22 Kasım 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

22 Kasım 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

•Cumhariyei UZUN HtKÂYE : "22 Teşrinisani ' 93İ Iki Ziyaret Yazan : M. Ş. Bu recebişerif kandilinde dokuzunu bitirdi onuna bastı. Nadir Hanım bir dakika p w d oğIundan sikâyet ederken simdi döndü metetmeğe başladı: Yaşı ufaktır ama doktor bey, hocaları pek beğeniyorlar. Bu sene mektepte tiyatro oldu, artık görseniz, herkes nasıî el çırptılar. Benim kör olsun tabiatim, ağlamaktan hiç bir şey göremedim. Çocuğa: Kalkıp okusana oğium, doktor bey isitsin! Doktor cevap verdi: Siz gelmeden biz onları ol"jduk bitirdik, dedi. Nadir Hanım bu defa kızmı an latmak istiyerek: Bu da, dedi, ut dersi alıyor. Sesi de pek güzeldir ama okumaz ki! Bir şey «yap* dedin mi inadına yapmaz, Kızma: Bak okusana, doktor bey işitir. Allah ömürler versin o da bnfüne bugün bir pederinîz sayilır, iftihar e • der. Hani ne idi o? Geçen gün söylüyordun? Kız kafasını anasmm arka:«'na sokmuş homurdanıyordu. Nadir Hanım sözüne devam ederek: Aman ne kadar ayıp! Unuttun mu baban sana ne diyordu? Vallahi kimseler görmesin. Ben senin yerine doktor bevden utanıyorum. Nadir Hanım sözünün gerr^iye ceğini, kızın okumıyacağmı biliyordu ancak bu mevkide, analann cocuk lanna, böyle demeleri adetti. kaide idi, böyle denirdi, ona da böyle demişlerdi, o da çocuklanna elbette söyliyecek. Nadir Hanım kızma sözlerini »öyleyip bitirdikten sonra doktorun ha nımına dönerek: Yalan dünya hanımefendi, dedi, insan gözünü açıp kapayınciya kadar gelip geçiyor. tçini çekti. Doktorun hanımı da onun arkasmdan derin bir nefes aldı. Onlara bakarak doktor da içîni çekti. Bu iç çekişler sözün bir dönüm noktasına geldiğine işaret gibi idL Bu arada, doktor, besleme kızın, kapı yanında, hâlâ ayakta durduğuna dikkat etti. Saçları kesilmiş te yeni uzamış, gürbüz, açıkgöz, bir kız. Nadir Hanımm çocukları ne kadar uçuk benizli, âdeta yeşil renkli iseler bu kız o kadar al yanaklı, o kadar sağlam bir çocuk. Doktor beslemeye: Otursana kızım, dedi, neden ayakta duruyorsun? Kız da hemen olduğu yere oturdu. Nadir Hanım kızın oturmasını ter • biyeye muvafık bulmamış olacak ki: Baksana hazırmış, dedi, kız, ölüyor rruydın? Otur diyince hemen otururlar nı ? Bir türlü ben bu kıza bir nezaket öğretemedim! Besleme kız utandı, bütün kanı yüzüne çıktı ve hemen ayağa kalktı. Bu defa doktor sıkıldı, Nadir Hanımdan müsaade istedi, o da izin verdi ise de, kız bir daha oturmadı. «Hiç olmazsa dışarı çıksın da orada otursun» dediler, besleme kız dışarı çıktı. A^sından Nadir Hanımm kızı da fırladı. Otki kadının karşılıkh birl'irini, nun arkasmdan çocuk ta gitti. Dok metetmesi uzadı ve sonunda, Nadir tora öyle geldi ki, dışarıda, Nadir HaHanımm ne mihnet ve ne ezîyetlerle nımın çocukları beslemeyi azarlı • büyütebilmiş bir başka uzun hikâyeye yacak, belki dövecekler; ancak a kanşti. Ne uykusuz geceier wrmiş, rası çok geçmeden anlasıldı ki. kı kaynanasmdan ne sözler, ne tektir • zuı maksadı, sesini işittirmek imiş! ler işitmiş, uzun hikâyeler. B ; " ~ce, Şarkı okuyordu: emzikli iken, korkmuş, sütü kesil Emdim lebini bir gece tenhada felekte, miş. Ustiine bir de boğazı yara ol Yadvnda mt canım, hani bir evde mamış mı!... Kız bir yandan durmaz Bebeme ağlar, kocası yatağını kapınca başka Nadir Hanım memnun: odaya kaçmıs... Burada doktor beyden sıkıldı da Nadir Hanım ağzını açtı, çürük, efendim... Dedi. kara dislerini, geçirdiği uykusuz ge Doktorun da: celere şahit olarak, gösterdi. Koca Sıkılacak ne var, doktor onun sınm ısrarına rağmen «adanvn ~'ina babası yerinde... Gençlik işte... diye olü disleri talayorlarmıs!» diye iğre cevap verdi. niyor, diş taktırmıyorrKızın şarkısına aldırmıyarak lâ Doktor, Bu yaşa kade ;nu'•• lif kırdılarına devam ettiler. kadralardan, yüzlerce, binlerce defa Hemen hep Nadir Hanım söylü dinledifi bu hikâyeleri bîr d°'» da yordu. Hele Yusuf Efendi için konu Nadir Hanımdar dinliyor ve doktor şuldukça kimseye söz bırakmıyordu. dinledikçe Nadir Hanım da hikâyeNadir Hanım bir bakıma kocasının »ini büsbütün uzatıyor, eözl '>{ «übüyük adam olduğuna memnundur; züyor, boynunu kırıvor, bütiin înce bu büyük harp yıllarında, herkes vekadın Iugatlerini kullanıyor, çocuklasika ekmeği bile bulamazken, oniar nn büyümelernv büsbütün feci bir rahat geçiniyorlardı. Ancak ne fayşekle sokmak için ne elinden gelh3e dası var ki kocası onun eski kocası yapıyordu. değil! Etyemez'de oturduklan za Nadir Hanımm bu acıkh hikâyeleri man, Yusuf Efendi, bir eczacı Dar sonunda bir şikâyet faslı açtı: çası idi ama onun kocasıvdı. Şimdi Bu kıza verdiğim emek han«m... ne oldu? Zaman de&işti mi? Yu*»f ENe olacağı iaha o zamandan belli ifendi ve bu iki cocuk ondan uzaklaşıdi! Tıpkı rahmetli kaynanam! tnat... yorlar, onu beğenmiyorlar. O Mt . Çerkes damarı. Nuh der peygamSer metçiler sribi kalıyor. Ne yapmalı ki demez. Hanımları, büvüttük. Simdi kocası tekrar onun koca«t olsun 7 Yubakalım ne mürüvvetlerini görece suf Efendi ne istiyor? Bunu anla İn. Tutumlarmı hiç befcenmiyorum mağa çalışıyor, herkesten bunu ^orya... Bu yaşta kürek kürek p<*"' Ne mak istiyordu. Nadir Hanımm buşrünise artık doktor bevin yanmda söylekü, bütün bu urun hikâvpler' V»ı dertmiyeyim. Yalnıs. gücüme «ntni"or lesmeleri bu anlıvamadıeı karanlık nv»? Allah hilir ya kalbim kırılıvor. noktayı, sanki, aydmlatmak içindi. Bu oğlan bile babasından ne görürse Doktor sustu. Doktorun hanımı da onu yapmağa kalkar. açik bir fikir veremedi: Doktorun hanımı dönüp çocuğun Dünya değişti hanım. ^ I »r ' çenesinî oksadı ve: kekler bir acayip oldular, bom«>n Al O büyüsün bak ne akıllı bey olah sonunu, hayırh etain... Dedi. lor, dedi, artık sekizini bitirdi mi? Bu sozler doğru mu? Nadir Hanım BAŞ TARAFh [Mutekait asker hekimi Şakir Mnstafa Bey, Çengelköy'ündeki küçak yalumda omür geçiriyor. Bayram lardan bir bayram.. tstanbuVdan mitafir geliyor. Odastnm kaptst vuruluyor ve odaya bır piyade zabiti gibi giydirilmiş kaçük bir çocuk giriyor. 910 yaşlarında fena betlenmiş, kaoruk, cıhz bir çocuk.. Şüphesiz gelen miaafirlerin çocuğu olacak... Doktor çocukla konusmağa baslı yor. Fakat çoeağun Syle bir daroşu ve ezberden ccvap verişi var h', insana bir kuhla ile konusur gibi geliyor. Çoeağun vzun bir r'smi var: (Yusvtf Cengiz Bey Ak Yddtrtm) oğlu (özdemir Salâhattin Ak Yddırtm)!.. Doktor nihayet cocuğu fan»; Eczact Yusuf'tm oğlu.. Ba Yaauf, hanımın sütninesinin oğludur. Annst Çerkea azatlanndan biri idi. Babniı da Arapkir'li açıkgöz bir tefeci... Yusuf'a, doktor adam etmis. a*herî eczacıtı yapmıştt. Kendi halinde aessiz bir adamdt. Eğer bu dehşetli harpler filân olmasaydt, ktrk yıl oylece ka ttrdı. Hele bakm, Yasuf'ta (Ak Yddtrtm) olmuş. Anneri ile beraber bayram tehri • kine gelmişti. Doktor, annesini de hatırlodt. Karaca, huruca, nfak tefek bir kadıncağızdı. Çocuk NSmtme mektebine gidiyordu. Fakat cevahını ezberlemediği için mektepte ne dern okaduklartnt soyliyemiyordu. Ders okuyordu iste!.. Ayrtca babast da evde bazı seyler okutmastu! (Hakktn eşiğinde), (Demir aenin, iman benim), (Mehmet • çiğin kaygusu) gibi.. Çocuk koltuktan atladı, dohtora dönüo vazivet aldt ve ayaktarım çarparak, kollartm uzatarak, sesini titreterek söylemeğe başladı. Nihayet odanın köşesine hücum eder ve sanki varalarak yera, bir kolanan üttüne düşer gibi vazi yet aldt! Vuruldum! Ulu Tanrtm! Beni aldtn, ne saadet, ulu vatanı kurta rtnt. Dedi. Oyun bitmişti. Çocuk yorgun, eski oturduğu koltuğa tırmanarak solumağa başladı. Şimdi bahasıntn arttk bunları okutacak vakti halmamıştı. Işi çoktu. Almanya'ya gitmişti. Çocuğa ve hemsireaine bir de hemşireti var mürebbiye getirecekti! Derken kapı açtldı: Doktorun hanımı, arkadan Nadir Han'tı • Yv • ntPun kartn , kızt ve beslemesi ghr* diler. Yerden temennalar, iltifatlar, hattr sormalar.. Nadir Hantm, basında tülbent basSrt3,yözü biraz fazlaca pudralı,saçlart biraz kabartdmıs, kara kuru, estner bir hanım... Kızt 1314 yaslarmda ananna benzer, sımartk bir ktr.. A nttnmn yantnda, kendi»mi sakltyor gibi, otarmuş. Nadir Hanımtn lâkırdısı bol.. Doktorun hattr tormatı hâfi reJdi ve bir makara gibi basını verdi. Kocası Yuauf'tan, çocuklarından azun uzun bahsetti. Sonra kızının bovn uzadtğım ileri surerek bahsi kendine getirdi. Doktorun hanımı onu teselliye ve methe başladı ve sonra iki kadın uzan azun birbirlerini methe başladdar.] Dünkii bilmecenin halledilmiş şekli 1 BALDIR, 2 IRGAT, 3 Ll MAN, 4 DARI, 5 ILGAR, 6 RAKÎT, 7 CAMIZ, 8 ITIR, 9 NEZLE. (BILDIRCIN) Bugünkü program ATarih I (Tarihten evvelki zamanlar ve Eski zamanlar.) Bugünkü bilmece A, CAK, GA, İ, KAV, LA, MA, O, O. RAK, SAL, TA, TAV, VAZ, ZİN. Yukarıdaki hece1 .... leri ikişer ikişer 2 ..... yanyana getirip a 3 .... şağıdaki tariflere 4 göre birer kelime 5 .... teşkil ettiğiniz tak 6 dirde; baş harfleri 7 .... yukarıdan aşağı o 8 kununca: KENDİ KENDİNE İŞLEME HA REKETİ Meydana çıkacaktır. 1 Hasatta işliyen alât; 2 Saç ütüsü; 3 Tüten yer; 4 Hikâye; S Nâra; 6 • Bir oyun alâtı; 7 Müsaade; 8 Münazaa. B.Türk Tarihinin ana hatları. (Methal kısmı) Yazanlar: Tevfik Bey. Samih R'fat B. AkcuraoŞlu Yusuf B. • Reşit Galip B. Hnsan Cemil B. Afet H. Baki B. • tsmaılHakkı B. Reşit Saffet B. Sadri Maksudi B. Şemtettin B. Şemsi B. Yusuf Ziya B. Vaatf Bey. Neşreden: Maarif Vekâleti • Devlet Matbaast • tstanbul 1931. Maarif Vekâletinin mekteplerde Tarih denildiği zaman, ne muhayyel tedris edilmek üzere hazırladığı: vak'aları havi bir eser, ne de kuru bir vekayinameden ibaret bir kitap A Tarih I ve akla gelmemelidir. Hele evvelce, din B Türk Tarihinin ana hatları. taassubu ve yahut hanedana tabasBir kaç gündenberi neşredilmiş bus gayretile yazılmış tarihî eserleve yeni ders senesi için mekteplere rin hiç bir ilmi kıymeti yoktur. Tasür'atle tevzi edilmekte bulunmuş rih her şeyden evvel ilim hakikatletur. Bu iki eseri elime alıp okudu rine, sağlam şevahit ve vesikalara, ğum zaman duvduüum sevinci ve tnillî gururu tarif edemem. Türk'lük, vak'aların karşılaştırılması ile akıl ve mantıkın vereceği kanaatbahş »imdi, bütün hakikati, meden! yükÎRTİHAL fikirlere ve mütalealara istinat et sek simasile meydana çıkmıştır? Drama eşraftndan Raif B. zade Pazıl mek lâzımdır. Tarih şu veya bu hüGarazlann, cehaletlerin ve sui ni B. müptelâ olduğu hastalıktan rehayap kümdar'n tercümei hali, şu veya bu yetierin asırlardanberi ördüğü zul • olamıyarak vefat etmiştir. Cenaze na maza öğle vaktl Aksaray'da Valde camiinde met sebekesinden sıynlarak, o azamuharebenin mufassalen izahı de badeleda Merkezefendi'de bulunan aile mek değildir. Son nazariyelere göre metli ve sevimli endamile medenîkabristanına defnedilecektlr. Cenabıhak tarih: yet ailesînde, lâyık olduğu yüks<>k ailesine sabırlar lhsan buyursun. «Bejeri faaliyet ve fikir tezahüratının makamı bihakkın işgal etmîştir. Tarih I eserini tetkik ederken, evvel heyeti umumiyesinden ve bunların tevali ve taakubundan ve ayni zamanda inkişaf beevvel, Devlet raatbaasınm pös 5 ve terakkisinden ve yekdiğeri arasındaki terdiğ ır.uvaffakiyet ve Maarif Verabıtalarla tabiiyetten bahseden ilim kâletinin yaptığı fedakârlık göze çarprnamak mümkün değildir. (384) dir* (1) Sabiha Zekeriyya H. taraf ından sahifelik. mükemmelen ciltli, (7) taBunun daha açik ifadesi şudur: dan Kadıköy'de tesis edilmiş* ne renkli tabloyu, (22) mükemmel «Tarihin baslıca gayesi, zamantir. Kânunusani iptidasında aharitayı ve (136) resmi havi olan ların teselsülü içinde, insanivetin habu guze! kitap yüz elli kuruş gibi çılacaktır. yatını, evvelce olduğu gibi irae ve küçük bir ücretle satılmaktadır. Hatesbit edebilmektir.» Tarihi okur ritaların, resimlerin ve tablolann ya ken, mevzuu bahsettiği zamana ait Bu akşam pılmasında ve kitabın basılmasında insaniyet, o vakitki maddî ve manevî ve hele o sade ve güzelim cildin viibalile nazarlarda, yanlışsız olarak cude petirilmesindeki himmet her tecessüm etmek gerektir. İşte T. T. noktai nazardan tebrik ve teşekküre T. Cemiyetinin eserinde, Türk'lüğün Sinemasında şayandır. tarihtfn evvelki devirden başlıya • Maarif Cemiveti t^tanbul idare hevetî rak eski zamanlardaki vaziyeti. büEserin maddeten vücude getirfl • dün Halk evir>de fk îcrîma'nı »'rtet tün medenî safhalan ve terakkilerile mis, riyasete f evd*»t Kerim Bey in^Tıap mesindeki fedakârlık ne kadar bügöz önünde canlı bir surette teces • yük olursa olsun, onu yazmakta ve olunmi"îtur. Dünku ictimada cemivet lelif etmekte gösterilen himmet ve süm ediyor!.. namiM bu sene »»»rh'n ed'1«cek nî"»^© muvaffakiyettir ki, ona fevkalâde *** ve müsamere hakkmda da tetkikata bir kıymet vermiştir. Eseri telif eden Garbin bazı mütefekkirleri, tarîbaslanmıshr. T. T. T. C. yani Türk Tarihi Tetkik hin bir ilim olmadığı iddiasında buCemiyeti, azasından ve Türk harsılunmak isterler. Bu mütalea, kat'ivBUI.GAR OPERETI nın en yüksek âlimlerinden mürekyen yanlıştır. Tarih, mevzuu, beşeri(Fransiî tiratrosnndfi kep heyet cidden mükemmel bir kiyetin fülleri ve fikirleri olan bir i Busrün mstfne saat lfi d*! tap yapmıştır. Kendilerine Türk'liık limdir.Tarih ilminde yakın (certitude) t ve ayni zamanda medeniyet ve ilmi Ak^am saat 21 «e husulüne mâni olacak bazı husu «VTCTORIA VE HTJSARI» mahız namına teşekkür etmeği borç siyetler olduğu iddiasma gelince Prima Ponna: Mlml B«*K»NSKA Liliyorum. Geçen şu bîr sene içinde (2): Bu iddia da makul ve makbul Reiisör: S. STOIT OFF Türk irfan âleminde intişar eden: olamaz. Çünkü, riyaziyatı mahzaŞef orkestr: STOTANOFF İlraî, felsefî ve edebî eserlerin en dan maada, bütün ilîmlerde ayni humühimlerini dikkatle okudum. Az susiyetler vardir. Nitekim tabiî ilimtir. Bu da, sarfedilen himmetin bQ çok değeri olanlannı da naciz ma lerdeki kanunlar bile, birer faraziye yüklüğünü gösteren bir delildir. Mekalelerime mevzu yaptım. Bitarafaşeklinde tebellür etmektedir. Tarihe ne tenkitlerimie, kannca kadnnca selâ: ait hakikatleri toplamak, tasnif et fevhvasınca, Türk irfanma hizmete Coğrafya, ethnografya, hukuk, 1mek, mukabele etmek ve nihayet çalıştım. İşte büyük bir memnuniyet evvelâ tarihî tahlil (analyse histoen son şaheseri olan lâhiyat, ruhiyat, içtimaiyat, tabiivat, le beyan ederim ki, bu sene, Türk riaue)ve sonra tarihî terkip(synthese paleograohie (eski yazılar ilmi), irfan âleminde çıkan eserlerin en diplomatik (mukavelât ve muahe historique) usullerile, umumî birer mühimmi, hatta birincisi, bahsimize kaide cıksrp^'lnek ar.cak ilmî usuldat ilmi), epigrafhie (kitabeler il mevzu olan bu Tarih I dir. Bundan lerin Te tenkide müteallik kaidele mi), spbragistique (damga ve tnüFilminde: evvel, büyük Türk âlimi, Sadri Mak rin tatbikına mütevakkıftır ki, tarihürler ilmi), numismatik (mesku sudi Beyin Türk dili için unvanh ehin sağlam bir ilim olduğuna bundan kât ilmi), arkeoloji ve ilâ gibi ilimRejisörü : JACQUES FEYDER seri, bu seneki nesriyatın birincili büyük delil olamaz. Ierin de tarihe azim yardımı vardır. Yerlerinizi temin ediniz. *•• ğini muhafaza ediyordu. Filhakika, Telefon : Beyoğlu 560 Müsbet ilimler bize diyor ki: muhterem âlim, o eserinde, Türk diMuhterem T. T. T. Cemiyetinin tBeşerl faaliyetin tezahürleri determi gerek bu tarihe ait üç cildini, gerek Hnm istikbalini tesbit etmiş, Türk linizm kanunlanna tâbidir.y ranının hakikî kutbunu, safi millî büyük Türk tarihinin ana hatları unkibleyi ilmin bütün kat'iyyet ve isatşte bu kat'î ilim düsturunu esas vanlı eserini Türk harsı, büyük bir betile göstermişti. Sadri Maksudi Be tuttuğu içindir ki Tarih I, belki garp minnettarlık ve şükranla ve o nis yin de yardımile şimdi çıkanlan: Ta te bile emsaline nadir tesadüf olu bette sabırsızlıkla beklemektedîr. rih I, şümul ve kıymet itibarile, Türk nur yüksek bir ilmî kıymeti haizdir. YUSUF OSMAN dili için isimli eserden de üstündür. **• (1) Gabriel Monod. De la Methode Bu sene intişar eden eserlerin bî • Bahs> uzatmağa yerim müsait de dans les Sciences : Histoire. Librairie hakkın birinciliğini kazanmıştır. Felix Alcan. Paris. 1928. ğildir. İleride, başka vesilelerle bu **• mevzulara gene avdet ederiz. Sözü (2) Dr. Gustave Le Bon. Bases sclenkesır.eden evvel şunu ilâve etmek istifiques d'une phllosaphie de l"Histoıre. Eserin ilmî kıymetine geçmeden terim ki muhterem T. T. T. C, bu takitabın istihdaf ettiği en mühim garihi yazmak için, tarihe yardımı olan Ernast Flammarion. Editeur. Paris 1931. yeyi muhterem raüelliflerin ağzın • diğer ilimlerden de istifade etmiş dan dinliyelim: tTürk tarih'nin, inkâr edilmiş ve unutturulmus stmastnı ve mahiyetinl, bütün CONRAD VEİD ve MÎYA hakikatlerüe meydana çtkarabilmek için BUGÜN AKŞAM çaîtşmakta olan Türk Tarihi Tetkik CeMAY'in temsili muazzamı olan Saat 21,30 da miyeti, bir kısım azasını, tarih tedrisa tındaki bu boşluğu doldurabiîecek bir kiCHARLES BOYER ve tap hazırlamağa memur etti.... Kitabın ihNara munzzim fılıtn >ESLENDlSiMONE SERDAN tiva ettiği mevzular etrafında daha tozla. malumat edlnmek istiyenler ayni hevetin RİLMİS YENİ KOPYESt büyük tarıîındın temsil edilen s sli Facıa 3 perde pek yakında basttrmak üzere hazırladığı mu vaffakiyetle cöst.rilmr'htedir. sözlü aşk ve î cia fi'mi Yazan: S. Maugham Umumi Türk tarihinin ana hatları hakkmTercüme eden daki esere müracaat edebillrler.* ı: Rii CTİÎ fl İC İİ Pfl7îir r ^ Tarih I, tarihten evvelki zaman • A. Gazenfer îl UUc U11IVU 1 ULUl C larla e&ki zamanlardan bâhistir. OrHALK GECtSl ta ve yeni zamanlara ait diğer üç Oyundan sonra hususî tramvay. cilt te peyderpey neşrolunacaktır. Osküdar Hâle sinemasında Tarihten evvelki zamanlarda, bun dan takriben yüz asır evvel başlıyan Türk medeniyetini ve ondan neVan Mümessili: Nikola Kolin ve teşeüp etmiş diğer medeniyetleri, ilmin verdiği salâhiyete, inkâr kabul dünyanın nasıl değiştiğini anlamak bilmek istiyor. Kimse ona açik bir fi etmiyen coğrafî ve tarihî hakikat kir veremiyor. Kocası için konuştukça Iere, garbin en sağlam vesika ve konuşacağı geliyor ve söz uzanıyordu. membalarına müsteniden meydana çıkaran bu mektep kitabını, bütün Yemek vakti oldu. Birlikte yemek Türk mütefekkirleri ve mektep hayediler. Doktor bir aralık savuştu öğle uykusunu uyudu, geldi hâlâ Na ricinde bulunan okur yazalarımız elbet dikkatle, zevkle ve »evinçle dir Hanım Yusuf Efendinin «sırfen* II Bugıin A R T 1 S T 1 K ve O P E R A si .emalarmda !ij değiştiğini anlatıyordu. Nihayet pek okuyacaklardır. E D U A R D O B Î A N C O ' n u n gj ziyade sıkılan çocukların ısrarları ile *** g ARGENTIN ORKESTRAS1MN saat 16 I 2 ta \ LDA MATINE1 ve ; | j akşam altı postasma dar yetistîler. Bu eserin kıymeti, tarih ilminin en I sQat 21,30 da SON SUVARESL Ctç kainrin istıî de eKinler. İij Yann devam edecek son usullerine ve kat'î vesikalara da!!İ!!İ!!İ!!İ!!İ!!İİ!İ!!İİ Fiatlardd zammiyat yoktur. İİÜÎÜİİlllÜIİİÜİİİİli! yanarak telif edilmiş olmasmdadır. M. $ Kinder Garten Çocuk yuvası A JD İSTANBUL (Postane) 1200 ra. 18: Gramofon. 19,30 Alaturka muslkl. 20 30: Tivatro 21 Alaturka muslki. 22: Tanso orkestrası. BERLİN KÖNİGSV. 1635 m. 17 50: stuteart'tan: Çay musiklsi. 19 05: Şiirler (Klefst'ln asanndan). 19,50: Petreskirche kilisesinden ruhî konser. 21.05: Basvekil Brünning'in konfennsı. muteakıben Brrkne''in as?nndan 5 inci sen fon!. ^2,30: «Ölüye hürmet> isimli ağır temsil. VARSOVA 1411 m. 13 20 Se^fonik konser. 16.05: Mütenevvi konser. 17: Genc talebe musikisi. 17 25f Gramofon. 17,45: Konferans. 17: Gra mofon. 18 50: Cay mnsikisi. 20 30: Gra mofon. 20 50: P)r monoloS. 2120: Hnlk konseri 23 E^ebivat 23 T> CBethnven> piyano konseri. 24,05 Hafif musiki ve caz. BUDAPP.STE 550 m. 18 05 Askeri korser. 1P20 Ders. M55f MııMelif s^rkılar. 20 50: Sarkılı b!r t*^ sil. 22 40 TVi oivsno i'e c^z v>?Tfil^rı. Mütepfr.v,Pn ^ien FTkas Sigan takımı. VtYANA S16 m. 16 45: Emii Baupr talnmmm ooereMer konseri 18: T)ers 18 20: Pivano Keman konseri. 18 50: Musahabeler. 19 40: T>ostal tak'rrnim OD^ret •DonuHleri 21 • Ha bereler. 21 !0: «TT5mbnrentı Pre^s Fr"rterlk> isimM terpsil 23 45: Tozef Vo1"er takımı tara fmdan oDeret ve dans parçalan. PPAC, (Prnha> 4R8 m. 18 35 Grsmofon. 19 05 Alman mn«1Msl 20 05: K»>"re nrnn^rs'ta'i. 2135: B«»nr do mızıka 2?Vi' Havden'in ssnn "'in kema" kon^eH ??05: Nevyork'tan nak len f'srmo'Mk konser. POMA. AA\ m . 18 05 SenfmMk konser. 21: 22 05' Mütenevvi musiH* Br^^ms mnlni, PasnnJrıi Pprosi asar'nıİTn Mflt«akıben «vSeMrinfi Cay servisi> isimli temsll «ionra pr^mnfon p,nıCPF.«î 3<)4 m. 11 20 Cocuk DroeTamı 11 35 Avln 11 S0: KİH^e koro kon«erl 12: Sabah kfmserL 13 Gramofon 18 Mütenevvi mn«iki 1<J 15! Orkp^tra 2" 05: Ders. 20 45: Oranv>fon. 2105: Fal'i" asanndan 1 «Die Rose von Stambul» <tstanbul Gulü ) isimli operet temsili. Maarif Cemiyeti idare heyeti 6 R ET A 6A R B 0 PUSE Dun akşam MECHUL ŞARKICI GLORYA" • filmini alkışlayanlar bu harikulâde eserî gidip gör|menizi tavsiye edeceklerdir İSTANBUL BELEDİYESİ Darülbedayi Temsilleri ALKAZAR sînemasında MUKADDES ALEV Hint Mezarı OFEIUDA TABCbH ŞıK Sinemada Yaşasm Hayat YAŞASIN HÜKKAT Filminde SAiNT 6RANIER ve ME6 LEMONNIER SiNEMASiNuA ELHAMRA SıNE^ASlNDA! MARY 6L0RYJEAH MURAT ARMAND BERNARD KÜÇÜK DAKTiLO Filminde İKİ ŞE i, E 6 L E N C E L i VE NEZiH PROGRAM

Bu sayıdan diğer sayfalar: