14 Ocak 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

14 Ocak 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19*2! S 3IEkG RAFLAR Prof. Marş Yola cıktı Camhtrriyet ANKARA MEKTUPLARl t Fransız kabinesi Dün istifa etti Yenî kabineyi gene M, Laval teşkil edecek, M. Briand nazırlıktan çekiliyor Yapılan tahminler Paris 13 (A.A.) Gazeteler münhal bulunan nezaretler için bîr çok mühim siyasi ricalin isîmlerini tadat etmekte, ezcümle Hariciye Nezare • tine M. Boncour'un ve Harbiye Nezaretine de ya M. Tardieu'nün ve yahut M. Painleve'nin geleceğini yazmak tadırlar. M. Briand'ın çekilmesi şimdi kat'î görünmemektedir. Petit Pari'ien gazetesinin vazdığına jröre M. Briand yakında Cocherel'e gidecek ve orada uzunca bir miiddet Utirahat etmek için kalacaktır. Hiç şüphesiz, bugün vaziyet tenevvür edecek ve her şey anlanılacaktır. Paris 13 (A.A.) M. Heriot, M. Laval ile olan tnülâkati neticesinde meb'us sifatile millî müesseselerde M. Laval'e şahsen yardıma muvafakat etti^ini beyan evlemiştir. Paris 13 (A.A.) M. Laval, Uabinenin müxterek istifasmı Reisicumhura vermiştir. Sabık Başvekilin bu akşam yeni kabinenin teskiline memur edilmesi iht'mal dahiiinde eörünmektedir. Paris 13 (A.A.) R»5«îcumhur M. Doumer saat 9 30 da istisarele • rine ba«Iamıs, meb'usan ve âyan reislerin! ve parlâmntod*ki ıru^arın liderini neztlerine kabul etmiştir. Paris 13 (A.A.) Reisîcumhur M. Doumer tarafından fikirlerî sorulan parlâmento azasımn miitalenlarına göre buhran kısa bir miiddet dev«m edecektir. Vaziyet gene M. Laval'in riyasetînde bir kabine teşkiline doğru inkişaf »tmektedir. M. Doumer istişarelerine saat 14 te tekrar başlamıştır. Osmanh borçları Borçlar mes'elesînin müs* bet sureti halli nedir? Ankara, kânunusani (Hususi) Almanya tamirat konferansı are fesînde tamirat borçlarını ne şimdi, ne de istikbalde veremiyeceğini resmen söyledi. Bu hâdise Osmanlı borçlannm tanınmaması taraftan olanlara hak verecek mahiyettedir. Vakıa Osmanh borçları memba ve hukukî mahiyetleri itibarile ta • mirat borcuna müşabih değildir. Bununla beraber bu borçları gerek mazide, gerek halde daima millî varlığı tehdit eden tahripkâr bir âmil olmuştur. Filhakika Düyunu umumiye harpten evvelki tmparatorluk bütçelerinin üçte birinden fazlasını beledi • yor ve millî mkişafa hâdim umumi hizmetlerin ifastna mühim nisbette engel oluyordu. Bu hakikat Âli Iktisat meclisinin raporlanndan bi • rinden aidığımız atideki rakamlar dan pek güzel anlaşıunaktadır: Umumi masrafa Masraflar Altın nlsbetl % Harbiye 6,000,000 17,65 Nafıa 557.320 1,62 Dahlliye 1.044..650 3,07 Maarif 557,590 1,61 Düyunn nmnmiye 11,657.280 34,29 Osmanlı borçları umumî harpten sonra Lozan muahedesile eski tm • paratorluk eczasını teşkil eden devletlere taksim ve bizim hissemize isabet eden 104,715.631 altın liralık borç 928 mukavelesile bir sureti tesvtyeye raptedildi. Ancak mukave lenin derpiş ettif i tediyatın Türk milletinin takati fevkinde olduğu daha ilk tatbik senesinde sabit oldu. 929 senesinde senevî taksit olarak yapttğımız 14 milyon 700 bin liralık te • diyatın millî paranın kıymeti üze • rinde nasıl tahripkâr bir tesir ika ettiği ve hâmillerin o zaman bu sükutu • işlerine öyle geldiği için • hükumetin takip ettiği siyaseti tnaliyenin tabiî bir neticesi mahiyetinde gördükleri hatırlardadır. Alacaklı ve istismarcı zihniyeti ile hareket eden hâmiller çare olarak bize mukavelenamenin 17 inci maddesinde derpiş edilen kolaylıgın tatbikını, yani mutavassıt müesseseye millî para olarak tediye edilen se nevî taksitlerin ecnebi dövizine tabvili muamelejinin tehirini tavsiye ettiler. Bu kâfi bir çare olamazdı. Zira mes'ele kambiyo mes'elesi değil, Türk milletînin takati fevkin • deki bir borcu ödeyip ödeyemiyeceği mes'elesi idi. Bunun içindir ki iki senedenber! fasılalarla devam eden müzakeratta Türk tezi ve hâmillerin tezi başka başka olmuştur. Hâmiller, uzun tetkikler ve tereddütler neticesinde 17 inci maddeye nazaran daha müterakki bir adım atarak Türkiye'nin içinde bulundugu malî ve iktisadî müşkülftı nihayet kabul ve tas dik ettiler. Ancak bu müzavakayı geçici telâkki ettiklerinden 928 mukavelesinin esası baki kalmak kaydile tediye şartlarının muvakkat bir zaman için tahfifine muvafakat ediyorlardı. Hükumet ise bidavetten itibaren şu tezi müdafaa etmiştir: «Türkiye'nin icinde bulandugu müskülât yalnız dünya buhranımn in'ikâslanndan mutevellit değildir. Bu müskülâtın en büyük sebebi Türk millî iktisat bünyesinin benüz taazzuv etmemis olması, pek zayıf buIunmasıdır.» «Osmanlı borçlarını 1928 muka • velesi hükümleri dairesinde ödemek tesebbüsü bugünkü buhranda nasıl müessir olmuşsa bu borçları iki sene, beş sene sonra aynî nisbet dahilinde odemek ayni buhranın yeniden bas göstermesini mucip ola caktır. Binaenaleyh borçlann ha kikî tediye ve transfer kabiliveti • mize uygun bir hadde indirilmesi Iâzımdır.> Hâdisatm iki senelîk inkişafı hükumetin borrlar mes'elesindeki göfena lisan kuHenmıyınız, Cemil Bey. Doğru hakkınız var, Zehra Hanımefendi. Ben ne yaptığımı biliyor muyum? Sevmek biraz rinnetti*, lerler, ben şimdi bu hastalıkla malulüm. Mademki sevmeği bir hastalık diye kabul ediyorsunuz, kendinizi tedaviye uğraşımz. Yaptıra, kardeşim, hemtireci • ğim, binlerce lira sarfettim, dünyayi dolaştım, fakat gittiğim verlerde etrafımı görmeden ona ait defter dolusu hatıralar yazdım ve bir deste yazı ile buraya döndüm. Benim aşkım îyi olmaz bir hastalık. Cemil Fahir önünde duran dolu rakı kadehini dudaklanna götürdü, Zehra, onun kolunu çekti: Ne yapiyorsunuz, Cemil Bey, hasta olacaksınız. Bırakın öleyim, ben ölmek is • tiyorum... rüşünün isabetini meydana çıkar • mıştır. Filhakika Türkiye'nin iktisat bünyesi henüz taazzuv etmemiştir. Türkiye şimdiye kadar geri ve iptidaî bir ziraat tekniği ile ham madde ve gıda maddeleri istihsal ederek beynelmilel mübadeleye bu mevat ile iştirak ediyordu. Türkiye'nin istihsalâtında ne kemmiyet, ne de keyfi • yet itibarile müsbet bîr fark husule gelmeksizin cıhan mübadelesinin daralması esasen kendi kendine ki^ayetsiz olan Türk millî iktisadiyatı için bir felâket olmuştur. Bu felâketin en karakteristik ve en taze misali düne kadar memleketin en zengin ve müreffeh parçasını teşkil eden tzmir havalisinin açlığıdır. Avrupa'yı tehdit eden buhran, Türk millî iktisat bünyesinin vahim ve şimdiye kadar gizli kalan hastahklarını, bünye zâfını meydana çıkararak muzaaf tesirler yapmıstır. Bu itibarla yalnız buhranı değil, Türkiye'ye has şart • lart da hesaba katmak lâzımdır. Binnetice borçlar mes'elesi Türkiyenin iktisadî kudretine merbut bir mes'eledir. ••• Türkiye'nin taahhüdatma riayet etmek istemediği hakkında eskisi kadar sık olmamakla beraber gene arasıra yaygaralar yapılıyor. Bittabi bunlara kıymet vermeğe mahal yoktur. Zira azamî derecede hüsnü niyet göstermiştir. Bundan başka bir devletin en mühim vazifesi millî varlığı sıyanet ve muhafaza etmektir. Devlet teşkilâtının asıl hikmeti vücudü budur. Hiç bir devlet tâli mülâhaza ve endişeler ile bundan te gafül edemez ve bir takım indî telâkkilere kapılarak millî bünyeyi tahrip eden, millî inkişafı zencirliyen bağları muhafaza kaygusuna düşemez. Alman hükumetinin karan buna en yeni bir misaldir. Binaenaleyh borçlar mes'elesmi hukuk zaviyesinden değil, hakikat ve imkân zaviyesinden mütalea etmelidir. Kaldı ki hukuk bakımından da bir hukuku hususiye akti olan 928 itilâfnamesinin mucibi aktin ifası imkânsızlığı karsısmda ayakta durabîlece?! iddia edilemez. Tecrübe ile sabit olmuştur ki borçlann tediyesini imkânsız kıian diğer ik tisadî sartlardan kat'ı nazar, kam • biyo piyasası ve millî paranın talihi, tediye başlar başlamaz derhal müteessir olmaktadır. Buna rağmen tediyeye devam edildiği takdirde millî paranın gittikce düştüğü ve müteakıp tediyelerin daha çok paraya ve fedakârlığa ihtiyaç göstererek bir miiddet sonra imkânsız bir hale geldiği görülecektir. Fikrimizce hâmiller Osmanlı borçlarının müsbet hallini Türkiye'nin iktisadî kurtulusunda aramalıd'rlar. tktisaden zayıf Türkiye, bizzat hâmiller için de zavif bir teminattır. Bilâkis zinde ve iktisaden kurtulmuş bir Türkiye ödeme kabiliyeti yük selmiş bir borçlu olacaktır. Bu iti barla: 1 Borç miktarını Türkiye'nin tediye kud^eti ile mütenasip bir hadde indirmek, 2 Yapılacak yeni itilâfın mevcudiyetine delâlet etmek üzere taksitlerin yüzde biri tediye edilmek ve mütebakisi uzun bîr müddet için Türkiye'nin iktisadî ihyasına ve ku rulusuna hasretmek.. Hâmillerin menfaatleri iktiza • ıındandır. Hulâsa Türk bütçesi, Türk parası ve tediye muvazenemiz için teh likeli ve muzır olabilecek her hangi bir sureti hal yeni Türkiye'den beklenemez. Hükumetle Osmanlı borçlan meclisi arasında vaki son temasların ve muhaberatın müzakeratın yeniden cereyan almasına müsait olduğu tahmin edilmektedir. ALİSÜPZYYA karken göğüs göğüse gelen iki genç kadın, birdenbire, sevinçli bir cığlıkla birbîrlerinin boynuna atıldı • Iar: Feriha! ZehraI Herkesin şaşkın şaşkın bakışian arasında öpüstüler, öpüştüler... Zehra, heyecandan yüzü dalga dalga kızıllasmış, haykınyordu: Canım Ferihacığım, senmiydin o kadar uzun uzun bahsedildiğinî dinlediğim kadın? Detnin dans e • derken gördüm, ama yüzünü adamakıllı fark edemedim. Sonra, senin olacağın, dünyada aklıma gelmez di... Feriha kahkahalarla gülüyor, gözlerine hücum eden yaşları sili • yordu: Elbet, Zehracığım, beni ko laylıkla tanıyamazdın. Ne uzun seneler oldu, birbirimizi görmiyeli! Çocuktuk, büyüdük, değiştik.. M NAL1NA MIHINA Çelebi böyle olur... Bafra'da bir baloda bir adam 51 müş. Kalbi vamış ta çok dans etmiş veya biraz fazlaca şampanya içmiş te ölmüş değil, silâhla vuruîarak olmüş... İki tanıdtk birbirlerile şakalaşıvorlarmıs. Birinin elinde bıçak, ötekinin elinde tabanca varmıs, bu şakadan bir facia çıkacağını anliyan bir zavallı arava girmiş, tabanca ka • zaen patlamış ve adamcağız ağır surette yaralanarak ölmüş! Bıçaklı ve tabancalı şaka, baloda değil, muharebe meydanmda bile hoşa gitmiyecek bir şakadır. Çün • kü silâhlar, şaka ve lâtife için de • ğil, adam öldürmek için yapılır. Baloda şaka, ancak kotiyon denilen oyuncaklarla yepılır, tabanca ve bi » çakla şaka vapılınca işte sonu böyle olur. Kadınların bile kimseye batmasn diye göğüslerine iğne takmad^klan baloda, bu zamanda, silâhla gitmek Kurunu vustadan kalma bîr kaba davıhk zihniyetidir. Biri çıkıp ta «Celebi böyle olur, bizde de balo dediğin!» derse, ba • lolarda silâhla şakalaşanlar veya kendini bilmiyecek kadar sarhos olup boğazlaşanlar, hiç darılmasmlarl Darülfünun için celbedi len mütehassıs geliyor Ankara 12 Darülfünun mffitehassısı olarak getirilmesi takarrür eden tsviçre darülfünunu maruf orofesörlerinden M. Marş tstanbul'a muteveccilıen hareket etmiştir. M. Marş Darülfünunumuzda iki ay tetkikat yapacak ve neticeyi bir raporla doğrudan doğruya Maarif Vekâletine bildîrecektir. Maarîf Vekâleti bn raporu *alim ve terbiye dairesile maarif erkânından mürekkep bir komisyonda tetkik ettirecektır. thracat Of isinin Tebliği tstanbul 13 (A.A.) thracat Ofis'nden tebliğ edilmİ!>tir: 1 Fran^a hükumeti kereste îthaîpttnı kontenjana tâbi tutmustur. 1932 kânunusani iotidasmdan mart nihayetîne kadar Turkiye'nrn Fran • sa'ya îthal »debilecefi k"rest« 13 ton olarak tesbit edilnıistir. Kereste ihracatrTİKnmız^n ona göre hareket etmeleri lâzımdir. 2 ttalya hükumeti 1 kâmmusani 1932 tarihinden itibaren îta'va'y» •• * hal edil«cek her esyadan tahliye resmi namile veni bir resim alaraktır. Bu resim Fo3fat ve Nitratla inşaat maİTemesindn ton basma bir. v^ sair bilciimle esvadan ton başina iki bucuk lirettir. Transit eşyası bu resimd<*n mustesnajdır. Hint kadınlarınm Amerika'da Vatanperverliği Zelzele Ingiliz kuvvetlerile mü cadeleye giriştiler Ahmetabat 13 (A.A.) Kad'nlar sîlâhsız itaMsirlik hareketinde daha faal bir hal almış görünmekt«>d<rler. Polis, konçre taraftarlartnın dünkü içtimalarını tona ile daŞıtmış ve kadmların emin bir mahalie koymak için vaki olan teşebbüs ve mukave metlerine rağmen kon^recilerin bayraklarını da ele geçirmiştir. Polisin h ü c ı m u esnasmda bir ç o t kadınlar yaralanmış ve 30 kadarı da tevkîf edilmMerdir. Bombay 1 3 (A.A.) Kongre taraftarlartnın nümayişi esnasmda iki Irisi yaralannu? ve nümayişçiler dağıtilmıştır. Bunlardan 15 i h*' ; *~" yara'anmıslardir. 20 kadın ve 20 er • kek tevkif olunmuşlardır. Bir senede 500 yangın! Belediye otomatik ihbar şebekeleri yapacak fstanbul Belediyesi tarafından tutulan istatistiklere göre 1923 de 72, 1924 te 260, 1925 de 199, 1926 da 432, 1927 de 374, 1928 de 385. 1929 da 495, 1930 da 466 yangın olmuştur. 1931 in istatistiği henüz ikmal edilmemif olmakla beraber geçen sene zarf ındaki yangınların beş yüze yak" Iastığı anlaşılmaktadır. Belediye yangınların önüne ge> çebilmek için AVrup&'da olduğu gibi itfaiye merkezlerine mer but otomatik ihbar şebekeleri vucude getirecektir. ji»ııiHiıııııııııııınınınıııuınnııınfinıuın ıııı**^ 11 kişi öldü, 150 kişi yaralandı Btrmimrham 13 (A.A.) Alebama hükfimeti d*hPinde Carnavon kontluçunda ve Brim7n?!iam'da bu sabab erkenden az sürekTi fakat siddetli bir zelzete o'mustur. 11 ktsi ölmüs ve 150 kişi yaw'anmtştır. Karnavon kontlıığtmun cennbımfla 20 mîîlfk bir daire dahflinde hissedflen bu zelıeîe maddî bîr çok tıasara sefcep o'muîtur. BiThassa hayvan?»r »raTjda büvük zayiat o'nvjştur. Ziraat VeVâletirvn getirttiği hayvanlar Ankara 13 (TelefonU) Zİraat Vekâleti için getirtilecek 32, vilâyetler için getirtiiecek 30 havvan yeni kontenjan listesine ithal edilmiştir. Akın piyesi filme alınacak Ankara 13 (Telefonla) «HaDcevi» nde temsil edilen cAkm» pive^ini fflme almak için tanınmıs Avrupa firmalanndan bir çok müracaatler vaki olmaktadır. Yapılacak müzakeratta uynşulursa filmin b' r kısmı Konya'da, bir kısmı da Paris'teki stodyolarda çevrilecektir. 15 şubatta «Halkevi» nde ikinci temsfl veriiecektir. Bunda Aka Gündüz'ün «Mavi Yıldınna» isimli piyesi oynana caktv. Belediye ceza'arına bakacak mahkemeler Ankara 13 Adliye Vekâleti tstanbul'da yalnız belediye cezalanna itiraz edenlerin muhakemelerile raeşgul olmak üzere kurulacak sulh hâkimHklerinin nerelerde tesisi lâzım geldîğini sormuştur. Belediye Istanbul, Beyoğlu ve t)sküdar'da açılacak üç mahkemenin ihtiyaca tekabül edeceğini bildir miştir. Vebayi bakarî möcadelesi Ankara 13 Ziraat Vekâleti vebayi bakari ile mücadele için bir lâyiha hazırlamıstır. Bu teşkilât sıtma mücadele teşkilâtı gibi müstakil o • lacak ve bütün memlekete teşmil edilecektir. Teşkilâtta 34 baytar, 70 küçük sıhhiye memuru, 3 0 piyade, 70 sü • vari gardiyan istihdam edilecek, i • cabında asker ve jandarma kuvvetlerinin de muavenetleri istenecektir. Bu teşkilât için 550,000 liraya ihtiyaç görülmektedir. Heyeti Vekilenin tasvibine arzedilecek kadroya göre teşkilât reisine 500, muavinine 450, mıntaka resilerine 400, baytarlara 350 er lira veriiecektir. Adana'da grip var! Adana 12 Son günlerde havalann değişik gitmesi grip vak'alannı çoğaitmıstır. Bazı menen.pt vak'alan da görülmüsHir. Ankara'da Yunan Sefarethanesi Ankara 13 (Telefonla) Yunan hükumeti sehrimizde güzel bir sefaret binası yaptırmaga karar veımis, bunun için bir Yunan rniman gondermistir. Ne okuyayım ? j I Nasıl okutayım? \ \ i İ İ j [ ! İ ; I j | İ İ | j | \ | j İ | İ \ | İ i Her muallimin kendi kendine | sorduğu iki sual vardır: Ne okuya | yım ve nasıl okutayım? Muallim, | bütün meslek hayatında bu iki sualef cevap veren eserler aramakla meş | guldür. İ Bir taraftan tedrisatında talebe | sine okuttuğu mevzular hakkında | malumata ve bu malumatı zengin | leştiren resimlere ihtiyacı vardır. B u | husustaki nesriyatımız muallimi tat| min edecek derecede zengin değil f dir. | Diğer taraftan muallim, meslekî | bilarisini arttırmak ihtiyacındadır. | Bilhassa ilk mektep muallimleri, | yeni tedris ve terbiye usulleri hak | kında yeni eserler okumak ve bu! | mak mecburîyetindedir. | «Hayat Ansiklopedisi» muallimin| bu iki ihtivacını da tatmin edecek | tarzda tertip edilmiştir. Burada | muallim, kendi kendine sorduğu iki | sualin de cev/»btnı bulacaktır. | «Hayat Ansiklopedisi» her mual | limin en zengin kütüpanesi ve en | kuvvetli yardımcısı olacaktır. | Orman teşkilât lâyihası Ankara 13 (Telefonla) Ziraat Vekâleti orman teşkilât kanunu lâyi hasını hazırladı. Lâyîha orman memurlanm barcme tâbi tutacak, bu suretle maaslar bir miktar artacaktn*. BüyOk bir sirkte yangın Anvers 13 (A.A.) Büyük bir sirkte gece yansı bir yangın çıkmıstır. Ateş fillere mahsus bölmeleri ve diğer vahşi hayvanlara ait Ievazım deposunu tahrip etmiştir. Mevcut yirmi iki filden on îkisi tehlikeli surette yanmıştır. Zarar miktarı dort milyon tahmin edilmektedir. Şehir civarında toprak tabyalara doğru kaçan bir fil on iki metre yükseklikten düşmüştür. Filin bel kemiği kırılmıştır. Belediyeler için yeni bir eser Ankara 13 (Telefonla) Beledi yelerin umumi faaliyetleri Oe sehirlerin vazivetlerinî anîatan bir eser vucude getirPmesi kararlaşhnlmıstır. Bu eser sehirlerin kaç haneli ve kaç nfifuslü oldueımu, plânlannı, sn ve kanaüzasyon tertibatım, elektrik, havagazi ve sair tesisatmı, umumi binalanm ve mues seselerini gösterecektîr. Siyasî musteşarlıklar Ankara 13 tşi çok olan bazı ve kâletlerde siyasî müsteşarlık ihdası fikri bir müddet evvel mevzuu bahsolmuştu. Bu fikir etrafında yeniden bazı cereyanlar görülmektedir. Siyasî müsteşarlık ihdasını düşünenler bu yeni memurîyetin haricle münasebatı fazla olan ve Millet Meclisi encümenleri ile sık sık temas mecburiyetinde bulunan vekâletlerde ihdasını zarurî görmektedirler. Sofya'da suikasitler Sofya 13 (A.A.) Dün Proto gueroff hizbine mensup bir Make • donya'Iı ihtilâl rüesasından Michailoff'un taraftarlarından birUi tarafından öldürülmüştür. Katil, tevkif ve Makedbnya dahilî ihtilâl teşkilâtının emri ile hareket etmiş olduğunu söylemiştir. Diğer taraftan, geçen gece de bir Makedonya'lı, 3 şahsm taarruzuna uğramışsa da bunların atmış olduklart kurşuniar isabet etmemiştir. Thdoroff'a karşı yapılan sui kasitlerin bu, ücüncüsüdür. liyorsunuz... Cemil Fahir bu cümleyi işitme • mişti, elindski kadehi birden ağzına boşalttı, sesini yiikseltti, yumruklanm sıktı, masays vurdu: Bütün ömrümü ayaklannm ucuna attım, karşısında didik didik olduğumu gördü, acımadı bana! GözIerimin önündc başkalarile e&'^ndi. Adı çıkmış bir kadın demedim, onunla evlenmek îstedim. Benim bütün temiz, iyi niyetlerimle eğlendi. Ben, ona, istediği gibi bir yuva kurmağı, rahat bir ömür hazırlaroağı vadettim, hepsine güldü, başkalarına koştu... Cemil Fahir, başını çevirdi, Çöl Güneşini aradı, halbuki cazbant sus • muş, dans edenler dağılmıştı: Kayboldu gene ortadan. K!m bilir kiminle gene bir köşeye çekildî kahpe! Zehra onun sözlerini kesti: Sevdiginiz kadın için bu kadar Belediye vergi ve resimleri Ankara 13 (Telefonla) Yeni Belediye kanununun belediyelere tahmil ettiği vazifelerin eski vergi kanunlan 3e yapılmasınm kabfl olmadığı anlasıl mıstır. B«led»ve vergi ve resimleri için yeni bir lâyiha hazırianmaktadır. Bu lâyîha belediyelere bu vezaîfj yapmak imkânını verecek esaslan muhtevi bulunacaktır. çası gibi dönen Çöl Güneşini seyrediyor.. Zehra görlerini çevirdi. Büyük salonun nihayetindeki büfede Cemil Fahir, gene kendi £1°minde, birbiri ard'ndan viski kadehle • rini boşaltıyor... Zehra. kenardan kalabalığı yardı, büfeye doğru yürüdü: Cemil Bey, bu gece dünyaya küskün gibisiniz, berkesten kaçıyorsunuz. Cemil Fahir içkiden kiz=>»mn «rözIerini açtı, kapadı, başını Zchra'nın başına yaklaştırdı, heyecan dolu bir nef esle: Gördünuz onu, değil mi? Uzaktan, tanıştırsanıza benimle! Ben, Len mi tanıştırayım sizi onunla? Ben artık onunla selâmlaşmıvorum bile... Zehra'nın dudaklarında alaylı, fakat samimî bir gülüs kıvnldı: Ama, görmek için buralara ge izmir ciffçisine yardım tzmir 12 Ziraat Bankası Bulgur ea'da ekecek tohumu olmıyanlara to • hum almalan için 600 lira gondermistir. Kredi kooperatifleri çiftçiye tohumluk •rpa daSıtmaJa baslpmıstır. İ Hayat Ansiklopedisi } | 1 şubatta çıkıvor j ^>»fffitmnfiıifiııuıııııııııııııııııııınıııtıinııııniıiiiııııııııınııntı«* CUMHVRİYETİN TEFRtK**" 5 \o\ Uuneşı ŞSkufe Nihal Vals bîtti, rüy gibi uçan kadn elile işaret etti, zevk dolu, kıvrak bir sesle emir verdi: Çalsın, bir daha! Etraftan sesler, el şakırtiları: Biz, bizî.. Yeniden dönmeğe basladılar. Sedat Beyin hali bitkindi, ter içiniJe kalmıştı. Fakat çare yok. kendi»ini rüzgâr gibi uçuran kadınm musipliğine bovun eğmek lâzım. Zehra, «alabalığin arasından onu gormeğe çahşıyordu, bir ariiik gözleri Nihat Beye ilistt. Nih»» B«v vukarı kata eıfran genis merdivenin ortasında, trabazana dn"»*»"««. •• •*!miş. sararmıs bir yüzle. Sd«t B*»vîn kollannda tutulamıyan bir ziya par Zehra, Feriha'nın koluna girdî, küçük salondaki sedire oturdular: Neye kaybettik birbirimizi, senel erdenber i ? Az daha gelmiyecektim, bu ak • şam. Ne iyi oldu da geldim. Mabadi var Kânunusani 14, Ramazan 6 Ferşembe Tulu Öğle ikindi saat daklka saat daklka saat daklka 2 24 7 20 23 9 14 46 49 ezanl zeval) Akşam Yatsı imsâk aatjdaklka saat daklka aat daklka •*• Küçük salonon kapınndan girip çı 12 17 3 1 18 37 39 (2 5 36 38 zevalf

Bu sayıdan diğer sayfalar: