18 Şubat 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

18 Şubat 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dubac 'CumhuTİyeı KÜÇÜK KÖŞE: S OIS TELG RAFLAP Kar fırtınasînda Bizün Mahmut Yesari'nin mizahlandırdığı gibi davranmıyacağım. Gerçi bir bakıma doğrudur, havadan lâpa lâpa kar yağar ve yerden havaya arşın arşın kar yükselîrken temmuzu ağustosu, kumu plâjı düşünmek biraz tuhaf oluyor. Fakat işin içyüzünü dü« şününce tstanbul plâjları için görü şülecek en münasip zaman bu za • mandır. Bazı işler vardır ki anında konuşulup anında karar verilmeği istilzam eder. Bazı işlerde de muvaffak olabilmek için • evvelden düşü • nüp karar vermek lâzımdır. Istanbul plâjları da bu cetvele dahildir. Bu • günden konuşulup karar verilir ve yarından hemen işe başlanırsa netice ancak banyo mevsiminde almabilir. Havalar soğuk diye yarından ö bürgüne atılırsa bu iş gelecek seneye bile başarılamaz. Halbuki başarılması tstanbul için faydahdır. Cenevre Konferansmda Son hatip olan Sırp murahhası «Siîâhsız devletler de harp edebilir» diyor Cenevre 17 f A.A.) Tahdidi tesM. Motta, diğer tekliflerin müsbet Iihat konferansının dünkü celsesinde kıymetlerini ehemmiyetle kaydetmişM. Bosh, (Ariantin), memleketinin tİr. pek az miktarda olan askerî kuvvetleM. Marinkoviç (Yugoslâvya), en rinden bahsetmiş, mümkün olduğu son olarak söz söylemiş olan hatiptir. kadar tam bir tahdidi teslihat icrası Mumaileyh, Cemiyeti Akvam misa • lehinde bulunmuş ve netice olarak kının henüz müeyyedesi bulunmıyac Arjantin namına müsbet bir takım beynelmilel hukukî bir mükellefiyet teklifler tevdi eylemiştir. olduğunu kabul etmiş ve bu cihetin nazari itibara ahnması lâzım olduğu» tran murahhasından sonra, M. nu söylemiştir. Silâhlarından tama • Motta (tsviçre), Cemiyeti Akvam meclisinin Çin Japon ihtila.fi mes'e men tecrit edilmiş ik! devlet arasmlesindekî mesaisinin akim kalmı; ol da dahi harbin kabil olduğunu be yan etmiştir. Hatip «elverir ki harb etmasını teessüfle yadetmiş ve bu se mek arzusu mevcut olsun» demiştir. bepten dolayı konferansm mesaisine pek gayrimüsaît bir muhit içinde deYugoslâvya hali hazırda mevcut vam etmekte ciduçunu söylemiştir. olan imkânlar dahilinde tedrici su • Beynelmilel bir kuvvet ihdası fik rette tahdidi teslihat icrası hususunrinin henüz zamanı değildir. Fransız da diğer devletlerle hemfikirdir. teklifleri, müzakerata merkez teşHatip, beşeriyetin bir sulh devresikil etmek hizmetini görecek olan bir ne nail olması temennisinde bulunbloktur. ı muştur. Nuri B.e cevap veriyorlar Nebatî yağîarın müdafaası, memleket halkmın ucuz yağ yemesi için değil, beş altı fab rikntorun zengin olması içindir [Nebati yağlartn memlekete ithal edilip edilmemesi mevzuu etrafında açmtş oldağamaz ankete gelen cevaplart sırasile neşretmekteyiz. Bugün de Ayvalık Zeytinyağcılar Birli ği tarafmdan gSnderilen uzun bir cevabtn ilk kısmınt neşrediyoruz. Ayvalık Zeytinyağcılar Birliğinin ce • vabt, ayni zamanda Millî Sanayi Birliği umumî kâtibi Nazmi Nari Beyin Milliyet refikimizde nesrettiği bir makaleye de cevap teşkil etmekte • rfıV.] İstanbul Sanayi Birliği kâtibi u • murnisi Nazmi Nuri Beyin bu mes'ele etrafında 7 şubat tarihli Mill'yet gazetesinin ekonomi sütununda intişar eden makalesini okuduk. Âleme ettikleri tavsiyeden kendüerini ne • den münezzeh addettiklerini anhyamadık. (tktisadîyatta his ile hareket daima menfi neticeler verir) kaziyesini kabul ettikten sonra niçin bu suretle hareketten kendüerini kurtaramadılar. Makalelerinin ikinci cümlesî de şöyle devam ediyor: (Bu esasa göre her hangi bir iktisadî mevzuun leh ve aleyhinde idarei kelâm edebilmek için kat'î rak&mlara istinat ederek her tarafın tezini müdafaa etmek icap eder) buyuruyorlar. Millî zi raat ve sanayiin himayesi taraftarı olan biz müstahsiller bu esastan da ayrılmıyarak bütün iddialanmızı rakamlar ile i*bat ettik ve ediyoruz. Halbuki kendüerini bu mecburiyetten de azade gördüler. Rakam olarak ta halkın % 90 I n l n fakir olduğunu bir doktordan daha fazla salâhivetle, evsafı kimyeviye ve fenniyesîni de memleketimizin bu işler üzerinde senelerdenberi uğraşan fen adamları mızdan daha yüksek bir vukufla müteaddJt makalelerile methîni bitiremedikleri vejetalini her fakir ailenin tereyağı yerine 5066 kuruşa tedarik edebileceğini îlân ediyorlar. tstanbul Sanayi Birliği namına soz söyliyen Nazmi Nurî Beyin bir ik tisadî noktai nazar müdafaasından IHEM Ayvalık yağcıları Nazmi Konferansm Anketimize gelen cevaplar NALINA MIHINA faydası Fransa'daki Kabine buhranı Bir temerküz kabinesi teşkiline çalışılıyor Buhran vergisi ıSerbest meslek erbabîna nasıl teşmil edilecek] Ankara 17 (Telefonla) Mecliste bu devrede tetkik edilecek olan yeni kazanç lâyihası serbest meslek erbabmı da maktu vergiye tâbi tuttuğun • dan kazanç vergisi varidatınm cogalaeagı tahmin edilmektedir. Serbest meslek erbabının, verdikleri kazanç vergisi yeku . nuna gore ve muayyen bir nisbet dahilinde buhran vergisi I ne tâbi tutulmaları muhtemel • dir. Yeni icra ve iflâs Lâyihası tetkik ediliyor Paris 17 (A.A.) Dün âyan meclisinde M. Laval, M. Peyronnet'nîn nükumetin umumî sîyaseti hakkındaki istizah takririnin müzakeresi hu • susunun bu ayin 26 sına tehir edilmesi için ısv»r etmiştir. Mumaileyh, bu istizahm bu daki • kada yani bilhassa Cenevre'de Fransız murahhaslannm Fransız noktai nazannı tasrîhe davet edilmekte olduklan bir sırada müzakere edilmesinin muvafık olmadığını beyan et • nvstir. Bu tehir talebi âyan tarafmdan reddedüdikten sonra M. Laval yeniden ısrar etmiş ve mezkur takririn cuma gününe tehiri talebinde bulu • narak itimat mes'elesini ileri sürmüswı» T*M.. t«ı,ı;« 134 r e y e k a r ,, 1S7 rev ile reddedilmiştir. îşte bu muvaffakiyetsizlik hüku metin istifasmı mtaç eylemiştir. Saat 17,30 da M. Laval, refakatinde kabine erkânı bulunduğu halde is"""" Atina 17 (Hususî) Umuru Katifasmı M. Doumer'e takdim etmiştir. vaiye nazırının tayyareler için muAkşam yemeğinden sonra Reisi bayaa edilen benzin üzerinde bazı eumhur, âyan ve meb'usan meclisleri suüstimalâtta bulunduğu hakkında reîslerinî kabul etmiştir. Fliniki gazetesi tarafmdan yapılan Müşarünileyh, bugün başlıca sîyasî neşriyat üzerine nazır gazeteyi dava şahsiyetlerle görüşecektir. etmiş, fakat maznun muhakemenin cereyan ettiği Pire mahkemesinde Yeni kabineyi teşkil edeeek olan beraet kazanmıştı. Neşriyatm tah • sîyaset adamının kim olacağı ancak kikine mahkemece lüzum görülme • bu miişaverelerden sonra taayyün emişti. decektir. M. Venizelos üç giin evvel meclisi M. Doumer'in mesaisi bir temer • tneb'usanda jüri heyetinin bu karaküz kabinesi teşkiline matuf olacak* rını tenkit etmiş ve nazınn hakika • tır. Müsarünileyh, bir çok defalar bu ten böyle bir suüstimali olup olmadıformülü tercih etmekte olduğunu a • gmın tahkiki için meb'usandan bir çıkça ima eylemiştir. Son buhranda tahkik heyeti teşkil inî, buna bütün radikal fırkası rüesası tarafmdan M. fırkaların, iştirak etmesini istemişti. Laval'e karşı serdedümiş olan hi • Dün de bu teklif tekrar edilmiş razlann sol cenah gruplannın itimave fakat muhalif partilerin en kuvdını haiz bir zat tarafmdan yapılavet lisi olan halk fırkasının lideri M. cak yeni teşebbüslere karşı ileri süÇaldaris fırkasının bu ankete istirak riilmiyeceği ümit olunmaktadır. edemiyeceğîni söylemiştir. M. VeniParis 17 (A.A.) Ayan ve selos buna hiddetlenmiş, fırka reisine meb'usan meclisleri reisleri, Elize sa hitaben: rayından çıkarken çarşamba akşa * Siz iradesîz insanlarsınız! Demmdan evvel kabine buhranımn ne« mîştir. ticesi hakkında tahminde bulunmak Çaldaris bu sozle kendismi tahmümkün olmadığını söylemislerdir. kîr olunmuş addetmiş, M. Venizelos sozünü geri almazsa fırkasının içtima salonunu terkedeceğini söylemiştir. M. Venizelos sozünü geri almamış ve hatta: Ankara 17 (Hususî) Adliye En. Ben tazyik ve tehdit altında cumeni bugün yeni icra ve iflâs lâyi • sözümü geri alamam! Demiştir. ha3nun müzakeresine başladı. Buna müteakıp M. Çaldaris ve ta Yunan Meclisînde Bir hâdise Halk Fırkası meb'uslarî 1650 kilo dinamit Birden infilâk etti içtimaı terkettiler delerini yetiştirebilen memleket eift çisine iş bulmaktır. Nazmi Nuri Bey iddialarile bu işin pek yabancısı olduklarım ilân et Benim fikrimce tahdidi teslihat* tiler. Ve zeytin mıntakasmın ne kakonferansı yalnız bir şeye yarıya dar vâsi ve müstahsil adedinin ne caktır. Cenevre şehrindeki otelcüeri,. kadar çok olduğunu bilmediklerini, zeytin mahsulünün ne olduğunu, na otomobilcileri ve sair bazı mağazalan sıl toplamp pîyasaya nasıl sevkolun zengin etmeğe... 1200 murahhas ilej maiyetleri tsviçre şehrine avuç dolusu duğunu ve kimlerin elinden geçtî • para bırakacaklardır. Ne olurdu; şu* ğini, cihan piyasalarına ne şekilde Plâj, basit bir eğlence işi değildir. tahdidi teslihat konferansı tstanbul^ arzolunduğunu tamamen bilmiyorlar. Modern bir tstanbul plâjı Turing da içtima etseydi... İşgal ettikleri mevki itibarile bun Kulübün kırk senede elde edemiye¥*# ları öğrenmek ve ancak ondan sonra ceği neticeleri bir iki mevsimde te ortaya çıkmak lâzım gelir. Bunu min eder. Varna meydandadır. Küçüyapmadılar. Ve davalarını vejetalin cük Varna daha ilk senesinde hariçnasıl çürük bir yağ ise öylece kendi Tahdidi Teslihat konferansı açıIiM ten binlerce seyyah celbetmiştir, bu kendüerini de ayrıca çürüttüler. açılmaz, Fransız heyeti murahhasasrç yekun her sene artmaktadır. Oteli, Nazmi Nuri Bey bilmelidirler ki diğerlerinden tetik davrandı, bir sulhf vasıtai nakliyesi, banyosu ucuz ve tezeytînyağcıların iddiası kendilerinin ve müsalemet şampiyonu halinde orJ' zannettikleri gibi âlemi zeytinyağı miz bir plâj, bulunduğu memlekete taya atıldı ve herkesi hayrette bırayemetje mecbur etmek değil, vejetapara ve dost getirir. Yerli mamulât kan muhteşem bir terki teslihat tek • lin gibi yağları menetmek hiç deüil, lif inde bulundu. müşteri bulur. Muhtelif esnaf az çok fakat ancak ve ancak millî mahsulâkazanca kavuşur» Elimizde temiz, Fakat, silâhlannı atıp bir sulh pe» tı himaye ve sanayimizi cihan iktisasıhhate uygun bir kum deryası ve bir risi gibi elinde zeytin dalile ortaya çu diyatınm bugün için kabule mecbur derya güzeli durup dururken yapalım olduğu mülileşmek sîyasetinin ica • kan Fransa'nın yeni harbiye bütçesî,' mı, yapmıyahm mı? Diye işi medreS milyar 256 milyon franktır; yanıl* batı olarak tamamen millî mahsu • mıyorsam 420 milyon Türk lirası..ifl seye düsürmek en yenik manası ile lâtımızı işlîyecek bir hale ifrağdır. Durun, daha bitmedi: Bu harp büt) f aydayı bilerek reddetmektir. Böyle Türkiye (Rüsumat Müdiriyeti u • çesi, geçen senekinden de yüade üçı bir gaflete düşüleceğini ummam. Pamumiyesinin nesrettiği istatistiklere fazladır. Yaşasın terki teslihat! ra hazır, yer hazır, plân hazır, fayda nazar an) 1931 kânunuevvel ayîık neşriyatı henüz gelmediğnden 11 aygöz önünde.. Bence durmağa ve u lık vasatî üâve edilmiştir. zatmağa hiç lüzum yok, hemen karar 1931 senesinde: vermeli ve martta işe başlamalı. Ka20,500,000 kilo zeytinyağı ve sararlann mutlaka ittifakla verilmesi nayide müstamel nebatî yağlar. şart değildir. 2,500,000 kilo yağ muadili pirina. Yalnız Belediye plâjları mes'ele Patna 17 (A.A.) Kıyamcılar.i 6,500,000 kilo yağ muadili sinde ısrarla, titizlikle takip oluna28,000,000 ki. susam, haşhaş, ketcn bir hâkim ile 33 polis memunmun bu •; tohumu gibi buzur ki ceman cak noktalar vardır: Vasıtai naKİiyelunmakta olduğu bir polis mevküne ta«' 29,500,000 kilo yağ ve yağlı madnin intizamı ve ucuzlaştırılması, banarruz etmişlerdir. Polisler, silâh istima • deler ihracatma mukabil yo, büfe, otel ücretlerinin azamî de Iine mecbur olmuşlar ve neticede 8 Ayni sene zarfında: receden daha ucuza indirilmesi, te750,000 kilo araşit ve emsali neba Hint'li ölmüş, 5 i de yaralanmışbr. Hâ' mizlik ve medenilik... Geniş bir gökim ile 24 polis hafif surette yaralanmı tî yağlarla. rüş, iyi bir hesap bunlarm hepsini teIardır. 1,500,000 kilo muadili olan min edebilir. Îşte bir Ankara'lının ts4,000,000 kiloya karip koku ki ce Şimdi memurlar, vaziyete hâkim butanbul halkı ve Belediyesi için iyi man 2,250,000 kilo yağ ithal ettiğine duyguları ve iyi dilekleri. Iunuyorlar. göre. AKA CÜNDÜZ Bombay 1 7 1 A . A . ) Hükumet ta» Türkiye'nin yalnız 1931 senesi nerafından kendisine 4 8 saat zarfında l«tî p»i ve İDtjdaÎRtşddelerinden ZÎyade vejetalin n U â m ı n ı kenziren Bombay*ı terketmesı emri verıimıs oian makalesinde tamamen hisse kapildık (bezir yağını nazari itibara atma dan) nebatî yağ olarak, 27,000,000 Mi.< Slade, Gandi'nin Ahmetabat'taki larınm kendileri bile farkmda değil , kilo fazla ihracatı vardır. eski ikametgâhına gitmek emrini almıstu% ler. Sonra da zeytinyağı tüccarına hüO halde memleketimizde nebatî cum ile mes'eleyi basitleştirmek ve Mumaileyhimamn İngiltere'ye mü La Corogne 17 (A.A.) Halkî denyağ kâfi değildir diye hariçten sa a'deta bizim mücadelemîzi bir kaç sete düsüren büyük bir infilâk vukua teveccihen vapura bindirilmesi hukukî niyede istimal edilmek üzere araşitgelmiştir. tnfilâk, şehre 5 kilometre me tüccarın vaveylâsı şekline koymağa bir takım sebeplerden dolayı müskül idî, yağı ve vejetalin imali için de koku çalışıyorlar. Yalnız 1931 senesinde safede patlıyan 1650 kilo dinamiti muhzira Ingiliz tabiiyetinden feragat eyle hemen hemen 20 milyon kiloya baliğ ithali lüzumu neden iddia ediliyor? tevi bir depoda vuku bulmuştur. Bu deolan zeytinyağı ihracatımızın değil Ve buna ne için lüzum gösterili • misti. po, La Corogne'u Santiago'y* raptede Geçen hafta ziyaret etmis olduga eek olan demiryolunu insa eden bir kum bütün Türkiye zeytinyağı rekoltesinin yor? müstahsil ve köylüden bir kaç fabriBeş sene evvel 30 lirava satılan Mahatma'nm kendiîine Bombay'da bo: panyaya ait idi. katorun topluyarak ihtikâr yaptık zeytin ağacı bugün 34 liradır. Ve Telefat vukuuna dair haber yoktur. kotajı teşdit için talimat vermiş oldu larını ve zeytinyağı îstihsalâtının kâbu servet senelerin meydana getir • ğu zannolunmaktadur. rini asıl müstahsil değil, bu bir kaç diği ve tabiatin memleketimize pek tüccarın temin ettiği ve hariçten geMis Slade'in verilen emre itaat et bolca ibzal ettiği tabiî servetlerden len nebatî yağîarın ve iptidaî mad • miyeceği şayiası dolaşmaktadır. biri iken ne hükumet ne de millet altı delerinin bu smıf mahdut bir züm • fabrikanm faaliyetini temin için yüz reyi müteessir ettiği vaziyetine hasır KARİLERIMİZE KOLAYLIK:\ milyonlara baliğ olan ve memleket ve kasır ediyorlar ki en büyük (gaf) ı burada yapıyorlar. Ve kendi iddiala halkmın yarısınm maişetini temin. eden bu serveti imhaya müsaade erını esasından çürütüyorlar. Hususile vilâyetlerdeki bir çok demez. Ve Türkiye Cumhuriyetinin Çünkü iddia ettikleri vaziyet memkarilerimiz gazetelerini munta °fo 80 ini teşkil eden Türk çiftçisi de leket mahsulâtı taraftarı olan biz zaman kendi adreslerine alabil • ne ekeceğinî bilemez. Ve ellerî bağmüstahsiller için değil, bilâkis kendi mek için bizden bazı kolaylıklar is ifadeleri ve yazıları ile de sabit olan rında boş bos dolaşırlar ve vergisîni temektedirler. Bu aziz karilerin veremezken İstanbul'un üç dört fabve mevcutları 67 yi bulmıyan bir arzularını yerine getirmek üzere rikası çalışarak Hindistan'ın köy • kaç nebatî yağ fabrikası sahibi veCumhuriyet için aylık abone usulü killeri olarak crtaya atılmış olmala lüsünü Fransa'nın tüccarım ve İs • ittihaz etmeğe karar verdik. Ay • tanbul'daki 56 fabrikatoru zengin rıdır. Vejetalinin müdafaası memlelık abone bedeli yalnız edeeek diye seyirci kalamaz. ket fakir halkınm tereyağı taklidi ucuz yağları yemesini temîn için mi150 kuruş... Ayvalık Zeytinyağctlar Birliğinin dir? Hayır. Bu 67 fabrika hesa • gonderdiği mektubun ikinci kısmınt tan ibarettir ve tabiî peşin olarak bına açılan bir münakaşadır. Bizhn da yann neşredeceğiz. gönderümek lâzımdır. îddiamız ise kendilerinin zannettikle. Bu usul îdarece fazla mesaiyi ri gibi bir kaç zeytinyağı tüccarmm ' icap eden külfetli bir meşgale olvaziyetini kurtarmak değil memle • ' duğu için abonelerinin inkıtaa uğkette yüz milyonlarca lira servet Ankara 17 (Hususî) Meclis ya ' ramamasını istiyen karilerimizin arzeden yabani ve ehliî yekunu nn saat ikide toplanacaktır. Bu içti ) paralarını idareye vaktinde yeti raftarları salonu terketmişlerdir. mada Sırrı B. (tzmit) in araşityağlan Hâdise, diğer fırka rüesasının mü 60,000,000 zeytin ağacının mevcudiI şecek veçhile döndermekte devam hakkındaki sual takririne tktisat ve Zi | etmeleri iktiza edecektir. dahale ve tavassutu üzerine bertaraf yetini ve istikbalini korumak v% ayni zamanda nebatî yağ iptidaî mad raat Vekilleri cevap vereceklerdir. edilmiştir. Tahdidi Teslihat konferansı devam ediyor. Leman gölü sahülerindeki^ sulh edebiyatı müsabakasının dahaü başlangıcmdayız. Muhtelif murahhaslar, henüz umumî fikirlerini söylediler ve teklif lerini bildirdiler. Bıuv dan sonra muhtelif teklifler ve talrf didi teslihat ihzarî komisyonunun haj zırladığı silâhların tahdidi projesr müzakere ve münakaşa edilecek vet nihayet kararlar verilecek. Bu gidişle müzakerat, hayli uzun süreceğe ben« ziyor. I Yaşasın terki teslihat! Hindistan hâdiseleri HAYAT ANSİKLOPEDİSİ ikinci cüz Aylık abone çıktı Bayilerden isteyiniz Bugünkü meclis CUMHURtYETin edebî lefrikası t 6 MEZAR KAZICILAR Müellifi: AKA GÜNDÜZ kimseyi künseye muhtaç etmesin diyen zenginler için demiş, bize göre değil. Sen böyle değilsin ama benim fibiler her zaman sana muhtacız. Bunda kederlenecek ne var kî birader? Esnaf esnaf a her zaman el uzatmağa borçludur. Sana otuz kırk kayma odünç vereceğim diye canını mı çıkarmalıyım. Hey kuzum hey! Bugün sana ise yann bana. Hani.. Şey.. Faiz! demek iste.. Susl öyle şey olmaz. Seninle on dört on beş yıldır tanışıyoruz. Kaç seferinde kaç para faiz aldım. Ben de onun için sıkılıyorum ya. Bu sefer olsun faiz.. Birader! Ben esnafım, ben arkadaş dediğime arkadaş derim. Ben kpy «ğasjt kagaba tefecisi değilim. Hasan çıkarken ağası gene ses • lendi: Odunlan yığmca buraya gel. Ben gideceğim. Cenaze getirecek o • lurlarsa bak ne biçim şeydir, eğer idişe gelir bir alaysa karşıda Hacı Paşa mezarının solunda kazılmış yedek bir yer var, oraya göm. Hayba<dan bir ölü ise öte baştaki yedek • lerden birini gösterîverirsin. Belediye memuru şayet benim için «Sarı Dede nerede?» diye soracak olursa «yeni kazma kürek almağa gittb gibi bir şey uyduruver. ı Hasan baraknm kapısını kapayıp nzaklaşmca iki meslektaş, yarenlik. lerüıe demin bıraktıklan yerden başladılart < İÜS k&h San Pede.., AMjh Dünyada insaniyet kaîmadı mı? Karın hasta olmuş, bana geldin, ben de sana otuz kâğıt veriyorum. İşler kesat olmasaydı daha çok ta verirdim. Ama ne yaparsın, Allahın takdir ettiği kısmet neyse o olur, ne eksilir ne artar. Kışın başlangıcmda ne konuşuyorduk, bu yıl kış sert başladı, işler açılacak değil mi? Gördün işte kış bütün sertliği ile geldi gidiyor, geçiyor değil nerdeyse bahar gelecek.. Ne oldu? Hemen hemen hiç... Koca bir kışta seksen doksan cenaze iş midir sanki. Bereket versin cenaze sa • hipleri Belediyenin narkını dinlemiyorlar, eksik olmasınlar, biraz bizi gözetiyorlar. Bununla otuz dokuz yıldır mezarcılık ederim böyle kesat, böyle cenabet kış görmedim. Gene sen neyse ne, zengin ma< hallelere çalışıyorsun. Ya biz üç arkadaş ne yapalım? Bütün mahallelerimiz fıkaralarla dolu... Tuhafı ne bilir misin? Bu yıl fıkaralar da az ölmeğe başladılar. Kısmetimiz mi bağlandıl, / Allahtan umudunu kesme. Koca dervişler hoş demişler: Görelim tanrı neyler neylerse güzel eyler.. El • bette gün gelir bizim de yüzümüz güler. Baksana Zarlı oğullarma! Yirmi yıldan fazladır cenazelerini ben gömerim, avuç dolusu para verirlerdi. Geçende az kalsın iflâs edecekmiş, derken AHah bir çıkar yol kısmet etmiş yeniden düzenleri yerine geldi. Bahar gelince korkarım ki büsbütün elimiz böğrümüzde kalacak. AHah bin belâsını versin bu baharla ilk yazın diyeceğim ama günahtan çekiniyorum. Her yıl bahar yaklaşmca beni bir kederlenmedir sarar. Hep bebeleri düşünürüm. tçim kan gider. tlkbahar oldu mu, bebe ölümü başlar. Bebe, bu, akıl mı olur iz'an mı onlarda. Yiyorlar çağlayı, yîyorlar ekşi eriği, aburu, cuburu, üs tüne içiyorlar kumpanya suyunu.. Arkasından haydi bir sürgün! Kimi kanlı sürgüne tutuluyor, kimi kuru.. Derken sapır sapır buraya dökülü • yorlar. Mezarlarmı kazarken sanki kazmayı kendi bağrıma vuruyormuş gibi içimde sancı duyarım. Zavallı • cıklar. Bari bize bir kârlan olsa.. Bebe mezarından kaç para alır a dam? Fazla istemeğe utanıylr insan.. Geçen bahar benim de başıma geldi. Nalbant Osman ustanın iki bebesi birden öldii. Yılancık mı olmuşlar ne.. Getirdi bana. Osman ustanın gamlı gamh bakışından anladım ki iki mezar parası veremiyecek. Usta; dedim. Gam yeme, biz halden anlarız. Sana genişçe bir mezar kazayım, ikisini bir araya koyanz, sen de bir mezar parasile kurtulursun. Adamcağızm sevindiğini yüzünden çaktım. Veremliler de hep o mevsim gelirler. Bilmez olur muyum? Sizdeki nark ta elli ile yüz mü oldu? Hayır. Fıkara mezarhğı diye yalnız bir nark koydular, büyük ol sun küçük olsun kırk kuruş. Valla şu belediye işlerîni bfc düzleseler iyi olacak ama, kfan k dımdıma. Belediye değil, esnafın belâ. Billur Palas otelinde bir kadeH rakıyı yüz kuruşa veriyorlarmış. ÇeiM çi başıların uşağı Ahmet sÖyledi. Sonra koca bir mezara kırk ktf* ruş nark koyarlar. Sen rakıdan yana ne yapıyor • sun? Be n Yahudi mahallesinde ka« çak bir rakı buldum, mem ucuz, heni sert. Ondan alıyorum. Rakı dedin de aklıma geldi. Şu talkıncı koca imamla bir gün başım belâya girecek. Çarkına okuyacağım dürzünün ya.. Sabrediyorum. Narktan pay mı istedi? O bir şey değil. Geçende bir zen* gin cenazesini mezara koyuyorduk. Bana yavaşça «gene ağzın o zakkuradan kokuyor, bunun sonu ne olacak?

Bu sayıdan diğer sayfalar: