26 Mart 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

26 Mart 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Jumhuriyet ldamı istenen iki maznun KÜÇÜK KÖŞE: İspanya'da Cumhuriyet cidali.. Tıp talebesi Kralın resmini yaktılar! Madrit sokaklarında ameleler «Yaşasuı Cumhuriyet!» diye bağırıyorlar! Madrit 24 (A.A.) Tıp Fakül • tesi talebesi saat 13 te derslerini terkederek «yaşasın Cumhuriyet, yaşa«m affı umumb diye bağırmışlardır. Talebe, Kralın resmini yerinden sökerek mektep sıralarında vücu de getirmiş oldukları bir odun yığınına ateş vererek yakmışlardır. PoHs, etraftan koşup gelmiş olan halkı dağıtmıştır. Bir takım tevkifat icra edilmiştir. Maamafih bunların mevkufiyeti idame edilmiyecektir. Madrit 25 (A.A.) Tıp Fakültesi talabesi dün sabah arbede esnasında etraflarmın polis tarafın > dan kuşatıldığını görerek Hukuk fa> kültesi talebesini kendilerine yardım etmeğe çağırmtşlardır. Fakat zabıta kuvvetleri bukuk talebesinin tıb • bİyelilere yardıma gelmelerine mâ» ni olmuştur. Talebe, aksatn üstU de şehrin merkezinde nümayişler tertip etmiş ve yaşasın Cumhuriyet diye bağırmıştır. Nümayişçi grupları po» Hs tarafından dağıtılmıstır. Sevills valisi, umumî af ilânını istemek ü • zere gelen talebe murahhas heyetle. rini kabul etmiştir. Cordue'da işsisler validen yiye • cek istemişlerdir. İşsizlerin beledi* yeye ve valiye yaptıkları bu müracaat neticesiz kaTrnıjtır. Bunun üzerine işsizler dükkânlara hiicum ederek ellerine geçirdikleri para ve eşyayı alıp gitmek istemiş* lerdir. Zabıtanın müdahale»i üzerine işsizler silâha davranmışlardır. Po* lisler mukabelede bulunarak işsiz • lerin üzerine hücum etmişlerdir. Bu esnada bir çok kimseler yaralan • mıştır. Müteaddit tevkifat yapıl • mıştır. HindistaıTda Halk yeniden isyana başladı Şehirler karışık, ölenler yaralananlar çok.. Cownpore 25 (A.A.) Lahor sui kastçilerinin idamlarını protesto etmek üzere yapılan nümayişlar do layısile mahallî cemaatler arasında vuku bulan çarpışmalar neticesin de şimdiye kadar 19 kişînin ölmüş ve 80 kişinin yaralanmıs olduğu an laşılmıştır. Dün gece ahalinin so kağa çıkması ve evlerinde ışık bu lundurmaları menedilmiştir. Bu i damlar dolayısile matem tutulması hususundaki karara riayeti temin için bazı teşebbüsat yapılması üze rine bazı anasır bu mateme iştirak etmek istememişlerdir. Bundan dolayı muhtelif cemaatler arasında raücadele baş göstermiştir. Bu mücadele dolayısile bir camie ve mecu • silere ait bir mabede taarruz vaki olmuş, bir çok dükkânlar yağma e dümiş telgrafaneler ile mahkeme binaları taşa tutulmuştur. Her türlü işler durmuştur. Vaziyet vahim bir şekil almıştır. Covmpore 25 (A.A.) Arbe deler devam etmektedir. ölenlerin v« yaralananların yekunu elân kabarmaktadır. Şimdiye kadar 30 kişi ölmüş, 100 kifi de yaralanmiftır. müteaddit otomobillere taarruzlar vaki olmuştur. Bir çok Avrupa'lı yaralanmıştır. tki bölük tngiliz askeri gönderilmesi istenmiştir. Lucknow ile Allababat'tan 200 kadar polis alelâcele vak'a mahalline yetişmek üzere yola çıkmışlardır. Işkenıbeci çırağmı dağda boğanlar mahkemede! Çatalca'Iı iki şerir, 14 yaşmdaki çocuğu 100 lira için nasıl boğduklarını anlatıyorlar Şark cephesiade Yeni bir şey yok.» Mahrem rapor suretîdir: Küçük hikâye Münferit adaptasyon karakolları mutat faaliyet lerine sükunetle devam etmektedir. Bu karakolların ac«roi efradı yakaladıkiarı esirleri hemen buğazladıkları için karşı cephe hakkında mü him malumat ahnamamaktadır. Roman Cephe gerisuıdeki mestur »iperlerde istirahate çekilraiştir. Mühimmatın fıkdanı bariz bir f«kil almıştır. Şiir Acemi efrat talimlerini henüz bitiremediği için cepheye sevkolunamamıştır. Evvelce ileri hatta sürülenlerden de hiç bir istifade edilmediğinden geriye alınmışlardır. Başmakale Barut çeşitlerinin ve infilâk kudretlerinin tehalüfü hasebile müessir ateş açmak kabil olmadığından yalnız gösteriş harple rinde kullanıhyor. tlim Bir müddet aşırma endahtı yapılmış ise de balâstik hassaları pek zayıf olduğundan terkedilmiş tir. Fazla gürültü çıkarıp rauhasım cepheyi ikaz etmeleri de ayrı bir mahzur teşkil etmektedir. Bahusus mermilerin bir çoğunda tabalar derecesiz ve infilâk fonyasız olduğu gibi bakır kovanların madenî terkibatına fazla miktarda kalay karıştırılmıştır. Fen Mevzilerde bir değişiklik yoktur. Taarruzdan ziyade elde mevcut siperlerin müdafaa ve mu • hafazasına itina edilmektedir, Resim Mesahai sathiye itibarile bariz bir inkişaf var ise de kudreti harbiyeleri gittikçe azalıyor. Cephe gerisinde harap bir köye nakledilmiştir. Mevziî felçten muztariptır. Musiki Dıki sadırla müterafik hunnak ve tifüs hastalıklarına tutulmuştur. Gırtlağma ve ense kökiine termojenli pehlivan yakısı yapıştı rılmıştır. Gayrimüsellâha ayrılma sı muvafık olacaktır. Hayır gelmez bir vaziyettedir. Hararet gittikçe düşüyor. Dün santigrat on beş bir diziyemdi, nabız çok durgundur. Sahne Neticesiz, kısa bir ce nah müsademesinden sonra kaza matlarda istirahate çekilmiştir. Raşit Rıza B. kumandasındaki seyyar cüz'ütam cenup istikametinde bir keşif hareketine geçmiştir. Muvaf fakiyetle döneceği ümit ediliyor. Gazete Bir müddet devam eden ateş baskınları bariz bir sükuna münkalip olmuştur. Bazı tektük ateş teatisi oluyorsa da umum cephe üzerinde hiç müessir olmamaktadır. Muhbir Havalarm sertliğin den keşif harekâtı tevkif edilmiştir. Rüzgârın muhalefeti hasebile ba lonlar da uçurulamamaktadır. Bayi Kısmen muzaffer bir ileri manevrasından sonra mağrurane bir ricatle eski mevzilerinden biraz daha geriye çekilmiştir. Kitapçı Birinci kademe siperle re geçebilmek için müsait zaman ve havaya intizar etmektedir. Son müsademede bir çok muharriri esir ve telef etmekle temayüz etmiştir, Altın madalya ile taltifi iktiza eder. Romancı Müessif bir ihata hareketile mecruhan esir düşmüştür. Muharrir * Amik fakrüddeme tutulduğu için tebdühavaya gönderilmiştir. Belediye r Eskidenberi işgal etmekte olduğu mevzilerde güçlükle tutunabilmektedir. Hulâsa Şark cephesinde yeni bir şey yoktur. AKA GÜNDÜ7 Muhakeme esnasında: Ayak ta çavuş Ali, oturan Hüseyin... luuiHrııunııtmimiltllllllllllüllllllllllinillllllülllllllllllllHiıııuıuıu» Yunus Vehbi B. Kaydının niçin terkin edildiği izah ediliyor Ank.ra 25 (Telefonla) Be yoğlu merkcs memuru Yunus Vehbi Beyin kaydının terkini «sbabı hak kında Emniyeti Umumiye Müdürü Terfik Hadi B. dedi ki: • Yunus Vehbi B. karısını Radoviçt* muhacirlerinden muhtacı muavmet, çocuk sahibi ve tütün amelesi göstererek maiyetindeki poIV^Nj^roi Ef. ye tesir yaparak aldı£ı rapor üzerine iskânı adi «uretile ^•ileftin^.bir ev almış, bilâhare bu yolsuzluk anlaşılarak evi tahliye ve tskftn dairesine teslim etmesi tebliğ edildiği halde kuntratla başkasma iear etmiş ve evi teslim etmemiştir. Bu sahtekârlık mülkiye müfettiş lerince yapılan tahkikatla sabit olmuş ve evrakı divanca tetkik edilerck Yunus Vehbi Beyle polis Nazmi Ef. nin kayıtlannın terkinine ve haklarında aynca takibatı kanuniye icrasına karar verilmiştir. Mes'ele bundan ibarettir.» Divanı muhasebat Riyasete Fuat ve Faik Beyler namzet gösterildi Ankara 25 (Telefonla) Mec Hs Maliye ve Bütçe encümenleri bugün toplanarak Divanı muhasebat riyaseti için Bütçe encümeni reisi ve tstanbul meb'usu Fuat, Maliye mu hasebatı umumiye müdürü umumisi Faik Beyleri namzet göstermiştir. Fuat Beyin intihap edilmesi kuv vetle muhtemeldir. Avrupa Birliği 1 urkıyenın ıştırakı kabul edilmiştir Paris 25 (A.A.) Avrupa bir liği tetkik komisyonu teşkilât komitesinin dün ögleden sonra yaptığı içtimada tngiliz Hariciye Nazırı M. Henderson, Türkiye, Rusya ve tz lânda hükumetlerinin iştiraki mes'elesine temas ederek bu cihetin tetkik komisyonunun son içtima dev • resinde esasen halledilmis olduğunu söylemiştir. M. Briand, iktisadî buhran hak • kında tetkikatta bulunmak husu sunda Cenevre'de verilen karar suretinin kabulUnden mütevellit va • zife ve mecburiyet^erden bu buhranın Avrupa hükumetlerinin hepsini alâkadar etmesi itibarile sıyrılmak mevıuu bahsolmıyacağını söylemiştir. Edirne Istanbul Eskişehir îzmir hava turnesi Izmir 25 (Hu. Mu.) tzmir tay» yarecilerinden bir kısmı kuvvetli bir tayyare f ilosile Edirne • tstanbulEskişehir tzmir hava turnasını yapmağa hazırlanıyorlar. Şimdiden hazırlık uçusları başlamıştır. Türk Bulgar biirosu Ankara 25 (Telefonla) Bul garistan'ın bir çok yerlerinde şubesi bulunmak ve Türkiye ile her türIü münasebat tesisi maksadile çalışmak üzere Sofya'da bir Türk • Bulgar bürosu açılmıştır. tstanbul Ağırceza mahkemesi dün sabah çok şayanı dikkat bir katil davasımn rüyetine başlamıştır. Bu davada Çavuş Ali ve Hüseyin isminde iki kişi, 14 yaşında Salih ismin de bir çocuğu parasına tamaan dağda boğarak öldürmekle maznundurlar ve bu maznunlar idam talebi ile mahkemeye sevkedilmişlerdir. Davanın esası şudur: Maktul Salih, Naim ve ismi henüz anlaşılamıyan diğer bir çocuk Mercan'da iş kembeci Vasil'in yanında çıraklık ediyorlarmış. Bir gece dükkân sahibi Vasil uyurken cebinden 250 lirasmı çalarak kaçmışlardır. Sonra bu paranın elli lirasını ismi anlaşılamıyan çocuğa vermişlerdir. Paranın yüzer lirasını Naim ile Salih Edirnekapı'da bir kahvede paylaşmışlardır. Salih Çatalca'ya tâbi Arnavut köyü aha lisinden olduğu için paralar paylaşıldıktan sonra köyüne gitmiştir. Dükkân sahibi Vasil sabahleyin uyandığı vakit paraların çalındığını, çı rakların da dükkânda olmadığım görünce derhal Edirnekapı'ya S>t miştir. Orada Vasil'in önüne Çavuş Ali ve Hüseyin isminde iki adam çık mış ve mes'eleyi bunlara da anlat mıştır. Çavuş Ali, biz çocuğu bulu ruz demiş ve Vasil'den ayrılarak köye giderlerken yolda Salih'i ya kalamışlardır. Çavuş Ali, «sen Va • sil'in parasmı çalmışsın, seni bulurlarsa idam ederler, paraları bana ver ve ortadan kaybol, sorarlarsa da înkâr et» diyerek çocuktaki yüz lirayı alıp köyüne gitmiştir. Bu hâdiseden bir kaç gün sonra Salih çocuk köyden kaybolmuş ve bulunamamıştır. Nihayet 17 gün sonra Çavuş AH'den şüphe edilmiş ve Salih'in cesedi de etleri dökülmüş bir halde bulunmuştur. Bunun üzerine Çavuş Ali ile Hü • seyin tahtı zanna ahnmışlar. Hüseyin, jandarma dairesinde şu itirafta bulunmuştur: < Ben dağda oturuyordum, Çavuş Ali, Salih'i beygirle getirdi. E linde balta da vardı. Hep beraber biraz oturduk. Sonra Çavuş Ali, Salih'i beraberce öldürmek teklifin de bulundu. Çünkü biz bundan yüz lirayı almıştık ve günün birinde Salih'in bu hakikati başkalarına söy lemek ihtimali vardı, bu ihtimali kaldırmak için Salih'in vücudünü or tadan kaldırmak Iâzımdı. Ben buna razı olmadım, fakat Ali beni tehdit etti ve Salih'i öldürmezsem beni öl • düreceğini söyledi. Nihayet ben ço cuğun basını ve ellerini tuttum, Canin ayni olmSıştu. Bir gün Elen Tian'da «canım, bu adamın ser • mayesi bir numaradan ibaret... Bir kere dinlenince tekrar bir daha dinlenemez.» demiş, bir cambazhanenin değişmiyen programmı ima etmiştim. Şimdi ayni numarayı karım tekrarlıyordu. «Hayatta şiddet ve kesafet» den; «bir vücudü fethet medeki huzuz.. » dan; hatta «Hindi Çinî» den bahsediyordu... An cak herifin zorlu temrinleri karı mın mestur kafasından geçerken çevrelerinin vüzuhunu kaybediyor, fakat, bu benîm o temrinleri adım adım takip etmeme mâni olamıyor, ancak o süzgeçten geçince bunla rın şekli bozulmuş bulunuyordu, tıpkı bir gölden geçen bir nehir gibi ki gölün vüs'atine göre muayyen ve kat'î gibi olan yatak ve sahillerini kaybeder, ve nihayet kücük daîgraların çevirip ısırdığı gayrivazih bir gölge haline iner. XIII Birbirini bu derece teyit eden deliller karımm Krozant'ın metresi olmamışsa bile onu gidip bir yerde gördüğür^ şüphe bırakmıyordu. Bununla beraber hâlâ kendisile karşı karşıya geçîp bir hesap iste vuş Ali de boğdu, cesedi orada bı raktık, köye döndük.» Çavuş Ali de hâdiseyi mahallî jandarma istintak hâkimine anlatmış, ancak Salih'i boğdağunu inkâr et miştir. Maznunlar, dün mahkemede hâdisenin ilk safhasım, yani paranın Salih'ten nasıl ahndığını, köye nasıl geldiklerini anlatmışlar, ancak ölüm faslını inkâr etmişlerdir. Okunan ifadelerine karşı da «orada bizi dÖvdtiler, onun için böyle söyledik» demişlerdir. Delâilin tetkiki için Müddeiumumilik daha bazı şahitlerin celbine lüzum göstermiştir. İşlenen bir cürmün mes'uliyetini ortadan kaldırmak maksadile ve taammüden yapıldığı iddîasile mah • kemeye sevkedilen bu cinayet ta hakkuk ederse maznunlardan Ça vuş Ali idam edilecek, Hüseyin de 17 yaşında olmasından dolayı 24 sene ağır hapse mahkum edilecek tir. Garbî Trakya'da 96 bin Türk etabli vesikası alacak Muhtelit Mübadele Komîsyonundan verilen malumata nazaran Yunan hükumeti Garbî Trakya'da e tabli vesikası alacak olan Türk'le rin miktarını 96 bin olarak tesbit etmiştir. Bundan başka müracaat edenler olursa tetkikat yapılarak kendilerine vesika verilecektir. Muhtelit Mübadele Komisyonu Türk Heyeti murahhasası reisi Tevfik Kâmil B. Garbî Trakya'ya seyahatinde bu mes'eleyi de esaslı su • rette tetkik edecektir. Garbî Trakya'da etabli vesikası tevziatı oradaki Türk'lerin toplu bir halde bulunmaları dolayısile daha seri bir surette yapılmaktadır. Haber aldığımıza göre tstanbul'da altıncı tâli Mübadele Komlsyo nunu takviye için Gümülcine'deki dokuzuncu tâli Mübadele Komis yonundan gelecek beş meurdan yeni bir ekip daha teşkil edilecektir. Bu ekip İstanbul'daki Rum'lara vesika tevzii hususundaki mesaiye yardım edecektir. Heyeti Vekilede Ankara 25 (Telefonla) Heyeti V«kile bugün saat 3 te tsmet Paşamn riyasetinde toplanarak Vekâ letlere ait bazı evrakı müzakere etmiştir. Mualüm kursları Ankara 25 (Telefonla) Maarif Vekâleti geçen sene kurs gören muallimlerin imtihan neticelerini beğenmediğinden bu muallimler bu sene tekrar İstanbul, Ankara, tzmir, Sıvas'ta açılacak kurslara sevkedileceklerdir. Trabzon'da Baltkyağı fabrkast Trabzon 25 (A.A.) Bir müd det evvel tesis edilen büyük bir baI'kyağı fabrikası faaliyete başla • mıştır. Malzemesi 40 bin liraya mal olan fabrika 24 saatte 20 bin kilo yağ istihsal edecektir. Bir hafta danberi yüzlerce balıkçı kayığı durmaksızın avlanmaktadır. Konserve fabrikası mühün mik tarda ihracata başlamıştır. Çocuk haffası Ankara 25 (Telefonla) Himayeietfal Cemiyeti 23 nisan Çocuk Haftası için program hazırlamak tadır. Program her tarafa gönderilecektir. İzmir'de zelzele tzmir 25 (A. A.) Bugün saat 12 de hafif bir zelzele olmuştur. Sanayi müdürlüğü Ankara 25 (Telefonla) tstanbul Sanayi müdürlüğüne Sanayi u mum müdür vekili Nafiz Bey tayin edilmiştir. Umum müdürlüğe tayin edilen Şerif Bey geldikten sonra vazifesi başma hareket edecektir. üzerine koyup ta «hadi, bulmaca oynıyalım...» Diye ısrar ederek her kesi rikkatinden güldürmesi kabilinden, karım da müracaat ittiği tıflâne tedbir ve ihtiyatlarla merhamete şayan bulunuyordu. Dostlarımızdan. akrabamızdan duyduğu, öğrendiği, gördüğü şeyi anlatırken kimden duyduğunu, kimden öğrendiğini ismile, cismile »öyliyen karım, şimdi ondan duyarak, öğrenerek ne söylese: «Deniüvor ki;.» «birinden duydum ki...» gibi yeni bir sıgaya, yeni bir ifade tarzına dökülmüş idi. Denizciliğe dair şaşılacak dere cede zengin malum&tla mücehhez bulunuyordu. Yakında eldekilerden daha seri bir krovazörümüz, yeni bir tipte bir tahtelbahrimiz bitmek Üzere olduğunu, tngiliz donanmasının yakında Tulon Iimamnı ziya • ret edeceğini biliyordu. Ahpaplar şaşırıyor, «gazetelerde bu havadis yok...» Diyorlar. Karım, fazlaca gittiğini hissederek irkiliyor ve ricat yolunu arıyordu: Ya? Bilmem, Jjyle ise belki de doğru değildir... Dİyor, fakat söyledikleri hep hakikate muvafık çıkıyordu... Kelimeleri, kamusu Krozant'ınki Mersin'de pamuk fiatlart Mersin 25 (A. A.) Pamuklar cins itibarile dörder okkası 175/180 211 kuruşa satılmaktadır. Bugün lerde satış azalmıştır. Cumhuriyet'in tefrikası; 2i Yazan: Andre Moruva IKLİMLER Terceme eden: Haydar Rifat rasındaki rabıtayı, bana tek bir saniyelik bir mülâhaza apaçık gös, termeğe elveriyordu. Meselâ hiç bir vakit hjç bir gazeteyi okumadığı halde bir gün bir serlevha görür: «Cenup'ta orman yangını...» Okumakta olduğum halde gaseteyi elimden çeker, al»r. Karıcığım siz orman yangın larile alâkadar olur musunuz? Gazeteyi bükerek ve bana uza tarak: Hayır, der, yalnız nerede ol duğunu görmek îstedîm, der. O zaman Krozant'ın BoVallon'da bir çam ormamnda küçücük bir evi olduğunu dinlediğimizi hatırlardım. Minimini bir çocuğun saklamak buldurmak istediği seyi herkesin gbzü önünde odanm ortasında hahnın Hal böyle iken o arahk ağzından şu nakarat çıkmağa başlamıştı: Ben, milâttan dört asır evveline raci bir Yunan'Iıyım. Ben müşrikim, p*:tperestim. Bu sözlerin, elile yazmış, imzalamış ben de görmüşüm gibi Krozant'tan olduğunu biliyo rum. Gene ağzına su söz'sri dolamışt;: Hayat nedir ki? Bir damla çamur üzerinde kırk biçare yıl... Şimdi bir de bundan velev tek bir da kika müddet boş yere nefsimizi zahmete, »ıkıntıya sekmak fikri ne bos tşte bir felsefe ki herifin ruhu non lübbü. Ne bayağı bir tefelsüf!.. Basen adeti hilâfına olarak beni mütehayyir eden filân türlü ha rdtetl, kendisinin en küçük bir alâ ka hissi ile fikrinin şeni hedefi a meğe kalkamıyordum. Onun önüne dökülecek o derece ince anat.. Hafızamda ağzından çıkan sözlerden tutulmuş o kadar çok İzler vardı. Fakat ne olacaktı? Evvelâ bir kahkaha atacak, gözlerini yüzUme rikkat ve şefkatle dikerek: Beni eğlendiriyorsunuz!,,. 1$ NİSANÂ KADAR HİSSE Diyecekti. Ne cevar verecektim? KAYDINA DEVAM EDİLECEK Tehdit edebilecek miydim? Kırıp koparmağı istiyor muydum? Ya bu zahir hallere rağmen aldanmadığım Beheri yüz liradan ibaret neden malumdu? Kendikendime senetlerjnin bçdeli bir senede karşı samimî olduğum zaman al danmadığımı tasdik ediyordum; fataksitle pdeneç«k kat bu mütearife önünde hayatımın altiiet olduğunu görüyor ve acaba, Hisse sçnetlenne üç jen« şayet... diyerek muhtemel bir fareytizde altı temettü vermeği ziyeye daha asıhyordum. htikumet tekeffül etmiştir Çok bedbaht fdim. Karımın hareketi tarzı, içinde sakladığı esrarı, kafamı tırnaklanndan asla bırakHem kârlı bir iş yapmış, hera de mıyan bir kâbus olmuştu. İdarehaTürk parasmın kıymetini yükselt ne de hemen hemen hiç çalışmaz ol * vntş olmak için bu fırsattan istifade muştum. Başım ellerîmde, dalgın edinjz. ve mütefekkir günler ve günler geçiriyordum. Geceleri sureti halleri Yerli ve ecnebi bütün banljalann fei çok kolay oian dertlerimi boş yere |se!erinde kayıt muamelesjne evireçevire sabaha karşı ancak üçadilmektedir. te dörtte uyuyabüiyordum. Mabadi var Merkez Bankası

Bu sayıdan diğer sayfalar: