9 Temmuz 1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

9 Temmuz 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

•Camhttriyet 9 Temmuz 193U KADIN AVCIS1 l a z a n : M. TURHAJN f 45 Kadın yüsünden pek feci bir gece geçirmesine rağmen gene muhayyel sevgililerini unutamıyan Süruri Bey, gazinonun henüz açılmamasma hiddetlendi. Orada, Nadire Hanımdan gelen bir mektup bulanmasını muhtemel görüyordu ve bu sebeple gazinonun kapalı bulunuşunu cinayet sayıyordu. Maamafih, o geceden aldığı biletle, ihtiyatkâr mülâhazalar yürütmefi de ihmal etmiyordu. Nadire'den umduğu gibi, mektup gelmişse, kelime kelime tetkik edecekti. Tazının erkek elinden mi, kadın parmağmdan mi çıktığını anlamağa çalışacaktı. Sonra, birleşme davetine kat'iyyen icabet etmiyecekti. Şimdilik uzaktan «merhaba» diyecek, mektupla sevişmek yolundan ayrılmıyacaktı. Nadire'yle Hasna dil değil göz yaşı da dökseler, evlerine gitmiyecekti. Yaptığı hizmetçiliğin hasıl ettiği intibah, işte bu ihtiyatkârlıktan ibaretti. Süruri Bey, gazinonun açılmasına intizaren istasyona geçti, bekleme salonuna girdi, bir sigara yakarak sarı gülünü, solğun menekşesini tahayyüle daldı. Biraz sonra, ilk trenle isleri başına gitmek mecburiyetinde bulunan beş, on adam, istasyona gelmişlerdi. Çalışmak ıztırarını muttarit bir zevk halinde omuzlarında taşıyan bu muhterem adamlar, şen ve zinde, treni bekliyorlardı. Onların kimi örs üzerinde çekiç sallamağa, kimi hurdebinle görünebilen ince âletleri birbirine raptü mezç için aksama kadar göz nuru dökmeğe, kimi de çocuklarını besliyecek ekmeği kazanabllmek için durmadan, dinlenmeden koşmağa gidiyordu. Fakat onlar, o namuslu işçiler, bu ağır ıztırarı tatlı blr ibadet gibi telâkki ediyorlardı. Sâyin takdis ettiği nasırlı ellerinde hürmet telkin eden bir temizlik görülüyordu. Az, fakat müsterih bir uykudan sonra dükkânlarına, tezgâhlarına, ruhlarını içinde tasfiye ettikleri o mütevazi mabetlere kavuşmak için neş'eli bir istical gösteriyoriardı. Biraz avare kalmaktan sanki ürküyorlardı. Süruri Bey, bir müddet bu adamları gözden geçirdi. Onlar da insandı; onlarda da teheyyüç kabiliyeti, tahassüs istidadı, sevmek ve sevilmek ihtiyacı vardı. Fakat çalışmağı her şeye tercih ediyorlardı. Şu kıza, mektup yazmıyorlardı, çapkmlarla sevda yüzünden rekabete girişmiyorlardı, tuzaklara düşmiyorlardı. mes'ut bir tahammülle çahşıyorlar, yuvalarında yorğunluklarını dinlendiriyorlar ve sonra, yepyeni bir kudretle gene şalışmağa koşuyorlardı. Delikanh, bu görüşten müteessir oldu. Kendisinde bir eksiklik, lekeli bir aksilik hissetmeğe başladı. Fakat anî ve gizli bir gıpta ile seyrettigi insanları alıp götüren tren, onun bu mülâhazalarını da zihninden uzaklaştırdı, ve o gene, Nadire'sini, Hasna'smı düşünmeğe daldı... Süruri, ikinci treni de hulyalı gözlerile teşyi ettikten sonra istasyondan çıktı, gazinoya geldi. Garsonlar, ilk müşteriyi henüz kirleri yıkanmıyan yorgun yüzlerini kurutarak karşıladılar. Karınlarını doyurmadan hizmete başlamak hoşlarına gitmiyordu. Hele müşterinin, bir yer işgal etmeden gişeye teveccüh etmesi ve: Süruri Bey namına mektup var mı? Demesi üzerine büsbütün huylanmışIardı. Para ve bahşış vermek için değil mektup sormak için gelen müşteriyi tuhaf bir sükut içinde istiskal ediyorlardı. Çekmece başında borç faturalarını tetkik ile uğraşan Ram patron, bu suale cevap verdi: Süruri Bey mi dediniz. Evet! Mektup yok ama arıyan var. Kendisini tanır mısınız? Delikanh, anî bir şaşkınlığa düştü. Kendi varlığını inkâr etmek mi, itiraf etmek mi lâzım geleceğini birdenbire takdir edemedi, yeniden tuzağa tutulmak endişesi zihninde canlandı, bön bön dört tarafa bakındı. Mabadi var 10 bin lira kârdan "150,,binlira muamele vergisi! Beykoz fabrikasmın plânçosu bunu gösteriyor. Sanayi erbabı feryat ediyor Şehir ve Memleket haberleri ) Siyasî icmal IÛO ımo L Işe yaramıyan bir bina!.. Taksim meydanı daha cazıp bir şekle konacak Tarlabaşı caddesi bazı istimlâklerle tevsi edilmiş ve ehemmiyet kesbetmiştir Arap konferansları Geçen sene Basra körfezinde bir İngiliz harp gemisinde Necd Sultanı ve Hicaz Kralı Abdülâziz Ibni Suud, Irak Kralı Faysal ve Küveyt Şeyhi bir konferans yaparak bu üç Arap hükumeti arasında bir itilâf aktolunmuştu. Şimdi diğer üç Arap memleketi arasında gene Ingiliz'lerin teşvik ve himayesi altmda başka bir konferans daha aktolunmuştur. Çekirge mücadelesinin muvaffakiyetle ikmalini tes'it için geçen ayın sonlannda Biriseba'da büyük şenlikler tertip edilmiş ve bu şenliklere Filistin, Maverai şeria ve Sina şibihceziresi Arap kabailinin rüesası davet olunmuştur. Konferansa Filistin, Maveraişeria ve Sina namma resmi mümessil olarak üç İngiliz zabiti iştirak etmiştir. Arap şeyhlerine büyük ziyafetler verilmlş, sinemasına varıncıya kadar eğlenceler yapılmıştır. Ziyafetin sonunda şeyhler Irak Kralı Faysal ve Maveraişeria hükümdarı Emir Abdullah'ın yeğeni Emir Şakir'in riyaseti altında şeyhler arasında bir konferans aktolunmuştur. Bu konferansta kabail arasındaki elli senelik kan ve mal davalan rüyet edilmiş ve her kabilenin hissesine düşen tazminat miktarlan tayin edilerek sulh aktolunmuştur. Harbi umumide Miralay Lorens' in Türkiye aleyhine kıyam ettirdiğl kabailin cümlesi bu konferansta hazır bulunmuşlardır. Bunlann arasmda Beni Atiyya, Beni, Sahr, Hoveytat gibi kabail vardır. Konferans neticesinde üç Arap memleketinin kabaili arasında müsalemet ve muhadenet tesis olunmuştur. Biriseba konferansı Basra konferansı kadar siyasl cihetten gayet şayanı dlkkattir. İngiltere İbni Suud'un azim muvaffakiyetlerinden sonra Arabistan siyasetini değiştirmişti. Mumaileyhin zaferleri Arap âleminde büyük teslrler bırakmıştı. Vehabl hükumetile dost ol mıyan ve kendi aralarında nifak ve tefrika bnlunan memleketlerin er geç bu devletin işgal ve istilâsı altına gireceği ve o zaman gayet kuvvetli bir Arap devleti meydana geleceği muhakkaktır. İngil tere bunu takdir eylediğinden umum Arap hükumetlerini ve şeyhlerlnl yekdi ğerile dostlaştırmak istemiştir. Biriseba konferansı esnasında İngiltere'nin Irak'ın istiklâli tammını tasdik eden bir muahede imzalamış olması çok manidardır. İngiltere ile Irak arasında aktolunan muahede bir lttifak vesikasıdır. İngiltere Arabistan'da ve civar memleketlerde bir ittifak ve dostluk şebekesi vücude getirmiştir. Vaktile Miralay Lorens'in (Lawrence) İngiliz nüfuzu altrrKfâ *#& cöde getfrmek estediğl Arap birtlği Basra körfezl ve Biriseba konferarislan neticesi olarak başka bir şekilde meydana gelmektedir. İngiltere'nin yeni kurmakta olduğu manzumenin tamamlanması için eksik olan Mısır ile ittifak muahedesldir. Lorens'in hall hazırda Arabistan'da faaliyette bulunduğu malum değildir. Fakat bunun kadar kuvvetli ve Şarkl İyi tanıyan İngiliz ricalinin Arap memleketlerinde çalıştıklan malumdur. Bunlardan biri daima İbni Suud'un nezdinde bulunan Mr. Jom Philby'dir. Biri seba konferansı İngiltere'nin Arabistandakl yeni siyasetinin kademelerlnden birini teşkil ediyor. "Taymis,, in Tahran muhabiri şehrimize geldi Diyor k i : "Türkiye Asyalı'ların medeniyet hocasıdır.,, Taymis gazetesinin Tahran muhabiri M. Bourck Boron iki gün evvel Hindistan'dan şehrimize gelmiştir. İngiliz gazetecisi kendisile konuşan bir muharririmize intbalarını şu şekilde anlatmıştır: « Uzun senelerdenberi uzak Şark memleketlerinde (Taymis) in muhabirliğini yapıyordum. Son senelerde yalnız tran ahvalile meşgul oluyordum. İran her Şark hükumeti gibi Türkiye'nin medeniyet izini takip ederek çalışıyor. İran'da kaldığım esnada memleketin her tarafını adım adım gezdim. Acem'leri çok yakından tanıdım. Her Acem kendisine rehber olan yeni Türkiye ve Türk'Ieri takdis edercesine sevmektedir. Son günlerde Şark'ta Ağrı eşkiyaları hâdisesi dolayısile Türk matbuatı İran'ı ittiham ediyor. Halbuki ben İran'ı ve İran' lıları yakından tanıdığımdan buna ihtimal vermiyorum. Hakikî mahiyet pek yakında anlaşılacaktır..» Muharrir bundan sonra Asya'nın diğer memleketleri hakkında da şunları söylemiştir: « Gezdiğim memleketlerin en zavallısı olarak Çin'i buldum. Çin'liler dahilî harplerle birbirlerini öldürerek kendilerni imhaya çalışıyorlar. Netice itibarile daima iptidai, daima geri ka lıyorlar. Diğer Şarkî Asva milletleri Türkiye'ye bakarak bazı bariz terakki harekâtı gösterebiliyorlar. Bu hususta Şark'ın medeniyet hocası siz Turk'Ier IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIII J Geçen günkü nüshamızda KaV f dıköy iskelesi rıhtımında sabık W 2 emanetpenah tarafından inşa I Sanayi erbabı muamele vergisinin; f ettirilmiş bulunan «hâl» e, mev* müesseselerini çok muşkul bir vaziyete kii dolayısile halk ve esnaf tarajf soktuğunu Iddia etmektedirler. fından rağbet edilmediğinden j Bunlar muamele vergisinin tarzı cibabahsetmiş ve bu binanın başkaj* yeti hasebile dehşetli bir yekun tutup ne bir hale ifrağ edilerek inçasınaj kâr ne de amortismana meydan bırakılK sarfedilen paranın itfası temin ^ madığını söylemektedirler. Fabrikatörlerden biri diyor ki: edilmelidir, demiştik. < Kendi müessesemin feci vaziyetiBu yazıyı okuyan bir karii ni söyliyecek değilim, tercihen nimresml | m i z : «Şehremaneti ile Vilâyetin bir müessese olan Beykoz fabrikasını göstereceğim. Banka plânçosu Sanayi k tevhidinden sonra Kadıköy pek ve Maadin Bankasındandır, görebilir fa, yakında kaza olacaktır. Şu halsiniz. Bu fabrika piyasada muvaffak o k de şimdi bir işe yaramıyan hâl lan azamî gayret ve mesaisine mukabil ' bir az para sarfedilerek mükembir senede ettiği ancak 10 bin lira kârımel bir hükumet konağı olabina mukabil ne muamele vergisi verse lir.» Diyor ki yabana atılacak beğenirsiniz: Tamam 150 bin lira. bir fikir değildir. Ayni dehşetengiz vaziyetteyiz, biz; bin müşkülâtla ve vade ile sattığımız muaFilhakika eğer burası bir kaza melâtımızdan yüzde 6 kazanamıyoruz. kaymakamlığı dairesi olarak Velhasıl tehlikeli vaziyete girdik. Her istimale elverişli bir şekle sokufırsatta sanayii dahiliyeyi himaye ve silacak olursa bugün kira köşe f yanet eden hükumetimizin buna münalerinde pek dağınık bulunan f sip bir çare bulacağmı muhakkak addediyoruz.> diğer dairelerde, meselâ Kadıf Fabrikatörler dugün Sanayi Birliğinde köy Maliye tahsil şubesini, toplanacaklar ve muamele vergisi hakfus memurluğunu, Kadıköy kında makamatı âliyeye arzı keyflyet lis merkezini, mahkemesini,f edeceklerdir. jandarma kumandanlığını, as ^ kerlik şubelerini ve saireyi hep* bir bina içinde toplu bir halde J Yeni bir çocuk bahçesi yapılacak bulundurmak imkânı elde edilJ Şehremanetl yeni bir çocuk bahçesi yapmiş olur. J mak İçin teşebbüsatta bulunmuştur. Yeni yapılacak bahçenin Gülhane bahçeslndekln Bu suretle ora hükumet daJ den daha iyi olması için çalışılacaktır. Bu irelerine içi düşecek olanlar/ bahçenin Üsküdar veya Beşlktaş'ta yapılişlerini pek kolaylıkla ve sür'atf ması takarrür etmlştlr. le takip edebilecekleri g>bi,|, Emanetin yeni vazifeleri şimdi pek sönük olan Kadıkö^ Yeni belediye kanunu Şehremanetine yeyü'nün bu kısmı da canlandı k niden bir çok vazifeler tahmil etmiştir. Emanet bunları yapmak için yeni varidat rılmış olacaktır. 1 aramaktadır. Binaenaleyh vali vekili vev Gazi köprüsü proje«i Şehremini bey Istanbul şehri| Gazi koprusunün inşası projesi henüz 1halkına yüz binlerce liraya m a l | lân edilecek şekle getirilememiştir. Proje olan bu muazzam binayı halkın|u ancak bir ay sonra bütün Avrupa şehirleri ve şehrin istifade edebileceği| dahil olmak üzere her tarafta ilân edile cektir. bir hale ifrağ çarelerini bulmai Tünel yolcuları azalmış mı? I lıdır, diyoruz. Î Taksim meydanınm inşaatı tamamen bitmiştir. Yalnız dahil! yolların bir kısmı kalmıştır ki bu da pek yakında bitecektir. Dün Şehremaneti erkânından biri meydan hakkında şu izahati vermiştir: < Meydamn inşaatı bitmiştir. Şimdi yapılan şeyler süse mütealliktir. 15 temmuzdan sonra meydanda yapılmamış bir şey göremiyeceksiniz. Bazı çirkinlikle rin izalesine de çalışılıyor. Ezcümle meydanın etrafındaki çirkln binalar muntazam bir hale ifrağ olunmaktadır. Halâlann civanndaki su haznesi bilâhare tiyatro inşası esnasında kaldırılacak ve yerin altma yapılacaktır. Tiyatro şimdiki halâların yerine inşa edilecek ve halâ da tahtezzemin olacaktır. Bu lnşaat yapıldıktan sonra meydan daha güzel bir şekil almış olacaktır. Meydan Tarlabaşı'na giden ve yeni açılan cadde için bazı istimlâkler yapılmıştır. Köşeye tesadüf eden ve caddenin düzlüğünu bozan bir evln yarısı kesilmiştir. Diğer bir ev de kesilecektir. Kesilen bu evlerin tamiri sahiplerinden rica edilmiştir. Bu cadde Tarlabaşı'nı Taksim'e bağlıyan düz ve oldukça geniş bir caddedir. Bilâhare buradan tramvay da geçecektir.> Meslekî kurslar açılıyor Maarif Emaneti ağustos ayı zarfında meslekî tatil kurslan açmağa karar ver miştir. Kurslar 15 ağustosta açılacak ve 25 eylule kadar devam edeeektir. Kayıtlar 15 temmuzda baslıyacak 10 ağustosa kadar devam edeeektir. Kurs iki kısımdan mürekkep olacaktır: Yuksek devre, ilk devre. Yüksek devreye geçen sene kursa devam etmiş meslek mektepleri mzunları girebllecek. ilk devreye ise hiç kurs görmemiş meslek mektepleri mezunları girebileceklerdir. Bu sene 4 orta mektep açılacak Bu sene Türkiye dahilinde dört orta mektep açılacaktır. Ayrıca İstanbul'da da neharî bir lisenln açılması muhtemeldir. Yeni zamlâr dolayısile, TiioçJL v*j i^afcı, azalmış. djeğüdir.JEvvekagunde 29,000 kifi tünele biniyormuş jŞlmd} bft.pajlftff 24,QQfc£ inmiştir. Fakat bunda zammm tesiri yoktur. Her yaz yolcu azalmaktadır. Lîman komîsyonu Adapazarı Turk Tıcaret Bankası İstanbul şubesinin beşinci yıl dönümü dun şube dahilinde samimî bir surette tesis ve bu münasebetle müşteriler izaz ve ikram edilmiştir. Banka 17 sene evvel Adapazan'nda küçük bir sermaye ile teşekkül etmiş iken müesseselerinin mütemadi sayleri netlcesinde bugün bir mllyon lira sermayeli ve on sekiz şubeli bir banka haline gelmiştir. Adapazar Bankasınm devamlı inkişafını temenni ederiz. Adapazarı bankasında Rıhtım Şirketinde tetkikata başlandı Iktisadi mehafil tetkikatı neticesinin faydalt olacağı kanaatindedir İstanbul limanının vaziyetini tetkik etmek üzere faaliyete geçen komisyon azası dün, ayn, ayn alâkadar müessesatla temas ederek muamelâtın eşkali ile ayrıca anlaşılması lâzım mes'eleler hakkında izahat almışlardır. Nafıa işleri müdiri umumisi Fehmi B. Rıhtım şirketine giderek şirketler komiserile rıhtım işleri hakkında iki saat kadar görüşmüştür. Ticaret umum müdürü Naki Bey de iktisadî mehafilde temaslarına devam etmektedir. yaptığımız esaslı tetkikattan anlaşıldığına göre iktisadî mehafil, Ziya Beye dair tahkikatın son şekli Tevkifane müdürü Ziya Beyln işten el cektirilmesi keyfiyeti yeni blr saıhaya dahil olmuştur. Bu husustaki tahkikata ikinci istintak dairesi vazlyet etmiştir. Hapisane ve tevklfaneler Dahiliye Vekâletine merbut iken mülkiye hey'eti teftişiyesi tarafından bir sul istimal mes'elesinden dolayı Ziya Bey hakkında tahkikat yapılmış, tahkikat evrakı o vakit Vekâlete gönderilmişti. Hapisane ve tevkifaneler Adliye Vekâletine devredildikten sonra mülkiye müfettişlerinin yaptıkları tahkikat evrakı mevkii muameleye konulmuş, bunun üzerine Ziya Beye işten el çektirilmiştir. İşten el çektirme keyfiyetinde, evvelce mevzuu bahsedilen avukatlar mes'elsinin de âmil olduğu muhakkak addedilmektedir. İkinci istintak dairesi bu tahkikatı tamik etmektedir. Tahkikat neticesinde mtisbet delâil elde edilirse Ziya Bey mahkemeye sevkedilecektir. Yerli mallar sergisine iştirak edecek fabrikalar İstanbul Sanayi Birliğinden «11 ağustos 930 ikinci yerli mallar sergisinin plânları hazırlanmıştır. Fabrikaların kaçar metroluk yer istediklerini plân üzerinde tesbit etmek icin 15 temmuz 930 tarihine kadar Birlige muracaat eylemeleri lâzımdır. 15 temmuzda sergi pavyonları hazırlanmağa başlanacak ve 7 ağustosta ameliyat hitam bulacağına nazaran fabrikalarımızın müstacelen müracaatları zaruridir. Memleketi mizin muhtelif köşelerinden bir çok müracaatlar vuku bulmakta ve bittabi bu müesseselere de yer verilecegine göre bu muesseselerin de istedikleri miktarı tel grafla talep etmeleri rica olunur.> Muharrem Feyzî Hemşiresini berbat eden bir genç lzmir*de C. B. evlenmiş, zifaf gecesi felâketle karşılaşmıştır, hakikat anlaşıldı İzmir'de ( C . ) Bey; isminde biri evlenmeğe karar vermiş ve iyi bir kız aramış. Kendisinin arkasında biraz maluliyeti bulunması hasebile alacağı kızın fakir bir aileye mensup olmasmı muvafık görmüş ve nihayet (N...) Hanımı beğenmişler ve istemişlerdir. ( N . ) Hanıma güzel bir düğün yapılmış, (C ..) Beyin akrabası yüksek kıymette hediyeler vermişler ve nihayet zifaf gecesi de gelmiş, çatmış... Fakat zifaf gecesi; ( C . ) Bey bir müddet sonra perişan vaziyette kalkmış. ve dışanya çıkmıştır. Onun bu halini gören hane halkı niye uğradığını bilememişler, fakat (C...) Bey kimseyi dinlememiş, derhal glyinerek dışanya çıkmış, tanıdığı bir doktoru bularak eve getirmiş, zevsesini muayene ettirmek istemiştir. Kız buna razı olmamış, doktor da başka bir doktor daha celbini muvafık görmüş, nihayet muayene neticesinde (N...y Hanımın bikrinin evvelce izale edildiğine rapor verilmiştir ., ,.. ¥rm ( C . ) Bey bir gecelik izdivaçtan sonra zevcesini valdesinin evine göndermistir. Yapılan tahkikat neticesinde k a zabıtada ifade vermiş ve bundan bir müddet evvel kardeşi tarafından bikrinin izale edildiğini söylemiştir. Kızm kardeşi ortada yoktur. Ağabeyisi; mes'eleyi yatıştırmak için çalışmıs ise de (C ..) Bey dinlememiş ve kızı gene evine göndermiştir. ne kadar iftihar etseniz yerindedir ve hakkımzdır. İstanbul'a ilk olan bu seyahatimde tahayyül ettiğim Turkiye yerine bir Avrupa şehrinde Avrupa'lı gibi giyinen, Avrupa'lı gibi yazan insanlar buldum.» Şehrinizden çok derin tahassüslerle ayrılarak Sofya, Viyana, Paris tarikile memleketime döneceğim.» IIIIIIIIMMIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIII Muhabir M. Bourck Barouv birer kapalı zarf içinde mahfuz duracaktır. Güzel san'atlar akademisinden intihap edilen bir juri heyeti müsabakaya gelen bütün plânları tetkik ettikten sonra her itibarla beğenilen eser birinci olarak ayrılacak, diğerlerinin isim zarfları açılmadan iade edilecektir. Müsabakanın ehemmiyet verilen şartlarmdan biri iştirak edeceklerin hep Türk mimarları olmasıdır. Millî âbidenin blr Türk mimarı tarafından yapılDiuı muvafık görülmüştür. Abidede her şeyden evvel metanet ve gösteriş aranacaktır. Küçük, zarif işlemeler, tezyinattan ziyade bütün manzaraya hakim yüksek irtifa, muazzam cephelerle yükselmiş mehabetli bir abide olacaktır. B« buluşlar çok güzel ve şayanı takdirdir. Her halde Çanakkale'de «Biz, burada vatanı kurtarmak icin çalıştık ve işte böyle ölerek kurtardık» diye gösterebileeegimie bir abide yapmağa şehitler hakkı için mecburuz. Fakat iş büyük. masraflıdır. İmar cemiyetinin varidatı ile temln etmenin imkânı yoktur. Aksi takdirde inşaattan Ivaz geçmek zarureti karşısında kalınaj caktır ki hiç bir ferdin buna rıza göstermiyeceği şüphesizdir. Abidenin yapılmasını temin edecek yegâne çare olarak masarife bütün vilâyetlerimizin iştirak ettirilmesi düşünülüyor. 500 bin lira olarak tesbit edilen masraf 63 vilâyetimize taksim edilirse abide bütün vilâyetlerin birer hissesile ve milletin tam bir malı olarak meydana getirilmiş olacaktır. Tabiî taksim ameliyesi her vilâyetin bütçesine göre yapılacak, İstanbul gibi varidatı fazla vilâyetler o nisbette fazla yardım edeeektir. Bu fikrin bütün vilâyetlerimizce hahişle karşılanacağma şüphe yoktur. Çanakkale, ki büyük Türk zaferinin arşıdır. Orada bahar toprak olmağa calışan şehit kemiklerinden doğar. Maneviyatm bu işaretsiz kâbesi önünde hiç bir jTürk'ün hissiz kalacağı tasavvur bile edilemez. Binaenaleyh bu masraf projesinin bu suretle kabul ve tatbik edileceğini şimdiden muhakkak addetmekteyiz. Hakkı Şinasi Pş. yı çok isabetli fikrinden ve ciddî mesaisinden dolayı hararetle tebrik ederiz. Romanya'daki Türk zenginleri 2 milyon ley sermayeli bir «Göç Bankası» teşkil edeceklerdir. Banka Romanya'dan gelecek 160, Yugoslâvya'dan gelecek 40 bin Türkün Türkiye'de iskânı ile meşgul olacaktır. Gele cek Turk'Ier için Şark Vilâyetlerinde muntazam koyler meydana getirilecektir. Romanya Türk'Ieri Türkiye'de bir banka açacaklar Türk limanları arasında nakliyat yapan Türk ticaret gemileri seferleri esnasında her hangi bir ecnebi limanma uğrarsa evvelce verdiği resimden maada yeniden sıhhiye resmi alınmakta idı. Badema bu res min alınmıyacağı bildirilmiştir. Vapurlardan alınacak sıhhiye resmi bilhassa Ticaret Odası limanın esaslı tensik ve ıslahına ve idarl noktadan limana yepyeni bir şekil verecek olan Bir kadın cocuğunu Adliye kori bu komisyonun faaliyetinl pek memnudorlarında bırakıp savuştu niyet ve hararetle karşılamışlardır. ADün Adliyede garip bir hâdise olmuştur. lâkadar devair talep edilen dosyalan Dört beş yaşında bir kız çocuğu Adliye bihazırlamağa başlamışlardır. nasının üst kat koridorunda anası tarafından terkedilerek bırakılmıştır. Çocuğun eLiman işlerini Emanet almak linde bir mahkeme davetiyesi bulunmak istemiyor tadır. Çocuk, anası ile beraber Adliyeye Liman işlerinin Şehremanetine devri kadar gelmiştir. Kadın, cocuğunu koridorhakkında bazı rivayetler çıkması üzerine da bırakmış, eline de mahkeme davetiyesiŞehremanetinden tahkikatta bulunduk. ni vermiş, «sen biraz burada dur, ben şimEmanet böyle bir teşebbüste bulunmadı di geliyorum» diyerek yanından ayrılmışğı gibi bu vazifeyi uzerine almağa da tır. taraftar değildir. Maamafih bazı AvruÇocukcağız saatlerce koridorlarda beklepa şehirlerinde Liman işlerine belediye miş. annesinin gelmediğini ve gelmiyeceğini lerin baktığı gorulmuştür. Ancak istan görunce ağlamağa bağırmağa başlamıştır. bul Şehremanetinin bu vaziyette olmaZavallı yavru zabıta tarafından alınmış dığı söylenmektedır. tahkikata başlanmıştır. Nafıa fen mektebi mezunları Holştad'ın riyasetinde bir içtima yapıldı M. Rivas'ın dun birdenbire hastalanması uzerine içtima bügüne kalmıştır. Muhtelit mubadele komisyonu dün M. Holştad'ın riyaseti altında bir içtima aktetmiştir. İçtimada Garbî Trakya ve Anadolu'da seyyar olarak çalışacak bir takım takdiri kıymet ekipleri ihtası kararlaştırılmıştır. Dünkü nüshamızda muhtelit mübadele komisyonunda M Rivas'ın riyasetinde bir büro içtimaı yapıldığını ve neticenin dua» tehir edildiğini yazmıştı*. İçtima bugün kaldı Sadullah B. Yalova'ya gitti Nafıa Fen mektebi âlisinden bu sene biri hanım olmak üzere yirmi kişi mezun olmuştur. Resmimiz mezunları bir arada göstermekte Seyrisefain umumi müdürü Sadullah Bey dir. Mezunlar bugün vapurla bir veda ienezzühü yapacaklardır. Hep dun şehrimizden Yalova'ya gltmlştir. Yalova kaplıcalarında yapılan tenis korsine muvaffakiyet temenni ederiz. tufe«cuma açılacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: