7 Nisan 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

7 Nisan 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet KÜÇÜK KÖŞE: Buhran vââââr! Alman polislerinin tenezzühü SEYAHAT NOTLARI: 9 Iskenderiye'ye girilir ? nasıl Devlet bankasına rağbet Yerli ve ecnebi bütün malî müesseseler bankaya hissedar oluyorlar Ankara 6 (A. A.) Cumhu riyet Merkez Bankasına hissedar kaydolunmak için memle ketimizdeki millî ve ecnebi bankalar ve şirketler tarafından miiracaatler devam ediyor. Bu meyanda yüksek malî müesseselerden Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri ittihadı tîcareti hariciye bankası 100.000 Üra ila kaydolunduğu gibi Türk ticaret Odası namına müterakim varidat yüzde onları olarak doksan bin lira ile iştirak edilmiştir. İstan bul elektrik şirketi 30,000, İzmir esnaf bankası 25,000 Adapazarı Türk ticaret bankası 20,000, şirketihayriye 10,000, Aydın demiryolları 10,000, İstanbul esnaf bankası 6,000, Ankara elektrik şirketi 5,000, Havagazı şirketi 5,000, millî Aydın bankası 5,000 Konya iktisadı millî bankası 5,000, Akseki ticaret bankası 5;000, Mersin îiman şirketi 4,000 lira ile hissedar kaydolunmuşlardır. Diğer taraftan memleketin her köşesmde halkımızın geniş bir alâka ile bu millî müesseseye iştirak için müracaatlerine devam etmekte olduğu mülhakattan gelen telgraflardan anlaşılmaktadır. MMIItlll1H"t.M..r, Mübadele başmurahhaslığı Ankara 6 (Telefonla) Tevfik Kâmil Beyden inhilâl eden müba • dele komisyonu Türk heyeti reisliğine Tokat meb'usu Şevk! Beyin tayini kuvvetle mhtemel olmakla beraber mes'ele ancak meb'us namzetleri tesbit edildîkten sonra ta^.v. yün edecektir. Çünkü yenî bir karara göre basmurahhasın meb'us olmaması tercih edilecektir. Yunan Bahriyesi Atina 6 (A.A.) Atina Ajansı bildiriyor: Bahirye Nazırı Yunan bahrî programınm ikmali ve sınıf harici bı rakılan hafi? ve ağır gemilerîn tec didi için gemilerin tezgâha konul • tnası hakkındaki kanun lâyihasını yakmda meclise verecektir. Programm tatbik müddeti altı senedir. Türk Yunan bahrî itilâfi"« *evfikan program evvelemirde Türkiyeye tebliğ edilecektir. Ankara'da yağmurîar Ankara 6 (Telefonla) Dün gecedenberi Ankara'da şiddetli yağmurlar yağmaktadır. Yunan talebesînin tstanbul seyahati Atina 6 (Hususî) Yunan talebesinin tstanbul seyahati sekiz gün sonraya tehir edilmiştir. Talebe ortodoks paskalyasının ikinci günü Atina'dan hareket edecekler ve İstanbul'da bir hafta kalacaklardır. Talebe, tzmir tarikile Atina'ya avdet edeceklerdir. Sanayi Sergisi Ankara 6 (Telefonla) Millî tktisat ve Tasarruf cemiyetinin teşebbüsile tertip edilen ikînci yerli mallar sergisi bu perşembe günü saat 3 te Başvekil îsmet Pş. tarafından açılacaktır. Sergi paviyonları kâmilen hazırlanmıştır. Hep bir ağızdan sordular: Buğday buhranı mı? Hayır! Para buhranı mı? Asla! Dostluk buhranı mı? tâhi Tiftik buhranı mı? Geç! Şiir buhranı mı? Bana ne? Nesir buhranı mı? Sana ne? Kafa buhranı mı? Bize ne? Ya ne buhranı be bîrader? Namzetlik, namzetler, meb'us' luk, meb'uslar, namzet namzetliği buhranı var. Hiç şaşıp durmayınız, anlıyamazsmız. Henüz gençsiniz, anlamamakta, aklınıza sığdırama makta hakkınız var. Ne demek mi istiyorum? Demek istediğim şudur, buhran var! Hem bangır bangır: Buhran vaaar! Beş on para kazanacaktım, ilâ maşallah Cumhuriyet ona da mâni oldu! Hiç korkma! Doğrusunu söy lüyorum. Meşrutiyet varken benim kazancım mükemmeldi. Beş tarı liraya bir meb'us çıkarırdım! Gülmeyiniz! Vallâhi yalan değil! Elli liraya pazarlık ederdim, kimi sonunda kırk verirdi, kimi imzasını tanımaz, yirmiye sulholurdu, kimisi de elli altını beşe fit ederdi. Peşin para almadığım daha doğrusu vermediklerî için veresiye muamele de görürdüm, fakat gene bir şey kazanırdım. Şimdi bakıyorum, üç intihaptır bununla dördüncüsü: kimse bana gelmiyor. Adresim mi bilinmiyor ne.. Ne idi o 10 temmuz meşrutiyetinin ilk intihabatı, hele ikincisî.. Fırkalar, gruplar, hizioler; zümreler.. Bir harıltı bir gürültü. Ortalık Fa • tih'in eski Atpazarı'ndaki cambaz pazarlıklanna dönmüştü. tttihatçı, müstakil, bitaraf, muhafazakâr, sosyal demokrat, her çeşît namzetler ortalığı çorbaya çevirmişlerdi. flk 10 temmuz intihabatı sıralarmda idi, alay olsun diye (Karagöz) ga • zetesine şöyle bir ilân vermiştim: (Meb'usluğa namzetliğini koymak Utiyenler için gayet mükemmel, şatafatlı programlar yazılır. Fiat programın ehemmiyetine göre değişir. Bununla beraber esas itibarile her kiseye elverişlidir. Taliplerin mat baamız erkânından Hacivat Çelebiye müracaatleri.) Bu, nihayet Karagöz'ün yazacağı mîzahî bir sey değil mi? Hayır de ğil. Bunu sahi sananlar çok olmuştu. Ertesi gün bir kaç zat gelmesinler mi? Hepsi beni ayrı ayrj bir koşeye çekerek: Namzetliğimi koyacagım, bana orta fiatta bir program yazınız. Benimki çok pahalı olmasın, çünkü bizim dairei intîhabîye o kadar zengin değildir. Tahsili güç o • lur. Azizim, para peşin, hiç korkma! Kaleminden kan damlat! tş sahiye binince narh koydum: Vasatî elli altma bir program yazılır. Eğer tesiri görülmezse nısfı iade olunur. tlk devrede benîm programlarımla beş kişi meb'us oldu. Bunlardan üçü okumak biliyor, yazmak bilmiyordu, ikisi de yazmak biliyor fakat okumak bilmiyordu. Üçü paramı tam verdi, biri pazarlığı inkâr etti, be • şin<isi ile de yarıya sulholduk. tkinci devrede • ki çok sürmeden itilâfçilar feshettirmişlerdi • işim başımdan aştı. tyiden iyiye duyul • muştum. Hergün yedi sekiz program yazıp namzet namzetlerine satıyordum. Narhı da • müşterilere bir »ühulet olmak üzere indirmiştim. Siyasî ve içtimaî, her çeşidinden iki yüz yetmiş sekiz program sattım. Bunlardan on yedisi muvaffak oldu. Fakat eskiden rekabetler hep gayrimesrudu. Bir sokağa bakkal gayri meşrudu. Bir sokağa bakkal dükkânı mı açardın? Ertesi gün sıra ile sekiz bakkal açıhrdı. Bu saikle bana da rakipler çıktı. Tercümanı Hakikat sermuharriri rahmetli Hüseyin Kâzım o kadar ileri gitti ki bir beyaz mecidiyeye, hatta iki çeyreğe kırk sahifelik programlar satmağa başladı. Ama ben gene kazanıyor dum, çünkü Emniyet Sandığı gibi kıdemli, itibarlı bir müessese vazi yetine girmiştim. Yalnız hâlâ yanarım, bîrisîne yüz altm veresiye bir program yazdım. Meb'us olursa taksitle ödiyecekti. Mukavele tamamdı. Yazdım. Serfiçe meb'usu oldu. (Kulakları çınlasın) hakkımı vermedi. Bir aralık az kalsın şeyhülislâm olacaktı. Gittim, kavga ettim. Meşihatine halel gelecek diye korktu. Bana para yerine on topak Serfiçe peyniri verdi. Bakkallara satmak istedim, meğer küflü imiş, hiç kimse almadı.. Bundan başkaları az çok gene hakkımı gözetirler, ben de geçinir giderdim. Şimdi bakıyorum, kimsecikler gelmiyor. Bütün millet bir program et İskenderiye, mart 931 Mısafırler Adaya gideTken vapurda Şehrimizde bulunmakta olan 280 kişilik Alman polis kafilesi dün uzun bir tenezzüh yaparak Adala'ra gitmişler ve bilhassa Biiyükada'da gezintiler yapmışlardır. Alman misafirlerine mihman darları tarafından izahat veril miştir. Polisler Adalar'ın miistesna mnzarasını memnuniyetle için Bizim limanlarımızda polis de seyretmişlerdir. Bu gün tenez ve sıhhiye kontrol muamele zühlere ve eski asarın ziyaretine sinin uzunluğundan şikâyet edenler, mutlaka, Mısır, li devam edeceklerdir. Ankara vapuru, yağmurlu ve sert bir denizde Pire İskenderiye seferini ikmal etti. Pire'den yağmurla kalktık, İskenderiye'ye yağmurla ^irdik. Ankara çok denizci bir gemi. 3aşka gemilerin dansettikleri bir havada o ağırbaşlı bir efendi gibi hiç sıçramadan yoluna devam ediyor. Romanya vapurlarile yaptığım reyahatleri hiç unutamam. Bunlar dan Prenses Marya'nın oynak ol masını tabiî buluyorum; fakat ihti yar Kral KaroPun da bir genç kız gibi oynayıp durması o kadar tatsız oluyordu ki bütün kadınlar, bu oy naklığa tahammül edemiyip hastalanıyorlardı. Ankara'da, Pire'den ts kenderiye'ye giden madamların bile, köpüklü Akdeniz'de bir limon bile koklamamaları, bizim geminin ismi gibi metin ve mekin olduğunu gösterdi. j Peşte seyahati Bu bulunmaz fırsattan istifade ediniz Yüz elli lira gibi az bir masrafla yapılmasını temin etti ğimiz esyahat için dün de i daremize müteaddit müra caatler vaki olmuştur. Yalnız bunlardan, Bakırköy'ünde o turan bir hanımefendi Peş • te'de geçirilecek altı günlük zamanı kâfi bulmadığım bildirmiş ve bu müddeti uzat mak mümkün olup olmadığını sormuştur. Program tertip edilmiş olduğu için bunu, iştirak etmek istiyenlerden her zatın rey ve arzusuna göre değiştirmek bittabi kabil ola • maz. Esasen altı gün, hiç te az bir zaman değildir. Tetkikat için gidilmediğine ve yalnız sergiyi görüp şehri gez mekle iktifa olunacağına göre bir hafta fazla bile sayılabilir. Program o suretle tertip edilmiştir ki bu müddet zarfında/ Peşte denilen zarif mamürenin görülmemiş hiç bir tarafı kalmıyacak, müzeler, bahçe Ier, büyük meydanlar, büyük ve tarihî eserler, müesseseler hep gezilecektir. Daha fazla gezmek, eğlenmek istiyenler için serbest zamanalar da bırakılmıştır. Programımızdaki ziyaret ve ge zintilerden istifade ettikten sonra bu serbest zamanları herkes dilediği gibi kullana bilir. Her halde malî vaziyetleri müsait olanlar için ufaktefek noktalar üzerinde tereddüde düşmeğe hiç mahal yoktur. Hemen kararlannı vermeli, gazetemizin hazırladığı bu bulunmaz fırsatı kaçırmamahdırlar. w^ • KarademYde En kuvvetli bahrî devlet Rusya'dır! Boğazlar komisyonu raporunu neşretti Boğazlar kamisyonu tarafından Cemiyeti Akvama gönderilen 1930 senesi raporu neşredilmiştir. Bu rapora nazaran 1930 senesinde Ka • radeniğ'de bahriyesi en kuvvetli olan devlet Sovyet Rusya'dır. Rus donanması 1 temmuz 1930 tarihinde şu suretle teşekkül etmişti: A. Hizmette bulunan gemiler: 1 saffı harp gemisi (bu gemi Parishkaia Kammvue kruvazörün den ibaret olup Rusya'nın Baltık filosuna mensuptur ve 1930 senesi kânunusanisinde Karadeniz'e geç miştir.) Kruvazör 2 (Bunlardan biri Profitern kruvazörü olup Rusya'nın Baltık filosuna mensuptur ve Pa rishkaia Kammvue gemisile bera • ber Karadeniz'e geçmiştir.) Torpito: 4 Tahtelbahir: S Torpil taharri gemisi: 4 Sahil muhafaza gemisi: 11 Muavin gemiler: 2 Mektep gemisi: 3 (bunlrdan biri eski bir kruvazördür) B. Tamirde bulunan gemiler Torpito : 1 C. Hava kuvvetleri Talim deniz tayyaresi: 11 Raporda bundan sonra 1928 se nesinde Boğaz Iardan transit suretile geçen gemilerden alınan sıhhi • ye resmine itiraz edildiği halde bu sene de bu resmin istifasına devam edüdiği komisyonun Türkiye'de hiç bir muamelei ticcariye yapmıyan transit gemilerden hiç bir resim alınmaması lâzım geldiği mütaleasmda bulunduğu ve Boğazlar mukavelenamesinin tasdikı zama • nında mer'i olan beynelmilel sıhhiye talimatnamelerinin de buna müsait olmadığı beyan edilmektedir. Raporda ayni zamanda tahlisiye resminde de hiç bir tebeddül olmadığı, elyevm alınan resim ile tahlisiye idaresinin ifa ettiği hizmetler arasında bir nisbetsizlik mevcut olduğu kaydedilmektedir. Komisyon raporunda Boğaz'Iardan geçerek tstanbul limanına girecek vapurların tâbi tutuldukları muamelâtın 1930 senesinde ıslah edilmiç olduğunu ve ayni sene zarfında Boğaz'Iadan geçen gemilerîn 1929 senesine nazaran yüzde kırk nisbetinde tezayüt ettiği ilâve edilmiştir. manlarına hiç uğramamışlardır. tskenderiye'de, evvelâ doktorun, sonra da polisin, arkasından da şehir sıhhiyesinin kontrolu, en az üç saat sürdü. Türkçe konuşan hudut sıh hiye doktorunun elinden yakayı kurtaranlar, biri M'sır'lı, üçü tngiliz dört âmirin idare ettiği on polisin kontrolundan geçtiler. Tam gemid«»r çıkarken de tskenderiye şehir sıh hiyesinin Mısır'lı ve Yunan'Iı me murlarına birer kâğıt imzalatarak birer pis duhuüye kartı aldılar. tskenderiye sıhhiye memurları ev velâ, kullanıla kullanıla, bizim eski Tünel biletlerine dönen bu kirli ve mikrop dolu kartları temizleseler daha iyi ederler. Komlserük imlihanı Ankara 6 (Telefonla) Emniyeti Umumiye müdiriyeti komiserlik imtihanları evrakını bu perşembe günü bitirecektir. Münhal ser komîserlikler 14, ikinci komiserlikler 13, komiser muavinliği 40 tır. tmtihana dahil olanlarm miktan ise P00 dür. Ziraat Muallimleri Ankara 6(Telefonla) İktisat Vekâletinin hazırlamakta olduğu bir lâyihaya göre ziraat muallim Ierî kıdemlerine göre nihayet müdiri umumî kadar maaş alabileceklerdir. Bergama'da Hapisane firarileri, bir muhtarı boğazladılar Geçenlerde Bergama hapisanesinden kaçan katil çerkes Fuat İle Yalama Ali ve diğer iki arkadaşı silâh tedarik ederek eşkiyahğa başlamışlardır. Bunlar Bergama, Ayvalık, Bürhaniye, Dikili kazalarında müteaddit takip miifrezeleri tarafından şiddetle araştırılmitadır. Bu haydutlarla jan darmalar arasında Altınova nahiyesinin mezarardı köyünde saatlerce süren bir müsademe ol muş ve geceye kadar devam eden bu çarpışma neticesinde haydutlar gecenin karanlığmdan istifade ile kaçmışlardır. Bunlar kaçtıktan sonra Mezarardı köyüne giderek bulundukları yeri jandarmaya haber veren köy muhtarının evini basmışlar ve zavallı adamı bir koyun keser gibi bogazlamışlardır. Muhtarı bizzat çerkes Fuat kesmiştir. Dahiliye Vekâleti tzmir jan darma kumandanının bizzat takibata çıkarak eşkiyanın mutlaka yakalanması hakkında vilâyete emir vermiştir. Bu emir üze rine Bergma, Dikili, Bürhaniye, Ayvalık kaymakamları ile jan danrmaları her tarafta müteaddit müfrezelerle takibata çıkmışlardır. Yolsuz ikramiye! 20,000 liranm istirdadı emri geldi Defterdarlığın ilk tedrisat vergisinden aldığı ikramiye hakkında Şurayı Devletin verdiği karar dün telgrafla îstanbul Vilâyetine bildirilmi?tir. Bu karar da «gayrikanunî olarak Defterdarlık memurları tarafından alınan ikramiyenin istir • dadına ittifakla karar verildiği» bildirilmektedir. Vilâyet keyfiyeti Belediye muhasebesine bil dirmiştir. Belediye muhasebesi istirada teşebbüs edecektir. Malum olduğu üzere alınan bu ikramiye miktarı 20.000 liradır. Uzun bir kırtasiye silsilesinden ibaret olan kontrol muamelesi bit tikten sonra, polislerin bir sıraya dizdikleri hamallar ve otel çığırt kanları bağıra bağıra iskeleye saldırdılar, sanki bilhücum Ankara vapurunu zaptedeceklermiş gibi... Za ten bu çığırtkanlar daha vapur rıhtıma yanaşırken otellerinü isimle rini söyliyerek bağırıyor, 1>ir yan dan da gayrimuntazır yağmur ve serinlikten titreşip duruyorlardı. Ankara'nm güvertesinde, şimdi, bir kıyamettir kopmuştu. Şeddeli Arapçanın arasında Türkçe, Rumca, tngilizce, Fransızca, 1talyanca, Hintçe, Yahudice konu şuluyordu. En çok işitüen kelime «Vallahi!» idi. Fakat bu «Vallahüs. bizim söylediğimiz şekilde değil, vavı çatlıyan, şişman, ihtiraslı, ateşli bir «Vallahü»; tıpkı ağızlarından çıktığı göbekli, entarili, esmer insanlar gibi... Mısır'hlar, öyle nefis, öyimanlı bir şekilde yemin ediyorlar ki insanın inanacağı geliyor. Berekel versin ki üç kelimelik bir cümlede beş yemin ediyorlar da bu yaman «Vallahi!» lerin kuvveti kaçıyor, boş bir lâf peresengi halini alıyor. Otel çığırtkanlarının elinden ya« kayı kurtarıp ta rıhtıma inenlerin bir polis pasaportuna bakıyor, bir sıhhiye memuru, duhuliye varakasını topluyor. Uçüncü bir adam da şapkasının veya fesinin içine varıncıya kadar üstünü başını arıyor. Güverteden seyrettiğim bu muayene esna • sında bazı kimselerin kelinden başka, bir şey meydana çıktığını gör medim. Kaçakçılar, her halde çıplak kafalarının derisi altına bir şeyler saklıyacak değillerdi ya.. Gürültülerin içinden sıyrılarak gümrük muayene yerine gittik. Güm rük muayenesi o kadar müz'iç değil, en çok aradıkları şey esrar ve silâhtır. Gümrük kapılarından çıkar ken de bir iki göz ve el muayenesi, nihayet limanın kapılarından dı » şarıya çıktık. Artık, mükemmel asfalt sokakları ile entarili halkının tam bir tezat teşkil ettiği ve Şark'Ia Garb'in sarmaşdolaş olduğu tskenderiye şehrindeyiz... Raşit Rıza Iskeçe'de Atina'ya gitmiş olan Raşit Rıza Bey ve arkadaşları Atina'dan son ra İskeçe'ye geçmişlerdi. îskeçe'deki Türk gençleri ve Türk camiası bu kıymettar artistimiz istasyonda is tikbal ederek güzel bir buket ver mişlerdir. Temsil heyeti ilk temsili kasabanın büyük sinema tiyatro sunda vermiştir. Uzun senelerden beri Türk tiyatrosundan mahrum yaşıyan tskeçe Türk'leri temsillerde bulunmak îçin büyük bir tehalük göstermektedirler. Raşit Rıza Bey dün son temsilini verdikten sonra Gümüîcine'ye hareket etmistir. rafına toplanmış. öyle ısmarlama programlara metelik veren yok. Eh, nihayet ben de insanım, alışverişi me kesat gelince elbette sızlanırım. Ama bu sefer gaflet bende oldu. Atik ve akıllı davranmalıydım, ts • tanbul'dan ucuza melon şapka, bonjur takımı, kırmızı boyunbağı ve kakmalı baston toplayıp Karaoğlan köşesinde bir dükkân açmalıydım. Karun olamazdım ama, biç olmaz • sa Celâl Muhtar Beyin yavrusu olurdum. Nakili Beîçîka dokforları geSiyor Bruxelle Medical gazetesi şeh • rimize büyük bir seyahat tertip etmiştir. Bu ayın 12 sinde Champol • lion vapurile 300 kişilik hekim ve ailelerinden mürekkep bir kafile şeh»im'7İ ziyaret ed^rekHr. Bu seyyahlar arasında maruf profe sörler, yüksek rütbeli etibba, sefir ve âyan azası gibi zevat vardır. Misafirler Tıp fakültesini ve diğer müesseseleri gezeceklerdir. ABİDİN DAVER Küçük esnaf (Birînci sahifeden mabit) Irtica tahkikatı trtişa dosyası üzerindeki tetki kikata devam edilmektedir. An kara müstantikliği, mes'elede alâ kadar olan bazı kimselerin isticvabile mesguldür. Maliye Vekâleti kavanin müdürü Edip Bey tahkikatın ikmaline intizaren Vekâlet emrine a lınmıştır. Geleoek seyyahlar Bugün Patris vapurile 32 Yunan seyyahı şehrimize gelecektir. Mayıs içinde Istanbul'a iki bü • yük seyyah kafilesi gelecektir. Bunlardan Oceana vapuru 12 mayısta 300 Alman seyyahile, Monte Roze vapuru 400 fngiliz seyyahile şehrimize gelecektir. Maliye kavanin müdürü Vekâlet emrine alındt îrtihal Osmanlı Bankası Yenicami şubesi memurlanndan Kasapzade Ali Rıza Beyin pederi ve alay 40 kumandan mu avini kaymakam Baha Beyefendinin enişteleri Sarıyer'li Kasapzade Ahmet Faik Bey müptelâ olduğu hastalıktan rehayap olamıyarak cumartesi gecesi irtihali darübeka eylemiştir. Cenazesi 5 nisan pazar günü Sanyer'e nakil ve alle kabrlstanına defnolunmustur. Allah rahmet eylesin tngiliz sairi bugiîn gidiyor Maruf tngiliz şairi M. Masfîeld dün saat üçte Robert Kollej'de In • giliz şiirlerî hakkında bir konfe • rans vermiş ve bazı şiirler okumuştur. M. Masfield bugün vapurla Yunanistan'a gidecektir. Urfa'da ucuzluk Urfa S Havanın müsait git mesinden yağ, peynir, yoğurt, yu • murta fiatları düşmüştür. Yağın okkası seksen, en iyi peynirin okkası 20, yoğurdun okkası 5 ve yumurta Bir kaç güne kadar fiatlarm daha nın tanesî bir kuruşa satılmaktadır. ucuzlıyacağı muhakkaktır. AKA GÜNDÜZ küçük esnafa kadar teşmil edip şimdiye kadar kısmen bilvasıta yapmakta olduğu bu işi bundan sonra bilâvasıta yapmağı kararlaştırmıştır. Ticaret ve sanayi aleminde kahir bir ekseriyet teşkil eden bu esnafa asgarî elli liradan itiba ren ikrazatta bulunacağız. Bundan yukarı miktar her şahsın var lığına göre tayin olunacaktır. Şimdilik Ankra merkezimizle İstanbul, İzmir, Adana ve Bursa piyasalarında başlıycağız. Bu muamelât küçük esnafın normal kredi bulmasına imkân vereceği gibi bunları banka muamelâtına da ahtıracttktır.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: