1 Mayıs 1986 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 33

1 Mayıs 1986 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

larında problem çıkarıyordu. Kullanıcıya çoğu zaman, havya ve şema ile mücehhez olduğu halde, uzun geceleri atölyesinde ge- çirerek aleti işine yarayacak hale getirme- ye çalışmaktan başka çare kalmıyordu. Muhtelif üreticilerin cihazlarında genellikle farklı çıkışlar veya en azından farklı bağ- lantı fişleri olur. Yani, A kompüterini B bilgiyazarına bağlamak için bir arabirim (interface), C bilgiyazarına bağlamak içinse başka arabirim lazımdır. Müzik aletlerinin üreticileri kendilerinin daha kullanıcı dostu olduklarını gösterdi- ler. Uzun konferanslardan sonra, 1983 se- nesinde bir standard üzerinde anlaşmayı başardılar. Jellinghaus (yelinghaus okunur) ilk iyi çalışan Midi-arabirimini yaptı. Bun- dan dolayı son senelerde gittikçe artan sa- yıda sentezleyici, sıralayıcı ve ritim aleti bir Midi-yarığıyla (slot) pazara sürüldü. Mü- zisyenler için Midi çoktan alıştıkları bir kavram haline gelmiştir. Şimdiyse Midi, ev bilgisayarlarının dünyasına giriyor. Komponentlerin bir arada çalmasını has- sas bir şekilde kontrol etmek için tabii ki güçlü bir programa ihtiyaç vardır. Bu iş için ev bilgisayarı idealdir. Kullanıcıya kalan ha- fıza, birçok durumda bir müzik parçasının bütününü önceden programlayıp depola- mayı mümkün kılar. Kullanıcıya o zaman sadece programı yükleyip bir tuşa basma işi kalıyor. Geriye kalan işi ise bilgisayar hal- leder. Yapılış prensibi bir ev orgunu hatır- latır. Bu orglarda bir düğmeye basarak ön- ceden verilmiş bir ritim ve bir yan melodi seçilebilir. Bunlar otomatik olarak çalın- dığında müzisyen sadece ana melodiyi ça- lar. Maamafih müzik kabiliyetleri arasın- da muazzam farklılıklar mevcuttur. Ev or- gunda müzisyen sadece önceden program- lanmış sesleri ve ses sıralamalarını kulla- nabilir. Buna karşılık Midi'yi kullanması halinde aletleri, kendi aralarında uyumlu iseler, istediği gibi seçebilir. Yani mesela bir şarkı bestelemek için bir ilham geldi- ğinde kişi ilk aklına geleni rahatça yazar, daha sonra ise genişletip düzeltebilir. Kul- lanılan aletlerin kalitesine göre kompozis- yonu sahnede playback yapmada ve hatta stüdyoda plak kaydı yapmada bile kullan- mak mümkündür. genliğine göre bir değer alır ve bu değerler sesin frekansı hakkındaki bilgi olarak de- polanır. Bu depolanan verilerle frekansı tekrar üretmek mümkündür. Bu veriler de- polandığında hışırdama gibi ses kalitesini bozan şeyler olmaz. Müzisyenler çabucak sayısal veri işleme- nin sağlayacağı faydaları anlamışlardı. O tarihe kadar elektronik müzik branşında gerilim kontrollu analog müzik aletleriyle çalışılıyordu. GKO (Gerilim kontrollu osi- latör), GKK (Gerilim kontrollu kuvvetlen- dirici) ve GKS (Gerilim kontrollu süz- geç)'ler, o zamanın teknolojisi ile yapılmış aletlerde kullanılan karakteristik eleman- lardır. Dezavantajları, kullanılması kaçı- nılmaz olan gerilimden doğar. Farklı per- delerde ses üretebilmek için, GKO gerilim farklılıklarına göre çıkış verir, yani gerilim yükseldikçe frekans artar, yani ses incelir. Fakat maalesef aynı gerilim farklılıkları küçük sıcaklık farklılıkları sonucu olarak da ortaya çıkabiliyor. Yani, cihazın ısın- dığında meydana gelen sıcaklıkla kendi akorunu bozması istenmiyorsa çok iyi bir ısı izolasyonu yapılmalıdır. Bir de buna ila- veten üreticilerin belli bir standart üzerin- de anlaşamamış olması problemi gelir. Bir cihazda | voltluk bir gerilim farklılığı bir oktavlık bir ses farkı verirken bir başka- sında 1000 Hertzlik bir farklılık demek oluyor. Sayısal teknik böyle problemleri tanımı- yor. Dalga şeklinin binlerce bilgi halinde kaydedilmesi sesin neredeyse hatasız bir şe- kilde yeniden üretilmesini mümkün kılıyor. fişinden de akışını temin etmek için yolla- ma hızı o nispette yüksektir. Bilgi 31.250 baudluk (bit/s) bir hızla akar! Bu esnada yollanan verilen on bitlik formatı vardır. Evvela bir başlama biti, sonra sekiz veri biti (asıl bilgi bu bitlerde- dir) ve en sonra da bir bitiş biti yollanır. Veri bitleriyle muhtelif talimatlar yollanır. Sınırlar, yalnızca buraya bağlanmış alet- lerin kabiliyetleriyle belirlenir. OMNI, MONO ve POL Y - üç kere MIDI Sayısal . sentezleyici ile MİDİ Analog ve sayısal İlk sayısal (dijital) saatler piyasaya çık- tığından beri sayısal teknik birçok ilerle- meler kayıt etti. Artık günlük hayatın bir- çok alanını sayısal tekniklersiz düşünmek mümkün değildir. Bu alanların başında el- bette ev bilgisayarları geliyor. Ancak ev bil- gisayarlarındaki gelişme müzik branşını da etkiledi. Mesela Batı'da artık plakların ye- rini almakta olan CD'lerde (compact disc) bu teknikten faydalanılarak kayıt yapılır ve böylece daha önce düşünülmesi bile mümkün olmayan bir kalite standardı el- de edilir. Bu plaklar yapılırken ses sinyali —.. COYNOCĞOr€E Bir Midi arabirimi, aletlere şu ilave bil- gileri sayısal yoldan göndermeyi olanaklı kılar: Ses yüksekliği, ses süresi, proram se- çimi, vurma dinamiği ve daha birçok baş- kaları. Bu bilgiler adreslenmiş cihazlara ga- te-on zamanında, yani tuşa basılma zama- nında yollanır. Burada Midi'nin cihazla- rın kabiliyetlerini genişletemediğine de dik- kat etmelidir. Bir aletin dinamik basma özelliği yoksa, yani sentezleyici tuşa bas- ma hızını normal çalışında tespit edemiyor- sa, bununla alakalı bilgiyi Midi'den aldığı da değerlendiremeyecektir. Sıralayıcı ve ri- tim cihazları gibileriyse sadece senkronizas- yon darbesini beklerler ve diğer bilgilerle alakadar olmazlar. Cihazlar acaba bu bilgileri nasıl alırlar? Ve bir bilginin onlara geldiğini nasıl anlar- lar? Aletlerin genellikle MIDI-IN, MIDI- OUT ve MIDI-THRU diye isimlendirilmiş üç tane beşli DIN-fişi vardır. Verici cihaz MIDI-OUT'la alıcının MIDI-İN girişine bağlanır. Eğer bir üçüncü cihaz da sinyal alacaksa MIDI-IN girişi ikinci MIDI- TEHRU çıkışına bağlanır. Böylece en fazla on altı alet, (sıralıycı veya benzerleri) bir araya getirilir. Tahmin edileceği gibi DIN- Bağlanan cihazlar toplam üç şekilde ad- reslenebilir. Omni-, Mono- ve Poly mod- ları bu üç adresleme şeklidir. Muhtelif ci- hazların değişik bilgilere ihtiyacı olduğun- dan ve icabında bir tek cihaza da kuman- da edilebileceğinden bu alt bölümleme çok önemlidir. Omni modunda bütün aletler polifonik olarak ve paralel tarzda adres- lenir. Bu esnada komut kanalları 1. kana- la bilgi yollamaya başlar ve sonra artan sıra numarasıyla diğer kanallara bilgi verir. Ya- ni sekiz sesli, polifonik ve 1. kanala adres- lenmiş olan bir sentezleyici bilgileri 1-8. ka- nallardan alır. Omni modunda bir araya bağlanmış iki sentezleyici otomatik olarak aynı melodi- yi çalarlar. Maalesef bir kanallı bir ritim cihazı da, 1. kanaldan senkronizasyon dar- besini bekleyecek, fakat klavye bilgileri bu cihazın hiçbir işine yaramayacaktır. Aletleri ayrı olarak bir adresleme imka- nını Poli modu sağlar. Burada her kanal üzerinden farklı alıcılara özel bilgiler yol- lama durumundayız. Burada birçok sesin bir kanal üzerinden gönderilebilmesi ilginç- tir. Yani sekiz sesli polifonik sentezleyici, kendi sesleri için lüzumlu bütün bilgileri X kanalından alır. Ayrı adreslemeden dola- yı şimdi ayrı sentezleyiciler de aynı anda farklı sesler çalabilirler. Poli modunda çalışırken adreslenen ci- hazın dahili bir kanal seçim anahtarıyla de- ğişik kanallara kilitlendiğine dikkat edil- meli. Eğer adres anahtarı yoksa kendisini otomatik olarak kanal 1'e bağlar. Bu du- rum, şimdi bahsedilecek olan Mono mo- dunda da böyledir. Bu kullanım şekli her sese kendi kanalını verir. Bir sentezleyici- nin birçok sesi aynı anda duyulacaksa bu özellik mühimdir. Poli modunda yeni bir ses çalmaya başlamadan en son çalınan se- se ait bir ses sonu işaretinin gelmesi icap ederken Mono modunda iki ayrı kanaldan ses yollamaya müsaade vardır. Müzisyen legatoyu, yani seslerin akıcı şekilde birbi- rini takip etmesini böylece gerçekleştirebilir. Burada da Omni modunda olduğu gibi, bir alet kendisinde olan ses sayısınca kanalla- ra bağlanır. İlk kanal numarası kendi ad- resi olan kanaldır. Midi'nin çok taraflı imkanlarından ve yazılımından burada ancak kısaca bahse- debildik. 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: