7 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

7 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumfmriyet SON TELGRAFLAB Alman teklifi bütün devletleri meşgul ediyor Fransa müttefiklerinden cevap bekliyorîtalya bu talebi haklı buldu Berlin 6 (A.A.) Wolff Ajan sından: Alâkadar mehafilde temin edildiğine göre Almanya'nın teslihat »a hasında hukuk müsavatı talebine dair olan notasına Fran«a tarafın dan verilecek cevap projesi, Lozanda münakit mahremane itilâf mucibince alikadar devletlerJe müşavere edildikten sonra tanzim oiuna caktir. Resmen bildirildîğine göre M. Herriot, mezkur hükmetlere Alman metaltbatını bildirilmif olup bunların verecekleri cevabın bu hafta içinde gelmesine intizar olunmak tadır. Fransa kat'i cevabını önümüzdeki hafta zarfında tanzim ve tes bit edecektir. İngiltere'de kanaat Paris 6 (A.A.) Londra'dan Ha v ı ı Ajansma bildiriliyor: Almanya'nın teslihat sahatında hukuk müsavatına dair olan talebi henüz malum değildi". Acilen bir cevap verilme»! zarurt olmadığı söylenmektedir. Hangi tarihte cevap verileceğinin, bu cevabın ne mahiyette olacağının ancak M. Mac Donald ile Sir Jhon Simon'un avdetinden Mtıra belli olacağı söylenmektedir. Bundan başka liberallerle amele fırkası mensupları, * tngiliz «fkârı umumiyeainin tevbihine rağmen son günlerdeki nümayişler yüzünden Almanya'va karşı itimatlarını kay betmemiş olmakla beraber, Fransızların nimresmî Alman askeri gruplarının mevcudiyetinin tehlikeli kılmaktan hali kalmıyacağı bir müıavatı bahşetmek mes'elesindeki kaygularım anlamaktadır. Bilhassa Almanya'nın yeniden resmî surette sîlâhlanmasmdan ve Almanya Cenevre konferansına rtıümessil göndermediği takdirde bu konferansın akamete uğramasından endişe edilmektedir. Efkârı umumiye, orta bir hal suretine taraftar dır, meıelâ, nihayet Almanya'nın teslihat seviyesine yakın bir seviyeye inecek surette devletlerin tesli hatlarını tahdidî teahhüt etmeleri şıkkı ileri sürüİmektedir. Alman talebi ve ttalya Roma 6 (A.A.) Alman sefirinin M. Mustolini'yi ziyaret etmesi neticesi olarak salihiyettar mehafil, ttalya'nın hukuken varit bulunan, Almanya'nın teslihatta müsavat hakkındaki noktai nazarını tetlim ve tasdik eylemekte bulunduğunu tetit ediyor. Ayni mehafil, bu mes'elenin doğrudan doğruya tahdidi teslihat konferansınm salâhiyeti »ahatı dahilinde bulunduğunu da ilâve etmekte dir. ItlPGIflt T. D. T. C umumî kâtip liğine açık mektup Beyefendi, Büyük, mazbut ve zençin Türk di'inin işlenmesi, genişletilmesi ve özlestirilmesi için. memleke tin bütün aydınlık beyinlerini bir araya topîamak istiyen cemiyetinizin gayesini çok yüksek buluyorum ve anlayıxım nisbe tinde benimsiyorum. Türk diîi nin Hint Avrupa dillerile keli • me ailesi ve iştikak noktasından alâkası üstünde etrafh bir tetkikim olmamakla beraber, türk çenin bir çok esaslarında, yaşıyan dillerden üstün kıymetlerine eminim ve bu inaniflarımı şim diye kadar bir çok yazılarımda da ilân ettim. Bu itibarla, yazı âleminde bulunan her muharrir kadar ben de kendimi yakında toplanacak olan kurultayımızda bir vazife ve mes'uliyet sahibi farzediyorum ve bu açık mektubumun mesainize iştirak arzusile yazılmış bir müracaatname te lâkki edilmesini rica ediyorum. Ancak, bu vazife başına getmeden evvel, ihzarî bazı tetkik • lere zemin olabilmek için, müphem bulduğum noktalar üstünde ayduılatılmamı da rica ede ceğim. Bir çok ilmî kongre • lere iştirak etmiş olduğunuz' için siz de pek iyi bilirisiniz ki bu gibi müşterek çalışmafarın bir usulü vardır: Avrupa'da ilmî bir kongre toplanacağı zaman, tetkik edilecek mevzu evvelâ bir çok şu belere ayrılır ve her şubenin müzakere ve tetebbu edeceği mad • delerin proğramlan yapılır, kongreye iştirak edeceklere bir müddet evvel gönderilir. Ankara'daki Tarih kongre • sinde de olduğu gibi, her şubede mütehassıs kimseler, tetkike davet edildikleri mevzularda ha zırlanarak kongreye gelirler; günlerce, haftalarca, bazan da aylarca her şube ayrı ayrı mesaisini yaptıktan ve bitirdikten sonra kongreye bildirir ve şubelerin mütaleatarı umumî karara V a « >ğ lanır. Kurultayin da buna benzer bir usul tutmuş olduğundan eminim: ancak, tetkik, müzakere veya münakaşa edilecek dil mevzuları nın tasnifleri ve teferruat mad • deleri henüz tebliğ ve itân e'dü* memiştir. Kongre ve kurultay mesaisinin gerek mevzulan ve ge rekse utulü hakkında şimdiye kadar gazetelerde yapılan neşriyatta eksik kalan bu noktalarm da izah buyurulmasım rica ediyorum. PEYAM1 SAFA ANKARA MEKTUPLAR1 : Ziraat ^olitikamız Bugünkü ve istikbaldeki ziraat siyaseti Giizel san'atlar ve ticaret Hindistan'da Yeni hâdiseler Halkîn elindeki silâhlar toplanıyor (A.A.) HindisUn'da icrası mutasavver ıslahat hakkında Yunan ordusunda Galeyan! Kraliyetçilerin intihap tan men'i isteniyor Atina 6 (Hususî) Kraliyetçi Çaldaris fırkasinın şekli hükumet aleyhinde bazı gizlî tertibatta bulundulııü«U«»attVaı Ualuıunsk ü ı c r t top ğunun meydana çıkması ve bu fır lanacak olan konferanta gidecsk kaya mentup gazetelerin ordu hakmurahhasların intihabı huıuıunun kında mütemadiyen tahkiramiz neşmüfkülâta maruz kalacağt tahmin riyatta bulunmaları cumhuriyet reedilmektedir. jiminin muhafazası uğrunda uyanık Bir takım iğtişaşlar zuhuruna ihduran ordu zabitamnm nazari diktimal verilmektedir. Binaenaleyh katini celbetmiş ve orduda büyük bir hükumet, bir beyanname neşretmişgaleyan uyandırmıştır. O derecede tir. Bu beyannamede gayrikanunî ki hafta zarfında mühim vekayi zuolarak lilâh bulunduranlar, bu si huruna intizar edilebilmektedir. Selâhlarını teşrinievvel nihayetine kalânik'teki kıtaat namına Atina'ya dar hükumete tevdi etmeğe davet gelen bir zabitan heyeti Atina'da edilmektedir. Bu müddet hitam bulmüteşekkil cemiyeti askeriye erkâduktan sonra emirname hilâf ına hanile temaata bulunmaktadır. Bunlar reket edenler hapis olunacaktır. Hu Çaldaris fırkasının intihabata işti susî bir komisyon gizli «ilâhları ararakten menedilmesini bir istida ile mak için memleket dahilinde dolaşHarbiye Nezaretinden talep eylemişmaktadır. lerdir. Bütün mülhakattaki kıtaat Şimdiye kadar pek o kadar cid • ta bu icraata iştirak eylemektedir. dî bir nezaret altında bulundurul M. Papanastasiu ne diyor? tnamakta olan limanlar, şimdi son Atina 6 (Hususî) Sabık baş derece ihtimamla mubafaza altında vekil ve fırka lideri M. Papanastabulundurulmaktadır. siu, gazetecilere beyanatta bulun Hint teariî mecliri mtif ve M. Venizelos'un Hanya'da Silma 6 (A.A.) Hint Uşriî mec> irat ettiği nutuktan bahcederek bu lisinin yeni îçtima devresi Hint valii nutkun Yunanistanda dahilî mukaumumUi Lord Willin£ton'un riyaseteleler ilânı mahiyetinde bulundu • ti altmda açılmtş ve umumî vali, ğunu aöylemiştir. memleketin umnmî vaziyeti hakkında mühim bir nutuk söylemiştir. Müıtâman'lar ve Meeun'ler arannda Londra 6 (A.A.) Bombay'dan Times'e bildirildiğine göre S000 Müslüman pazar günü Malesano'da bir «ve iltica etmiş olan 28 Mecusiye tecavüz etmişlerdir. Asayişi iade îçin Masik'den polit takviye kıtaatı gönderilmîştîr. 4 yaralı vardır. DarülfOnun ve geçlikn 4 eylul 1932 tarihli nüshamızda «Çok acı bir levha^ unvanı altında, Darülfünunun 30 ağustos münasebetile mHlî heyecanını izhar etmediğinden bahseden hir yazı ve bir resitn çıkmıştı. Gazetemiz, Türk gençliğinin millî mes'elelerde her vesile ile te zahür eden heyecanına daima makes olduğu için her hangi bir suitefehhüm ihtimaline karşı memnuniyetle beyan eder ki o tprizimiz, Darülfii * nunun idare ve tedris bUnyesine aittîr ve hiç bir temsil salâhiyetini haiz olmıyan beş gencin resminl dercetmekle bütün gençliği kaatetmis değiliz. tarda mı? Dur bakalım. Şimdi ondan bahsetme. Bana kendi elile içirdi. Senin karın olmak stajı yapı yorum, dedi. Muvaffak oluyorsun. Dur daha bakalım. Şu ilk ace milikler geçsin. Ben e\jyelâ rakı sof rası falân beceremem. Hoş iyi ev kadını da değilim. Bir arahk kendimi Vildan'ın iste diği gibi farzetmeğe basladım: Evli olsaydım, bu apartımanda otur saydım, her akşam bu saatte gelseydim, şu divana uzansaydım, Vildan bu sade ev elbisesile ve ağzının ta biî mütemmimi gibi duran bu sade gülüşile başucuma gelseydi, bazan içseydik, bazan konuşsaydık ve »ussaydık... Divana uzandım. Bravo! dedi Vildan. Bana bir kadeh daha içirdikten YunusEmre'nin de mezar taşı Bursa'da bulundu Bursa 6 (Hu. Mu.) Yunus Em re'nin mezar taşı şehrimizde karanhk bir bodrumda bulunmuştur. Taşı bulanlar Ankara müddeiumumi muavinlerinden Fuat, Bursa müddeiumumî muavîni Ferit ve Şevrole'nin Bursa acentası Bürhanettin Beylerdir. Musa Şiirin, resmin, musikinin, hi tabetin günden güne kıymetini kaybettiği bugünlerde, ne gariplovakya % 4 2 sini, Danimarka '. 77 Ankara (Hususî) Ziraat Ve tir ki, ticaret âlemi, resimden, şisini ekiyor (2). kâletinin tekrar ihdasındanberi irden, musikiden, hitabetten i» Millî iktisat zaruretleri bize yuepeyce bir zaman geçti. Bu müddet tifadeye başladı. kariki mukayeselen tamamen olmasa zarfında Vekâletin az çok bir proğHer gün Babıâli yokuşunun baram tnahiyetini haiz bazı tasawurla>ı bile nisbetleri yükseltmek suretile mevkii tatbika koymağa çalıstığı gö lehimize tadil etmeği emretmektedir. şında, küçük isportaıı çorap doZiraî istihsali bu suretle hem rand lu bir ayak satıcısına ra»t geTı rülüyor. Buğday kanunu bu cümleden olduğu gîbi ziraî tedrisatın takviyesi, manı artırarak, hem de ziraat sa hasını genişleterek yükseltn.ek için yorum. Kızgın öğle güneşi altınhayvan ve nebat cinslerinin ıslahı müracaat edilecek vasılalara gelince; da, kızıl saçları ateşte kızarmış gibi tedbirler de bu meyandadır. fikriraizce bu hususta alınacak te' bakır tetler gibi başına dolanmış, Ancak bizim anladığımıza göre birler yalnız teknik tedbirlere /nünbu program daha ziyade mevcuda yüzünden terler akarak, madenî hasır kalmamalıdır. Ziraî istilısalin muhafazaya, ziraatte teknik inkılâ bir sesle müşteri çağırıyor: bugünkü içtimaî bünyesini de az çok bın tahakkuku için elzem olan mo Benim adım elmas!. Bendeğiştirmek, teskilâtlandırmak lâ dern bilğinin teessüsüne matuf bir den ucuz satan bulunmaz!. Alazımdır. Bunun için d«* devlet müdahazırhk programı mahiyetindedir. caksan benden al!. Çünkü sat • halesi sarttır. Devlet ziraî istihsali İklim şartlarının etüdü, cinslerin ve yalnız kârh bir hale sokmakla kalmam çürük mal!... tohucnların ıslahı gibi zamana muhmıyarak onu ayni zamanda millî iktaç işlere şimdiden( başlanılmıs ol İşte, bir şairin kaleminde para tisadın plânlı kuruluşunu kolaylasmakla beraber «ziraî inkılâp» ikinci etmiyen vezin ve kafiye, bir es tıracak şekilde çalıştırmalıdır. Bu da bir merhale telâkki olunmaktadır. nafın ağzında yepyeni bir rek • O halde beklenilen ve istenilen her seyden evvel büyük toprak mii!lâm vasıtası oluyor! kiyetini tedricen devlet elinde topziraî inkılâp nedir? Bu inkılâbı talıyacak bir toprak siyaseti sayesinde Her sabah, köşedeki manavın hakkuk ettirmek için takip oiuna ele geçecek yeni arazi ile mevcut cak sfyaset ne olmalıdır? önünden geçerken, siyah perçem< devlet arazisinde hususî tesebbüs • Bu suallere mes'ul devlet adam leri şakağına dökülmüş kara yalerin ya sermaye noksanından veya larının verecekleri cevaplar bile buğız bir gencin şakrak sesile karbilgisizlikten dolayı rağbet ettne gün için tamamen şahsidir. Çünkü şılaşıyorıım. Elinde bir salkım ühenüz devletin istikbale matuf esaslı dikleri ham madde yetistiren ziraat züm, coşkun bir hatibin serbest •ubelerine şamil büyük ve fennî iş • bir ziraat programı yoktur. Ziraat sahasmdaki devlet faaliyetleri, diğer letmeğe tevessül etmek suretile raüm hareketlerile yolcuları etrafına kündür. sahalarda takip edilen iktisadî politopluyor: Kumtf fabrikalarımızm ham madtika ile, yani devletçilik siyasetile Kmalı kız... Kınalı kız!... tam bir mfltabakat halinde değildir. de ihtiyacı bu hususta kuvvetli bir İzmir'in sümbülü müsün? Zey Sanayide, nakliyecilikte, kredi iş misaldir: Millî kuma; fabrikaları hâlen ihtiyacımızın pek küçük bir beğin pütkülü mütün mubarek?. lerinde müdahalecilik hudutlarını akısmını verebiliyorlar. Yaptıkları ku Mala bak beybaba, mala!. sarak devletçiliğe yükselen iktisat maşlar için kullandıkları mevaddı polhikası, ziraat sahasında ancak tşte, bir aktör ki, ağzı en ra • iptidaiye ise her kumas için muayyen himayecidir. Gerçi hastalıklarla mü* hat bir türkçe ile konuşuyor ve cadele ve cinslerin ıslahı gibi fert bir miktarda merinos yün ipliğidir. Bu yün memleketimizde yetişmediğinden yüzündeki çizgi oyunlan deyme lerin yapamıyacakları Işler de ya hariçten alıyoruz. Kumas fabrika • san'atkârda bulunmaz! pılmaktadır. Fakat bu isler liberal larının millî ihtiyacı karşılıyacak iktisat sisteminde de devlet vezaifi Bir tiyatTo sahnesinde aç kal nisbette tevsii halinde merinos ip * meyanında sayıldığına göre Türkiye mağa mahkum olan bu iıtidat, liklerine olan ihtiyacımız artacaktır. ziraatte de devletçidir denileraez. bir üzüm küfesi önünde rahat raFabrikaların tevsiini muhtaç oldukBinaenaleyh henüz istikameti ve ları yüz binlerce kilo trerinos yünühat ekmeğini kazanıyor! ana hatları belli olmıyan müstakbel nün memlekette istihsaline bırak • ziraat politikatmz hakkında bizim Her akşam, Beyazıt meydanm* mak belki 20 30 sene beklemek söyliyeceklerimiz de sahsî fikirle dan geçerken, allı yeşilli uçurtma demek olur. rimizden ibaret kalacaktır. Yalnız kâğıtları, boy boy bayraklar ve Merinos yününü iplik halinde habilmünasebe şunu kaydedelim ki ziçeşît çeşit fenerlerle süslenmif raat millî iktisadm istrhsal bransla riçten getirmek ise millî sanayi siyaseti rından biri olmak itibarile ziraat si hesabına yarım tedbirdir. Bu itibarla karşıhklı iki piyango bayii önünyaseti de plânlı, yani serbest te merinos koyunlar'nm memlekette de duruyorum. Birinde incetaz t§« üretilmesi mes'elesi devletçi Türkiye'«ebbüs ve »erbest rekabet rejiminin kımı: de ancak devletçilikle halledilebiletesadüflerine terkedilmiyerek tan Kırpiğine sÜTme çek, cek bir ham madde mes'elesidir. Yani zim olunmus bir millî iktisat ta plâKına yak parmağînal devlet boşlukları doldurmak için nın bir cüz'ünü teskü eder. Böyle Kız bu yıl gireceksm sanayide ya^tığını, ziraatte de yapplânlı bir millî iktisat ta ziraat, yeTam gelinlik çağma' nvak TBeoburiyetindedir. tiştireceğî ham maddeler itibarile Türküsünü çağrırken, öbürünBüyük devlet i«letmesi haricinde büyük bir ni»bette sanayie dayan de radyo Karmen'i çalıyor! devletin yapması icap eden diğer ismak mecburiyetindedir. İstfhsal İşte şu ihtiyar kemancıyi, fn ler küçük ve orta çiftçilerin tedarik bransları arasında zarurî olan ahenk edemiyecekleri istihsal vasıtalarını biçare udiyi ömürlerinin son gün ve muvazene ancak bu suretle teessüs (traktör, kombine makineler. . ilâ) edebilir. Binaenaleyh ziraat siyalerinde yarı aç, yarı tok yaşatan mıntaka mıntaka cürraın Utifadesine seti dediğintiz zaman millî iktisadî ruh gıdası musiki, bir ticaret a • bir kül olarak mütalea ve ziraate de amade tutmak ve ayni cins mahsul lerin müstahsillerin< müştereken vc damının elinde ne güzel bir ka.ancak onun bir sube»i nazarile barasyonel bir istihsalde bulunabilmek zanc vasıtası oluyor! kıyoruz. Her gün gazete sahifelerinde. Bu noktayı kaydettikten sonra müs için mecburî mıntaka birliklerine sevkettnektedir. Müteferrik ziraî takbel ziraat siyasetimizin hedefini yıkık duvarlarda gördüğümüz teşebbüsler b'ttabi bu toplayıcı ha • föylece formüle edebiliriz: renkli ve renksiz itânlara gelin Rasyonel bir îstihsal metodile top reketin haricinde kalacaklardır. Bundan baska taşküât içine alınan ce, bunları çizen fırçalar, res raktan azamî surette istifade ederek samm elinde bir f akirin asasındari ziraati, cihan müb&delesine aktif bir veya taşkilât haricinde kalan müs tahsillerin toprak »r.ünasebetlerinden farksızdır. Fakat, işini bilen tücsurette iştirak için kullanacağıauz müteveüit içtimaî vaziyetleri de ayvasrtalardan biri olarak muhafaza car için, taşı elmasa çeviren bir ve tevıi etmekle beraber her »eyden rıca devlet elile ıslaha muhtaçtır. sihirbaz değneğinden daha kıy • Filhakika Anadolu'nun bir çok yerevvel kendi kendisine kifayeti gaye metli! lerinde toprak geliri ya müstahsiiin edinen millî iktisadî bir muvazene Artık, her seyin manası değişen toprak^sahibi olmamasından, yahut unsuru haline getirmek... istihsal masraflarını karşılıyacak na harp sonu dünyasında, şiir, re • Şimdiki istihsal metotlarıımz çok iptidaidir. Randcnan hakkındaki mu kit sermayesi olmadığından dolayı sim, musiki, hitabet te güzel sanortakçılık ve tefecilik yollarile şe kayeseli erkam bunu sarahaten gösatların birer şubesi olmaktan cıkhirlerde oturan büyük arazi sahiptermektedir. Bir hektardan Yuna mış ve ticaretin birer şubesi ol nistan'da 9,3, Bulgaristan'da 13, İ lerile mürabahacıların ceplerine gir~ ialya'da 14, Fransa'da 16, Çekos mektedir. Bir misal: Alaşehir'de köy muştur!. YUSUF ZIYA lovakya'da 17, Almanya'da 21, İngil lünün %60 ı ortakrıdır (3). Halbuk köyün topraktan istihsal ettiği fazla tere'de 23, Danimarka'da 33 kental nin serbest inkisaf ve temayüllerlne kıymetleri bizzat muhafaza ederek buğday alındığı halde biz ancak 6 millî sanayi için alım kudreti yüksek değil, yukarıdanbeı i tasvir ettiğimiz kental alıyoruz (1). Aldığımız mahplânlı devlet müdahaiesine ve bu mübir pazar olması millî iktisat zaru sul ayni zamanda keyfiyet itibarile dahalenin sınıf tezadil» ondan do retlerindendir. Bu da ancak şümullii bozuk ve gayrimütecanistir. ğabüecek cidallere meydan vermiyen bir toprak reformu ve bu reform bir Diğer taraftan topraktan istifade kere yapıldıktan sorra onun netayi aağlam temeline istinat edecektir. tarzımız da kâfi değildir. Toprak • cini muhafaza edebilecek tedbirlerle Çünkü ileri teknik bizde ancak dev larımızın yüzde 32 si ziraate elve let yardımı ve devlet müdahalesile temin edilebilir. rişli olduğu halde biz ancak yüzde bir arada kabili tasavvurdur. Ziraatte teknik inkılâba gelince; (11 Clhan iktısadıyannrta Turkıye, Şev bu inkılâp mübadele münasebetleritşte bize göre istikbalde takibi lâzım ftelen ziraî politikanın çok umu| ket Sureyya. mî bir tasvirle çiıdiğimiz ana hatları (2> Ayni eser 4,8 nj ekebiliyoruz. Halbuki kom bundan ibarettir. AL! SÜREYYA sumuz Yunanistan ' 22 sini, Çekos(3> Ziraat kongıesi raporları. ve kendi de içtikten sonra yanıma oturdu: Ne düşünüyorsun? dedi. Biran için kendimi senin ko can farzettim. Evet? Biran için fena değil bu. öteki anları bilmiyorum. Vildan ellerinin asabiyetine bir iş bulmak için gömleğimüı bir düğmesini cözüyor, tekrar ilikliyordu. Yüzünae baktı: Bu akşam çok yorgunsun! dedi. işte âdeta bir zevce gibi söyledin. Kocasının akşamları arasında mukayese yapmağa muktedir bir zevce. Evet, çok yorgunum. Sinirlerim bozuk. Cebimden küçük bir şişe çıkardım: Bak, daima bu ilâcı yanımda taşıyorum. Son aylarda en küçük şeylerin mânası içimde o kadar büyümeğe başladı ki sıksık çarpıntilarım tutuyor, bazan yerimde duramıyacak, kendimi bir yerlere atacak kadar fena haller geçiriyorum. Bir defa kendimi Yeşilköy'den gelen bir trenden asağı atacaktım. En yakın istasyona kadar zor sabrettim. Kaç defa, kaç defa yollarda, bilhassa tramvaylarda, vapurlarda, meclis lerde, iş başında, evde, yatakta hiç bir sinir hastalığı arazına benzemi • yen garip haller içinde kaldım. Bazan da o oteldeki vaziyetime ben zer haller... Seni o yaptığın son tesebbüs te sinirlendiriyor, değil mi? Bilmiyorum. Bazan ona hiç ehemmiyet vermediğim oluyor. Bunu seninle konuşmak iste rim. Çünkü her tarafta senin evlenmenden bahsediyorlar ve pek çok şey söylüyorlar. Ben bu dedikoduların onüne geçmeğe çalıştım. Gene devam ediyor, fakat. Beni dinle: Gülünç oluyorsun. İtiraf edeyim ki senin bu mes'elen beni çok meşgul etti. Sebeplerini anlatayım. Benim için karışık bir his faciasıdır bu. Yalnız samimî stiyliye yim: Çok üzüldüm, mahvoldum ve «.o» nun hakkında çok esaslı malu mat aldım. Sana anlatacağım. Fakat ben dinlemiyeceğim. Bu işten bahsedilmesi, benim uyumuş ihtiraslarımı bile harekete getirmek. le beraber ekseriya canımı aıkmakla neticeleniyor. İstemiyorum. Peki, fakat, gülünç... Bırak. Hiç değilse şimdi bah • setmiyelim. Bir iki saat geçain. Seviyorsun onu. Elimi ağzına kapadım: Sus, dedim, bunu bana otomobilde de söyledin. Sus, kuzum. Bu kelimeyi sevmiyorum. Alâkalarımı ' zın yüz bin şekline isim bulamıyo ruz ve «sevmek > diyip çıkıyoruz. Onun için ne kadar suiistimal« uğ ruyor bu kelimc. Mabadt var CUMHÜRlYET'in edebi tefrihaMt: 53 Bir Tereddüdün Romanı Peyami Şafa Farzet ki, dedi, aeninle on se aına dalacağım ve kendimi kurtara nedir evliyiz ve hep burada beraber mıyacağım? Bu kadın bu apartımana yaşıyoruz. On aenelik itiyat sana neler ne kadar yaraşıyor! ölüm iştiyakı i!e yerebilirse, kendini onlara malik mücadeleye bundan müsait bina olaIFarzet. Yalnız bir şey müstesna: U maz. Yüksek tavanlardan yağan bir sanç. Fakat yalandır bu: İtiyat bi tek şey var: Can sıkıntısı! zim gibi adamlara usanç vermez, ruh. Vildan elinde büyük bir tepsi ile ları yeknasak adamlara verir. Ondan geldi ve boş masanın üstünü çabucak da korkmam. Derhal bir rakı içer mi doldurdu. Söylenerek çahşıyordu: •in? Hiztnetçiyi savdım. Evvelâ ye~ Hemen odadan çıktı. İşin macera mek odasında içmemizi düşünmüş larafı enteresan olmak lâzımdı; fa tum. Çünkü şu karşiki apartıman beni kat neden şuurumun kapılarına bir korkutuyor. Fakat lâmbaları sönük. sürii nef ret yığılmış olduğunu hisseGaliba yoklar. Birer tane çekelim dediyordum? Neden bana öyle geliyor ğil mi? İstediklerimi getirdin mi? du ki şöyle bir kendimi bırakıvere Evet. cek olsacn nihayetaiz bir can sıkıntı Kâfi derecede mi, fazla mik

Bu sayıdan diğer sayfalar: