13 Ekim 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

13 Ekim 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

^Camhttriyet Teşrinievvel l931? Krallar nasıl yaşar? Romanya Kralı KaroFun hayatı f Sehir ve memleket haberleri dle^BD ınraB? j Saray Kraliçeden mahrumdur,Kraîburadaihtiyar bir bekâr gibi yaşar Reşit Saffet B. Avrupada disine bahşettiği bu en sevimli imti Romen 3ar,i neler yaptığını anlatıyor yazdan feragat ctmeğe mecbur ol yi Kralisi Bük reş'in pek kalabalık bir cad • desi olan La Cal le Vittorei üzerinde bulun maktadır. Bu cadde yiye cek şeyler sa tan dükkânla». ta sabahtan başlıyarak po litikacılar ve Romanya Krah Karol sevdazedelerle dolup boşanan sarraf ve pastacı dükkânları, sinemalar Türk'lüğe ait esya satan mağazalarla dolar. Kral Karol sarayın pek cüz'î bir kısmını işgal et mekte; bir oda, bir yazı odası, bir banyo ve yanında bulunan bir tuvalet odasile iktifa etmekte • dir. Bunların cümlesi alelâde bir burjuva için ifrat addedilecek bir sa • delikle tefriş edilmiştir. Sarayın alt katında saray nazirile mai yetine ait bulunan bir iki oda, Kralın mesai odası, ve bir kabul sa lonu ve yemek odası müstesna olmak iizere diğer odalar kâmilen kapa • l.dr. Kral tarafından bürosunda kabul edilen bir yabancı, masası üzerinde sırf altından mamul telefon makinesi görerek hayretler içinde kalır. Bu telefonu, bir Amerikan şirketi, guya reklam olsun diye hediye etmiştir. İşte Bükreş Sarayi Kralisi, böyle yarı kapalı, sakit ve hazin bir yerdir. Burada bir kadın eksikliği var • dır. Meşru zevcesi olan Prenses Helen'den ayrılan Kral Karol, burada ihtivar bir bekâr hayatı geçirmek t»d;*\ ^akat övle bir bekârlık ki bugünkü vaziyeti, onu yalnızlığı giderecek eğlencelerden menetmektedir. Bükreş, lâtif ve fakat dedikodusu bol olan bir sehirdir. Orada hiç bir sır gizlenemez. Her şey çabuk şayi o lur. Viktor Hügo bir kovanı arısız, yaz mevsimini çi^4c^z ve evi çocuksuz bırakmamasını Allahtan ° »emişti. İşte orada da bunu andıran hazin bir manzara vardır: Bu saray Kraliçesiz bir saraydır. Burada aristokrat genç kızların temsil ettikleri mükellef resmi kabuller, balolar ve ziyafetler yoktur. Bekâr veya dul bir Kral olan Karol, valdesi Kraliçe Mari'den sarayda ev kadınlığı vazifesini görmesini istiyebilirdi. Fakat hususî ve acıklı olan vaziyeti dolayısile KraP'em kenmuştur. Romen tahtına genç ve gttzel Kra hn suudu, Romanya'da bir çok ü mitlerin doğmasına sebep olmuştu Karol'un avdeti sarayda hasta ve ih tiyar Kral Ferdinand zamanında u nutulmuş olan şaşaalı bir zevk ve neş'e devrinin başlangıcını teşkil edeceği zannediliyordu. Fakat hiç te böyle olmadı. Karol'un tahta çıktı ğındanberi bir sene geçtiği halde hiç bir şenlik, hatta tetevvüç şenlikleri bile yapılmadı. Kral sabah saat altıda bürosun da bulunur. Sağında bir yığm dosya lar, solunda da bir bloknot vardır. Burada saat sekize kadar çalışır, ondan sonra nazırları, hükumet erkânını kabul ederek kendilerile gö rüşür. öğleden sonra diğer ziyaret çileri kabul eder. Bu ziyaretçiler arasmda içtimaî mevkilerinden ziyade şahsî kıymetleri nazari dikkate a lınan, meselâ bir gazeteci, meşhur bir muharrir, sanayi erbabından biri bulunur. Kralın günleri o kadar tutulmuştur ki bu mütemadî meşgale arasında spor yapmağa bilhassa çok sevdiği ata binmeğe asla vakit bulamaz. Burada, Kral mukarribinin dediği gibi «sarayın tebessümünden» de bahsedelim. «Sarayın tebessümü» Kralın oğlu küçük Prens Mişel'dir. Bu çocuk, Kral Romanya'ya avdet etmeseydi, Kral olacaktı. Prens Mişel dinç ve güzel ve sevimli bir çocuktur. Evvelce valdesile beraber otu rur, her sabah babasını görmeğe gelirdi. Fakat valdesi Prenses Helen'in hareketinden sonra saraya, baba sının yanma nakletmiştir. M. Hil isminde bir tngiliz mürebbisi, küçük Prensin talim ve terbiyeıile meşguldür. Bükreş halkı, merasim günlerinde Kral Karol'u yanında hep oğlu bu • lunduğu halde görmeğe alışmışlar dır. Her ikisi de oniformalarını giyinirler. Çocuk küçük boyu ile ve kemali vekarla babasının yanında durur.Kendisini alkışlıyaniara hazin tebessümlerle mukabele eder. Bu te • bessümler, çocukluğu neş'esiz geçen yavruların tebessümünü andirır. Çünkü küçük Mişel sırasile babadan ayrı olarak annesi tarafından, sonra da anadan ayrı olarak babası tarafından büyütülmüştür ve diğer ço cuklara nasip olan saadeti görmemiştir. Bu da gösteriyor ki, acı ve ıztırap yalnız fakirlerin nasibi değildü* ve Romanya sarayi zevk ve neş'eden mahrumdur. Avrupa'da mühim bazı kongre lere hükumetimiz namına iştirak eden Kocaeli meb'usu ve Turing kulüp reisi Reşit Saffet Beyin şehrimize döndüijünü yazmıştık. Reşit Saffet Bey seyahati hakkmda dün su izahatı vermistir: «Hollanda'lı Leydin kongresinde maruf profesörlerden Denny, Mi norsky ve Rovalskv ile Türkiyatçıhğın hali hazırdaki vaziyeti ve is tikbali hakkmda yaptığım bazı münakaşalarda kendilerine bu hususta mufassal izahat verdim. Bu beya natım kongre zabıtlanna aynen geçmistir. Hollanda'da bundan baska turmg ve otomobil müessesat ve kulüolerini tetkik ettim. Amsterdam Turing kulü bünün yollar, isaretler, haritalar hakkındaki mühim eserlerini tak dirlerle müşahede ettim. Hollanda'daki yolların çok muntazam olması, bu sene bu memlekete hariçten yüz bine yakın otomobilli seyyah cel betmiştir. Hollanda'dan sonra Zürih'e gi derek beynelmilel turizm teskilâh, propaganda sistemleri ve tarihî asarın muhafazası hakkmda alâkadar larla temas ettim. Mufassal malumat aldım. Buralarda Türkiye turizm teşki lâtına da müzaheret edileceğine dair vaitlerde bulundular. Müteakıben Milano'ya giderek turizm teskiîâtı hakkmda tetkikat yaptım. İtalya'da bütün halk turizm faaliyetile alâkadar olmaktadır. Milano'dan sonra Roma'da turizm hakkında yapılan iki ictimada bu lundum. Bu ictimada Türkiye ile İtalya arasmdaki turizm münasebatı hakkında 17 maddelik bir mukavele imza edildi. Bu mukaveleyi bizzat M. Musolini'ye takdim ettim. Ve Türkiye ile ttalya arasında talebe mübadelesi için bazı müzakerelerde bulundum. Venedik'ten doğruca Bükreş'e gîderek Beynelmilel parlâmentolar konferansına Türkiye namına iştirak ettim.» Seyyah celbi İçin tetkikat Balıkçıhk mes'elesi Bu sene Istanbul'da palamut bolluğu vardır. Bandırma'da da çok balık çtkmaktadır. Bandırma tuttuğu balıkları ya İstanbul'a gönderiyor. Yahut İzmir'e ihraç ediyor. Alınan haberlere göre Ban dırma'da tutulan bahkların çoğu ihraç edilemediği için kokmakta U ve çürümekte imiş. Buna sebep te £ Bandırma Soma demiryolunun f İzmir'e kadar gönderüecek balık™ lardan fazla nakliye alması ve f? Bandırma balıkanesinin de sabah flf erkenden açılmaması ve müza f yedenin geç yapılması imiş. ®\ Ş Bu haberlere muttali olduk Û Ş tan sonra memleketimizde tabiî * $ servetlerden nasıl olup ta hakkile » f fy istifade edemediğimizi bir kere *, jjj daha anlamış olduk. Görüyoruz j fy, ki şu balıkçıhk işinde de muh * & telif müesseselerin ihtiyaca göre S L davranmamaları ve atbaşı bera £ A ber gitmemeleri büyük bir zararı ' u intaç etmektedir. Ayni zamanda j | balıkçıhk balığı tutup ta yalnız taze satmaktan ibaret değildir. Balık tuzlamak ve balık konserveci liği balıkçıhğın sınaî bir şubesi dir. Demiryolları idaresi fazla nakliyatı temin eyliyecek tedbirlere müracaat etmez, balıkanemiz sabah keyfini feda edemez. Ve fevkalâde hale göre bir fevkalâdelik göstermez, tutulan bahkların fazIasını da konserve haline getire • cek müesseselerimiz bulunmazsa dağtaş balık kesilse bizim bu mebzuliyetten, bu bereketten göre göre göreceğimiz şey mahsulü, istihsal masrafını çıkaramıyacak ka dar ucuz satmamızdan ve hatta bir1 kısmı azamını da denize döküp ' bu ankazı müteaffinenin kar ' şısında ah ve vah eylemekten i • ' baret ka'". ı Sterlinin sukutu İle çıkan ihtilâflar Ticaret Odaları bizde de hakem olabilecek mi? tngiliz lirasının sukutu üzerîne bütün dünya piyasalarmda, bu para ile yapılmış ticarî akitlerin gene İngiliz lirasile kapatıhp kapatılamıyacağı hakkında ikî muhalif nok tai nazar hükümferma olmaktad'.r. Memleketimizdeki ihracat ve ithalât tacirlerinin de ecnebi piyasalarmda yapmış oldukları akitlerden dolayı te diye ihtilâfları vardır. Bu ihtilâflar bankalar ve fabrika mümes«il!erinin tavassutlarile halledi'diği gibi bunlara rağmen halledilemiyenler de vardır. f Bu mes'ele etra ında dün Ticareti Hariciye Ofisi Müdürü Cemal Bey bir muharririmize şu izahatı ver miştir: « Berlin Ticaret Odası kendi mıntakasında oturan tüccarlar arasındaki ihtilâfı tetkik ve halle salâhiyettardır. Bu cümleden olarak sterlin ile vaki satışlardan mütevellit ihtilâfları halledebilir. Bu kabil ihtilâflar son günlerde arttığı için (Schlichtungsbüro) namile bir kalem vücude getirilmiştir. İhtilâflar yalnız Berlin ticaret mıntakası dahilinde mukayyet tüccar arasında tahaddüs etmiş değildir. Bunlarla memaliki ecnebiyede bulunan tüccar arasında yapılan mukavelelerde, akitten mütevellit ih tilâfların halli hususunda Alman mehakiminin hükmünü kabul eden mad ' deler varsa bunların da bu kalem va j sıtasile halli cihetine gidilmektedir. j Bu tedbirlerin mçmleketimi'zde ka ! bili tatbik olup olmaması mos'elesine ; gelince; memleketimizdeki tüccar arasında sterlin ile satış muamelesi mütearif olmadığından dahilî tica • rette bövle bir vaziyet mevcut de • ğildir. Memaliki ecnebiye ile yapı • lan akitlere gelince, bu akitlerde Türkiye mahkemelerinin hükümleri tarafeynce kabul edilmiş ise Ticaret Odaları nizamnamesinin 16 ıncı maddesi mucibince, Odalar hakem ve uzlaştımcı vazifesini kanunen ( yapabilirler.T j İngiltere'de sosyalizm ve kapitalizm mücadelesi İngiltere'de fırkalar bu ayın so nunda icra edilecek umumî intihabat için hazırlanıyorlar. Başvekil Mr. Makdonald millî hükumet namına bir beyanname neşretmiş, bunda tngiltere'nin vaziyetini ıslah etmesi ve kendisine gelmesi için uzun müddet çalışmak lâzım geldiğini ve bu maksadın istihsali için hükumetin gümrük tarifesinin tatbiki, ihracatın tevsii, ithalâtın tahdidi, yeni tica ret mukavelenamelermin aktî, dominyonlar ile mütekabil iktisadî itilâfnameler akti gibi tedabîri ittihaz» da kendisine milletin serbestî ver mesini talep etmiş, fakat muayyen hiç bir taahhütte bulunamıyacağını ilâve eylemiştir. Beyannamenin en mühim noktası harp borçları île tamiratın tay ve ilgasma millî hüku • metin taraftar olduğunu beyan eden kısımdır. Muhafazakârlar fırkası dahi ayrıca bir beyanname neşretmiştir. Fakat iki beyanname arasında bir fark yoktur. Binaenaleyh millî hükumet ve muhafazakârlar fırkası ayni maksat ve gayeyi takip etmektedir. Liberallerin yansına yakın olan bir kısmı dahi millî hükumet taraftarı olduğundan bunların liderî Sir Simon tarafından neşrolunan bey?j,name dahi hükumetin beyannamesine yakmdır. Mr. Loyd Corc taraftarı olan liberaller dahi serbestiî ticaret mes'elesi müstesna olarak dîğer hususatta hükumete muhalif değildir. Loyd Corc hasta olduğundan bu hızbe Hindistan Umuru Nazırı Sir Samuel Hoore riyaset ediyor. Başvekile sadık kalan bir kaç sosyalist dahi ayrı bir gurup olarak hükumet ile teşriki mesai edecektir. Bu zümrelerin cümlesi intihabatta yekdiğerine karşı yardım etmeğe hazırlamyorlar. Dairei intihabiyelerde yekdiğerine rakip namzet çıkarmı • yacaklardır. Binaenaleyh sermayedar burjuva fırkaları amele fırkasma karşı it • tifak etmişlerdir. Amele fırkası dahi pek çetin mücadeleye girişeceğinî anladığından mücadeleye sosya lizm esasatı üzere girişmeğe karar verıniş ve o yolda bir. beyanname nesretmiştîr. Sahik Hariciye Nazırı (mr. Henderson) un nyasetı altında bulunan amele fırkası artık kapi talizm ve sermayedarlık rejiminîn tamir kabul etmez derecede çürü müş olduğunu ve İngiltere'yi ve bütün cihanı şimdiki buhrandan an cak sosyalizmin tatbik ve kabulü kurtarabileceğini beyannameye kaydetmiş ve iktidar mevkiine geldiği vakit bankaları, sanayi müessesatını, madenleri, araziyi velhasıl milletin bütün manabii servetini devlet idaresine alarak miileti mukadderatma sahip edeceğini ilân etmiştir. Bu fırka kazanır ise İngiltere'de ne ariz! sahibi, ne de sanayi patronu ve ne de banker kalmıyacaktır. Her şey amelenin olacaktır. Millî hükumet ka zanırsa muhafazakârlar vaziyete hâkim olarak İngiltere'de sosyalizmi imha etmeğe çalışacaklardır. Vel hasıl bu cihan devleti gayet ciddî olarak sosya'îzm ve kapitalizm harblne ginniş oluyor. Bu intihabın neticesi bütün cihanın mukadderatına tesir edecektir. MUHARREM FEYZİ >» î Doğru değil mi! Türk ve Yunan Mübadilleri Iki memîekette nasıl seyahat edecekler? İsmet Pş. Hz. nin Atina'yı zi yaretleri esnasında Türk ve Yunan mübadillerinin iki memleket toprağında serbestçe seyahat e debilmelerinin kararlaştırıldığı yazılmıştı. Bu kararın bizde tatbik saha sına nasıl geçirileceği hakıknda birbirine muhalif iki noktai na zar vardır. Bazılarına göre bu hususta Millet Meclisinden bir ka • nun çıkması icop etmektedir. Bazılarına göre de bir Vekiller Heyeti karan maksadı temine kâfi gelecektir. Maamafih her iki ihtimale göre de mübadiller memleketimiz de ikametgâh edinemiyecekler, polisten alacakları ikamet tezke releri ile seyahat edebilecekler dir. Karar yalnız mübadillere sa mildir. Firariler bundan istifade edecek değillerdir. Borsada vaziyet j Tescil edilen müstahdemin Müstahdemüı idarehanesi şimdiye kadar (1600) müstahdemi tescil ederek vesika vermistir. Son günlerde bir izdivaç idarehanesi teşekkül etmişti. Belediye müstahdemin idaresi bu idarehaneyi gayrikanunî görerek tescil etmemiştir. Karar verildi Mübadele Komisyonu f, lehimize halletti Muhtelit Mübadele komisyonu Türk ve Yunan murahhas heyetleri arasmda bir ihtilâf çıkmasına sebeo olan Barga müslümanları mes'elesi dün hakem kararile ve Türk tezinin lehine olarak halledi'mİRtir. Bu hususta verilen karara göre Barça müslümanları asılları Arnavut olduğundan mübadeleâen istisna ^ilmislerdir. İki heyeti murahhasa arasın da ihtilâfb difcer mesai! de yakın Mr zamanda halledilecektir. bin Hra ikramiye kazanan 14,073 numarah biletlerin de keza yüzer numara asağı ve yüzer numara yukarısında bulunan biletlere kırkar Hra amorti verilecektir. Bundan başka bu kesidenin otuz bin Iiralık bir mükâf atı da en son çekilen otuz numara arasında tak sim edilmiştir. Yüz bin Iiralık büyük ikrami yeyi kazanan biletin nısıf parçası İzmir'de Karsıyaka'da Mrmar Kenaalettin Beyin kerimesi Nermin H. da, onda bir parçası Balat'ta «eyyar satıcı Sabatay AnjePde gene onda bir parçası Pangaltı Maliye tahsil şubesi memurlanndan Şeref Beyde ve kırk bin Hra ikramiye kazanan biletin onda bir parçası da Cihangir'de 41 numarah hanede oturan Münevver H. da olduğu anlaşılmıştır. Dünkü keşidede kazanan nu maralar altıncı sahifemizdedir. l Piyasa düzeldi Ihracat eşyamıza karsı talep artıyor Son günlerde ihracat eşyamıza karşı gösterilen fazla talep yenî sene mahsulümüzün ecnebi piyasalarma hararetli bir suretle arzını icap et • tirmistir. Karadeniz'den gelen haberlere göre, fındık satışlan harnretlenmiş, Giresun Borsasından alınan fındık ların İstanbul'a uğramadan doğrudan doğruya Hamburg ve Trieste'ye sevki baslamıştır. İzmir'deki incir, üzüm ihracatı, Rus'ların vâsi mikyasta palamut, zeytinyağı, yapağı ve hatta geçen sene mahsulâtından artmış olan tiftikleri satın almaları piyasamızdaki durgunluğu izale etmiştir. İhracat eşyalarınm sevkiyatmda ve ecnebî pazarlarında muvaffaki yetli şekilde satışlarında âmil ve müessir olarak Ticareti Hariciye Ofisi ile (İş Limtet) şirketi zikrolunmaktadır. Haricî ticaretimizin bu suretle inkişaf etmesi, son günlerde esham ve kambiyo borsasında yapılan mua • melâttan da anlaşılmıştır. Şimdiye kadar Kambiyo borsamızda satın ahnan Fransız frangına mukabil, Konsorsiyom heyeti mevzu sermayesinden para eklemek mecburiyetinde kalıyordu. thracat arttıkça konsorsiyomun eklediği miktar gittikçe azalmış ve nihayet başabaş bir vaziyet hasıl olmuştur. Dün Kambiyo Borsasında 14 mil ; yon (35.000) franlık muamele ol | muştur. İngiliz lirası 815 ile 817 a j rasmda muamele görmüştür. (3600) , sterlin satılmıstır. J Balkan hükumetleri paralarında düsüklük vardır. Romanya parası bir miktar tenezzül etmiştir. Dün bir Türk lirası (27,S2) ley idi. Dolar (47,55), liret (9,21) idi. Dün Borsada (25,000)) dolar ve az Oarülaceze himaye komitesi Darülâcezenin faaliyetini tevsi edebilmesi için varidatını tezyit çare lerini aramak üzere bir himaye komitesi teşkili kararlaştırılmıştı. Bu komiteye iştirak edecek Hilâliahmer azaları secilmiştir. Diğer hayır ce • miyetleri de bu hafta içinde azalarını seçecekler ve bu ay için komite Vali Beyin riyasetinde ilk içtimaını aktedecektir. D MGstehcen hikâye davasi Resimli Şark ve Hikâyeler mec muasında intişar eden iki hikâye müstehcen mahiyette görülerek bu mecmualar sahipleri aleyhine birer dava açılmıştı. Bu muhakemelere dün de devam edilmiş, makamı iddia tecziye talebinde bulunmuştur. Muhakeme müdafaa ve karar için talik edilmiştir. Şark musiki cemiyeti Vilâyete Şark Musiki Cemiyetinde bir sui istimal vuku bulduğuna dair ihbaratta bulunulmuştur. Cemiyetin yeni intihap olunan heyeti idaresî azasmdan bazılarının istifa ettiği Vilâyete bildirilmiştir. Vilâyet tahkikat yapmak*adır. Tasarruf haftası Her sen olduğu gibi bu sene de kânunusaninin 12 sinde bir tasarruf haftası yapılacaktır. Bunun için şündiden istihzarata başlanılmıştır. Friuuîan aşısı T\n Fakültesi aşı aley • hinde karar verdi Tıp Fakültesi Müderrisler mec« lisi Fridman verem aşısının fay dah ve faydasız olduğu hakkmda doktorlar arasında, sürüp gelen iddia ve münakaşalara nihayet vermek için bir içtima aktini lü zumlu bulmuştur. Bu ictimada aşmın hiç bir kıymeti olmadıği tesbit edilmiştir. Fakülte reisi Tevfik Recep Bey: « Bu aşı için halkı müsmir te« davi sekillerinden uzaklaştiracak şekilde reklâmlar yapılması E tibba Odasının nazari dikkatinî celbetmiş, Fuat Sabit Beye bu hususta ihtarda bulunulmuştu. Bu şekilde proDaganda devam eder* se kendisi hakkında yeni karar lar alınması zarurî olacaktır.» De mektedir. Uç aylıklar Lninden ıtıbaren uçuncu parti tevziaata başlandı Eytam, eramil ve mütekaidi nin üç aylık üçüncü parti maaş larının tevziatına dünden itiba ren malmüdürlüklerinde baş lanmıştır. Tevziat yirmi teşrini evvele kadar ikmal edilecektir. Ehlî havvpnat sergisi Baytar Müdiri Umumisinin tertip ettj^i Hayanatı ehliye sergisi bu sene de bu ayın 26 ıncı günü Dol mabahçe ahırlarında merasimle açılacaktır. Bu seneki sergiye Anado lu'dan da bir çok vilâyetler iştirak Sıhhiye mudurii Sıhhiye Müdürü Ali Rıza B. Sıhhiye Vekâletile temasta bulunmak üzere dün öğle trenile Ankara'ya gitmiştir. 200 otomobilli seyyah geîecek İlkbaharda şehrimize 200 otomobille Alman sevyahı gelecektir. Türk Turing kulübü seyyahları istikbal için lâzım gelen hazırlıkları yapa caktır. ingiltere sefaretfnde İngiltere Sefiresi Lady Clerk, Türk umuru hayriyesi menfaatine üç müsamere tertibini kararlaştır mıstır. Beyoğlu'ndaki İngiltere sefareti sarayında verilecek olan bu müsa merelerde Avusturya Sefareti Müsteşarı Mösyö Von Bischoff'un iki eseri, sefaretlere ve şehrimiz kibar mehafiline mensup bazı hanımlar ve beyler tarafından temsil oluna caktır. Müsamereler teşrinievvelin 22 inci perşembe ve 24 üncü cumartesi günleri akşamları saat 22 de ve 25 inci pazar günü saat 16 da verilecektir. Dühuliye beş liradır. Arzu edenler İngiltere Sefaretinden bilet alabilir. ler. istanbul ve Balata giimrük müdürlökleri Galata İthalât Gümrüğünde müdür muavini İsmail Hakkı Beyin istifa etmesi üzerine İstanbul Güra rükleri müdürü Memdnh ve mua vini Methi Beyler Galata gümrü ğüne nakledilmiş ve Galata güm rüğü müdürü Nimet Bey de İstan • bul gümrüğüne tayin edilmiştir. Nimet Bey bir çok kaçak eşya derdestini ve bilhassa on beş sandık siIâh kaçakçıhğmuı meydana çıka rılmasma büyük hizmetleri sebketmiş bir memurdur. Miize mötehassısı geliyor İstanbul Şarkı Kadim Müzesinde bulunan Asurî, Babilî, Güldanî, Hitit ve saîr asarm tetkik ve ilmî kata loğlarınm tanzimi için Berlin Da rülfünunu profesörlerinden M. Ungar'ın celbi takarrür etmiştir. Mu maileyh bir kaç güne kadar şehri mize gelecektir. İzmit, Adapazan, Geyve, Bolu ve mülhakatında tesadüf ler neticesi olarak zuhur eden bir çok asari atikanın İstanbul Müzesine nakli için o havaliye Müze memurlarından Necdet B. gönderilmiştir. Bu asar meyanında çok kıymetli heykeller ve kıymetli san'at eserleri vardır. BEŞMCI SAHtFEDE As. Tekaüt şubesinde muameleleri ikmal edilenlerin isimleri J Çanakkale abidesi Çanakkale'de bir şüheda abidesî inşasını temin için Şehitlikleri İmar cemiyeti muhasebei hususiyelerden bir miktar hisse tef riki hususunda verilen kararın bu sene tatbiki için hfi • kumet nezdinde teşebbüsatta bulun raağa karar yermistir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: