18 Mart 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

18 Mart 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Mart 1931 = • Cumhuriyet SON TELGRAFLAR Zeytin ve yağ istihTürk Sovyet dosfluğu Gazi Hazretleri Suriç yoldası, Kalenin Hazretleri elçimizi kabul ettiler Ankara 17 (A.A.) Dün 16 raartta Sovyet hüyük elçisi, Reîsicumbur Haz retleri tarafından kabul olunmuş ve Sovyet'ler ittihadı Rcisicumhuru M. Ka. lenin'in Moskova muahedesinin 10 uncu yıldönümü münasebctile samimi dstluk hisleri bakkjnrta maruzntta bulunmus Moskova 16 (A.A.) Bugün Türkiye sefaretinde bir resmi kabul yapılmıştır. M. Litvinof. Karahan, Krestinaski. ticaret komiser muavini Oserski, ticaret mümessili Kodoreviçski, harp meclisi a. zaları Buderni, Mokleviç, Beranov, SıhTürkiye büyük elçisi Hüseyin Ragıp B. Tas ajansı mümessiline beyanatta bu. lunarak demiştir ki: «Türk Sovyet ticaret muahedenamesinin imzası iki dost ve komşu memleket arasındaki dostlu . yun inkişafı icin yeni bir yol açmaktadır. Bu yeni faalivet sahasının 1921 tur. Moskova büyük elçtmiz Hüseyin Ragıp Bcy dün Sovyet'ler ittihadı Reisicumhu. ru M. Kalenin tarafından kabul olun mus ve Reisicumhur Hazretleri tarafından samimi dostluk hislerini arzet . mistir. hiye komiseri Vladimiski, halk komiserleri meclisi idare şefi Kerejertsof. şark işleri dairesi şefi Bastakof ve haricî ti. caret komiserlikleri ile diğer daireler riıesası hazır bulunmuşlardır. Moskova muahedesinin imzasından beri mes'ut bir surette inkişaf ve terakkide devam eden iki memleket arasındaki dostluğun ve samimi münasebatın tar. sini icin çok esemereli olacağına kaniım.» Ayvalık'ta C ANKETİMİZE CEVPLAR İttifak edilen bir nokta Bankanın çiftçiye mahsus sermayesi, ancak çiftçiye hasrü tevzi edilmelidir ^ KÜÇÜK KÖŞE: salâtı ne kadar? i İstihsalât yok pcobasına satılmasma rağmen İstanb&l'da pahalıdır Ayvalık 9 (U. Mu.) İstanbul'dan hareket ettiğimiz gün .hava çok fena idi, şiddetli bir karayel fıstınasını kesif bir İcar tipisi takip etti, ta*n vaktinde Sir keci rıhımından hareketf ettiğimiz za man kar yağıyordu. Biraz yol almıştık, bütiin yolcular, hepimiz birer deniz mütehastsısı kesilmiştik. Bizim nıütalealarımıza rağmen vapur Ahırkapı önünde demirini attı, tipi bü tün şiddeti ile devam ediyordu.. Sabaha karşı yol almışız.. Güneşli bir sabahta (Gelibolu) nun yeşil sahillerfni gördük.. İkinci geceyi de neş'e ile geçiıvlik. Fakat (Bababurnu) nu geçince iş degişti, içimizdeki mütehassıslann bazılavının iodos, bazılannın da poyraz dediöeri şiddetli rüzgârlar. yüksek dalgalar başladı. Nihayet gecenin bir kısmını Edre mit'in sakince körfezinde geçirriikten sonra Ayvalığ'a vasıl oldıık. Ayvalık herkesin bildiği gibi çok zenein bir zeytin mıntakasıdır. Söyliyenler bilmem saymışlar mı? Resmî gayrires mi kime sorsan bu mıntakada (1.200,000) zeytin ağacı olduğunu haber veriyor. Resmî kayıtta böyle imiş. fakat ne sa hipleri. ne iskân idaresi, ne de tapu idaresi bu miktarı fennî bir surette hesîçp ettirmemiş. Bence bunun doğrusunu Allah bilir. Ve onun bildiği gibi de ortada bir Allah taksimidir gidiyor.. Gene resmî kayıtlara göre bu sene 4,500,000 kilo zeytinyağı ve 20.000.000 kilo zeytin istihsal edilmis. 1.500.000 kilo da sabun imal edilmiştir. Şimdilik sunu kaydedeyim ki nefis zeytinyağlanmız hemen istihsal masrafları derecesinde ucuz bir üatla elimiz den dörtte üçü çıkmıştır. Yok pahasma giden zeytinyağlarımızı bir İstanbul halkı; nefasetlerine halel gelmiş ve fiatları pek çok yükseltilmiş bir halde satın alıyoruz. Acaba bütün zararlar ne den yalnız çok ucuz satan müstahsiller ile çok pahahya satın alan müstehliklere ytikletiliyor ve aradaki mühim fiat farklan kimlerin cebinde kalıyor0. Bu noktaları gelecek mektubumda izah edeceğim.. 1931 de Krallar!.. 1931 de Krallar.. Bunlar Müze Greven'in yağmu • mundan yapılmış hareketsiz insanları demektir. Fakat Leon Dode'den da ha inatçı birisi çıkar da: Hayır, onlar da bizim kadar hareketli, canlıdırlar. Derse, o zar \n manzara değisir, o vakit te 1931 de Kralkr: Eski Eyüp cyuncaklarmdan iki değnek arasında, ellerine çapraslama îp • lik geçirilmiş hareketli, canlı şeyler dir. Deriz. Fakat değişen hayata, değişen kafaya ve değişen manzaraya göre, yedi günde yaratıldığı rivayet edilen bu fani dünya yüzünde artık Krallara mekân ve Krallığa imkân kalmamıştır. Adına, şöyleböyle (umumi) denilen küçük bir harp oldu, sonunda baktık ki dört İmparatorluk, bir alay küçük büyük çapta Krallık jrüme gitti. Haspanm mahut Karadağ Kralı bile muzafferken ne olduçunu bilemeden tahta aralığına eski karametelik gibi düsüp kaynadı. Ya bir (sahici harbi umumi) olur sa... Mütarekesi sabahı Kralla rı tarihin derinliklerinde mikroskop • Ia temaşa edeceğiz demektir. Eskiden kalmış ve nasılsa yerlerinde unutulmuş Krallara ve Kralcıla ra belki bir şey demenin zamanı gel memiştir. Fakat insanın şastığı şudur ki başlarında Kral olmadığı halde hâlâ Kralı ve Krallığı istiyen izdihamlar var. Onları gördükçe, insan (beşerî merhamet) denilen acı hissin en acısı ile müteellim oluyor. İptidaî kavim lerin böyle bir dalâlete düşmeleri çok görülmez, iptidailik şatafata, galona ve rengârenk boncuğa meftundur. Fakat vasatilikten çok yukarı aşmış iz dihamlarda da bu mazi inhimakinin görülüsü o (beşerî merhamet) i kat merlendiriyor. Kral ne demektir ve 1931 senesinde Kralın ne manası vardır? Bugün be • şer, klâsik trajedilerin tiyatro şano sundaki teneke taçlı Krallarını bile görmekten istikrah ediyor, kaldı ki toprak yerdeki sürtenlerinin hüküm ranlığına hiç tahammül edemez. Bunu milletlerin inkılâpçılıkların dan ziyade, durmamacasma inkılâp tan inkılâba geçen dehrin hüviyetin de ramahdır. Evvelki günkü çocuk Abdülhamid'i unuttu. Dünkü çocuk Mehmet Reşad'ı bilmiyor. Bugünkü çocuk hiç birisi hakkında müsbet, menfi bir fikir sa hibi değildir. Yarınki çocuk Zümrü danka masalını anlıyacak fakat hü kümdarlar tarihini bir türlü kafasına sokamıyacaktır, çünkü kıyasını ve mikyasını dünya yüzünde bulamıya caktır. Fakat ne tuhaftır ki dehir değisir, devran değişir, insan değisir, hatta gunes manzumesi ve o manzumenin kanunları, mihrekleri değişir de Kral<n ve Kralhğın kafası değişmez. Hâlâ Madrit'te oturur, inadım inat kulaklarım iki kanat, der, direnir. Hâlâ şurada oturur, burada yaslanır, yokum amma varım, der. direnir. İnsan acısın mı? Gülsün mü? Merhamet mi etsin? Bir tepik daha mı vursun? Karar veremiyor. Kral ve Krallık mes'elesi bilhassa 1815 ten sonra bacaklarını sallamış tır. Binaenaleyh eski Endiilüs'ün ye ni delikanlıları 1931 deki Kral ve Krallık mes'elesinde hiç tereddüde düşmesinler, zafer onları da kucaklı yacaktır. Sarp olmak gerek... Moskova'da Türkiye sefaretinde bir remsi kabul Ziraat Bankasımn esas vazifesi çiftçiye yardımdır. Halbuki bankanın bu vazifesini hakkile yapmadığına dair ötedenberi pek çok şikâyetler vaki olmaktadır. Ezcümle çiftçinin bankadan az çok para alabilmesi için füzuli masraflar ihtiyarına mecbur ve bir çok müşkülâta maruz kaldığı söyle niyor. Biz açtığımız anket te «bankanın ifasile mükellef olduğu çok ehem • miyetli işlerde ne gibi ıslahat ile zürraa daha müfit olabileceğini ve ban kanın ne gibi sikâyetleri olduğunu» bizzat alâkadarlardan öğrenmek is • tiyoruz. Bu mes'elelerle alâkadar olan bütün karilerimizi halka ve memle kete hizmet maksadile açtığımız bu f aydalı ankete iştirake davet ederiz. Mektuplar «Cumhuriyet gazetesi anket memurluğu» adresine gönderiime lidir. Moskova Büyük Elçimizin Tas ajansına beyanatı RaşiHlıza'ya Atina'da bir resmi kabul yapıldı Yarın akşam Yunan san'atkârlarüe maşterek bir temsil verilecek Atina 17 (Hususî) Yunan ar • tistleri cemiyeti Atina'ya gelmiş olan Türk meslektaşları şerefine bir resmi kabul tertip etmişlerdir. Resmi kabul pek samimî olmuş ve hararetli nutuklar teati edilmiştir. Atina 17 (Hususi) Raşit Rıza heyeti önümüzdeki per^embe akşamı (yarın akşam) Yunan san'atkârlarüe birlikte fHorhor Ağa) yı temsil ede cekler ve Türk artistleri Yunanca sarkı söyliyeceklerdir. Erzurum hattı Sirketle itilâf hasıl oluyor! Grup mümessilleri yakında Nafıa Vekâletile müzakereye başlıyacaklar Ankara 17 (Telefonla) Sıvas Erzurum hattını inşaya talip olan grup ile hükumet arasında kilometre başına 80 lira istikşaf ücreti halledilmiştir. Grup hükumetin teklifini ka bul ederek bu parayı almaktan vaz geçtiğini bildirmiş ve mevcut güzer gâh plânları üzerinde inşaatta bulu nacağını bildirmiştir. C"p mümessilleri yakında Anka ra'ya gelerek Nafia Vekâletile mü zakereye başlı•'caklardır. Bugünkü vaziyete göre ıslah için [ yapmalıdır. başta sermayenin tezyidi gelir ki bu ci Bu maksatlarla bankanın köylerde het imkânla mukayyettir. ikrazat yapan, alacak tophyan seyyar Binaenales'h mevcut sermayeyi çift memurlan bulunmalı ve bu memnrlar çiye ve memleket iktisadiyatına daha işten anlar ziraatçilerden olmahdır. şamil bir menfaat temin edecek şekilde Bu vasıta ile banka, köylünün eki işletebümek imkânlarmı araştıracağız: nile: hayatile yakından alâkalı olmalı 1 Krediyi çiftçi arasında ve Allah ve icabmda fennl yollarda müessir lrtaksimi değil. kul taksimi ile tevzi et şadatta buhmmakla beraber merkezden meli. Yani (malı cok olana çok. az ola ilâc getirip tevzi etmelidir. na az. olmıyana hiç) ile ifade edebileHatta diyebilirim ki devlet ziraat ve ceğimiz kâr müesseseleri düsturuna baytar teşkilâtı tamamen banka ile ittevfikan değil. tihat etmeli ve ayni gayede müstere (Çifti olmıyana çift. tohumsuza to ken tavzif olunmalıdır. hum) tedariki imkânmı vermek üzere. Şu halde banka ciftei ile her Taki memlekette vesaitsizlik yüzünden an temasta bulunmalı. fennî teşçalışamıyan kol. ırgatlıkla. yancılıkla kilât ve matlup salâhiyetlerle ağa koltuğuna sığman kul kalmasm mücehhez. nıüşfik. &abırlı. yok Her ciftçi kendi hesabma müstahsil sul tabakayı müstahsil mevkiine ye mevkiine geçsin. tiştirmeğe çalışan bir devlet müessesesi 2 Birinci maddedeki esası hakkile olmahdır temin için kooperatifler lâzım, îakat 4 Tüccara yapılan muamele sırf lıali hazırda köylerimizin çoğunda kısa vadeli hesabı cari mevduatına maalesef bunlan çevirebilecek eller münhasır kalmalı, bu iş diğerinden ayyok. O halde bu elleri yeni maarif teş rı olmalı. çiftçiye mahsus sermayeye kilâiımız yetiştirinciye kadar. bütün hic dokunulmamalıdır. mahzurlarına rağmen. simdiki müte 5 Köylüye uzun vadeli yardım selsil kefalet yolunda bir miiddet daha miktarını artırabilmek için memleketyürümek mecburiyetindeyiz. ten uzun vadeli mevduat temini lâzım3 Banka bir çok cihetlerden dür. dır. Banka bu muameleden kâr beklekü köy ağasının yerini tamamile tut mezse, meselâ ile uzun vadeli tevmalıdır. Köy ağası. tohum verir, çift diat kabul eder ve ^10 ile köylüye ikverir: tarla verir. kuvvet parası verir raz ederse mevcut sermayesinin bir kaç ve bunların işini bilenleri sürüme, eki misli nisbetinde köylüye müfit olur. me. biçime kadar her işte nezaret eder. Faaliyet ve fayda sahası genişler. Banka da ayni şeyleri lüzumu veçhile Kütahya : Halil Kadri A. Fuat Genç san'atkârlar bir konser verecekler 11 nısan tes'it edilecek Miithiş bir deniz kazası Ferhunde H. ve Necdet B. Kadm Birliği tarafından " «fc»İJA'** < * Almanya'nın Lâyipzig konservatuvarın 11 nisan tarihi kadınlara Belediye a. ^•AfRi"tesviye, hakem, uzlaşma i Naibi hükumet ve reiikaları sefada ikmali tahsil ederek memleketimize dö• yandı zası olmak hakkı verildiğinin yıldönünen iki kıwmetli san'atkâr Ferhunde H. ve mukavelenamesi rethanemizi teşrif ettiler Necdet B. önümüzdeki cuma günü Galata müdür. Kadınlar Birliği bu tarihi ka . Budapeşte 16 (A.A.) Türkiye sefiri Kazazedelerin kurtarılması için Ankara 17 (A.A.) Türkiye Cumhu. saray lisesinin konferans salonunda bir dınlığm siyasl hakka malik olmalan riyeti île Çekoslokya Cumhuriyeti ara Behir Beyle refikası. Naibi hükumet M. konser vereceklerdir. yolunda atılmış ilk adım addetmekte çaltşılıyor Horty ile refikası şerefine sefarethanesinsında aktedilen adlî tesviye, hakem ve de bir akşam ziyafeti vermiştir. Ziyafette Necdet B. keman çalacak. Ferhunde H. dir. Bu münasebetle 11 nisan günü Ka. uzlaşma mukavlenamesi buçün saat 17 kalemi mahsus müdürii M. ve Mm. Wer Vaşington 17 (A.A.) Viking ismindeki piyano ile refakat edecektir. Bu iki san'at dınlar Birliği tarafından bazı tezahü dc Hariciye Vekâletindc Tevfik Rüştü tessoy, Hariciye Nazırı ve Kontes Karolyi, genıinin arka tarafında bulunan barut fı kâr kardeş, Almanya'da verdikleri kon ratla tesit edilecektir. Kontes Raday, Almanya sefiri ve >Im. SaBeyefeudî ile Çekoslovak sefiri M. Kober hoç. Fransa sefiri ve Mm. Devienne, In çılarınm ateş alması yüzünden vuku bulan serlerde çok muvaffak olmuş. çok alkış deniz kazasmda ölümden kurtulmağa mu lanmışlar. musiki üstatlarmm takdirlerine tarafından imza edilmiştir. giltere sefiri ve Visi Kontes Chiston. Bel vaffak olarak WhiteBay civannda buz cika sefiri ve Vis Kontes Davizrion. Lehis parçaları üzerine sığınanlaruı imdadına ye mazhar olmuşlardır. Şimdi. vatanlanna tai) maslahatgüzarı Lazarski, yaver ve ma tişmek için iki Kanada tahlisiye vapuru avdet eden genç san'atkârlann burada verecekleri konserlerin de ayni derecede mudamı Sulbtz, ateşemiliter Hilmi ve Cevat Ankara 17 (A.A.) Bu sene Yarış ve ve sefaret kâtibi Osman Beyler hazır bu kaza mahalline doğru denize açılmışlardır. vaffakiyetli olacağı şüphesizdir. Islah Encümeni tarafından hayvan ser lunmuşlardır İmogen buz kıran gemisinin ilk olarak gileri için elli bin Hrayı mütecaviz tahNaibi hükümt ve refikası geç vakte kadar yetişeceği zannolunmaktadır. Çünkü bu ge15 NtSANA KADAR HtSSE mi buz yığınları arasında kendine yol asisat tefrik edilmlştir. Ankara, İstanbul, sefarettc kalmıslardır. KAYDINA DEVAM EDİLECEK çacak vaziyette bulunmaktadır. İzmir, Uzunyayla, Adana, Erzurum. BurAtina 17 (Hususî) Dün (Pire) deki baOrtadan kaybolan ve buz kitleleri üze sa, Diyarbekir, Kırklareli. Konya, Kars. rinde çayet tehlikeli ve münferit vaziyette rut deposunun berhava edibnesi maksadile Beheri yüz liradan ibaret hisse Sıvas sergileri açüacaktır. Ankara 17 (Telefonla) Korkut kayma kalmış olanların yerlerini tayine çalışmak pek cür'etkârane bir teşebbüs yapılmıştır. Uzunyayla sergisinin ikramiyesi bu se kamhfpna Mes'udiye kaymakamı Hilmi. üzere bir kaç tayyare gönderilmiştir. Bu Bu sui kasti yapnıak istiyenler nöbetçi assenetlerinin bedeli bir senede Antalya polis kerler tarafından görilerek hemen üzer ne 6.000 liraya iblâğ edilmiştir. Keza bu Selimiye kaymakamlığma taksitle ödenecek müdürü Mustafa, Tire kaymakamlığma feci kazadan salimen kurtulabilerek Horse lerine ateş edibniştir. Sui kastçiler de silâh sene memleketiraiz atlarınm yetiştiril Korkuteli kaymakamı Vehbi, Tarsus kay adasuıa gelmiş olanlar iştial hakkında düz ile mukabelede bulunmuşlardır. mesinde pek büyük âmil olan at yarışğun bir haber veremiyecek derecede me ları tekrar yapılacaktır. Bu yarışlarm en makamhğına Kemal, Punarbaşı kayma calsiz bulunnıaktadırlar. Bunlar sekiz. on Bu yüzden şiddetli bir müsademe olmuş Hisse senetlerine üç sene için kamlığına Fatsa kaymakamı Cemal, Fatsa mühimleri Ankara, Bursa. İzmir ve İs kaymakamlıfma Serence kaymakamı Hay nıillik bir saha dahilinde dolaşan sabih buz ve sui kastçiler ateş ederek kaçmışlardır. yazde altı temettü vermeği tanbul'da olacaktır. Yarışlar için 300 bin ri, Eşme kaymakamlığma Iğdır kaymaka kitleleri arasından geçmeğe ve tutuşan ge Zabıta, pek sıkı bir surette bunların takibine kuyulmuştur. Sni kastcilerin komünist liraya yakm ikramiye ayrılmıştır. mı Ferit, Iğdır kaymakamlığma Eşme kay mi^.cn yükselen alevlerin hafif ışığı îçinde olmalan ihtünali pek kuvvetlidir. hükumet tekeffül etmiştir makamı Rubi, Menemen kaymakamlığma bir buz parçasından ötekine atlamak sureSöke kaymakamı Hasip, Şile kaymakam tile yol almağa mecbur kalmıslardır. Ka Abdülkadir Kemali fena Hem kârlı bir iş yapmıs, hem de Ankara 17 (Telefonla) Gümrüğe tâbi lıfına Fmdıklı kaymakamı Yahya Ömer. ranlıkta sahile doğru ilerileıneğe calişan vaziyette Fındıklı kaymakamlığma Köle kaymakamı bu zavallılardan kaçtnın sular içinde kayTürk parasının kıymetini yükselt evrakı tnatbua paketlcrile vesil mektup Halep 16 (Hususi) Antakya'da bu miş olmak için bu fırsattan istifade gümrüğe gelcn paket, müraselât ve ihraca Salâhattin. Akseki kaymakamlığma Gül bolduğu veya sabih buz parçaları arasında pazarı kaymakamı Nuri, Gülpazar kayma kalarak ezildiği henüz öğrenilememiştir. lunan Abdülkadir Kemali'nin vaziyeti tm ve kulupostallann ithal ve ihracına vaçok fenadır. Arzuhalcıhkla geçinmeğe ediniz. sıta olan paket postanelerinin bulunduklan kamlığma Akseki kaymakamı Şükrü. MerAKA CÜNDVZ mahallerde çümrük muamelesinin sür'atle zifon kaymakamlıfma Punarbaşı kayma İki torpito muhribi müsademe etti çalışmaktadır. m ı•ı • icrası için birer başmemurla luzumu kadar kamı Rüştü Beyler tayin edUmişlerdir. Yerli ve ecnebi bütün bankaların kiCebelüttarik 16 (A.A.) Babri manevraSıhhiye Vekili rahatsız memur bulundurubnası ve bu eşyanın paşelerinde kayıt muamelesine devam Antalya'da iki nahiye teşkil edildi lar esnasında Wabrus ve Whitley torpito Çekoslovak sefirinin ziyareti ket postanelerine kadar götürülmiyerek Ankara 17 (Telefonla) Sıhhiye Vekili muhripleri müsademe etmişlerdir. Müsa Ankara 17 (Telefonla) Çekoslovak se sdilmektedir. Ankara 17 (Telefonla) Antalya mer jrümruk muarneJesinin hemen gümrüklerde Refik Bey az rahatsız olduğundan dün ma deme hafif olmuştur. Valrııs ehemmiyetsiz firi bugün Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyi kez kazasında Karataş, Akseki'de Kadroz icra edilmesi alâkadarlara tebliğ edilmiştir. kamına gelmemiştir. hasarata uğraıjııştır. namile birer nahiye teskil edildi ziyaret temlştir. Türkiye Çekoslovakya Budapeşte sefirimizin ziyafeti Bir gemibuzlar arasında Bu seneki hayvan sergileri Merkez Bankası Pire'de bir ımtsademe Kaymakamlar arasında Koli postaları Cumhuriyet'ın tefrikası: 17 Yazan: Andre Moruva IKLIMLER Terceme eden: Haydar Rifat Kendisi Paris'e gelmek iste • Odil ekseriya yanında bir takım dediği zamanlar, isterse ailesinde likanhlarla yalnız başına sokağa çı isterse l izda kalır. Sonra bu a karmış, kendisini tiyatroya füân gödamcağız aylak kaiacak değil a. Biz türürlermiş. Kardeşleri ve kardeşleriyerleştirmezsek elbette bir yere gide nin arkadaşlarile beraber seyahatler cek ve elbette Miza da beraber git yapmış. Bunları bana vaktile anlat miş olacak!.. miş ve hatta onlardan vaz geçemiye • Karı koca teklifi derakap kabul et ceğini de söylemiş idi. O zaman nazatiler ve Odil kış kıyamet ev tedarik rımda kıymetli bir melekti ve dünya«tmek ve yerlilere kendilerini iyice lardan daha kıymetli idi. Ben de kentanıtmak üzere onlarla beraber seya disine bundan tabiî bir şey olamıyahat etti. cağı ve dostluklarına hiç bir vakit enŞimdiye kadar tasrih edemediğim gel olmıyacağım suretinde cevap verbir cihet Odil'in vet'a, lutüf haslatla miştim. rının pek âlicenabane bir derecede oltnsanları vaitlerinden dolayı mes'ul masıdır. tutmak ne abes ve ne zalimane bir haZannediyorum ki Miza'dan infikâk rekettir! Ben vadederken, bu kadar bizim yuvamız için bir felâket olmuş sevip bayıldığım bir bakışın, bir gülütur. Bunun ilk neticesi Odil'in hiç hoş şün diğer bir erkekeğe de lâyık görüllanmadığım bir zümreye doğru atıl raesî karşısında uğrıyabileceğim de • ması olmuştur. Biz evlenmeden evvel rin azabı aklımdan da geçiremezdim. Sonra onun ahbaplarının çoğunun içtimaî seviyelerihin mütenasip bu • Iunmamasından da ayrı bir eza duyuyordum. Daha iyi ya, bu vicdanınızın istirahati için bir kefalet olur, diyeceksiniz; ben bilâkis tamamen yaraIanacak surette bir his duyuyordum. İnsan bir kadını benim gibi, benim kadar sevince, aşk o kadına temas eden her şeye mevhum bir kıymet, bir ehemmiyet verdirmiyor. Ona tesadüf ettiğimiz şehir bir cennettir, onunla ilk yemek yediğimiz lokanta, lokan • taların şahıdır; rakip te böyledir, menfur olduğu halde ona da, onun cismaniyetine, maneviyatına da bu ziyadan bir hüzme tesadüf eder,onu, her hangi bir taraftan mümtaz, revnektar gösterir. Fakat ne de olsa, esas değişmez ve biz rakibimizin de kendimizle mütenasip olmasını isteriz. Bir dere • cede ki bir kadlnın bize mucip olabileceği en mühim hıybetlerden biri de rakibi pek aşağı bir tabakadan almasıdır; çünkü bu harekette ayrı bir hakaret daha vardır. na toplamak istedikleri ise kıymet itibarile birer mes'ele teşkil ettikleri gibi esasında da bunları Odil kendisi seçmiş değildi. Kendisine: Odil, niçin işvebazlık ediyorsunuz? Çirkin bir kadm kudretinin derecesini anlamağa kalksın, peki, Fakat siz... Bir oyuna giriyorsunuz kî orada kazanacağmız muhakkak, böyle oyunun nesinde zevk olur? Zaten bu zulüm, bu haysiyete mugayir bir şey.. Hele intihabın ne kadar garip. Meselâ şu Bernie'yi ikide birde görüyorsunuz. Sizi alâkadar eder kendisinde ne vardir? Çirkin.. Kaba. . Ayol o beni eğlendiriyor! Böyle bir adam sizi nasıl eğlendirebilir? Siz ince bir hanımsınız, zevki selim sahibisiniz, onun lâtifeleri kabilinden hezeyanları, ben ancak askerlik ederken alayda işitmişimdir ve bunları sizin huzurunuzda, uzaktan uzağa, ima tarikile olsun söyliyemem. Şüphe yok ki, haklısınız. Çirkin, zannetmem ya, belki de adi, fakat hoşuma gidiyor. Sevmiyorsunuz, ya? Odil'in yanında zamanın en maruf bir adamını görseydim kıskanır fakat Oh oh ob! Siz bir delisinîz. Bana mütehayyir olmazdım; Odil'in etrafı onun elinin aürülmesine dahi taham • mül edemem, üzerimde kabuksuz bir sümüklü böcek tesiri yapar! İki gözüm, siz onu belki sevmiyorsunuz, âlâ, fakat o sîzi seviyor? Ben bunu görüyorum. Bu hal ile iki adamı, hem onu, hem beni betbaht ediyorsunuz, demektir. Bu reva mı? Sizin nazarınızda da herkes bana âşıktır.. Ben o kadar güzel değîlim. Bunu o kadar cazip ve oynak bir tebessümle söylüyordu, ki, bunların te • sirile mi, yoksa çaresizlikten mi, ben de gülüyor ve kendisinî kucakhyor dum. Canım karıcığım, artık onu sık sık görmiyeceksiniz, değil mi? Donuk bir tavurlar: Size böyle bir ş«y söylemedim. Evet, sîz söylemediniz, fakat bunu ben istiyorum. Bunu tutmakla siz ne kaybedersmiz; halbuki ben bun dan bahtiyar olurum. Zaten lâkayt olduğunuzu kendiniz söylemiyor musunuz? Bunahyor, kendi kendisinî istiçvap ediyor, biraz fasıladan sonra sıkıntıh bir tebessümle: Bilmem Dicki, zannediyorum ki, başka türlü yapamam, beni eğlendiriyor .. Zavallı kadın bu son cümleyi söylerken o mertebe saf, halü tavrı o derece tıflâne idi ki. Fakat ben de vam ettim ve ona beyhude ve müthiş mantıkım ile başka türlü yapabilmenin kolaylığını isfcat etmek istedim: Yavrum! Sizi saşırtan kendinizi olduğunuz gibi kabul etmenizdir; sanki seciyemiz uzviyetimizle olmuş, bitmiş, tamam ve daimî olarak gelirmiş gibi. Halbuki insan, seciyesini kendisi yaratır, onu yeni baştan dökebilir... öyle ise, siz kendi seciyenizi yeni baştan bana göre dökünüz. Tecrübeye hazırım, bir taraf tan da siz tecrübe ederek bana yardım ediniz. Hayır, ben size kaç kere söyle dim ki benim elimden gelmez. Sonra böyle bir tecrübeye arzum da yok. Şimdi uzaklaşmış olan şu zaman Iarı hatırlarken onu bu harekete sevkeden derin bir insiyak olup olmadığını düşünüyorum. Kendisinden talebîm dairesinde halini değiştirseydi, onu gene o derece sevecek mî idim? Mabadî var

Bu sayıdan diğer sayfalar: