24 Ağustos 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

24 Ağustos 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Her kitapçıda bulunur Dokuzuncu sene: No. 2981 umhuri el tSTANBUL CAĞALOĞLU Telgraf ve mektup adresl: Cumhuriyet» tstanbul Posta kutusn: lstanbnl, No. 846 Posts ESI: Cumhuriyet» GflrSlllb& 24 aâllftfflfi Telefon: Başmuharrir: 22366, Tahrir müdüru: 23238, İdare müduru: 22365. Matbaa: 20472 m HEDTURKÜN ATTH BİD kİTAP Fiatı I Liradır OKUMA/İ LAZIM İlhamlar Vesika ticareti yapıîıyoıjt Şimdi Türk dilinin topraklar altında kalmış zengin haznesini Mal ithal etmek hakkını bahşeden ortava cıkarmaga sıra gelmistir vesikalar yüzde otuz kârla satılıyor! Memleket Gazi Hz. inden Hava filomuz büyüyor! Feci bir suihesabına istimal • • • • Dil tetkikleri bize neler vadediyor ? Her nasılsa AHahm yasak ettîği nn»vv?vı yediklerinden dolayı cennetten kovulan Âdem ile Havva'nın hikâyesi malutndur. Mukaddes ki taplarda az çok fikir ve şekil f arkile hikâye aynidir. Ancak neden sonra Garp diyarlarında böyle bir hikâye dolaştığından haberdar olan Çin'liler, kendilerinde mevcut malumata göre, bu hikâyeyi teshihe lüzum görmüşlerdir. Çin'lilere gröre Âdem Çin'de bir bahçivan idi. Havva isminde bir kadınla memle ketin örf ve âdetini rencide eden münasebetsiz bir harekette bulun • duğu için her ikisi hudut harici edilmişlerdi!.. Çin ülemasının Garp dünyasına kafa tutmak şeklindeki bu tashihleri de şüphesiz büyiik bir höccete istinat etmiyerek o da kendi bafina *adece lâtif diğer bir hikâye tetıkil et» mektedir. Şimdi görüyoruz ki bu bahiste en doğru tashiht galiba Türk DUi tetkikleri yapacaktır. Bu tetkiklerin ilk temaslanndan çıkmış olan hakikati diin kaydettik: Her lisamn Âdem ve adam diye kaydettiği ve hatta biz Türk'ler arasında bile daha beşerî bir mâna if adeaile şimdiye kadar hep stıhım diye kullanılan mefhumun ilk şekli âtam'dır, •• bu 1» aalastltofeilir. Tekrannda zevk buluyoruz: Ata = Baba Atam = Babam Giderek: Atam = Muhterem insan ve ale Iitlak insan Ben atam ım = Babam gibî insanım, hatın sayılır kimseyim, insa nım, adamım. Şüphe var mı? Kelime bilhassa Türk dilinde bugün dahi tam antropolojik mânasile aynen ilk vazılarının mâna ve mahiyetinî haizdir. Yalnız ayni mahreçten bir t nin d ye tebeddülünden ibaret küçücük bir fark vardır: Atam yerine Adam o kadar. Kelimenin Türk dilinde bu gün dahi öyle cennetten çikarak filân değil, fakat nesilden nesle intî kal ederek ayni kuvvetle yaşamak ta otması bir taraftan insanhk tarihini aydmlatacak bir fener hük münde olduğu gibi diğer taraftan Türk ırkının kuvvet ve kudretini göstermektedir. tnsana Atam diyen Türk beşeriyete bir tek kelime ile âdeta bir dünya bahşetmiştir. Ke limenin büyüklüğü karsısmda şaşıran insanlar onun önünde bir çok hayal ve efsaneler kurmuşlardır. Türk bugün dahi kendi kelimesine sahiptir: O gene atamdır, yani adam, yani insan! Bu tek kelime üzerinde çok $öz söylenebilir ama bugün için onu Dil Encümeninin tetkiklerine terkederek türkçenin derinliği ve zenginliği üzerinde dîğer keümelere temas etmek muvafıktır. Lugati Çağatay'da şu kelime var: Taosmak. Bu kelimenin o kitaptaki mâna izahlanna bakalım: TAOSMAK: Aşkına kadeh tenavül etmek, mesrur ve şadımaıv ol • mak, birisinin ismine müdam ve meyi nap içmek. ..,>• Kaide muçjhince mak. lâhika&ını ka'dırırsak geriye ayni mânaların aslî maddesi, yani birinin aşkına kadeh kaldırmak ^ mânasına Taos kalır, değil mf?. *, " V .;p • Şimdi bir de tngiliz, Fransız ve Alman gibi bir çok Avrupa dillerinde ayni mânanın hâlâ bugün Toast [ 1 ] kelimesile ifade olunmakta olduğunu gözönüne alalım. Hatta fransızcada kelime Toaster diye fiil haline de konulmuştur. Garp dillerinde Toast birinin şerefine kadeh kaldırmak demektir. AtHIâ'nm sofralarmda bilhassa Attilâ şerefine kadeh kaldınldığını, yani Toast yapıldı?mi biliriz. Tarih diyor ki Atti(1) Töst okunur. 30 ağustosta 40 tan fazla tayyare ordumuza iltihak edecek Nerelerde at konma Merasimi yapılacak? Ankara 23 (AA.) Türk Tay yare Cemiyeti Reisi Rize meb'usu Fuat Bey Anadolu Ajansına fu be • yanatta bulunmuslardtr: « Bu sene 30 agustosla bera • ber ordumuzun hava filosuna kırktan fazla tayyare daha iltihak etmiş oluyor. Türk milletinm orduya hediye ettiği bu yeni kuvvetlerin karşısında Türk Tayyare Cemiyeti mesaisinin canlı semerelerini görmekle iftihar ve insirah duymaktadtr. Milli ihtiyaçlara karsı kuvvetli bir alâka göstermekte dünya milletleri arasında daima ön safa bulunan btiyük milletimiz Tayyare Cemiyetmm gayelerlni benimsemekte böyle can dan bir istekle devam ettikçe her sene hava kuvvetlerimizm daha çok Tanıdık bir tüccarm yazıhane • sindeyhn, benden başka bir misa • fir daha var. Onun da bir tüccar olduğunu aralarmdaki muhavereden anfayorum. Gümrükte bekliyen 2000 Ingilizlik b!r malım var. Kontenjanı bitmis. <Üç ay bekliyeceksin» dediler. Halbuki mal lâzım. Ne yapacağımı sasırdım, kaldım. Ben senin müskülünü hallede Aman deme!< Söz veriyorum. Yalnız bir sartia.. Razıyım. Yüzde otuz vereceksin. Verelim birader, ne yapalım. Mubaverenin aldığı bu şekil bh* Sen nazarı dikkatimi celbediyor. Lâkirdıya kansmak için fırsat bek liyerek kulak kesiliyorum. Muafir tüccar devam ediyor: Istanbid gümrüğütiden W mantara r kmda değil. Beriki bu gaflete gülttyor. Uyuyor musun, yahu! Bh* de piyasada tüccar geçiniyorsun ha... Yazıklar olsun! Bu is meydana çıkalı aylar oldu. Vesika ticaretinden Mısır'daki sağn* sultanın bile haberî var. Vesika ticareti... Mısır'daki sa gır sultanın bile duyduğu is... Meydana çıkalı aylar olmuş bir mes'e le... Dostum benim yüzüme bakı yor, ben onun yüzüne bakıyorum ve ikimiz birden izahat istiyoruz: Kitn satıyor b'u vesikalftrı? Ihracat tacirleri. Fiatı? ' ','V. ••:<'j:.'\ Evvelki gün 25 di, bugün 3 0 ' oldu. Yann, öbür gün 35 kunifa' yükselecek? •' ' Yani? 100 kurufluk bir malın sir bestçe girebilmesi kjin 30 kuruf' vennek lâzım. • : Tuhaf şey... Ya gUmrük, y* kontenjan? .,<*'* v Serbestçe giriyor. Kontenjan (Mabadi 6 mct sahifede) Tavvare Cmü&H fetn Füat Bey artacağına emniyetimiz vardır. 30 (Mabadi 4 üncu sajıifede) Karagoz'ün mezarı Metruk mezarın taşı Çekirge îmamı nın mutfaâında bulundu Senden kumusyon alacağım falan zannetme. Bu paralar vesikaya gidecek. Vesikaya mı? tthal vesikasına canım. tthal vesikası da ne? Mes'ele daktkadan dakikaya ehemmiyet kesbediyor. Tanıdığım tüccar da benim gibi hâlâ isin far Ismet Pasa Hz. Dün akşam Yalova'dan Heybeliada'ya geldiler Evvelki gün Ankara'dan sehrimize gelen ve Yalova'ya giden Başve . kil tsmet Pasa Hazretleri dün ak şam saat yedide tstanbul'a avdet buyurmuslardır. Ismet Paşa Hazretleri doğruca Heybeliada'ya giderek biraderlerinin köfküne misafir ol muslardır İktisat Vekili geldî toplanan fabrikatorlar bugün Ikibat Vekilini zîyarete karar verdiler Earsa 23 (Hususî) Karagoz var mı, yok mu bilmiyoruz. Şitndilik onun münakaşasını takiple mesgulüz. Fakat, ötedenberi var olan ve mu hafaza edilmis bulunan Karagöz'e ait tnezar, bugün Çekirge'nin yani basında mezardan başka her seye benziyen bir vaziyette bulunuyor. Dün, bu mezarı belki on beşinci defa ziyaret ediyordum. Zavallı mezar, mezar değil sanki bir harabe... Üzerine iki demir telle tutturul lâ'nın sofrasında ne kadar insan hazır bulunursa her biri onun şerefine kadeh kaldırırdı, ve Attilâ her birine kendi kadehini kaldırıp içmekle mukabele ederdi. Demek ki hâdise dahi aynile Türk'tür, onun kelimesi dahi kezalik aynile Türk'tür: Hâlâ bugün ve hâlâ hemen bütün milletler arasında! Bir de Garp lugatlerinin Hmt'li bir kelime olduğunu söyledikleri su pijama kelimesine bakalım. Pijamanın simdi ne olduğunu biliyoruz: Geceleyin giyilen süslü rop. Keli menin aslı hintçe imis, fakat hint çesinde bu urba için gece gündüz farkı yoktuıv Orada bu malutn & ~ e kilde söslü urbadırj Kelimenin hmtr' çede bir etimolojisi var mıdır bil, ~ miyoruz.. .Fakat türkçe etimolojisini kolayca tayin^edehiliyoruz: Bu agaların, beylerin giydiği süslü bir urbadır. Türkçede giymek »e^giyemek mastarlarının isim olara,kha'. fifletilmis ^ekilleri giyme ve giyemedir. Pijama mürekkep bir keli • medir: Pi ve jama kelimelerinden. Terekküp sekline bakımz: Pi: Bi, bey Jama: Giyme, giyeme, came, jama Bey Giyeme = Beycame, pijama Yani beyin giydiği süslü urba. Görüyorsunuz ki.Acem'm camesi de Türk'ün giyemesinden baska bir sey değildh*. ' Giyemenin cameye ve jamaya tebeddüllerini izah edecek kat'î kaide vardır, ki onlann tafsilâtını Türk Dili Cemiyeti mesaisjnin inki • Ordu terfi listesi Tasdika arzedildi Solda Karagöz'ün metruk mezan. Sağda Çekirge imammın mutfağtnda buluncm kvnk mezar ta§ı mus bir teneke levha bugün için bir tnezar tası vazifesini görüyor. Bu lev(Mabadi 4 üncil sahifede) safında göreceğiz. Gazi Hz. nin meclislerindeki intibalarımıza zamimeten bugün de 9u bir iki misali şunun için ilâve etmis oluyoruz ki dünyanın her istikametinde kuvvetle ve cesaretle yürüyerek muhtelif medeniyetlerî biribirine kahştıran Türk milletinin tarihi gibi dili de zengin iken ve bunun başka türlü olmasına ihtimal bile yok iken adına fetret devri diyebi leceğimiz oldukca uzun bir fasılada bu büyük milletin tarihi gibi dili de ihmal edilmişti. O kadar ki natura list bir ressam gibi her tesadüf ettiği sahaya tabiatin ilham ettiği ismi veren Türk'ün Yabanoya, Gökova gîbi «olrafya isimlerini bile Yaba nabat, Gökabat gibi garibejere'bizzat biz Türk'ler solonustuk. Cum huriyet rejimi ile nihayet bulan bu gaf let devri Gazi Reisip ulu hinunetile şimdi yerini millî bir nula, yani mrHî~Üir îHrak ve irfana terketmektedir. Dün dünya içinde Türk tari hinin ana hatları tesbit olunmuştu. Bugün Türk dilinin âdeta topraklar altında veya kavimden kavme değişen şekiller arkasmda saklanmıs olan zengm haznesini ortaya çıkarmağa sıra gelmiş bulunuyor. Bu büyük ve geniş olduğu kadar feyizli mesainin sonunda görülecektir ki adatnın çıktığı cennet bile ne Çin'm bahçesi, ne yedi kat göğün bir tarafında kurulmüş hayalî bir vaha değil, belki Orta Asya yayla • larının zümrüt sahalarıdır. YUNUS NADİ ıııınııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiMiıııııııııııııııııiMiıııııııııııııı/ıııııiiıııııınıııııiııııııııııınıtıiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı Ankara 23 (Telefonla) Or du terfi listesi tamamen îhzar o* lunarak tasdikı âliye arzedilmek üzere Yalova'ya gönderilmiştir. Polis müdürleri arasmda yapılan tebeddülât listesi de tasdika âliye arzedilmistir. KENDt KENDİMÎZİ TENKÎT: smoyi Birltğinde idMkhforVınn MnM KaraMB içttmmüan Wr tn«ba ir rüesası, bankalar erkâm tarafından istikbal edflmiştir. Mustafa Şeref Bey doğru Tokatliyan oteline giderek b v müddet istirahat etmiş, saat 3 bnynkt» Amerikan sefirini kabul etnuştir. '• İktisat Veküi, bugün Yalova'ya gîlAttfen sahifeyi çevbiniz Ihracata prim Kontenjantman giderek iKrâcâta prim şeklini alacak bir cereyana dahil ol • muştur. Maksadm bu olup ölmadığını kat'î surette bilmiyoruz, fakat filiyat, Fabrikatorlar ve yeni Kontenjan kararnamesi tktisat VelâU Mustafa Şeref Bey, dün sabah Ankara'dan sehrimize gehniş ve Haydarpaşâ'da iktisadî ve ticarî deva yani son ahkâmın icabatî bu merkez IIIIMIIIıruılllllHilllllHiıtııniHiıııııınııtlılııııılıllllllllllllllllilllllllllHlllllllllllllllllllimiHIIIIIIIIHIHIIinilllHIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIinillllltll.lHBIHIt dedir. Mukabilinde Türkiye'den ihracat yapmak şartile ithal edilebilecek maddelerin hemen kâffesinde vaziyet bizza • TUTf böyle bir çarkın dişleri içinden geçmek mecburiyetini arzeder. Sebebi şudur ki ithâlâtçüar alelekser ihracatçı değillerdir. O halde ithalât isile uğraşanlar şimdi ihracat yapanlarla anlaşarak onlann sevkiyatlarmı mallanmak ihtiyacında bulunuyorlar. İhracatçı bu işi bedava yapmaz, % 23 bir kumusyon i«ter ve alır. lşte bu %23 hükumet tedbirlerimn ihracata temin ett>> ği bir primdir. Eğer hükumetin maksadı bu ise olacak iş te bundan ibaret bulu « nacağına göre denilecek söz yoktur. Kendisine temin olunan bu primden dolayı ihracabmız artar mı? Orası bir mes'ele olduğu gibi bu primin müstahsile alâkası derecesi de diğer bir mes'eledir. Bu şerait içrhde k'onteniantmanla takip , etmek istediğimiz maksadın teltrar tâvzih ve tesbitine ihtiyaç Hasıl olmuştur. Tabiî bu yapılır. TebVik ederim azizim, tebpik ederim.. Sizin hanımefendi fev kalâde yüzüyor. Bu bir sey değil iki gözüm.. Siz asıl onu maaş aldığıra günler ejvde göraeniz!» .

Bu sayıdan diğer sayfalar: