan ibarettir. Dünya alâkası Şe. riat hududu içinde çerçeve- li kalacak olursa, dünyanın mazarratından kurtuluş ha- sıl olur, İslâmın dünya alâ- kası, onun, ancak Ahirete ekim sahası teşkil etmesi ve ebedi kurtuluşun yolu- nu aramaya bir vesile ze- mini açması bakımından olabilir; ve bu ölçüyle dün- ya alâkası ne kadar fazla olursa olsun, hakikatte dün. ya hesabına menfi ve Ahi- ret hesabına müsbet bir netice doğurur, Ha.A.Ka.

Bu sayıdan diğer sayfalar: