16 Temmuz 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Temmuz 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SONİ TEKRAFLAR Faysal Hz. nin telgraflar1 Irak Krah Hz. Karaağaç'tan Gazi Hz.e samimî bir telgraf gönderdiler Ankara 15 (A.A.) Irak Kralı Faysal Hazretleri Türkiye topraklarından ayrıhrken Karaağaç'tan Reisicumhur Hazretlerine atideki telgrafnameyi göndermiştir: Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Hazrettlerine Sevkili Türkiye'den ayrıhrken en evvel zatı riyasetpenahilerine kalbi teşekkürlerimi takdim etmek isterim. Büytik hizmetinizle giizel lâkabına kesbi istihkak eden Ankara'da, Türkiye'nin diğer yer lerinde, zatı devletlerinden, gerek Cumhariyet hükumeti erkânın • dan, efradt mületten gördüğüm hasnü kabul ve misafirperverlik iki millet arasındaki samimî muhabbete bir delil olarak kalbimde se vimli ve unutulmaz hatıralar btrakmıştır. Zatı riyasetpenahilerinin şahsi saadeti ve Ttirk milleti necebesinin refah ve tealin için temenniyatımın kabulünü rica ederim. FAYSAl ^ ARASIRAı Korkmanıak gerek! Gazetelerde okudum: Resmî bir dairede münhal bulunan iki, üç memuriyet için kıdemli memurlar arasında imtihan icra olunması hoşa gıtmemiş, bu imtihana girenler tarafından kıdem derecesine göre silsile yürütülerek münhallerin ara Iarında kapadılması istenilmiş! Filhakika imtihan; ıztıraplı bir heyecandır, sürekli bir kâbustur, sinir bozan bir sıtmadır, yürek üşüten bir fırtınadır. Fakat onun yanılmaz bir mihak taşı olduğunu da kabul etmek icap eder. Liyakat denilen ve derece derece kıymeti değişen cevherin ayarı ancak imtihan ile tayin olunur. Altın veya gümüş, muhtelif şekillerde işe yarıyabilir. Lâkin onların daima tehalüf eden bir ayarı vardır ki mihak taşına vurulduğu zaman meydana çıkar. Mihak olmasa sekiz ve on sekîz ayarlık altınlar arasmdaki kıymet farkı tesbit edi • lemiyeceği gibi imtihan da olmasa kesbî Iiyakatlerin mütefavit dereceleri tefrik olunamaz. Gerçi «kıdme» de bir şeydir, fa • kat yaşhhğa benzer. Ayni şerait içinde doğmuş ve yaşamış bulunan yirmi ve kırk yaşlarındaki iki adam arasında tabiatile ikincinin lehine bir fark vardır. O; daha fazla gün görmüştür, tecrübesi ziyadedir. Yirmi yaşındaki adamın yüksek bir tahsil gördüğü, kırk yaşındakinin de ümmi bulunduğu farzolunursa vaziyet, elbete birincînîn lehine değişir. Kuru görgüler, sağlam bilgiler önünde boyun îğmek ıztırarındadır. Bu sebepledir ki terfi ve terakki için istinat olunacak kıdemlerin mücerret olmaması, ehliyetle mütera dif olması kanunen şart kılınmıştır. Bu şartın tahakkuku için untihandan başka hangi yol vardır? Şu halde verilecek vazifeyi yüzaklığile görebileceklerine kani olanlar, untihandan korkmamalıdırlar. Onun ruhî bir fırtına ve kalbî bir sıtma olduğvnu düşünüp çekingen • lik gösterenler ise, hayatın hem müselsel, hem müz'iç bir imtihandan ibaret olduğunu unutmamalıdırlar. Çerkes Etem'le Arif Oruc'un münasebatı Müseccel vatan haini ile onun Efendileri Çerkes Etem ve Reşit'leri Aralarmdaki münasebatm bütün safhaları ile yakından tanıyan birinden aldığımız mektup.. Etem'in kardeşi Reşit, Mecliste: «Sizin yanımzda oturmazsam, Venizelos'un sağ tarafında koltuğum hazırdır» diye bağırırken Arif Oruç gene onlarla beraberdi!.. NAL1NA MIHINA Biyacıîık! Gazetenin birinde okudum: Divrik'li bir karpuzcu, kabak karpuz • ları kırmızıya boyarken zabıta ta rafından yakalanmış! Kayserli'ler eşek boyamakla meşhurdur. Divrik,liler de karpuz boyamakla şöhret bulacaklar... Asrımızın hayatında boyacıhğın mühim bir mevkii vardır. Mısr'a giderken, tzmir vapurunun süvarisi, pek centlmen bir genç olan Aziz B., bana, İskenderiye'den aldığı bir tüp diş macunu vermişti. Bu macun, diş etlerine renk vermek için koyu kırmızı renkte idi. Saç, göz, yüz ve dudaktan sonra diş etlerini de boyamanın çaresi bulundu, demek!... Asrî hanımların göz boyamakta maksut kendi gözleridir, kelimenin mecazî manasile göz boyamakta meharetleri olup olmadığmı tecrübe etmedim cidden üstat olduklarını gördükten sonra avdet ederken bu defa da Ege'nin kıymetli süvarisi Lutfi Beyin aşçıbaşısı tarafından gösteri len bir boyama marifetile karşılaş • tım. Yemeklerin etrafında garnitür olarak kıpkırmızı kamelyalar var dı. Bir gün bir tanesini aldım. Patates değil mi imiş! Lutfi Kaptan, benim hayretimie alay ediyorlardı: Yalnız hanımlar, dudaklarını ve gazeteciler sahifelerini boya mazlar ya, bizim aşçıbaşı da, işte bövle patatesleri boyar! Kasaplar, manda etini sarıya boyayıp sığır diye yuttururlar, balıkçılar, bayat balıkların kulaklarını kırmızıya boyayıp taze diye müşteri lerini aldatırlar, şekerciler, şeker lerini boyayıp satarlar, kumaşçılar, solmuş eski kumaşları boyatıp yeni diye sokuştururlar. Çocuğuma kır mızı bir deniz mayyosu aldım, ço cuk içinden her defasında kıpkırmızı çıkıyor. Bu gidişle mahut mayyo, plâjı ve denizi bile boyıyacak. Şimdi boyanın girmediği yer mi var? Jhtiyar erkekler, beyaz sakal larını siyaha boyayıp gençlik taslıyor, esmer kadınlar sivah saçlarım sarıya boyayıp sarışın geçir.iyor... Hele kadm, artık yaçhboya ile sulu boyanın, paste'in tabiî ve nebatî bov a il« »un'i ve kimyevî boyanm l'~birine karıştığı tepeden tırnağa kadar boyalı, rengârenk bir tablo oldu. Gözlerimiz, boyalı kadına o kadar alıştı ki artık boyasız kadm, solgun bir çiçek gibi geliyor. Boyanın su ve ekmek gibi bir ihtiyaç halini aldığı bu asırda, bir zavalh karpuzcu kabak karpuzlannı boyarsa günah mı? Hele, göz boyacılarımn yanında karpuz boyacısı Melâike gibi kalır. Arif Oruç, niçin Etem aleyhinde tek bir kelime yazmamıştır? [Müseccel vatan haini ile onun efendileri Çerkez E • tem ve Reşit'leri, aralarm daki münasebatm bütün aafhalarile yakından tanıyan fcirinden aldığımvt mektuptur ki maziye, biraz sonrasına ve hâle ait olarak ihtiva ettiği malumat birer hakikat olmak ihtimali galibi ile bugün dahi hükumetin ve milletin bütün bir ehemmiyetle nazari dikkatini celbetmeğe lâyıktır.] Yunus Nadi Beyefendi Arif O ruc'u Çerkez Etem'in yoldaşı ol makla itham ediyor; ve öteki de cevaben diyor ki: Evet ben Çerkez Etem'in yoldaşı iken bütün Türk diinyası Çerkez Etem'e tapınıyordu.. Efendiler öyle değil; Çerkez Etem kendisini maceraya harbi umumî esnasında Fotyadı'ların çiftliğini bastıktan ve onu merhum Enver'in yardımile • ele geçirmeğe muvaffak olduktan sonra atmıştı. Harbin son günlerinde kendîsine her suretle hâkim olan kardeşi Reşid'in hırsına kapılarak o efendisine karşı da tuğyan etti; ve dağlara çıktı. Nurettin Paşanın arkaladığı bu tuğyan • ki maksadı hakikî Sabancalı kabinesi teşekkül edecek ve burada da Reşit bir post ele geçirecekti nasılsa ve bazı vaitlerle bastırıldı. Ve dağa çıkan Etem ve arkadaşları yüze çı • karıldı. O günlerde Aydın'da ve keresteei tstamat'ın evinde kurulan bir kon • grede tzmir'in basılması ve yılolıp yakıldılctan sonra. tstanbul'a yürünmesi, bankaların soyulması, hükumetin yıkılması karar altına aIınmıştı. tşte Arif Oruç o gündenberi Çerkez Reşid'in ve dolayısile Çerkez Etem'in bir aleti idî. Rahmi Beyin oğlu dağa kaldırıl dı... Arif Oruç aletleri idi. Bu cü rüm ile dağlarda tırmanan Etem Yunan işgalini vesile ederek ken disini kurtarmak için teşkliâta koyuldu.. Ve diyelim kî az çok muvaffak ta oldu. Arif Oruç o gün lerde de onlarla beraberdi.. Onların bu teşkilâttan maksatları da başka idi. Evet herkesin tapmdığı zaman Arif Oruç Çerkez Etem'le birlikti; ve yahut o günlerde Arif Oruç ta herkesle beraberdi.. Fakat herkesin Çerkez Etem'den ve onun zehirli başı olan Reşit'ten nefret ettiği gün lerde de Arif Oruç gene onlarla beraberdi... Ve onların aleti idi. Ve belki bugün de onlarla beraber ve onların aletidir. Reşit Ankara Meb'uslar Mecli sinde «Efendiler; sizin yanımzda oturamazsam Venizelos'un sağ tara • fında benim koltuğum hazırdır» diye bağırırken Arif Oruç gene onlarla beraberdi. Çerkez Etem ve hempaları Kütahya tepelerinde İsmet Paşa fır kasile çarpışırken Eskişehir'de Arif Oruç onların muvaffakiyetle ilerlemesini dörtgözle bekliyordu... Ve gene onlarla beraberdi... Yunan topları ve cephanelerile yapılan bu vatanî ihanete duahan olan Arif Oruç Ankara'nm pek yakında yıkılacağını ve üç kardeşler hükumetinin teşekkül edeceğini canü gönülden bekliyordu. Yunan süngülerine istinat edile • rek yapılan bu Kütahya taarruzu nun ortaya çıkardığı ikincî tnönü ve yahut birinci • taarruzunun muvaffakîyetine dua edenlerden biri ve belki birincisi de Arif Oruç'tu. Onlar Yunan'hlara geçtikten sonra gene aletleri ve ümit bağladıkları Arif Oruç'tu... Çünkü pek emin oldukları Arif Oruç orada kalmıştı. Yunan'Iıların Tuzlugöl yoluyla Ankara taarruzunu Reşit İzmir'de Karşıyaka'da Avadikyan'ların evinde Yunan erkâni harbiyesi ve bizzat Harbiye Nazırı Teotokis'le hazır larken ve plânlarını çizerken en ziyade güvendiği Arif Oruç'tu. Reşid'in Yunan tayyarelerile at • tırdığı mahut beyannamesinde kullandığı arkadaşlar tabirinin en birinci hedefi hiç şüphe yok ki gene Arif Oruç'tu.. O sıralarda da Arif Oruç onların parasile meydana gelen ve onların borusunu öttüren bir gazetenin başında bulunuyordu. Al man Berlin 14 (A.A.) Kabine dün gece ve bu sabah yaptığı iki içtima bittikten sonra bir beyanname neş • retmiştir. Hükumet bu beyannamesinde Alman milletini soğuk kanlıhğına ve itidalini muhafazaya davet etmekte, Almanya'nın nefsine itimatta devam ettiği takdirde bugünkü zor • luklan yeneceğinden emin olması lâzım geldiğini kaydeylemektedir. Bu beyannameye rağmen halk ara • sında bir telâş ve korku baş gösetrmiştir. Ahali kredi müesseselerinin ve tasarruf sandıklarının etrafını sarmıştır. Bu müesseseler mevduatın toptan geri istenmesi karşısında te • diyat nisbetini yüzde beşe indirmeğe tnecbur olmuşlardır. Kabinenin verdigi bir karar mucibince bankalarla borsalar bugün ve yarın ıcapjuı Duıuuav.a&ur. Hambourg, Duseldorf, Stuttgrad şehirlerinde nümayşler yapıldığı baber alınmıştır. bllh ranı Fransa ile anlaşmadıkça kredi temin edilemiyeceği anlaşılıyor lamıştır. Bu fikir Alman bankasımn vazifesini hariç ile yapılan muamelelerdeki kambiyoya inhisar ettir mek ve dahilde de Sovyet Rusya'da olduğu gibi mecburî rayiçli ve altın karşılığı bulunmıyan hususî bir para ihraç eylemekten ibarettir. Bunun Alman bankası ve hükumeti tara fından kabul edilebileceği söylenil memekle beraber Berlin'deki malî mahafilin haleti fikriyesini gösterir. Rayiştağın içtimaa daveti isteniyor Berlin 14 (A.A.) Rayiştağ koraünist grubu M. Loede'i parlâmentoyu âcilen toplanmağa davet etmistir. Halkcılar grupu içtima tarihi olarak 16 temmuz saat üçü ve mü j zakerat ruznamesi olarak aşağıdakî j 1 Hükumetin haricî siyaaet ; hakkındaki raporunun okunması. ! 2 Hükumetin, memleketin fe | lâketli bir şekil almış olan iktisadî < vaziyeti hakkındaki raporunun o • { kunması. 3 5/6/931 tarihli muafiyet emirnamesinin ilgasını talep eden komünist takririnin okunması. Heyetle taraftarları da parlâ • mentonun içtimaa davetini istemektedirler. M. T Esrarengiz Bir cinayet Sahilde eli kolu bağlı bir ceset bulundu Her sey hükumetlerin elinde Bâle 14 (A.A.) Beynelmilel tamirat bankasımn ikinci bir tebiiği, M. Lutherin Almanya'nın vaziyeti ve Almanya'da yatırılmış olan kısa vadeli sermayelerin çekîlmesi yü • zünden busule gelen buhrana rağ men gerek iktisadiyataki ve gerek bütçesindeki metanetinin memnui yetbahş mahiyeti hakkındaki rapo runu mevzuu babsetmekte ve evvelki tebliğde d bildirildiği veçhile bankanın talep olunan muavenet hususunda teşriki mesaiye amade ol duğunu beyan eylemektedir. Bu tebliğden anlaşıldığı veçhile beynelmilel tamirat bankası meclisi Almanya'ya yapılacak malî mua • venete müteallik her türlü nihaî karann alâkadar hükumetlerin salâ hiyeti dahilinde olduğu mütaleasmda bulunmuştur. «Kapitalizm» rejimi aley hinde bir tetbir Berlin 14 (A.A.) tyi malumat alan malî mahafil fevkalâde endi çededir. Bunlar, Daraıstaeter bankasımn iflâsı hususu diğer büyük Alman bankalarının da kısa bir zamanda yıkılmasmı intaç edeceği mütaleasındadır. Bankalardan çekîlen paralar ve krediler geçen hafta o dereceyi bulmuştur kî birinci sınıf müessesat bile tediyata devam edip •dememekte mütereddittirler. Şa yet Alman bankası çarşambadan evvel hususî bankaları himaye için lüzumu olan krediyi elde edemezse, hükumet umumi moratoryom îlânı ve bankaları kapamak şikkından bîrini tercih etmek mecbuiryetinde kalacaktır. Ayni mehafil Alman malî bünyesmin yıkılması çok vahim neticeler tevlit edeceği çünkü Alman ya'da kredinin birinci derecede rol oynadığı ve sanayi ile ticaret müesseselerinin bankalarının mütemadi müzaheretinden vareste kalamıya caklan mütaleasındadır. Hususî bankalar rüesası, korkulan hâdise • Ierin zuhuru takdirinde çok mühim içtimaî kanşıkların çıkacağmı söylemektedirler. Bunlar, Sovyet Rus ya'nın verdiği misalin tesiri altmda kalarak kapitalist rejimin sonunu derpiş ediyorlar. Hatta mes'ul ma faafilde bile bir fikir dolaşmağa baş Dün Karadeniz boğazında Altınkum civarında Karakaş mevkiinde ve sahilde elleri ve kolları bağlı olarak bir ceset bulunmuştur. Cesedi görenler keyfiyeti derhal jandarmaya haber vermişlerdir. Yapılan ilk muayene neticesinde cesedin tahminen 25 • 30 yaşlarınd* Almanya'da Krallık fırkası olduğu tesbit edilmiştir. Mağrukun Berlin 14 (A.A.) Almanya'da üzerinde gümüşî renkte yeni bir kosKrallık taraftaları unvanile müessis tüm, siyah bir pardesü, ayağmda leri meçhul yeni bir fırka vücut bul yeni ve Amerîkankâri iskarpni, ipek Almanya ancak hanedana azasından çorap ve ipek gömlek ve boyunbağı muştur. Bu fırkanın kanaatine göre vardır. Mağruk, uzunca boylu, sa ileri gelen anasınn başa geçmesile rışm ve çok temiz kıyafetlidir. U • zun müddet denizde kaldığından yükurtulabilir. zü değismiştir. Üzerinde hüviyetini Yeni fırka nizanrmamesmin pro • tesbite medar olacak bir vesika bujesme göre parlâmento tarikile bir lunamamış, yalnız para cüzdanında kral mtihabı istenilmektedir.Weimar, 12 lira çıkmıştır. teşkilâtı esasiye kanunu esas itibaBu zavallının ayakları kalın sirile kabul etmekle beraber fırka ko cimle, elleri de baska bir kıravatla münisat veya faşist her türlü dik sımsıki bağlanmış ve bu »uretle detatörü reddediyor. VersaiIIes mua • nize atılmıştır. Yapılau tetkikat neticesinde altı, yedi gün kadar denizhedesinin yeniden tetkiki, tamirat de kaldığı tesbit edilmiştir. Saçları tan mütevellit taahhütlerin feshi, bozulmamış, yalnız yüzünün şekli demüstemlekâtın iadesini ve mecburî ğismiştir. Üzerinde darp eseri gö askerlik hizmetinin tesisini talep erülmemiştir. diyor. Hâdisenin tahkik ve tamikına janFırkanın alameti ortasında beyaz darma kumandanı yüzbaşı Nazmi ve müddeiumumî muavinlerinden Kâ • zemin üzerine siyah Krallık tacı oşif Beyler vaziyet etmişlerdir. İlk lan kırmızı bayraktır. Üniforma ü tahkikat bu şekilde tesbit edildikten mit rengi yani yeşil olacaktır. sonra ceset, hüviyeti anlaşılmak ü • Fırkanın îlk beyannamesi bugün zere Morga nakledimiştir. neşredilmiştir. Beyanname gerek Bunun bir cinayet eseri olduğuna filde oldukça istihza ile karşılan • kuvvetle ihtimal verilmektedir. Fakat bu cinayetin ne sebepten ileri gel halk arasında gerekse siyasî mahadiği, anlaşılamamıştır. mıştır. Cinayetin bir kadın mes'elesinden Almanyada ihtilâl tetbirleri dolayı ika edüdiği tahmin edilmekle beraber para için de yapıldığı vâBerlin 14 (A.A.) Almanya'ya rit görülmekte ve üzerinde bulunan nisbeten uzun vadeli krediler veril12 liranın zabıtayı şaşırtmak ve başmesini bir takım siyasî şartlara tâbi ka yollara saptırmak için düşünültntan Fransa'nın çıkardığı müşkülât müş bir plân olduğuna hükmedil karşısında Alman hükumeti dün mektedir. Bâle'de vadedilenden başka haricin Müddeîumumilik, hâdiseyi bütün hiç bir müzahereti olmaksızın vazipolis ve jandarma merkezlerine tayeti bizzat kendi vesaitile kurtar mhn etaniş ve mağrukun resmini de çektirerek merkezlere göndermiş mağa karar vermiştir. Hükumet bu tir. bapta «ihtilâl tedbirleri denilebilecek çareler kullanmaktadır. Bu sahada ittihaz olunan ilk tedbir ban Ankara 15 (Telefonla) Malikaların ve tasarruf sandıklarının ve ye Vekâleti bazı müteahhitlerle mülsairenin iki gün müddetle ve kıymettezimlerin kazanç vergilerini ne suler borsasının da hafta nihayetine retle tahakkuk ettirileceği hakkmda kadar tatili olmuştur. Bu karara saik hazırladığı talimatnameyi vilâyet dtinkü panik olmuştur. lere göndermiştir. Acaba Arif Oruç bunların bu kadar ihanetlerini gördükten sonra gazetesile aleyhlerinde tek bir kelime bile kullanmış mıdır? Üç kardeşler istirdadı mes'uttan sonra da rahat oturmadılar... Yunanistan'da Yunan süngiileri ve Yunan milyonlarüe teşkilâta koyulduîar .. Orada güvendiklerinin içinde hiç şüphesiz ki Arif Oruç basta idi.. Lozan müazkeratı yapılırken Avrupa'ya hitap edilen ve Türkiye'ye sokulan beyannamelerin en çoğu hiç şüphe etmem ki Arif Oruc'un maddî ve manevî muavenetlerinden pek çok istifade edilmiş; ve ancak ona istinat ettirilmiştir. Daha bunun gibi binlerce hâdisat sayıhp dökülebilir... Arif Oruç'tan sorulsun.. Beyefendi; evet herkesin Çerkez Etem'i takdir ve istikbal ettiği sıralarda siz de onunla beraber diniz.. Fakat herkesin onlardan nefret ve istikrah ettiği ve onları lânetle ve vatanî ihanetle andığı günlerde ve zamanlarda sizin kaleminizden veya dilinizden gizli veya açık hiç bir nefret duygusu çıkmış mıdır?. Bunu isbat ve izhar edebilir misiniz? Çç/*kez Etem'in ilk ihaneti ki Kütahya çarpışmasından bir iki ay evveldi.. Hâdiseden ve o çarpışmalarla onun meydana getirdiği tnönü taarruzundan ve onların Yunan'lı • Iara geçtikten ve onlarla elbirlik çalıştıktan sonra Yunan'Iıların iz mihlâli umumisinden ve istirdadı mes'uttan sonra olsun diliniz veya kaleminiz onun aleyhinde tek bir kelime sarfetmiş midir? Yunan'lı larla birlik atılan üç kardeşler ve hempaları dokuz yıldır hariçte her türlü denaetleri irtikâp ediyorlar ve ettiler. Bunların hepisi bizim gibi senin de kulağına ulaştı; ne için en ufak bir hareket göstermedin? Onları < herkesin takviye ettiği günlerde onlarla beraberdin... Ve herkesin onları lânetle ve nefretle andığı demlerde de gene onlarla beraber ve onlarla hemfikirsin.. Demek bunun aksini o veya bugünlerdeki harekâtınla isbat edebilirsen bizden de size bir pardon.. Yapamadığın halde vatanın en alçak ve en namuzsuz adamlarile bir fikirde ve bir kafadasm... Demektir ki bu kıratta evvelâ el.a iilpıNpd .lÜyöp ratta olan adamların ne bu memlekette söz söylemeğe yeri vardır, ne de bizim onlara hitaba tenezzüle mevkümiz müsaittir... Darülfünun takımı (Birinci Sahifeden Mabaıt) Ne vakit gidiyorsunuz? Hareket zamanımız henüz sureti kat'iyede tesbit dilememiştir. Maahaza 28 temmuz olmasını kararla ıtırmış gibiyiz. Gide cek kafile azamî yirmi arkadaş olacaktır. Ben ve Zeki ile on sekiz oyuncu.. Federasyonla temas ettiniz mi? Federasyonla alâkadar olmadım. Reis Hamdi Beye bize an trenonınu vermesi için bir ricada bulundum. Rusya'da kaç maç yapacaksınız? Rusya'da kaç maç yapacağımızı şimdiden kat'î olarak bilmiyorum. Gerek bu hususun gerek sair teferruatın tesbiti için Ankara'ya gitmekliğim muhte meldir. Maahaza Harkof, Mos kova, Leningrat, Odesa gibi şe hirlerde oynıyacağımız muhak kaktır. Tiflis'e de gitmemiz ihtimali vardır.» Ermeni İhtilâl hareketleri (Yeni Gun) un tarıhî tefrikasile beraber neşredilmekte olan vesikalardan biri Abdülhamid'in Zaptiye Nazırı Nazım Pş. merhumun, Yeni Gün refikimizde tefrika olarak inti şar etmekte olan hatıratında bugünden itibaren ermeni ihtilâl hareketlerinin Anadolu'daki sa f ahatı naklolunmaya başlamıştır. Bugün Kilikya ihtilâl vukuatıPek hazin bir irtihal Ordu meb'usu İsmail Beyefendinin , na dair heyecanlı malumat verilhenüz yirmi bir yaşlannda bulunan mektedir. kerimesi irtihali daribeka etmistir. Ermeni kiyam ve isyanları hakCenazesi bugün saat onda Cağaloğ kmda vesaike müstenit tarihî bir lu'nda Nurosmaniye caddeaindeki 4 numaralı hanelerinden kaldırılarak fikir ve malumat edinmek istiEyüp'te aile kabristanına tevdi edile yenler bu tafsilâtı mutlâka okumalıdırlar. cektir. Muhterem ebeveynine Allah sabır ihsan eylesin. Yani bir talimatname Bir maarif hadiminin ziyaı Muze kütüpanesi memuru olup bir cok kıymetli âsann tertıp ve telıfme muavenet etmiş olan Âli Bey tedavi edılmekte olduğu Yenibahçe hastaneslnde dün vefat etmiştır. Cenaze namazı oğleyın Ayasofya camiinde eda edılerek Rumelıhısarm'da Şehltlikte hazırlanan kabrlne defnolunacaktır. Mevlâ rahmet eyliye Müessif bir irtihal Altıncı noter Galip Bingöl B. arkadaşimızın refikası Saiye H. genç yaşta vefat etmistir. Cenazesi dün güzide ve kalabalık bir heyetin teessür yaşları arasında Maçka'daki kabristana defnedilmiştr. Arka daşımıza sabır ve tahamraül temenni ederiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: