28 Ağustos 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

28 Ağustos 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Agustos l >23 r Ctrmfntriyet •• Karagöz Münakasası Dünya cehenneminde 12 sene... Yaz sonu kostüm, şapka ve elbiseleri lçe giyilen bluzun yakasmda genq 've mühmel bağlanmış bir boyunbağı vardır. Eteği alelâdedir. Fakat şunu da ilâve edelim ki bu bir spor kıyafetidir. Kalm hasırdan genişçe kenarlı şapkalar yaz sonu modasmda bil hassa miihim bir mevki tutmaktadır Ortada resmini gördüğünüz model bunun kırmızı kadifeden bordürlü bir nümunesidir. Taymis gazetesi de alâkadar oluyor Karagöz'ün Avrupa'da çok büyük ehemmiyeti vardır. Sark edebiyatı ile iştigal edenler değil, şarkı karibin içtimaî ahvalini sathî surette bilenler bile Karagöz'ü pek iyi tanırlar. Bunun için Karagöz'ün Bursa'daki mezarının ihyası için yapılan tesebbüs münasebetile Türk matbuatında başlıyan münakaşa Avrupa'da ve bil hassa Ingiltere'de derin bir alâka ile takip edilmektedir. Taymis gazetesi Karagöz'ün ehemmiyeti ve Türk matbuatındaki münakaşa hakkında bir hayli yazılar nesremistir. Taymis Karagöz'ün hakikî mi, yoksa esatirî mi olduğuna dair Bursa'da çıkan münakaşayı ve hakikî bir şahıs olduğunu iddia edenlerin Karagöz'ün Sultan Yıldırım Beyazıt tarafından nasıl öldürüldüğüne dair verdikleri malumatı mufassalan nakil ve hikâye ettikten sonra İstanbul matbuatının bu münakaşaya iştirak ederek bir çok maruf muharrir ve müverrihlerin leh ve aleyhte neşrettikleri makalelerden bahsetmiştir. Taymis gazetesi Karagöz'ün lâtifelerinin gayet kıymettar olduğunu ve meşhur Ingiliz muzhikeperdazı Punch'un bile lâtifeîeri, Türk lâtifeguyunun yanında çok geride kaldığını izah için su mütaleayı ilâve eylemistir: «Karagöz'ün şahsiyeti yalnız Türkiye'de değil, umum şarkı karipte gayet meşhurdur. Türk'Ierin Karagöz'üne muadil oIabilecek tngiliz'lerin Punch'u vardır. Lâkin arada çok büyük fark vardır. Punch yalnız gençleri güldürmektedir. Halbuki Karagöz bütün halkın sevdiği bir adamdır. Kara göz'ün sözleri hakikaten halkın hissiyatına tercüman olmaktadır.» Bursa 25 (Hususî) Karagöz'ün mezarını imar için Bursa Halkevine yapılan tekliften çıkan Karagöz'ün var olup olmadığı mes'elesinin mü nakaşası devam edip gidiyor. Hal kevi; bü mes'eleyi iyice tetkik etmiş oljtıak îçîn b«llibaflı tarîhçil«ırîımîza tahriren müracaat etmiş ve kendilerinden mütalealannı sormuştur. Bu mütalealar neticesinin bir nokta üzerinde toplanmıyacağı zannedilmek tedir. Geçen giin; Karagöz'ün kınk mezar taşını Çekirge imamı Mehmet Efendinin evinde bulduğumuzu yaz • mıştım. Dün Çekirge'deki Hüdavendigâr camii imamı Hafız Mehmet Ef. bana geldi, Çekirge'de kendisinden başka bir tane daha imam Hafız Mehmet Ef. olduğunu ve mezar taşmın da onun evinde bulunmus olduğunu söyliyerek isim iltibasına mahal kalmamak üzere bunun tavzihini rica etti. Bana müracaat eden Hüda vendigâr imamı Hafız Mehmet Ef. Karagöz'ün mezar taşını Yunan isgali esnasında tahripten kurtararak evine götürmüs; bilâhare taşı Çekirge'deki (Lâmi) tekkesine vermiştir. Fakat tekkeler lâğvedilince bu taş her nasılsa Çekirge'nin Lâmi camii imamı Hafız Mehmet Ef. nin evine götürülmüş ve evvelce de bildirdiğun gibi taş berbat olmuştur. MUSA Tam 11 sene sonra ilk halâs müjdesi geliyor! «Cumhuriyet» ten gelen mektupta «Merak etme kurtulacaksın» deniyordu Güyan'dan kurtulan İbrahim Mehmed'in macerası şu suretle bi tiyor: « Tam 7 sene sonra Zile'deki anamdan mektup aldım. İstiklâl harbi kazanılmış, Gazi bir sıra inkılâplar yapıyormuş. Mustafa Kemal vatanı kur tardı, seni de kurtanr, oradan in şallah, diyordu anam 928 de bir gün hapisaneler merkezine gitmiştim. Polis Cemil'e rastadım. O başka bir hapisanede idi.Bana bir Resimli Persembe gazetesi verdi. Cemil'den bahsediyormus. Ben de tuttum, o gazeteye bir mektup yolladım. Resimli Persembe sahibi M. Zekeriya Bey felâketimi aynen gazetesine yazdı, bana da o nüsha ile beraber bir mektup gönderdi. Bu bende ilk ümit kabiliyetini uyandıran hayırlı ündattı. Ruhî meskenetimi yeni bir yaşama ve kurtulma hırsının ışığınd'a yıkıyordum. Acaba hükumetim, vatandaşlarım beni kurtarabilirler mi idi? Bir müddet sonra tekrar Cemil'i gördüm, kurtulmuş ana vatana gibu Cumhuriyet'ti; Gazeteye bir mektup yaz. Ben de çalışacağım senin için dedi ve mubarek yurta hareket etti. Artık iyiden iyiye ümitlenmiştim. Yunus Nadi Beye bir mektup yazarak beni kurtarmasını rica ettim. Gardiyanlar şüphelenmeğe başla • mışlardi. Mektubu postaya Teksi'nin karuı götürdü. tçimde tarif edemiyeceğim duygularr Hyle bir ayak lanışı vardı ki: D>' un 12 sene sonra ebedî zindandan kurtulmak, ta Güyan'dan memlekete dönmek, o mubarek toprak üzerinde vatandaşlar arasına kanşmak... Ümit bana hem kuvvet, hem bedbinlik veriyordu; Ya knrtulamazsam?... Beş ay uçan kuştan haber umdum. Geçen sene tam bu sıralarda ıdı. Yunus Nadi Beyden 19 temmuz 1931 tarihli bir mektup geldi. Mektubu hapisane kumandanı açmış, oku muş. Beni cağırdılar, kumandan kâğıdı verdi: Bu başmuharrir ve meb'us senin için çalışıyormuş. Zannetmem ki Fransa seni affetmesin. dedi. Mektubu gözyaşları içinde öp tüm, koynuma koydum. Bana karşı muamele derhal değişmişti. Guya ben mahpus değildim. Her gün Nadi Beyin mektubunu çıkarıyor, bir daha okuyor, bir daha öpüp koynuma koyuyordum. Bes ay böyle geçti. Bir gün sabah 9 da alelâcele merkeze götürüldüm. Hapisane kumandanı, zabitler, gardiyanlar tcplanjmstı. Kumandan a Yavaş yavaş havalar serinlemeğe başladığı için elbiseler de hafifçe kalınlaşıyor ve kapanıyor. Soldaki kostüm yumuşak yünlüdendir. Ceketi tıpkı erkek ceketini andırmakta yalnız kollarınm kısaliğı ve ceplerinin küçüklüğü ile ayrılmaktadır. Şapka da ayni kumaştandaır. Maceralannı naklettiğimiz Ibrahim Eefindinin dun aldırdığımız bir resmı Sağdaki model gayet zarif omuzdan askılı bir elbisedir. Beyaz keten veya ipekliden yapılabilir. Içine hafif ince çizgili ipekliden bir blüz gi""L yilir. Bu elbise ile orme Gone ve beyaz kemik yahut fildişi bilezik, beyaz ayakkabı iyi gider. Serin havalarda üzerine hafîf bir manto giyilebilir. Yaza veda ederken bu ki yafetlerle son heves alınmış olur. [Sıhhat veluvaleF Güzelleşmek çareleri 2 Geçen defa vücudümüzün b'azi acasının sıhhatinin ve giizelliğinin muhafaza edilmeleri utulünden bahsetmis, bir kısmını da bu haftaya bı rakmıştık. Mevzuumuza devam edi yoruz. Teninin güzelliğini muhafaza et mek »tiyenîer bilhassa yemeklerine dikkaf etmelidlrler. Çok meyva yiyen ler ve süt içenler uzun zaman tenle rmi, tazeliğini muhafaza edebilirler. Yıkanırken bilhassa kaynatılarak soğutulmuş su kullanmalıdır. Süzülmüş balı krem gibi sürmek bazilannm derileri için çok fayda tevlit eder. Keza ince bir bezden kiiçük bir yastık kılıfı yaparak bunun içine yulaf unu doldurmak ve bunu soğuk su ile ıslattıktan sonra yüz bununla ya va» yavaş oğulmalıdır. Fakat bu ameliye tatbik edilmeden evvel yüzün makiyajı kremle alınmah ve sabunlu su ile mükemmelen yıkanan çehre biraz nemli bırakılmalıdır. Siyah siyah yağ noktalannın tekâsüf ettiği burun deliği kenarları ve J çene sabunlanmış bir diş fırçası ile oğulmalıdır. Güneş banyosu yapmak Kususun da da çok ühtiyatlı davranmalıdır. Yanık ten buruşmamak ve çatlama mak şartrle güzeldir. Fazla yanmış yerlere ezik çilek sürmek faydalıdır. Fakat temmuz ve ağustos aylarmda bunu bultnak imkânt olmadıği için kremle iktifa etmek mecburidir. Sir keli su da yanığı teskin eden vasıtalar meyanmdadır. Makiyaj yaparken evvelâ pudradan başlamalı, fakat bunu sürerek değil, pomponla çarparak koymalı dır. Fazlasını yanaklardan, alından ve çeneden eski bir diş fırçası ile, göz kapaklanndan ve kirpiklerden de bir ressam fırçası ile almalıdır. ~Yü*deki hafif çillerin kayKoIma sinı istiyen hanımlar mutlaka tenle rmden biraz daha koyu renkte pudra kullanmalıdırlar. Burun deliklerine de sürülecek hafif ruj, yüze bir gençlik verir. Eğer çehrenîz zayıf ve nahif îse yalnız elmacık kemiklerinizin üstlerine de hafif bir ruj sürünüz. Yok eğer yüzünüz genisse ruju yanaklarınızın altlanna kadar uzatınız. ( Kadın ne bilmelij Takim usulleri Biliyorsunuz ki her tarafta, her şeyde mikrop doludur. Hatta bunların bazısı o kadar ufaktır ki tırnakiarınızın ucunda bir kaç milyonu bir • den toplanabilir. Maamaf ih hepsi de tehlikeli değildirler. Sonra bir takim vaziyetlerde hastalık, tevlit ederler, bu takim vaziyetlerde edemezler. Di ğer taraftan vücudümüzde bunlara karsı müdafaa kuvveti vardır. Agzı mıza, burnumuza, midemize, hatta kanımıza girmek fırsatını bulsalar bile eğer vücudümüz sıhhatli ve bünyemiz kuvvetli ise onlara karsı bir mücadele açar ve bu mücadelede muvaffak olur. Fakat en iyisi hiç şüphesiz bu tehlikeli mahluklar ile temasa girme mek, onları bize nüfuz etmezden evvel mahiv ve tehrip etmektir. Bu da frenklerin «Sterilisation» dedikleri <takim> usulü ile olur. Bir maddeyi takim etmenin manası onun üzerinde veya içinde mevcut mik roplann, masallardaki yedi baslı dev gibi çıkmaz bir canlan, sönmez hayat kuvvetleri vardır. Onun için hastahanelerde hususî alet ve makinelerle bu takim isini yaparlar. Eviniz için bu alet ve makineleri satın almanızı tabiî tavsiye edeme yiz. Pratik bir usul göstermemiz lâzımdır. Evde takim edilecek neler olabilir? Süt, su, pansıman Ievazımı. Oçüncü ihtiyaç arizidir. Sırası gelmişken söyliyelim ki bir şiringa iğnesini ta kim edebilmek en az onu on dakika kaynatmalıdır. Evlerde en iyi takim usulü işte bu kaynatma şeklidh*. Eğer bulunduğunuz şehir veya mahallede tifo salgını varsa içeceğiniz suyu muhakkak kay. natmalısınız. Çünkü tifo ekseriya sudan geçer. Su da en az on dakika kaynamakla takim olunabilir. Bir çokları zannederler ki su kaynamakla oksijenini kaybettiği için havasız kalır ve bu hal onun hazmını güçleştirir. Bu doğru bir iddia değildir. Kaynamış su bir kaç kere bir kaptan öbür kaba boşaltılarak hava ile temas ettirilince tekrar kolay hazmolunmak hassasmı iktisap eder. Evde takim edilmesi icap eden en ziyade süttür. Zira süt içinde pek fazla mikrobu olan bir mayidir. BQ hassa verem sütteki mikroplarla sîrayet eder. Çocuklarınızm sıhhatini düşünerek, onları verem tehlikesinden muhafaza için sütü mutlaka takim etmeniz lâzımdır. Fakat sütün kabarması takim olunduğuna delâlet etmez. Bilâkis kabardıktan sonra kaymağını almalı ve onu on dakika daha kaynatmalıdır. Yeni bir iptilâ Türk, Avrupa'lı, Amerika'h hemşirelerim içinde otomobil, tayyare kullanan, rekor kıran bir çoğu var. Fakat şimdiye kadar motörbot idare edenler pek nadirdi. Halbuki bu sene Ingiltere'de kadınlarm motöjr Karagöz'ün mezar taşı Tenîn rengi ve gnzelliği günde Havr'e geldîk. Buradaki konsolosumuz beni Marsilya'ya, Marsilya konsolosumuz da tstanhul'a kadar gönderdi. Artık vatanımdayım. Çok ıztırap çektim, hırpalandım. Fakat yeni • den dünyaya gelmiş bir adamım. Beni kurtaran hükumetime, Yunus Nadi Beye ömrümü borçluyum. Zile den çıkalı 18 sene oldu. Şimdî memleketime gitmek, yeni bir hayat kurmağa ve ömrümün geri kalan senelerini sükunetle geçirmeğe çalışa cağım. Hükumetim elbette bu işte de bana yardım edecektir. Yalnız devletten ve Yunus Nadi Beyden son bir ricam var: Vatandaşım Hilmi Güyan'da kaldı. Cezasından bh* miktar affe • dildi, fakat daha 4 senesi var. O da çok çekti. Onu da kurtarsmlar.» Zavalh İbrahim Mehmet aözlerini gözyaşları arasında bitirdi. Adeta romankârı bir maceradan yeni kurtulan bu vatandaşa geçmiş olsun .. * ** Sözümüzü bhirirken Ibrahim'in kurtarılması için Başmuharririmizin delâleti üzerine hükumeti nezdinde hayırhane teşebbüslerde bulunan Fransa'nın muhterem Ankara sefirî Kont dö Şambrön Cenaplarına te • şekkürlerimizi bilhassa kaydederiz. Bu ne ucuzluk? Adana'da gıda maddeleri şayini hâyret derecede ucuzlamışhr. Koyun etinia okkası 44, sığır 30, tavuk 30, en iyi Urfa yağının okkası 80, zeytinyağı 48, kurufasulya 6, domatesin batmanı 4, bamyenin batmanı 15, karpuzun bat manı 7,5, taze üzümön batmanı 50, sütün okkası 7,510, yoğurdun okkası 1015, yumurtamn beş altısı 5 kuruştur. bot k'uTIanmaTarı pek" makbul bir moda hükmüne girmiştir. Resmimiz giizel bir Ingiliz kadımnm motörünü Taymis'in sisli suları üstünde pervasızca sürüp götürdüğünü gösteriyor. % yağa kalktı: ' JT" Tayyare yarîşlaî Her çesit sporda erkeklere yak~m bir derecede muvaffak olan kadmlar bilhassa tayyareciliği de kat'iyen ihmal etmemektedirler. Bütün teh likeleri göze alarak en güç müsaba kalara girmekten geri durmuyorlar. Kâzım Pş. şehrîmizde (Birincl sahifeden mdbait) varsa da bu hiç bir zaman ehemml yetli bir buhran halinde değildir. Hatta geçen sene vaziyetleri bozulan tüccarların vaziyetlerini ıslah ettik lerini de gördüm. Ziraî vaziyete gelince, hâsılat, bîlhassa zeytin mahsulü geçen seneden çok fazladır. Her noktai nazardan geçen seneden fazla terakki husule gelmiştir. Balıkesir Kütahya simendifermin yapılması, Balıkesir Vilâyetini de daha ziyade inkişaf ettirmektedir. Maarif hareketlerini de çok canlı buldum. Bilhassa yeni Muallim mektebi binası irfan ihtiyacını esash su Keimimiz tngiltere'de Londra* fle Newkastel arasındaki tayyare yarış Nefesmizm kokmaması için mün lazaman dişlerinizi yıkayınız ve tni larma muvaffakiyetle iştirak eden denizî bozmamağa gayret ediniz.Ağz Miss Fidelia Crossley'i göstermekte temiz tutmak içm disleri fırçaladık dir. Bu kadın o müsabakada tayyare tan sonra bol su ile çalkalamak lâ sini tekbaşına idare etmiş ve neticede de çok iyi bir derece almıstır. zrm olduğu gibi disleri «Bikarbonat de Sut» tan yapılmı* suluca bir ha gösteren şeyler değillerdir. Yapılmamurla tekrar fırçalamak ta en sıhhî lan gayet kolaydır. Eğer bazılan sitedbirdir. zin bünyeniz ve saireniz itibarile bir Durak boyanızra cinsi kuru ise, fayda tevlit etmiyecek olursa kork dudaklarımzı boyadıktan sonra üzerine biraz krem sürünüz, dudaklarmı mayınız hiç bir zarar da vermez. Fakat istifade ederek gençleşmeğe, gü zın kırmızıhğı daha taze ve oarlak zelleşmeğe muvaffak olanların da görünür. bunu diğerlerine tavsiye eylemelerini n l«te nanım hemşlrelerime sıhhat ve Türk kadınlığım bir takim rahatsız lıklardan ve çirkinleşmekten korumuş tuvalef hususundaki tavsiyelerim olmak namına rica ederim. şimdilik bundan ibaret. Bunlar ne f az la masrafa, ne de fazla vakte ihtiyac Hâdiyt tclâl Ağtz ve dadaklar Bir tayyare filomuzun yaptığı seyahat Ankara 27 (A.A.) Bhrinci alây kumandanı Celâl Beyin riyasetindeki altı tayyareden mürekkep filo muz Eskişehir Erzurum, ErzurumDiyarıbekir, Diyarıbekir . Adana, Adanalzmir marhlelerini katettikten sonra Çanakkale, Trakya, Iz mir, tstanbul, Zonguldak, Kastamoni ve Ankara üzerinden geçmek sure tile tstanbul Eskişehir turunu altı günde ikmal ederek bugün öğleden 1 Lüzumsuz şapkalar Eskimiş, kullanılamaz bir haie gelmiş fötr şapkalardan pekâlâ alış veriş çantaları yapılabilir. Bunun için üzerine brodeli sağlamca keten veya bezden bir üzerlik vücude getirirsiniz. Şimdiki tahta saplardan da bir tane taktınız mı, bunun eski şapkadan yapılmış olduğunun kimse farkma varamaz» Mahkum İbrahim Mehmet! Hakkındakî tesebbüs neticelendi. Fransa Reisicumhuru senı affetti. Serbestsin! Son kelime bir nevi tokmak gibi beynime indi, manasını sanki hazmedememiştim. Anlayışımın ifadesi şu oldu: Merdivene atıldım, kendimi toparlıyamıyarak yuvarlandım. Aşağıda bir tebrik kıyametidir koptu. Arap mahkumlar boynuma sarılı yor: Mustafa Kemal, sizi birer birer kurtaracaktır. Buradan binde bir adam çıkar. Cemil'le sen ne talihli imişsiniz. diyorlardı. Evet talihli idim. 12 sene çekti ğim zindan azabına rağmen çok büyük talihli imişim. Vatanıma gi diyordum! 12 yıl hattıüstüva bataklığında vahşi bir domuz gibi sürünen sefil mahluk için bu ne beklenmez talih miracı idi? Hapisane sandığında 800 frank hissem birikmiş. Onu verdiler. Vapura 21 gün vardı. Kasabada 25 frank aylıklı bir oda tuttum ve bekledim. Vapur geldi. Senin biletini hükumetin aldı, dediler. tzinli giden bir gardiyan Fransa'nm Havr limanına kadar bana refakat edecekti. Size burada f eci bir manzaradan bahsedeceğim: Güyan'da miıddetlerini bhiren az cezalı mahkumlar sahillerde sefil bir surette sürünmektedîrler. Para kazanmak için ış yoktur, vapur parası veremediklerin den memleketlerine gidemzeler. Binlerce kişi burada cinayetler yapa rak, vuruşup ölerek birbirlerini yiyorlar. Hükumetimin beni bu ikinci cehennemden de kurtarıp hemen avdetimi temin etmesine ayrıca dualar ettim. 12 sene akla gelmedik hapis hayatma tahammül ettiğim Güyan'ı bir gün terkettik. Martinik adasmda 1 K Hapisaneye vekil yollamış! Malatya hapisanesinde kaçakçılılL tan mahkum olarak yatan Adıyaman kazasmın Şeyhnigân köyünden Yusuf; ziraat mevsimi olduğundan ekinini biçmek üzere müsaade ile hapisaneden çıkmış. Muayyen müddetin hi tammda gelip cezasını dolduraeak tır. Müsaade müddeti bittiği zaman hapisane müdiriyetîne «ben Yu suf'um» diye bir köylü müracaat et * miş. Evrak doğrudur ama mudür şüphelentnrştir. Tahkikat neticesinde asıl mahkum Yusuf'un kendi yerine bu köylüyü hapse yolladığı anlaşıl miş, kendisi tevkif edilmiş, sahte Yusuf ta mahkemeye verilmiştir. Mersin'de müthiş sıcaklar Son hafta zarfında Mersin'de müthiş sıcaklar hüküm sürtneğe başla mıştır. Havaların müsait gitmesine güvenerek yaylalara çıkmıyanlar bu vaziyet üzerine yaylalara veya Bur, Niğde taraflarına gitmektedirler. Halkta buza karşı tehacüm hâsıl olduğundan şehirde akşam üzerleri buz bulmak imkânı kalmamaktadır. Cereyan inkıtaı Evvelki gece elektrik fabrîkaltnm yardımcı makinesinde bir arıza vu kua geldiğinden bazı mahallerde kısa bir müddet cereyan kesilmiş, bozukluk sür'atle tamir edildiğinden on dakika sonra gene lâmbalar yan J !«. i

Bu sayıdan diğer sayfalar: