17 Eylül 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

17 Eylül 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5EKiZiNCi SENE Sahîp ve Basmuharriri İDAREHANESİ: 2645 j öu\unuuıııuını^ kdr^ısında daıreı nahsos» : ^Telgraf: İstanbu! Cumhuriv«"t • T ) Posta kutusu: N° 2 4 6 j Başmuharrir : 22360 Tahrlr müdürü • 23236 idare müdürü 22365. Matbaa "' 20472 umhuri Balkanlar'da Bir ittifakıjnüselles L Cemiyeti Akvamda daimî azalık talebi garip tefsirlere sebepoldu Gazi Hz. Dün akşatn otomobille bir tenezzüh yaptılar Reisicumhur Hz. dün sarayda] istirahat buyurmuşlar ve akşam üzeri otomobil ile Şişli'ye kadar bir tenezzüh icra buyurmuşlardır. Gazi Hz. nin bu tenezzüh leri bir saat kadar devam etmişJ tir. Müşarünileyh Hz. badehu saraya avdet etmişlerdir. PERŞEMBE 17 EYLÛL 1931 J ŞERAİTİ 2700 Kr. f MODDET": JTÜRKFYE İçtNTÜÂİİç 750 Kr." 1450 Kr.. 400 Kr.'j «800 Xr.\ I I I I I T T r I H II I I | l | m ••r : Seneligi : 1400 Xr. İ 6 Aylığı İ 3 Aylığı | Tl I f 1 T Nflshast h*»" lllllllllllll Gene O mes'ele!, Vergi cibayet usulleri ıslah olunmalıdır Dünkü makalemizdeki şikâyet hikâyesi kazanç vergisine taalluk e diyordu. 928 senesine ait bir kazanç vergisi. Mükellef 928 senesi kânu nuevvelinde bir kere kazanç vergisi vermiştir. O zaman galiba 927 senesinîn vergisini vermişti. Kendisi 928 de ticareti terkettiğini maliye tahsil şubesine diğer kazancı ver diği şubeye resmen haber vermiştir. Şimdi ihtilâf olunan noktalardan biri o şubeye değil, başka şubeye haber verilmek lâzım geldiği noktasıdır. Tahsil şubesinin iddiası budur. Mükellef para verdiği subeye haber de vermiştir. Eğer icap ediyorsa bu şube diğerini haberdar etmiş ol sa idi diye hatıra gelir. O da haber vermemiş. Kimse kimseden haber dar olmıyarak haksız yere tahakkuk ettirilen bu son vergiye nihayet itiraz olunabilir diyeceksiniz. Halbuki tebligat yapıldı, müddet geçti, artık itiraz da dinlenmez deniliyor, ve ha • ciz tarikile icrada ısrar olunuyor. Eğer hiç olmazsa tebligatm ya • pılmamış olduğunu subeye dinlettirmek kabil olsa mes'ele belki hallolunabilecek. Tebligatın yapılmamış olduğu iddiasını şubeye dinlettir mek mümkün olmuyor. Haciz ile icra ise 24 saat zarfında olup bitecek bir iştir, ve eğer işte haksızlık varsa haciz ile icra tatbik edildikten sonra ne yapıhrsa yapılsın onu telâfiye imkân yoktur. Şube aleyhinde mafevklerine şi kâyet ede ede Devlet Şurasına kadar gidecek bir muamelenin neticelenmesi uzun, ama pek uzun zamana tevakkuf erfer. H«m bntün bu fikâ^...i.^lo »îkatjrct o d»v»yı y»ı»al>i] * 5 Kumştur Etabli vesikası İçin 72,000 müracaat Patrik Ef. mübadeleye gayritabi addedildiğinden vesika verilmiyecek Heyeti Murahhasımız Reisinin beyanatı Etabli vesikası almak üzere şimdiye kadar Muhtelit Mübadele komisyonuna müracaat edenlerin mik tari 72 bini bulmuştur. Bunlardan henüz 65 bin kişi vesika almıstır. Alâkadarlar daha müracaat etmiyen beş bin kadar etabli bulunduğunu tahmin etmektedirler. Müracaat etmiyenlerin miktarı bugünlerde yapılacak tetkiklerden sonra kat'î olarak anlaşılacaktır. Muhtelit Mübadele komisyonu Türk, Yunan ve bitaraf reisleri ve yahut ta komisyon ve heyeti umumiyesi bu cumartesi günü toplanacak • lar, mühlet bittikten sonra müracaat eden etabliler hakkında bir karar vereceklerdir. Kânunusani nihayetlerine doğru ve yahut ta şubat bidavetinde al tıncı ve dokuzuncu Tâli mübadele komisyonlarının faaliyet!<"i hitama erecektir. Tevfik Rüştü B. Ankara'ya gitti Atina 16 (Hususî) Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey tarafından Cenevre'de Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan'a Cemiyeti Akvamda daimı bir azalık verilmesi hakkında serdedilen arzu cihan matbuatında muhtelif tarzlarda tefsir edilmektedir. Zannedildiğine göre bu teklif Balkan'lar ve haricî siyaset üzerinde icrayi nüfuz edecek mii selles bir ittifak aktedilmiş olduğuna delâlet eder mahiyettedir. Tevfik Rüştü Beyin bu teklifi Cemiyeti Akvamca müsait surette karşılandığı takdirde Balkan'larda sulhün takviyesi hususunda büyük bir hatve atılmıs olarn§ı kanaati mevcuttur. Evvelki gün Cenevre'den şahri mize dönen Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey dün akşamki trenle Ankara'ya gitmiştir. Vekil B. Köprü vapur iskelesinde Vali muavini Fazlı ve Polis Müdürü AIi Rıza Beyler tarafmdan ve Haydarpaşa istasyonunda da Muhtelit Mübadele komisyonu Türk murahhas heyeti reisi Şevki Beyle diğer dostları tarafından teşyi edilmiştir. Ismet Pş. Pazara gidiyor 1 « ^ > Atina'ya hususî seyahat tertibi menedilecek Ankara 16 (Telefonla) Ismet Paşa Hz. Ankara'dan cumartesi, olmazsa pazar günü hareket edeceklerdir. Tevfik Rüştü Beyin hareketi Hükumetin bir ikazı Bazı kimseler Ismet Paşa Hz. nin Atina seyahati dolayısile buradan artist namı altında bir takım çalgıcıları ve saireyı Yunanistan'a götürmektedirler. Diğer bazı kimselerin de seyyah götürmek üzere vapurlar tuttukları anlaşılmaktadır. Şahsî menfaatlerini temin etmek istiyen bu gibi eşhasa müsaade verilmemesi hükumetçe alâkarlara bildirilmiştir. Dün akşam Ankartfya gtden Rartctye Vekılı Tevfık Ruştu Bey Mübadeleye gayntubi addedüen Rum Patnkı Fotyos Et. Vekil Beyin beyanatı Tevfik Rüştü Bey dün kendisile {Mabadi 4 üncu sahifede) Rum patriginin vaziyeti Evvelce tstanbul patriğine etabli vesikası verileceği hakkında bir şayia çıkmış ve komisyonda bunun da (Mabadi 2 inci sahifede) Seksene karşı üç talebe Vefa orta mektebindeki hâdisede haksızlık iddiası varit görülmüyor Vefa orta mektebi son sınıf fizik • kimya mezu • niyet imtiha nında 80 e fendinin ik • male kaldığı nı, bunlardac ikmal imti • hanında an • cak üçünün sınıf geçtiğin) yazmıştık. Sınıfta ka • lan talebe dün tekrar mek tep idaresine müracaat et mişler, sınıfta Yerli malı Almıyan daireler Fazh Bey isim soruypr Nazmi B. de eevap yok Tevziat ve müzayede Bonoların yüzde yüz kıymetini muhafaza etmemesi için hiç bir sebep yoktur Emlâki Milliye Umum Müdürü ile Bir mülâkat... tzmir'den şehrimize gelen Emlâki milliye Umum Müdürü Rüştü Bey Gayrimübadiller cemiyeti ve takdiri kıymet komisyonuna giderek tevziat ve müzayede işlerile meşgul olmuştur. Rüştü B. gayrimübadillere tevzi edilmekte olan bonolar hak • kında şu izahatı vermiştir: « Bonoların yüzde yüz kıymetini muhafaza etmemesi için en basit bir sebep te yoktur. Bunların hepsinin karşıhğı vardır. Binaenaleyh kırdırmak, ucuza elden çıkarmak gayrimübadillerin kendi menfaatleri a • leyhinedir. Rüştü B. Başmuharririmiz Yunus Nadi Beyin bu mevzu etrafmdaki neşriyatını memnuniyetle karşıla dığmı söyliyerek demiştir ki: « Yunan emlâkinin müzayedesine başlamak için bono tevziatımn bitmesi bekleniyor. Bu iş nihayet 1520 güne kadar bitecek ve onu takip edecek üç beş gün zarfında, teşrinievvel ayında evvelâ tzmir mın • takasındaki Yunan emvalinin mü zayedesine başlanacaktır. tzmir'de Yunan emvaline ait işlerle meşgul oldum. Yalnız tzmir mıntakasında müzayedeye çıkarılacak Yunan emvalinin kıymeti dört milyon lira tah(Mabadi 4 üncu sahifedei mek için geçilecek safhalar değme babayiğitin hakkından gelebileceği işler değildir. Bir muamele ki eğer haksızlığı varsa mükellef vatandaşa göre bunu bertaraf ettirmeğe hemen hemen imkân yoktur. Böyle tatbikatta nihayet zulüra ile omuz öpüşecek kadar kahir bir tahsil usulü olur mu? Devlet hazinesine mükellef vatan daşlardan rastgele para tahsil et mek maksadı devlette yoktur ve olamaz. Halbuki vergilerin tahakkuk ve tahsil şekillerîne dair olarak yapılan kanunlar ve talimatnameler küçük memurların elinde işte nihayet bazan böyle filen bu neticede karar kılabilmektedir. tnsaf ile şurasını da ilâve etmeli ki kabahati küçük memurlara da yükletemiyiz, orta memurlara da. Bu işin makanizması şöyledir: Vergilerin tahsilinde gevşek davranmağa cevaz yoktur. Çünkü devletin muntazam idaresi hazine hukukunun muntazam alınmasına bağlı dır. Her hangi küçük memur vergi tahsilinde biraz yavaş aldı mı, mükellef bu vaziyetten kendi lehine istifade ederek o bütün bütün yavaş almağa gider. Onun için büyük malmemurları küçükleri sıkıştırırlar. Bu bahiste umumî harp esnasında biraz şedit hareketile tearüf etmiş olan Vehip Pş. nın Sıvas'tan bazı defterdarlıklara verdiği emirler hatın mıza geliyor. Bunların birinde şöyle yazılı idi: « Filân tarihe kadar şu miktar para göndermezsen idam olunmak üzere kendin buraya gel!» Şimdi küçük memurlara tahsilâtta faaliyet için idam tehditleri gönderilmez ama tahsilâtta bataet her halde azli muciptir, ve sarahaten denilmiştir ki haciz kararını 24 saat zarfında icraya kalbetmiyen şube memurları şiddetle mes'uldürler. Hakh işlerde muamelenin böyle yapılmasına itiraz etmeyiz. Fakat haciz ve icra haksız yere olursa? Meselâ tarholunan vergi varit de ğildir, ve hacze, yani muamelenin kat'iyetine esas olan tebligat ta hakikatte yapılmamıştır. Bu şıkta nasıl muamele olunur? Bu şıkta tahsil şubesi memurunun mantığı şudur: Ben parayı tahsil ederek evvelâ kendimi selâmete çı • karayım. Eğer hakkı varsa varsın mükellef pirincin taşını ayıklasın. sanayi Birliğı V Kât bı Nazmi Nurı Bey Vali muavtm Fazlı Bey Tefa orta mektebi bınası ve mektep onunde bvr talebe grupu bırakılmalarınm haksız olduğu, kendileri baska bir hocadan ders okudukları halde imtihanlarını mektebe yeni tayin edilen bir muallimin yaptığını, bittabi bu ho canın kendi seviye ve iktidarları hakkında fikir sahibi bulunma dığını söylemişlerdir. Alâkadar maarif erkânı talebe tarafmdan ileri sürülen iddiaları doğru bulmamaktadırlar. Salâhiyettar bir zat dün bu huGene bu şıkta mes'eleden şubenin bir derece mafevkine ve hatta Maliye Vekâletine müracaat ettiğimizi farzedelim. Oralarda da aşağı yukarı ayni mantıkı buluruz. Onlar da bir şube memurunun bu yoldaki her hangi bir muamelesini talil etmekten hazer ederler, sonra şube memurları gevşerler diye korkarlar da onun için» Peki hep ya şahsî selâmet veya devlet hazinesinin menfaatine hizmet endişeleri içinde böyle hareket olunurken zaman zaman açık haksız hklarla karşılaşacak mükellefler ne yapsınlar? Burada madalyanın ters tarafı vardır: Memurlar mükellef lere karşı bu kadar kahir hareket etmeğe alışa ahşa nihayet zulüm ile harekette beis görmiyecek kadar ileri gidebilir. Hazinenin hukuku menfaatine tahammül edilen bu şiddetin fazlası pek fena bir şey ola cağı düşünülmez mi? Bu işin her ci susta demiştir ki: « Ben böyle bir hâdiseyi gayet tabiî buluyorum. Imtihan bir derecenin ifadesidir. Bilenler geçer, bilmiyenler de 77 değil 150 kişi dahi olsalar gene sınıfta bırakı labilirler. Bir garez veya haksızlık mevzuu bahsolamaz. Çünkü imtihan sualleri Maarif Vekâle tinden tahrirî olarak mektebe gönderilmiş ve talebeye o suretle sorulmuştur.» II IIIIIIIIMIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIII Istanbul fabr • • j* ima> lâthane sahipleri geçtı cumar tesi günü sanayi umum müdürü Şerif Beyin riyasetinde bir içti ma aktetmişler, içtimada erbabı sanayiin dert ve ihtiyaçları ko nuşulmuştu. Bu arada Sanayi Birliği umumî kâtibi Nazmi Nuri Bey resmî dairelerin teşviki sanayi kanunu mucibince yerli malı kullanmağa mecbur bulunduklarını, fakat bir çoklarının bu mecburiyete riayet etmiyerek (Mabadi 2 ıncı sahıfede< IIIIIIIIflllll1llllllllllll||<VITlVtlllIIİ||||]|llllllllllllllllllllllfllllllllllTIIIIIIVlllllllllllll<lllllllirilllllllllllll<l1'll1<IIIIIIIIllll>fl1lllll*llllllllllllllllflllllIII Bursa^ya gıpta ediyoruz Şehirde muazzam bir tiyatro binası, Çekirge'de mükemmel bir otel yapılıyor IIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIMIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII Mesai kanunu Hazırlıkları Memduh Şevket B. Sanayi erbabile ^örüşüyor Evvelki gün Halk Fırkas» merkezinde Memduh Şv ket Beyin riya set ettiği bir içtima yapıl mıştır. Bu iç timada Mille meclisinin bu seneki içtima devresine ye« tiştirilmek is Memduh Şevket Be / tenen mesai kanunu projesi hakkında görüşülmüştür. Memduh Şevket Bey bu proje etrafında tetkikat yapmakta, muhtelif sanayi mensupları ile görüşmektedir. hetle adaleti temin edecek bir usulü yok mudur, ve öyle bir usulü tesis ve takip etmek cidden muhal midir? Sonra mevzuubahis mes'elede kat'iyyet kesbettiği söylenerek haciz ve icra yolile tahsiline teşebbüs edilen vergi 928 senesine aittir. Şimdi 931 senesindeyiz. Bu vergi şimdi talep olunmak için üç sene nerede ve niçin bekliyip durmuştur? Hulâsa etmek için vergi tahsil usullerimizde hazinenin hukuku kadar mükellefin haklarını da muhafaza etmeği düşünen ıslahat yap mağa mecbur olduğumuzu söyliye ceğiz, ve bir an evvel. Bugün tatbik olunan usullerin fenalığı onların yalnız zaman zaman mükellefleri iz'aç etmelerinde değildir. Bu usulIerle bir çok zaman ve mekânlarda hazine menfaatlerinin de ehemmi yetli surette haleldar olduğuna süphe yoktur. YUNUS NADI Bursa 14 (Hu. Mu.) Bursa'da büyük inşaat binamız vardır. Tayyare Cemiyeti tarafmdan muazzam bir tiyatro binası yaptırılıyor. Ankara Türk Ocağı binasındaki tiyatronun bir nümunesi olan bu binanın in saatı bitmek üzeredir. Resmini gönderdiğim kısım inşaatı bitmek üzere olan cephedeki kiralık odalar da iresidir, arka kısım, elektrikli sah nelere ait dai^edir, ve inşaatı de vam etmektedir. Diğer taraftan Asrî Kaphcalar Şirketinin Çekirge yolu üzerinde yaptırdığı otel ve hamam binası geçen hafta ikmal edilmiştir. Tesellüm muamelesi müteakıp tefrişatına başlana (1) Asrî lcaplıcalar oteli, sahneler kısmı, (3) Tiyatronun on kısmı «.ak ve gelecek banyo mevsiminde açılacaktır. Otel binasının resmini gönderiyorum. Hamam kısmı bu bina nin sağında ve ayrı bir daire ha lindedir. Hamamın tarzı mimarisi de otel gibi şık ye modemdir. Musa

Bu sayıdan diğer sayfalar: