18 Kasım 1949 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16

18 Kasım 1949 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rülmüş bulunmak ihtimali üzerin- de fikir sarfettik. Fotoğrafı bir mü- tehassısa gösterdik, bunun bir (f0- tomontaj: Bir resmin başı kesilip onunla alâkasız başka bir resmin vücuduna yapıştırılan, sonra Tötuşe edilerek bir daha cama çekilen ve böylece tabiilik hissi verilen hileli fotoğraflar) olup olmadığını $or- duk. Aldığımız cevap, bu resmin tam ve kat'i bir fotoğraf olduğu ve her türlü hileden uzak bulunduğu mahiyetindeydi. 12 — Büsbütün şaşırdık; veri- len isim ve adreslere göre kızı tes- bit ettik: Ta kendisi! Aynı isim, ay- nı soyadı, aynı çehre, aynı resmi daire, aynı mektep kaydı, aynı ad- resler!.. Artık bize, hayretler ve dehşetler içinde başımızı tutup ib- ret ve haşvetle Allaha iltica etmek- ten başka yapılacak hiçbir şey kal- mamıştı. 13 —Bu vesikayı bir neşir unsu- ru olarak kullanıp kullanmamakta da hayli tereddüde düştük. Geçen sayımızda ondan birkaç kelimeyle bahsedip, vesikayı sadece ahlâk za- bıtasının eline intikal ettirmekle iktifa lüzumu üzerinde kaldık. Fa- kat sonra düşündük ki, bu hareketi yaptığımız anda bir kız, bir me- mur, bir aile mahvolacaktır; Alla- hın nedamet, tövbe ve doğru yola rücu kapısı her zaman açıktır; ye- gâne yol, işi, masum Türk kadını- nı ve ailesini korumak mevzuunda ve mücerret plânda ve mümkün mertebe hayâ ve edep hududu için- de mecmuamızda gösterip alâkalı- lara ve mes'ullere lâzım gelen has- sasiyeti aşılamaktır. 14 — Bunun için doğru notere koştuk, vesikalarımızı mühürlü bir zarfa koyup gerekli zaptı tertip et- tik; ve ne polise vermek, ne de bir şey, sadece hakkımızdaki deni tah- rik devam eder ve Savcılık bizi hâ- kim huzurunda hesap vermeğe ça- gırmak lüzumunu duyarsa, işte o zaman hakkımızı ve Türk kadını- nın hakkını korumak üzere tedbir almakla iktifa ettik, Selim aklına ve kanunlara mutabakatten başka bir harekiyeti bulunmadığına inan- dığımız Savcılık, umarız ki, her- halde birtakım facialara meydan verecek olan böyle bir hesabın ye- rine getirilmesinde kanuni bir lü- zum duymaz. O zaman da mesele, (3. den devam) tamamiyle mücerret plânda ve bir ibret dersi olarak, birtakım ailele- re gereken tedbir, birtakım şahıs- lara gereken korku, birtakım mü- esseselere de gereken ihtiyat hissi- ni telkin eder ve iş kapanır, gider. 15 — Yağmur suyu kadar temiz, 1 mumaralı vesikamızı teşkil eden hayâsız resmin klişesini, sırf hiçbir gözün tahammül edemiye- ceği müstehcenliği yüzünden, müs- tehcen tarafları kapamış olmamı- za rağmen kaldırın, onun yerine, fotoğrafın aynen ve resmen vazi- yetini tasdik eden noterin zabıt va- rakasını neşretmeyi tercih ettik. Klişesini alt köşede gördüğünüz bu zaptın suretini kelimesi kelimesi- ne VETİYOTUZ!: Zabıt BUGÜN BİN DOKUZYÜZ KIRKDOKUZ SENESİ KASIM AYININ ON DÖRDÜNCÜ PA. ZARTESİ GÜNÜDÜR. Cumhuriyetin yasalarına da- yanan ve aşağıdaki mühürü kul. lanan İstanbul Altıncı Noteri Hamdi Selçuk'un mezuniyetine binaen namına harekete selahi- yettar kıldığı ben, daire başkâti- bi Celâl Esen, İstanbulda Yeni- postahane karşısında Vlora ha- nındaki dairede iş başında iken: İstanbulda Ankara Caddesinde Büyük Doğu Mecmuası sahib Necip Fazıl Kısakürek b yeni yağmış kar gibi beyaz, ruhu ve başörtüsü iffet ve ismet örgüsü tülbentlerden daha pâk Türk an- nesi, Türk kadını ve Türk kızı adı- na çıkarttığımız prensip sesine kar- şı uludular! Son ihtarımız: Üzeri- mize varmayın ve bize bütün per- deleri kaldırmak mazeretini vers meyin! Neticenin vebal ve mesuli- yetinden korkun! Sonra, meydana çıkacak tablo karşısında, namuslu- ların değil, fahişelerin tükürük yağmuriyle geberir, gidersiniz! DEDEKTİF X BİR mile yukarıya kaldırarak azami ve nihai derecede müstehcen bir vaziyet almış; ve resimde bu va- ziyetin de üstüne bir kâğıt ör- tülmek suretile müstehceniyet setredilmiştir. Bu kopyayı, yu- karda da söylediğim gibi resmi ve ilgili bir makam tarafından talep edildiği takdirde, elimdeki aslını teyide medar olmak üzere makamınıza ematen tevdi ediyo- rum.) dedi sözlerini bitirdi. Bu- run üzerine mezkür kopyayı kendisinden alarak bir zarf içe- risine koydum. Zarfın üzerini her ikimiz, gerek bu zarfın üze- rini ve gerekse bu zaptı imzala- dık ve mühürledik. 14/11/7949 imza İSTANBUL ALTINCI NOTE- Rİ HAMDİ SELÇUK VEKİLİ CELÂL ESEN Resmi mühür T, C. İstanbul Altıncı Noterliği imza Celâl Esen bayana ait klişenin bir adet kop- || yasını her hangi bir mahkeme, ' savcılık veya sair resmi bir ma ledi, Bunun üzerine izahat ver- mesini istedim. Şöyle dedi: (Si- ze emaneten kopyasını verdi- &| yana aittir, Bayan bir yatak üze- rine arkası üstü yatmış, kolları nı ensesinin arkasına götürüp kavuşturmuş, eteklerini ge

Bu sayıdan diğer sayfalar: